16 Mart 2009 Pazartesi

Sevinmek

Gol sevinci de futbol ile beraber gelişmekte aslında. 70'ler, 80'ler ve 90'lardan goller izlediğinizde koşarken aynı anda sıçrayarak, elini kaldırma gibi tekdüze hareketlere sahip sevinmeler vardı herhalde sadece. Bir gün Bebeto yeni doğan çocuğu için yaptığı gol sevinci ile futbol tarihine geçeceğini hatta oyunundan önce bunu insanların hatırlayacağını düşünüyor muydu acaba?



Sonra yakın zamanda kollar iki yana açılmaya, dizler üzerinde kayılmaya, taklalar atılmaya başlandı. Ama içlerinde orijinalleri hep hatırlandı. Zlatan'ın gollerinden sonra kollarını yana açarak yaşadığı sevinç, zamanla yerini ben hep bunları yapıyorum bakışlarına ve kolları açıp olduğu yerde durmalarına bıraktı.



Chevanton ise koşarken kafasına sıkma işareti yapıp birden yere düşme hareketi ile de orijinaldi.



Bresciano ise golden sonra sanki gol iptal edilmişcesine olduğu yerde durup sevinmemesi ile farklıydı. Ama o hareketin dünya üzerinde bir öncüsü, bir üstad'ı vardı ki, o attığı golden sonra yapmaz ise ayıptı zaten.


Shearer sol elini kaldırır, korner direğine kadar gelene kadar koşardı. Raul, sırtındaki 7'i gösterirdi. Pato eliyle kalp yapmakta şu sıralar. Gel gelelim en unutulmaz sevinçlerden birisini Nou Camp'ta 80.000 kişiye sus işareti çeken Batistuta yapmıştı. O hareketin hala taklitleri yapılsa da, en cuk oturanını Semih 122.dakikada Hırvatlara yapmıştı.



Çok sevinç var unutulmaz anlayacağınız. Nihat'ın yatışı, Alex'in tribünlerine koşuşu, Sergen'in parmağını kaldırarak koşuşu, Toni'nin delirdim hareketi gibi... Ama biri var ki, evet o. Hatırlanmaması mümkün değil O'nun.


0 yorum: