12 Haziran 2011 Pazar

Ersan Gülüm iyi ki gelmedi

-Galatasaray’ın yaptığı hiç etik değil.
-Adam Beşiktaşlı!
-Profesyonel olmak lazım.
-Adana Başkanı da piyasayı yükseltmeye çalışıyor!

Türkiye liginin çirkinleşmesiyle, futbolla ilgilenmeyi bıraktığım şu son aylarda, gözüme bazı “transferde etik hareket” görünmez başlıklı durumlar çarptı. Aziz Yıldırım Trabzonla rekabet ettikleri için bu takımdan transfer düşünmemiş, Ersan Gülüm esasen Beşiktaşlıymış da neden Galatasaray bunu bile bile adamı istiyormuş…

Beşiktaş’ta kiralıkken yaşadığı talihsizlik sakatlıktan sonra sezonu kapatan Ersan, bu sezon Galatasaray’ın da transfer listesine girdi. (Yani galiba.) Hatta malumunuz, kulüplerin anlaştığı haberleri de ortada dolanmaktaydı. Beşiktaş ve Adanaspor arasında yapılan sözleşmede her ne kadar Ersan’ın öncelikli satın alma opsiyonu Beşiktaş’ta olsa da, siyah-beyazlı arkadaşlar Ersan’ın Galatasaraylı olma ihtimalinden bir hayli korkmuştu.

Haklılar da. İkinci bir Mehmet Topuz vakasının yaşanması hayli abes olurdu. Fakat #dayanveefsaneolersan nedir? Galatasaray'a hakarettir. Adam sürgüne gitmiyor, silah zoruyla oynatılmayacak, parasını kazanmaya devam edecek. Belki gönlünün geçtiği takımda değil, ama o takıma bir adım daha yaklaşmış olarak.

Beşiktaşlı arkadaşların “efsane” mantığını tartışmak bana düşmez tabii. Sadece yarım dönem forma giyen bi’ adam, sırf Twitter’a Beşiktaş formalı bir fotoğrafını koydu diye birden, Metinler, Feyyazlar, Aliler, Mehmetler gibi efsane olmuş olabilir. Üstelik Adana başkanı da dahil herkes Galatasaray’dan resmi teklif gelmediğini açıklarken, yine Twitter’a “Sizin için direndim ve kazandım” yazıp taraftarın gözbebeği olmuş da olabilir. -Neye direndin, kime direndin, bu da ayrı bi' tartışma konusu.

Üstelik durum şu ki, Galatasaray kulübü Adana’ya resmi olarak bir teklif götürmedi, oyuncuyla görüşmedi. Beşiktaş’ın durumunun netleşmesini bekledi. Ünal Başkan kesinlikle fiyat yükseltmedi. (Adana’nın bu beklentisinin olmasına rağmen.)

Fakat ilginç bi’ şekilde, başta Ersan da olmak üzere herkes Galatasaray’ın her yerde ben Beşiktaşlıyım diyen bir futbolcuyu renklerine bağlayacağını düşündü. Ersan, yaklaşık 'on maç izleyebildiğimiz kadarıyla' iyi stoper, transfer zamanı geldi, Galatasaray'ın stoper (sanırım tek eksiğimiz stoperdi) eksiği olan bi' takım olduğu ortada. Hal böyle olunca transfer dedikodularının dönmesi normal. Sonuç olarak Ersan dört stoperi olan takıma gitmeyi tercih etti, çünkü o renklere bağlıydı, bu da tamam. Peki ama ortada fol yok yumurta yokken bu kadar piyasayı karıştırmak, taraftarları birbirine düşürmek ne kadar doğru, ya da taraftarın bu konudaki tavrı ne kadar akıllıca?

Ben kendi adıma ve çevremdeki insanlara bakarak şunu söyleyebilirim ki, birçok Galatasaraylı, Ersan'ın gönlünün Beşiktaş'ta olduğunu bildiği için Galatasaray'a gelmesini istemedi, siyah-beyazlı kulüp anlaşmanın yapılığı haberini duyurunca da iki taraf da mutlu oldu.

Demem o ki sevgili arkadaşlarım, fanatizm kimliğimizi bir kenara bırakıp sadece yaşananları görsek ve "Biz aldık işte adamı 'koyduk mu?'" tavrından hızla uzaklaşsak, süper ligimiz gelecek sene daha izlenir olabilir. Umarız Ersan da kendi takımında, Beşiktaş'ta mutlu ve başarılı olur, bize de sadece güzel futbolunu izlemek kalır. Ben de bir Galatasaraylı olarak "İyi ki bize gelmedi" diyip, derin bi' nefes alırım.