Bu takıma gidip gelmiş kaç sorunsuz Brezilyalı var merak ediyorum. Kalanlar da çoğu zaman sorun oldu.
Ailton: Schalke'de yaşadığı sorunlardan sonra Siyah-Beyaz'lı takıma geldi. Ki o sezon Schalke adına 14 gol atmıştı. Klasik Beşiktaş transferleri gibiydi. Hep "aşağı" edilmesi gereken adam oldu. "Şişko lan bu" muhabbetleri aldı başını gitti. Bir süre kronik sakatlığı olduğu iddia edildi. Onun fişini çeken konuşma: "Sen git dünya kupasında oyna, cupa sud americana'da oyna, manchester united'la premier ligde oyna..şimde gel, neresiydi? rize stadında oyna". Bunu dediği adam da bir sonraki Brezilyalı Jose Kleberson. Söylerken bayağı eğleniyordu Ailton. Bu arada benim gibi kilolu ve Beşiktaşlıysanız size de birileri "Ailton!" diye hitap etmiştir.
Kleberson: Man U'da sakatlığı nedeniyle yeterince forma şansı bulamamıştı. Evvelinde Paranaense ile şampiyonluğa ulaşmıştı. 2002 Dünya Kupasının sahibi Brezilya Millî Takımında en önemli oyunculardan biri oldu. Teknik direktörü onun için: "Takımın en önemli oyuncusu" bile diyecekti. Man U transferi de bundan sonra gerçekleşti. Ancak başta dediğimiz gibi sakatlıklardan dolayı tutunamadı Man U'da. Beşiktaş'a geldi. Olay üstüne olay oldu, sürekli bir sorun. Psikolojik sorunları falan var denildi, zaten adam da küstü. Beşiktaş'tan kaçışıyla cezaya çarptırıldı.
Oysa ki gelişi ne de güzeldi. Geçen gün Konfederasyon Kupasında Brezilya formasını yeniden sırtına geçirdiğine şahit olduk.
Ricardinho (Rico Paşa): Üst üste 3 Üst düzey turnuvada Brezilya Millî takımının formasını giydi. Brezilyada kaldırmadığı kupa ve almadığı ödül yok. Uluslararası tecrübesi de hayli yüksek. Beşiktaş'a gelişi olay olmalıydı ama yanlış zamanda geldi. "Delgado-Rico yan yana oynar mı?" diye tartışıldı sürekli. Adamı karaladılar sürekli. Aurelio ile kavga etti... Pardon, Aurelio ve yandaşları stad'ın otoparkında adama saldırdı! Aurelio, kendisine ırkçılık yaptığını söylemişti. Ayrıca Rico efendi adamdı. Bu olayın ardından "ben sahada futbolumla cevap vereceğim" dedi; veremedi. "
Disiplinsiz" davranışlarından dolayı kadro dışı kaldı. Biz bunu da yedik. Daha kötüsü Delgado'ya tanınan şans bu adama tanınsaydı ne olacaktı onu hiç bilemedik. Adam Brezilya millî takımında "10" numarayı giydi; Beşiktaş'ta giyemedi Delgado sayesinde. Tamam Delgado daha genç ancak takımda bir "denge" yaratılabilinirdi.
Mert Nobre: Fenerbahçe'de Alex'ın beslediği adamdı. O sistemde öyle bir yeri vardı ki Anelka
yedek kalıyordu, bazen de kanat oynuyordu. Emre Aşık Beşiktaş forması giydiği zamanlarda, Nobre Fenerbahçe forması giyiyordu. Erman'ın sözleriyle
"basur" kontrolü yedi sahanın ortasında. Daha sonra Beşiktaş'a geldi ancak eskisi kadar golcü olamadı. Takımda kalması için tek neden "Türk" olması ve inanılmaz maaşı. Şu anda Beşiktaş'ın ileri hattı: Nihat, Batuhan, Bobo, Holosko ile yeterli güce sahip. Geçen sezon Figer yine attı çalımını ve manyak bir maaşla Nobre'yi Beşiktaş'a bağladı. Oyunu hakkında bir şey demeye gerek yok. Biraz kazma olsa da hem bitirici hem de mücadeleci yanı yüksek. Pas vermeyi bilse ve biraz daha soğukkanlı olsa ön libero için ideal adam.
Son olay adam ise Bobo. Hakkında bir şey demeye gerek yok, daha unuttuğumuz bir şey de yaşayamadı. Genç yetenek olarak geldi, patlama yapacak dendi; yapamadı. Her türlü tecrübe kazandı. Kupa kazandı, şampiyonluk yaşadı; kaleye bile geçti! Beşiktaş forması altında bir özel maç için Brezilya Millî takımına davet edildi ancak öyle kaldı. Şampiyonlar Ligine gidecek Beşiktaş için olmazsa olmaz adam. Bu sezon yine ona güveniyor Beşiktaş. Satılmaması lazım. 4 sene sonra büyük bir turnuvada kendisini görürsek hoş olmaz.