4 Temmuz 2009 Cumartesi

Mansız Geri Döndü ||| Dövmesinin Sırrı



İlhan Mansız'ın dövmesini anlayan var mı? Yani kısacası Roma Rakamı okumayı bilen?

Ben de üçü-beşi okuyorum diye Roma Rakamlarından anlıyorum zannederdim. Bu kadarını okumak kısmet olmamış demek ki hiç.

Bu rakam neye denk geliyor? İnternette bir kaç yerde "Roma Rakamı Çeviricisi" buldum onlar cevap olarak "93" verdi. -93 ne ola ki?-

Yardımcı olabilecek olan? Zannedersem "XVIIILXXV" yazıyor. Ne ki bu? Şu dövmenin "sırrını" merak ettim. Vardır İlhan'ın bi' bildiği. Öylesine bir sayı değildir.


Ekleme: Adsız arkadaşa teşekkürler. Kendisi şifreyi çözdü (:

10 ağustos 75 çıkıyor parçalara ayırırsak: X-10 VIII-8 LXXV-75.
Muhtemelen doğum günü.

Wikipedia'dan doğruladık efendim, doğumgünüymüş.

Türk Futbolu İçin: Kaldırın Şu Kontenjanı !!!




Türk futbolunun gelişmesinin önündeki en büyük engellerden birini yabancı kontenjanı bence. Çoğu kişi olaya "yabancılara yönelme arttıkça Türk futbolcuları arka planda kalıyor" diye bakıyor. Bir yerde doğru sayılabilir ancak olaya daha geniş ve "derin" bakarsak kontenjan gelişmede bir engel.

Olayı vasat Türk futbolcuları yönünden bakalım. Örnek olarak futbolcumuz hayali kahraman "Osman" olsun.

Osman vasatın biraz üzerinde bir futbolcu. Genç yaşta Anadolu kulüplerimizden birinde yakaladığı çıkışla üç büyük kulüplerimizden birine transfer olur ve sırtına formayı geçirir. Bu büyük kulübümüzün sahada 6 yabancı hakkı var, iki tane de kulübede. İkisi defans, ikisi orta saha ve ikisi de forvet olmak üzere bu kulübümüz yabancı hakkını dolduruyor. Bizim vasatın üstündeki oyuncumuzun ise kafası rahat artık. Nasıl olsa kontenjan kuralı kalkmadığı sürece (ya da +2 saçmalığı) yerine yabancı oyuncu gelemiyor, yerli alternatifi zaten takımda yok. Osman bu rahatlıkla kendini geliştirmek adına pek bir şey sergilemiyor, sergilemesine gerek kalmıyor.

Kim bilir kaç tane "Osman" bu yerli statüsü sayesinde potansiyelini gösterme gereği duymadan yıllarca alternatifsiz oynadı ve "vasatın biraz üstünde" kaldı?

Oysa ki kontenjan olmasa ve Osman, yerine transfer edilen yabancı oyuncu ile forma yarışına girse daha iyi bir oyuncu olabilecekti ve takımına katkılı olacaktı. Bu "Osman"lar sayesinde Türk futbolu gelişim adına ilerleme gösterecekti.

Tabii olayın bir yönü de Anadolu kulüpleri. Büyük takımlar daha kolay yabancı transferi yapabilecek ve Anadolu kulüpleri arasındaki fark açılacak diyoruz. Peki şu an Anadolu kulüpleri ile Üç Büyükler arasındaki fark az mı?

Türkiye'ye getirelecek olan yabancı futbolcular uzun vadede ülkenin reklamını arttıracak ve Anadolu kulüplerimizin önündeki yabancı transfer etme zorluğu da azalmayacak mı? Uzun vadede her türlü kazanırız bence.

Kısa vadede zorluklar olacaktır ancak uzun vadede düşünürsek Türk Futbolcuların gelişimi adına yabancı sınırlaması bir engeldir, öyle kalacaktır. Korkaklığı bir kenara bırakalım ve şu kontenjanı kaldıralım artık!

Tomas Zapotocny #2



Ah ulan ah gidiyor bizim Sarı...

Zapotocny;

Penaltı kullanacak takımda belki de en son aklımıza gelecektin. Kritik bir maçta (Kocaeli Deplasmanı) attığın penaltıyla hatırlayacağız seni. Biraz da, sen topun başına yönelince "N'oluyoruz lan" dediğimizden aklımızda iyice yer ettin.

28 yaşında olmana rağmen eksiklerini görüp onlar hakkında kendini geliştirmeni takdir etmiştim kendince. Bunlarla aklımızda kalacaktın.
İşte işin güzel yanı bu. Zapo bunun farkında. 28 yaşına gelmiş bir futbolcu kendini daha ne kadar geliştirebilir bilmiyorum ama çalışması bile takdire değer.
demiştim senin için ta ne zaman.

İlk müdahalelerin sarı adamı; Bir senede çok sevdik seni. Şampiyonluk kutlamalarındaki coşkunu, kupaya giden yolda yedek kaldığın maçlarda bile yaşadığın gol sevinçlerini unutmayacağız. Yolun açık olsun...

3 Temmuz 2009 Cuma

Arda Üzerinden Siyaset


Eskiden adetti. Birisi birşey yapınca konusu ne olursa olsun ünlü olmak adına Hülya Avşar'a sallardı. Gündeme oturur ve yok olurdu tabi. Basın olayı bıraktı, eski isimler sardı buna.

Ümit Karan, Hasan Şaş ve Necati açıklamalarında sonunda Arda'nın ve Sabri'nin durumunun kendileri gibi olacağını söylemekte. Sabri'yi bilemem ama Arda sizin gibi olmaz. Olamaz.

Galatasaray camiası özellikle Adnan Polat içerisine girdiğinden beri temizliğe girdi. Temizliğin nedeni açık, net, belli. Galatasaray'da sahada ayaklarından çok, saha dışında çenesi çalışan adamları yollamak amaç! Bu isimler de yabancı değil. Bu isimleri camia aptal mı durup dururken yollamak istesin? Hem de onca başarının ardından.. Ankaraspor maçında boş Lincoln'e pas atmayan Hasan'ın durumu gibi, Ümit'in sıfır golle sezon kapaması gibi su yüzüne vuran nedenlerden sonra bu temizlik yapılıyor. Yeni bir hava aranıyor yani. Profesyonelliği 1.sırada olan bir takım amacında Galatasaray. Liseli havası 1.sırada olan değil. Hocanın 1.sırada olduğu bir takım yani... Oyuncuların değil...

Arda, Iniesta, Xavi, Ayhan


Keita, Galatasaray kadrosuna girdiği andan itibaren kafamda 4-3-3'ün orta 3.sünü düşünüyorum. Hani Barça üzerinden gidersek Toure - Xavi - Iniesta'nın Iniesta'sını. Galatasaray tabii bu ayarda bir adamı bulamaz. Elindeki kadrodan da 2 isim buranın adayı. Ayhan Akman ve Arda Turan.

Arda'nın o mevkii'ye çekilmesi halinde kanatlardaki etkinliği gibi bir etkinlik olmayacaktır. Daha çok orta sahaya yardıma gelen, Ayhan'ın teknik versiyonu olacak yani. İspanya maçında attığı gibi arapaslarını bu kez daha kısa mesafeden ve çabuk vermek zorunda kalacak. Yani tek, kısa, hızlı paslar ile. Keita'dan Kewell'a tek pasla dönebilecek bir adam olmalı ki, bunu yapabilecek kapasitesi de, yeteneği de var. Ama bir sorun, Arda'nın buralarda maçlarda çok kayboluyor olması. Bir avantaj ise, Arda'nın savunmaya çok desteğe gelmesi. Ayhan gelince ise, arkasındaki ikili Barış veya Mustafa ve Topal olacak. Bu durumda Arda sola, Keita sağa geçince Kewell'ın yeri sıkıntı. Bu 3'lünün Ayhan oynaması durumunda birisi yedek kulübesinde kalacak. En makûlü Arda'nın bu ikili önünde olması gibi. Bu durumda da Arda'nın tek topunu, tek pasını geliştirmesi gerekiyor.

Neticede olay Hollanda'lı da bitiyor.. Karar ve taktik onun. Ama Arda'nın arkasında Ayhan, Arda adına hep faydalı olmuştur. Arkasından iten bir adam, Arda için faydalı haliyle. Hollanda'lı düşünsün artık Xavi ve Iniesta mevkiilerinin adamını...

Cisse Marsilya'da!




Resmi sitede açıklama yapılmış. Açıklama tam olarak ne onu bilmiyoruz ama prensipte anlaşıldı herhalde.

Beşiktaş ve Brezilyalılar





Bu takıma gidip gelmiş kaç sorunsuz Brezilyalı var merak ediyorum. Kalanlar da çoğu zaman sorun oldu.


Ailton: Schalke'de yaşadığı sorunlardan sonra Siyah-Beyaz'lı takıma geldi. Ki o sezon Schalke adına 14 gol atmıştı. Klasik Beşiktaş transferleri gibiydi. Hep "aşağı" edilmesi gereken adam oldu. "Şişko lan bu" muhabbetleri aldı başını gitti. Bir süre kronik sakatlığı olduğu iddia edildi. Onun fişini çeken konuşma: "Sen git dünya kupasında oyna, cupa sud americana'da oyna, manchester united'la premier ligde oyna..şimde gel, neresiydi? rize stadında oyna". Bunu dediği adam da bir sonraki Brezilyalı Jose Kleberson. Söylerken bayağı eğleniyordu Ailton. Bu arada benim gibi kilolu ve Beşiktaşlıysanız size de birileri "Ailton!" diye hitap etmiştir.




Kleberson: Man U'da sakatlığı nedeniyle yeterince forma şansı bulamamıştı. Evvelinde Paranaense ile şampiyonluğa ulaşmıştı. 2002 Dünya Kupasının sahibi Brezilya Millî Takımında en önemli oyunculardan biri oldu. Teknik direktörü onun için: "Takımın en önemli oyuncusu" bile diyecekti. Man U transferi de bundan sonra gerçekleşti. Ancak başta dediğimiz gibi sakatlıklardan dolayı tutunamadı Man U'da. Beşiktaş'a geldi. Olay üstüne olay oldu, sürekli bir sorun. Psikolojik sorunları falan var denildi, zaten adam da küstü. Beşiktaş'tan kaçışıyla cezaya çarptırıldı. Oysa ki gelişi ne de güzeldi. Geçen gün Konfederasyon Kupasında Brezilya formasını yeniden sırtına geçirdiğine şahit olduk.


Ricardinho (Rico Paşa): Üst üste 3 Üst düzey turnuvada Brezilya Millî takımının formasını giydi. Brezilyada kaldırmadığı kupa ve almadığı ödül yok. Uluslararası tecrübesi de hayli yüksek. Beşiktaş'a gelişi olay olmalıydı ama yanlış zamanda geldi. "Delgado-Rico yan yana oynar mı?" diye tartışıldı sürekli. Adamı karaladılar sürekli. Aurelio ile kavga etti... Pardon, Aurelio ve yandaşları stad'ın otoparkında adama saldırdı! Aurelio, kendisine ırkçılık yaptığını söylemişti. Ayrıca Rico efendi adamdı. Bu olayın ardından "ben sahada futbolumla cevap vereceğim" dedi; veremedi. "Disiplinsiz" davranışlarından dolayı kadro dışı kaldı. Biz bunu da yedik. Daha kötüsü Delgado'ya tanınan şans bu adama tanınsaydı ne olacaktı onu hiç bilemedik. Adam Brezilya millî takımında "10" numarayı giydi; Beşiktaş'ta giyemedi Delgado sayesinde. Tamam Delgado daha genç ancak takımda bir "denge" yaratılabilinirdi.

Mert Nobre: Fenerbahçe'de Alex'ın beslediği adamdı. O sistemde öyle bir yeri vardı ki Anelka yedek kalıyordu, bazen de kanat oynuyordu. Emre Aşık Beşiktaş forması giydiği zamanlarda, Nobre Fenerbahçe forması giyiyordu. Erman'ın sözleriyle "basur" kontrolü yedi sahanın ortasında. Daha sonra Beşiktaş'a geldi ancak eskisi kadar golcü olamadı. Takımda kalması için tek neden "Türk" olması ve inanılmaz maaşı. Şu anda Beşiktaş'ın ileri hattı: Nihat, Batuhan, Bobo, Holosko ile yeterli güce sahip. Geçen sezon Figer yine attı çalımını ve manyak bir maaşla Nobre'yi Beşiktaş'a bağladı. Oyunu hakkında bir şey demeye gerek yok. Biraz kazma olsa da hem bitirici hem de mücadeleci yanı yüksek. Pas vermeyi bilse ve biraz daha soğukkanlı olsa ön libero için ideal adam.


Son olay adam ise Bobo. Hakkında bir şey demeye gerek yok, daha unuttuğumuz bir şey de yaşayamadı. Genç yetenek olarak geldi, patlama yapacak dendi; yapamadı. Her türlü tecrübe kazandı. Kupa kazandı, şampiyonluk yaşadı; kaleye bile geçti! Beşiktaş forması altında bir özel maç için Brezilya Millî takımına davet edildi ancak öyle kaldı. Şampiyonlar Ligine gidecek Beşiktaş için olmazsa olmaz adam. Bu sezon yine ona güveniyor Beşiktaş. Satılmaması lazım. 4 sene sonra büyük bir turnuvada kendisini görürsek hoş olmaz.


2 Temmuz 2009 Perşembe

Keita Galatasaray' da!


Evet yönetimin bir güzel olayı daha aslında. İyi bir oyuncu aldığımıza kanaat getiriyorum lakin, içimden bir his bu transferin akabinde Kewell yahut Arda' nın takımdan ayrılacağını söylüyor. Umarım böyle bi şeyle karşı karşıya kalmayız.


Hissiyat kısmı bir kenara bırakırsam da; tam Rijkaard ın istediği tarzda bir oyuncu olduğunu düşünüyorum. Çünkü hani haftalardır süre gelen 'Galatasaraydaki Portakal' esk sistem blaa blaa

' ları var ya, işte o sisteme biçilmiş kaftan bence Kader Keita.


Yine de son tümce; teşekkürler yönetim.

Gökhan Zan'ın Ardından Beşiktaşlı Futbolcular



Hepsi çok mutlu ve beni tebrik ettiler.

"Eski takım arkadaşlarınla Galatasaray’a transfer olduktan sonra konuştun mu?" sorusuna cevabı Gökhan Zan'ın. Adam istemeden de olsa ne demiş yahu. Bi' adam gidince takım arkadaşları mutlu mu olur?

O değil de Emre Aşık+Zan tandemi bence tarih yazar. Bir maçta hem kırmızı karttan eksik kalma hem de pozisyon hatasından gol yeme ihtimali yükseltilir mi?

Bu ikisinin de yanına Servet lazım.

Not: GS TV röportajının devamını her yerde bulabilirsiniz.

1 Temmuz 2009 Çarşamba

Yürü Be Topuz!

Herkes bilir ki diğerleri F.Bahçe'den sonra gelir

Fenerbahçe apayrı. Büyük bir kulüp. Yaşanan olaylardan ötürü buraya gelirken bir çekincem oldu. Ama Aziz Başkan'la görüştükten sonra rahatladım. Bana herkesin hata yapabileceğini söyledi. Bu beni çok rahatlattı. Şimdi artık asıl amacım maçlar başladıktan sonra kendimi göstermek

Taraftarlarımız bana büyük bir güven verdi. Ayrıca Aziz Başkan'ın da çok büyük desteğini gördüm ve bana güven verdi. Aziz Başkan, bana bir baba gibi yaklaştı ve destek verdi. Bu desteği boş çıkarmayacağım

Mehmet Topuz Fb Aylık Dergisine döktürmüş.

Yürü be oğlum! Kim tutar seni!

30 Haziran 2009 Salı

İnsan Üstünde Oturduğu Yerden Haber Yaparsa !




Evini değiştirme talebiyle yönetimin kapısını çalan Arjantinli’nin kullandığı konuta büyük zarar verdiği öğrenildi. Eşyalı olarak kiralanan villada ev sahibi tarafından 35 bin TL’lik hasar tespiti yapıldı. Evin perdelerinin artık kullanılmaz hale geldiği, ayrıca bazı eşyalara ise Bobo’nun köpeğinin ciddi zararlar verdiği belirlendi. Yönetim ev sahibi ile anlaşma zemini ararken, Brezilyalı futbolcunun ise bu hasarları kabul etmemesi, olayı farklı bir boyuta taşıdı. Ayrıca Sambacı’nın aracıyla defalarca köprü ve otobanlardan kaçak geçtiği, bu nedenle de yüklü bir cezanın kesildiği ileri sürüldü. Faturalarla problemi gözlenen (!) Bobo’nun bu tip başka vukaatlarının da olduğu kaydedildi.

Arjantinli, Brezilyalı, Sambacı= Bobo ???

Yönetim anlaşma zemini araması da ilginç. Hasarlara karşılık bonservisini verirler herhalde.

Faturalarla problemi gözüken Bobo'nun bu tip başka vukuaat da varmış... İşte bu cümleye biterim ben hacı. Ne o, söylemeye kıyamadınız mı? Tehdit mi ettiniz? Hay Allah'ım ya...

Haberin Aslı

29 Haziran 2009 Pazartesi

İki Kıro ||| Ronaldo & Figo

C Ronaldo (Küçük Kıro) ve Luis Figo (Büyük Kıro)...

İkisinin de kıro olması dışında birçok ortak noktaları var:

1- İkisi de Portekizli. (Portekizli antipatisi var bende bunlar yüzünden)
2- İkisi de Sporting CP'den çıkma.
3- İkisi de Real Madrid formasına kavuştu. Gerçi küçük kıro bir İngiltere macerası yaşadı ancak büyük kıro Barcelona macerasıyla bu açığı kapattı.


4- İkisi de yüksek transfer ücretleriyle konuşuldu.
5- İkisi de "7". (Büyük Kıro Madrid'de 10 numarayı giymişti)
6- İkisi de Millî takım kaptanlığı yaptı.
7- İkisinin de iğrenç jöleli saçları sinirlerimi bozsa da gençlik halleri daha beter!

Kurcalansa daha çok benzerlik bulunabilir.







Son olarak:

Şu herifi bi' bana verseler de evire çevire dövsem ya (:






Gündem Derlemesi




Hepimiz aslında bazılarını biliyoruz ama son gelişmeleri bir yazıda toplayalım dedik:

- Marsilya Servet'ten vazgeçmiş deniliyor. Bedavaya alınan G. Zan yedek kalır bence Emre-Servet'in arkasında. Tabii Galatasaray o kadar maaş verdiği adamı yedek bırakırken zorlanacak ama Emre daha kaç sene oynar ki?

- Beşiktaş Ferrari ile büyük oranda anlaştı. Genoa'nın yeni bir defans oyuncusu transfer etmesi de buna işaret.

- Lincoln yine kaybolmuş.

- İsmail Köybaşı= 2.5 Milyon € + Serdar Kurtuluş + Kiralık Zapo ... Ortasahada oynatılmaktansa sağ bekte oynatılcaksa Serdar isabet olmuş. Bunu Beşiktaş adına değil de kendi adına söylüyorum. Adamın kariyeri bitiyordu Beşiktaş'ın sağ bek mevkisindeyken. Antep Murat Ceylan'ı elden çıkartırsa Serdar'ı orta sahada oynatır. Bu sebepten Murat Ceylan'ın transferinin gerçekleşeceğine daha çok inanıyorum. Pazarlıklar devam ediyor olsa gerek.

- Fenerbahçe Vargas'a servet yatırmış. Fiorentina Drenthe'yi alırsa satacakmış.

- At Fink'e!

- Hasan'dan sonra Ü. Karan da ayrıldı Galatasaray'dan. Arkasında bir çok borç bıraktı deniliyor. Galatasaray adam alırken büyük başarılara imza atıyor gerçekten; aynı başarıyı adamları elinden çıkartırken yapamıyor. Bi'-iki sene sonra toplu bir şölenle falan gönlünü alacaklar herhalde. Yoksa bu iş "vefasızlık" oluyor gibi.

- Mevlüt 8 Milyon'a Paris'e doğru yol aldı. Umarım yedek kalıp çürümez.

- Daum İstanbul'a bilmemkaçıncı kez dönmüş. Aragones'le karşılaşmaları ilginç olacak.

- Barça Villa için 40 Milyon + 2 futbolcu düşünüyormuş.

- Vuvuzela...- Pardon, Konfederasyon Kupası Brezilya'nın.

- İngiliz kulüpleri Ribery için kapışıyor. Chelsea ve Arsenal son haberlere düşen takımlar. İçimden bir ses Man U diyor.

28 Haziran 2009 Pazar

Bana Kaderimin Bir Oyunu mu Bu?


Bir santrafor düşünün, oyuna 2.yarının sonlarına doğru Fernando Torres'in yerine giriyor, takımı o sırada maçta 1-0 geride, takımının o dakikadan sonraki tek gol umudu oluyor, maçın 88. dakikasında takımını ipten alıyor 1-1 yapıyor, 89.dakikada harika bir gol atıyor ve durumu 2-1'e getiriyor, rakip takım seyircileri evinin yolunu tutmaya başlıyor, kimisi son çare ellerinde tuttukları İncil'e sarılarak dualar ediyor, son dakika, son topta rakip, Iker Casillas'a 35m'den hem de frikikten çakıyor ve maçı 2-2'ye götürerek maçı uzatıyor. Rakip takımın futbolcusu bir anda öne çıkar iken, olan ise bizim santrafora oluyor. Daniel Güiza'dan bahsediyorum. Son düdükten; 5 dakika önce yenik olan takımın oyuncusu, 4 dakika önce maçı uzatmalara götüren adam, 3 dakika önce maçın ve günün kahramanı, 2 dakika önce savunmasına gelen adam, 1 dakika önce frikik uzaklaştırmak için savunmasında bir adam, son düdük çaldığında ise uzatmaya gitmiş bir maçın futbolcusu. Futbol bu yüzden güzel.

3-2 biten maç sonrası, maçın adamı ise İspanya'nın 3.golünün sahibi Xabi Alonso oluyor bu arada.

Mobilet ve Karaağaç.


Bay Kerahet arkadaş, Hatay motifleriyle süslenmiş bir Galatasaray' lının duruşuna ilişkin post girince, başka bir hemşerim olan İsmail Köybaşı ve İsmail Köybaşı' nın yaşadığı vilayet üzerine yazmadan kendimi alamadım.


Bu çocuğu ilk olarak Galatasaray - Gaziantepspor maçında izleme şansı bulmuştum. Hızlı filan bi şey, tekniği de iyi. Ve bir de Selçuk İnan ile aynı yerden çıkma. Bunun ötesinde çıktığı yerde akranlarının hayatı aynı koyduğum fotoğraftaki gibi geçmektedir emin olun. Kıssadan hisse; İsmail Köybaşı, Karaağaç ın figürüdür!


Neyse, bu olayı şöyle özetleyeceğim. Dün gece ismini vermek istemediğim öbür bir yazar arkadaş ile bir mekanda otururken bu ismini vermek istemediğim öbür yazar arkadaş bir tümce sarf etti; "eğer bu mobilet, İtalya da çok kullanılan bir şey ise; emin olun Karaağaçta İtalyadakinin 4 katı daha çok mobilet vardır" vallahi bu ismini vermek istemediğim öbür yazar arkadaş doğru söylemekte.
Ve ben idda ediyorum ki, kesinlikle Selçuk İnan' ın da mobileti vardır!

Villarreal'den Nihat Açıklaması & Osmanlı




Google Translate sağ olsun anlayacağımızı anladık. Şu zamana kadar şu maçlarda bizim için oynayan Nihat'a teşekkürler, iyi şanslar...

Rakam konusunda onlar da bir açıklama yapmamışlar ama artık daha rahat "hayırlı olsun" denilebilir.

Ama bir Osmanlı muhabbeti dönüyor yazıda anlamadım. Sitenin sadece İspanyolca versiyonunda bu haber olduğundan ne demek istediklerini anlayamadım.

Biri aydınlatsın beni.


Villarreal CF ve Beşiktaş Nihat ile anlaşma

Bu forvet önümüzdeki sezon, Türk takımında oynayacak
Villarreal, bu Beşiktaş oyuncu Nihat Kahveci ve şimdi forvet Türk Osmanlı ayarlamak önümüzdeki sezon bu oyun bir anlaşma geldiniz. Nihat olan 62 Lig maçları, 4 Kupası, Intertoto, 4, 6 ve 4 UEFA Champions tartışmalı sahip üç kampanyalar için sarı Jersey savundu vardır.

The club teslim oyuncu, adamış ve rengi yeşil taahhüt teşekkür etmek ve istekleri de onu futbol kariyerinde iyi şanslar diledi.