6 Haziran 2009 Cumartesi

Rijkaard ve Galatasaray.


Bu olayı ilk öğrendiğim an verdiğim tepki aynen şu olmuştu. "Zambrotta ile oynarken şimdi Sabri ve Serkan Kurtuluş bek adamları"
Aklıma gelen ilk şey bu olunca tabi Rijkaard ın kariyerini düşünüp, Galatasaray macerasını da pembe bi düzlemde düşlemektee pek doğru değil. Fakat bildiğim bir şey var ki, benim için Rijkaard' ın Galatasaray' da elde edeceği bir lig şampiyonluğu, kariyerindeki Barcelona ekseriyetli başarıların kat be kat daha mühim.
Bunun akabinde, şahsen bana kalırsa, Lucescu ya da ne bileyim Daum gibi kendi oyunlarını yaratmış, sahaya çıkarttıkları takımlarının iyi ya da kötü bi karakterleri olan bir hoca takımın başına gelse idi, daha Galatasaray' a yaraşır olacakmış gibi geliyor nedense. Rijkaard ın görümde, ne kötü ne de iyi bi pahası yok şimdilik.

Taklitçi Olmayın Kendiniz Olun || Guardiola


Türk Tv'lerinde adettir. Yeni bir yapım, proje başarılı olunca benzeri 288 tane yapım sunulur. 2 amacı vardır bunun. Ya daha iyisini yapar, böyle bir yapıma kabul diyen seyirciyi çekersin ya da izleyenleri parça parça çeker yapımın reytingini düşürürsün. 2 türlü de amaç rakibi düşürmektir. Neticede sonuç eline yüzüne bulaştırmaktan öteye gitmez...

Dünya yeni bir futbol akımının peşine takıldı gidiyor. Barcelona ve Pep Guardiola. Artık yeni strateji bu. Takımın başına eski bir futbolcuyu getir ve ondan başarı bekle. İş onlar için bu kadar basit. Aynı Tv programları gibi. Hazıra konmak amaç. Peki "Guardiola Barça'sının Guardiola eseri olan kısmı ne kadar?" sorgulamasını yapmak bu kadar zor mu? Aslında zor. Çünkü o kısım açıldığında işin çok derinlere indiği görülmekte. Cruyff, Barcelona'nın silindir halinin temelini attı. Rijkaard ise o temelin üzerine güzel bir bina çıktı. Kaba inşaatta işçileri yan çizince ustabaşı gönderildi. Yeni ustabaşı Pep ise önce işçilerin çıbanbaşlarını yolladı. Sonra kaba inşaatı bitirip, binanın incelerini, dış cephesini, boyasını, elektrik, su tesisatını Pep çok güzel yerleştirince gözümüze o muhteşem bina göründü.

Şimdi ise moda Pep taktiği. Bu teknik direktör hamlelerini yapanlar, Pep'in bu işin tek mimarı olduğu inancında. Ama Pep, projesini, aşamalarını çok iyi takip ettiği bir inşaata geldi ustabaşı oldu. İyi usta oldu hemde. Yıllardır futbolcu ve altyapı antrenörü olduğu Barça'da A takıma geçti. Milan, Juventus ise bu aşamadan geçecek. Galatasaray ve Bayern Münih başarısız oldu bu hamlede. Rıza Çalımbay Beşiktaş'ı da. Başarısızlık örneği çok. Nedeni açık çünkü. Sistemsiz çalışma. Başarı nedeni de açık. Sistem.

Tadilat Duyurusu!




Biraz önce bulduğum kalıbı "siteye yerleştireyim bi' bakayım nasıl olacak" derken blog'a zarar vermiş bulundum. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar "görüntü"de bozukluklar yaşanabilecektır ancak sonucunda yeni bir tasarımla karşınızda olacağız.

"Biz"li konuştuğuma bakmayın blogger arkadaşlarımın henüz haberi yok. Onlara da süpriz olacak, kusura bakmasınlar artık.

Topuz Meselesine Son 2-3 Cümlem


Transfer olayından çıktı mevzuu. Benim takılmam "Doğuştan Beşiktaş'lıyım" tarafınaydı. Komik geliyordu bana, çünkü Topuz geçmişte "Üç Büyükleri tutmadım. Doğuştan Kayserispor'luyum" demişti.

Kendi ağzından okuyalım isterseniz;

-Futbolculara hep tuttuğun takım var mı diye sorulur. Futbolcular da 'küçükken bir takım tutuyordum ama artık profesyonelim, tutmuyorum'diyor.
Yok, ben şöyle söyleyeyim, benim abim Kayserispor Taraftarlar Derneği'ndeydi. Benim de elimden tutardı ve küçük yaşta maçlara götürürdü. Deplasmanlara bile götürürdü. Kayserispor aşkıyla büyüdüm. 1996 senesiydi diye hatırlıyorum, ilk maçıma çıktığımda stada çok değişik geldi bana. Hayal kursam imkansız gibi gelirdi bana. Kayserispor tribünlerinde ben taraftarken, bir gün baktım onlar beni seyrediyor. Düşünsene... Bana çok değişik gelmişti. O anı hiç unutamamam.. Saha yemyeşil ve cennet gibi birşeydi.

-Sen Kayserispor taraftarısın ve 3 büyüklerden hiçbirini tutmadın yani.
Yok tutmadım. Küçük yaştan beri, kendimi bildim bileli hep Kayserispor'un maçlarına gidip geldim. O yüzden Kayserispor'luyum.

-Peki 3 büyüklerden hiç sempati duyduğun oldu mu?
Sempati duyduğum derken, Avrupa Kupalarında oynarlarken herkes gibi ben de onları tutuyorum. Sempati olarak sadece bu oldu.

ilgili link; http://www.ligtv.com.tr/LigTvComTrOzel.aspx?r=1&hid=19102&p=6

Daha da bu olay ile ilgili yazmam. Kime gittiği de önemli değil benim için. İsterse şu saatten sonra Manchester alsın. Bu adamın gömlek gömlek üstünde kaliteye sahip adamları bu paralara getirebilecek iken, hatta kulübüne para vermeden getirebilecek iken, bu adamın gündeme oturması hatta 2 camianın da birbirine girmesi çok saçma. Sanırsın takımlarını bu adam kurtaracak. Bu adamın 3 büyüklerdeki futbol hayatı başlamadan bitmiştir benim gözümde. En azından vereceği katkı olarak.

Büyük Usta sen de nur içinde yat emi..! Şaka maka da cidden adamı Fener kaçırdı ya:/

İyi Bir Uykuyu Hakettin Haldun Üstünel


Basın toplantısındaki duruşu, fotoğraflardaki halleri, herşeyi ile inanılmaz bir yorgunluğu olduğu kızarmış gözlerinden, artık beyazlamış suratından okunuyordu. 4 gün boyunca Madrid'de kamp kurdu. Bütün gecesi, akşam üstünden itibaren Rijkaard mesaisi ile geçti. Uçak yolculuğu yaptı. Sonra havaalanına indi. Kalabalık da bir o kadar yordu. Kalabalığı da kendisi yardı. Akşam ise basın toplantısı, imza, yoğun ilgi. Yorgunluktan zor duruyordu masada.

İyi bir uykuyu hak etti bu gecelik. Yarına Galatasaray camiasının beklediği 2 transfer haberi için tekrar çalışmaya başlayacak...

5 Haziran 2009 Cuma

Sahaya Yarıçıplak Giren Taraftar


Lan denyo, Fransa - Türkiye maçında sahaya yarıçıplak girdin de ne oldu? Sahaya meşale, şişe, ot, ıvırzıvır attın da ne geçti eline? Kime hizmetiniz? Kime ne ispatlama amacınız? Ne kadar gerizekalı bir millet olduğumuzu mu göstermeye çalıştınız? Yarın öbür gün senin kadar aptal arkadaşlarına bunun övüncü ile hava mı atacaksın be gerizekalı adam.

Peki biz ekran başında maç değil de aptal reklamları izleyen insanların sana ettiği küfürler, höykürmelerin sana girdiğini hissetmiyor musun? Hem Fransa ile ne dostluk maçı ki bu? Bir kanadın Sabri, diğer kanadın özel maçta oyundan atılan Üzülmez. Neye hazırlık? Böyle mi hazırlık? Trt desen yayın kesiyor. Zaten gidemiyoruz 2010'a. Bırakın da çocuklar 3 gün daha tatil yapsın..

Antu vs Forza Beşiktaş || Topuz Davası

İki kulüp Topuz için kapışırken taraftar rahat durur mu?

Akşam Fenerbahçe Cephesi bunu yayınladı Antu girişinde:



Ancak ilerleyen saatlerde Forza girişe bunu koydu:




Bakalım son gülen kim olacak...

Resmi Taraftar İçeceği




2008-09 sezonu sonunda "Soda" resmi taraftar içeceği ilan edilmiş diyorlar. Hazımsızlığa iyi geliyormuş. Limonlusu tavsiyedir; Hem dergisi iflas edenlere de ferahlık verir.
Photoshoplu "Topuz Fenerbahçe'de" haberinden sonra harbi MegaPixel'li "Topuz Beşiktaş'ta" haberi hayırlı olsun. Bu olay nereye gidecek merak ediyorum.


Beşiktaş'ın (Transfer) Etiği ve Bulaşık Makinaları





- Geçen sezon başı Fahri'nin kendisine bile sorulmadan başka bir kulübe satılışını hatırlarsınız. Satıldığını SMS ile örendiği falan söyleniyordu. Herkes Beşiktaş'ın bu transferini ahlaki açıdan sorgulamıştı. Beşiktaş karalanmıştı. Beşiktaş mal satar gibi insan satmıştı elden çıkarmak için. Sonuçta elinizdeki bulaşık makinasını satarken "Makina"ya danışmazsınız.

- Daha bu akşam gelişen olaylara bakalım. Sayın Hurma'ya "Topuz'un bonservisini Fenerbahçe'ye verdiğinizden kendisinin haberi var mı?" diye soruluyor. Beyefendi "Vardır herhalde" diyor. Şimdi Fenerbahçe oyuncuyla anlaşmadan kulübüyle anlaşıyor. Sonuçta bulaşık makinası alırken bir de "Makina"ya "Gelmek ister misin?" diye sormazsınız?

Kim hangi etikten bahsediyor acaba? Hadi bakalım basın. Şimdi çıkartın sesinizi!

Lakers 100 - 75 Orlando


"Kobe Bryant yazar kasa gibi" Murat Kosova

"Kobe, Discovery Channel'de izlediğimiz avına saldıran bir yırtıcı gibi" Kaan Kural

40 sayı 8 ribaund 8 asist'in başka açıklamasını bulamadım ben.

İlhan Mansız ve İbrahim Toraman || Yusuf Şimşek ve Mehmet Topuz




İki adamın ortak özellikleri: İksini de Fenerbahçe almak istedi; ikisi de Beşiktaş'a katıldı. O günlerde sütunlarda "Beşiktaş'ın Fener'e Çalımı" diye nitelendirildi bu olaylar. Benzeri birkaç transfer daha yaşanmıştı ancak şimdi isimler hatırlamıyorum. Şimdilik aklıma fazladan sadece Ümit Bozkurt geliyor. Aynı sezon sadece Yusuf Şimşek'i Beşiktaş'ın elinden kurtarabilmişti Fenerbahçe. Şimdi de Topuz'u kaptırmamak adına savaçıyor. Sonuçta bu iki adam (Toraman ve Mansız) Beşiktaş'la özdeşleşen isimler oldu. Belki de Topuz da Beşiktaş'a uzun yıllar hizmet verecek bir adam. Yalnız gündem çok hızlı iki gündür. Topuz transferi, Galatarasaray'ın Rijkaard başarısı ve tekrar topuz transferi. Sabah kalkıp işe gittiğimde gündem neydi şimdi ne... Oyunlar oynamayalım bence.

Sonuçta şu dakikadan sonra Topuz Fenerbahçe'de oynamak isterse kendi bilir ancak aksi durumlarda oynaması mümkün değil. Forza'da da belirtildiği gibi oyuncu istemezse gitmez. (Örnek: Aydın Karabulut Neden Bursa'da Değil?)

Yakında bir de Süper Kupa maçı var. Merakla bekliyoruz gelişmeleri.

Son söz Mehmet Topuz'da. Bu saatten sonra "tamam ben Fenerbahçe'ye gideceğim" der ise kendi bilir. Yazarımız Felix Mourinho ona uygun bir video daha bulur nasıl olsa. (:

Transfer Döneminde Beşiktaş'lı Olmak


Düşünsenize Beşiktaş'lı futbolseverlerin halini. Mehmet Topuz'la anlaştık açıklanması etrafta gezdi. Topuz "doğuştan X'lıyım" adlı Kemal Sunal rolünü yeniden canlandırdı. Beşiktaş'lılar taa x tarihinden söyledik dedi. Borsa'ya görüşme bildirildi. Hatta görüştüğüm ve Süleyman Hurma'nın böyle böyle dedi dediğim sınıftan memleketi Kayseri, takımı Beşiktaş'lı bir arkadaşım; "Olmaz öyle şey. Hurma yine ayak oyunları oynuyor" dedi. Bir akşamüstü Fenerbahçe resmi sitesi "Mehmet Topuz'un bonservisini aldık" dedi.

Şimdi durum şu. Bosman Kanunlarına göre bir futbolcu istemediği bir kulüpte oynayamaz. Kulübü anlaşır, kendisi anlaşmaz ise sözleşme geçerliliğini yitirir. Mondragon örneği gibi. Topuz; "Ben Fener'de oynamam" derse, Fenerbahçe'de oynamayabilir. Ama gerçek şu ki; Mehmet Topuz'un bonservisini Fenerbahçe almıştır.

ek: Süleyman Hurma; "top bizden çıktı. Topuz için görüşecek olan Fenerbahçe ile görüşmelidir" dedi.

ahanda haber; http://www.fenerbahce.org/fb2008/detay.asp?ContentID=15984

Denizli'de "Devam" Dedi!! || Topuz


Bırakırsa üzülürdüm. Daum ve Rijkaard karşısında Beşiktaş, Denizli ile çıkacak. 1 sene daha Beşiktaş Teknik Direktörü Mustafa Denizli.

Süleyman Hurma'da Topuz konusunda "Daha anlaşma sağlamadık. Hatta masaya bile oturmadık" dedi.

Ne oluyor yahu bugün!?

Frank Rijkaard Galatasaray'da


Bu kadar ters köşe beklemiyordum. Hatta Fenerbahçe getirse şaşırmazdım. Ama Galatasaray'ın yeni Teknik Direktörü oldu bu adam. Fenerbahçe - Daum, Galatasaray - Rijkaard hamleleri daha Haziran'ı sarstı. Temmuz ve Ağustos neler getirir. Türk Futboluna hayırlısı olsun.

Bütün Basın Tıraş, "Forza Beşiktaş"! || Forza'dan Al Haberi




Tarih 28 Mayıs 2009, ForzaBeşiktaş forumları:

Nihal Sağlamkendirligil yazıyor:
Benım bı arkadaşta mehmet topuzun cok yakın arkadası.
Gelıcekse turkıyede Besıktastan baskasına gıtmez demıs menejeri.
Volkan Yigiter yazıyor:
Kayserispor Forumundan "suvari" isminde bir arkadastan alinti:"Bu haber doğru dün topuz üniversitede idi, birini ziyarate gelmişti orda bir grup topuza transfer var mı diye sordu topuzda var kısmetse beşiktaşa dedi. büyük ihtimal gidiyor."
Cem Tercanlı yazıyor:
kaynak çok sağlam. Beşiktaşımıza hayırlı olsun 3+1 sözleşme dahi imzalanmış.

Forza bir hafta önceden gidiyor. Tabii ki Forza'da bunları, basında Fener'e gittiğini okuyunca şaşırıyorduk ancak transfer resmi sitede yayınlanınca çok da şaşırmadım Forza sayesinde. Adamlar bir hafta önceden 3+1 sözleşmeyi bile duyurmuş, daha ne olsun "ULAN"!

Evet, Mehmet Topuz transferi'ni %99 bitirdi Beşiktaş.

Mehmet Topuz olayların geliştiği gece NTV Spor'a konuştu. Tabii şimdi Mehmet Topuz'un Beşiktaşlılığı sorgulanacak. Kimse samimi bulmayacak falan. Ama ben en çok basını sorguluyorum. Sokaktaki adam biliyor Beşiktaş'a gideceğini, siz Fenerbahçe'ye gideceği yönünde haberler yapıyorsunuz. Fenerbahçe taraftarını kandırmak daha çok hoşunuza mı gidiyor?

Ah pardon, Fenerbahçe'nin tirajı yüksekti değil mi?

O zaman kusura bakmasın kimse. Ortak blogumuza yanlı yorum yazıyorum:

BÜTÜN BASIN TIRAŞ "FORZABEŞİKTAŞ" !

Doğuştan X'liyim Ben || İnek Şaban - Kaleci Bülent






Bu saçmalamaları duydukça aklıma hep Büyük Usta'nın bu filmi gelir. İzleyin demek istediğimi anlarsınız.

ek: videolar değiştirilmiştir. ama youtube linkidir.

ek2: adamı cidden Fenerbahçe kaçırdı ya! :/

Ibracadabra + Messih + Henry


Pes 2010 artık Barcelona'nın oyunu olacak. Daha ne denebilir ki. 30 milyon Euro + Eto'o = Zlatan Ibrahimovic..

ek: Goal.Com bile haberi geçti. Yalan çıkmasa da yakmasalar bizi.
ek2: ilgili haber linki; http://www.goal.com/en/news/10/italy/2009/06/04/1305960/inter-president-moratti-in-barcelona-to-sell-ibrahimovic-spanish-

4 Haziran 2009 Perşembe

Çırpınırdı Karadeniz


-Sabah saatlerinde Teknik Direktör olarak Samet Aybaba ile anlaşıldığı yönünde haberler ve açıklamalar yayınlandı. Her kesimden ve bölümden tepki ve hoşnutsuzluk mesajları verildi.

-Akşama doğru Hacısalihoğlu: "Daha bir anlaşma yok, bu olay gerçekleşmeyecek. Yabancı hoca arayacağız" dedi.

-Akşam saatlerinde de Başkan Şener: "Olağanüstü kongreye gidiyoruz" dedi. Adaylığı konusunda konuşmadı.

Neticesinde bütün sene "kolbastı" oynayan Trabzon'u sıkıntı bastı.

Mehmet Topuz Beşiktaş'a Doğru!



Resmi sitede açıklama yapıldı. Tüm basın Fenerbahçe derken, ForzaBeşiktaş gibi taraftar forumlarında Beşiktaş'a geleceği yönünde iddialar vardı. Görüşmelere başlanmış. Saçma bir fiyata alırsa Demirören şaşırmam. Neyse, bir Beşiktaşlı olarak takımımızda görmek istediğimiz bir oyuncuyu renklermize bağlarsak hoş olacak.

Fotoğraf da işin esprisi olsun (:

suede


Tanıdığım bir adamın, Bernard Butler' ın gelmiş geçmiş en büyük gitarist olduğunu iddaa etmesiyle başladı bu hikaye...

Nasıl olur ki? Uzun kötü saçlı o adam? Hele ki Jack White, Mark Knopfler, ve Asit adam filan varken. Sonra Everything Will Flow, Acoustic Amsterdam- Copenhagen albümleri filan derken bendeki Suede (o sıra Bernard Butler sevgisi de dahil oldu olayın içine filan) melankolisi büyüdü gitti. En zor ve ırak anlarda dinlenebilinecek yegane şey haline geldiler. Aynı şeyler medcezirlerle karşımda durmaya devam ederken, The Chemistry Between Us geldi... Kıssadan hisse, Suede dünyanın en güzel Britanya ekseriyetli işidir...

Demirören'i Eleştirmek | 2008-09 Bazında




Beşiktaşlılarda açtığı yara büyük Demirören'in. Bundan önce kendisi hakkında iki yazı yazdım. Biri işin mali kısmını ele alıyordu: Demirören'in Yarattığı Paha Biçilemez Duygu

Diğeri ise diğer büyük kulüp başkanlarının kötü yönetimlerinin "Demirörenvari Hareketler" altında incelememdi.

İkinci linkteki yazının son cümlesi: Let's kick out of Football'du. Sevmiyorduk Demirören'i.

Şimdi sezon bitti ve Beşiktaş son yılların en başarılı performansını sergiledi Türkiye Ligleri adına. İyi hoca seçimi, iyi transferler ve Çifte Kupa geldi. Her ne kadar cümle alem "Diğer takımlar başarısız olduğu için Beşiktaş başarılı oldu" diye konuşsa da önceki yılların Beşiktaş'ı bu kupaları biraz zor alırdı.

Peki Demirören'e ne demeli şu an?

Bence taraftar şampiyonluk kutlamalarında en iyisini yaptı: Alkış... Bir an "Büyük Başkan" sesleri yükselecek falan diye korktum ancak sonradan kendimden utandım. Bunca sene tanıdığım taraftardan nasıl böyle bir hareket/hakaret bekledim! Sonuçta rakip takım taraftarları bile dört gözle bekliyordu taraftarın Demirören'e şampiyonluk turundaki yaklaşımını!
Güzel malzeme çıkaracaklardı ama olmadı.

Nasıl ki taraftar kötü şeyleri eleştiriyorsa, iyi şeyleri de mükafatlandırmalı. Mustafa Denizli o sırada olabilecek en iyi seçimdi. Ertuğrul'la devam edilseydi bu başarı gelir miydi hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz ancak eldeki başarılar yanlış bir hamle yapılmadığını ortaya koyuyor. Transferler Mustafa Denizli'nin tercihleri olsa da Demirören'i yine kutlamak lazım. O da Sinan Ayı'sının kulüpten dışarıya çıkarmış olduğu içindir. (Gerçi burada da Denizli'nin parmağı vardır ancak hocanın sözünü dinlemesi iyi olmuş. Sonuçta hocaların nazını biraz olsun çekmeyip de başarısızlıklara giden başkanları da biliyoruz!)

Sinan'ın sezon başı yabancı transferlerinden birkaçı: Zapo, Sivok, Seric. Üçünü de çok övdü başlarda. Sadece Sivok tuttu. Denizli bir yabancı aldı: Ernst. Ligin kaderi değişti.

Sonuçta Demirören hakkında bu zamana kadar hep kötü şeyler söyledik ancak zaferler sonucunda alkışlamak lazımdır. Ne zamana kadar mı? Eski günlere dönene kadar. Kendisinin yöneticiliğine hâlâ inancım yok. Beşiktaş, Kulüp olarak böyle bir başkanı barındırmamalı.

Sonuç olarak Demirören'in Türk Futboluna kazandırdığı en güzel şey ailesi ile tribündeki görüntüleri oldu. Belki ileride "First Lady" kavramı tüm takımlarımızda olur ve eminim ki bunun "stad atmosferi"ne büyük katkısı olacaktır.

3 Haziran 2009 Çarşamba

Bülent Olmak


Bi' düşünün. Daha içtiğimiz "su"ya "bu" dediğimiz, tek kendimizi ifade aracımızın "anne" olduğu, televizyonda kanallar arasında Star Tv'nin olmadığı zamanlarda o Galatasaray'da oynuyordu. Hem de Arsene Wenger Monaco'suna karşı çatır çatır. Hatta daha açık konuşmak gerekirse bizim ilkokullu yaşlarımız olan 11 yaşında "O" Galatasaray kulübüne ilk adımını atmıştı. 1979 yılında başladı Galatasaray kariyeri.

Nüfus memurunun "O"na armağanı aslında Bülent adı. Babası ve annesi "Cesur" olsun istemişler ismini. Memur "Bülent" yazmış. 11 Yaşında ilk aşkı olan Galatasaray'a adımını atıyor. Bülent Ünder kendisini beğenerek önce 14-16 genç takıma, o takımda da Şampiyon olunca oradan da A takıma, Derwall ve Denizli'ye öneriyor Tugay ile beraber. Bu sene 33.Haftada şampiyonluk mücadelesine çıktığı Mustafa Denizli kendisine ligde pek şans vermiyor. Daha ötesini yaparak Avrupa'da oynatıyor daha çok. Adı da Avrupalı Bülent'e çıkmıştı o yüzden.

Hocalar gelir gider, partnerleri gelir gider, "O" hep orada kalırdı. 1992-1993 Kalli 1.Dönemi'nde Stumph ve Falko Götz ile beraber 3'lü defansın solunda oynar. Çok adam gelir gider O hep kalırdı dedik ya misal; Popescu, Frank de Boer, Stumph, Falko, Ahmet Yıldırım, Song, Tomas, Emre Aşık, Capone hatta kardeşi Mert ile beraber bile o bölgede oynamıştır. 17 Mayıs 2000'de Parken'de efsane olmuş, Dünya Kupası'nda 3.lük kazanarak bronzu almış, orada da bir gol atmış, Konfederasyon Kupası 3.lüğü kazanmış, Süper Kupa kaldırmış, Saftig, Terim, Derwall, Denizli, Kalli, Hagi, Lucescu ile futbolcu iken beraber çalışmış, herkes gitmiş ama o kalmıştır.

2.Terim döneminde kötü futbolun cezasını Terim, Bülent dahil 4 futbolcuya daha kesmiş kadro dışı kalmasına rağmen antremanlarını aksatmamıştır. Sonra aynı Terim gönül alma adına bir Ulusal maçta ona Jübile yapmıştır. Sonra "ilk aşkım" dediği Galatasaray'da futbolu bırak(tırıl)mıştır.

2.Galatasaray döneminde Teknik direktör olarak gelmiş, oynattığı sistem ve oyun yüzünden daha ilk haftalarında yönetim tarafından hoca aranmaya başlanmış ve sezon bittiğinde ise açık tarihli istifasını vermiştir. "Galatasaray'ı böyle bir durumda bırakamazdım" diyerek gelmiştir.

Galatasaray'dan 2.kez adeta kovulurcasına, kapıdan uzaklaştırılırcasına yollanmıştır. Galatasaray tarihinin 4'te 1'inde bilfiil içinde olan bir adama böyle bir veda uygun görüldü işte. Şu camia bir türlü bunu öğrenemedi. Meira'yı havaalanına kadar uğurlayan Başkan, Skibbe için Ada'da yemek veren Başkan, Bülent için 2 satır bile konuşmadı. Bu ayıp bize yeter.

Beyaz Zico Bülent Uygun


“Ben Karapınar’da 20 hanelik bir köyün çocuğuyum. Köyler arası maçlarda çok top oynadım. Daha o zamanlar yıldızdım. Brezilyalı usulü kıvrak oyun stilim nedeniyle bana Beyaz Zico derlerdi.”

Şimdi anlamadığım şey şu. Zico dediğimiz adam bir Brezilya'lıya göre "beyaz peynir" olarak adlandırılabilir. Zaten adamın lakabı da Beyaz Pele. Beyaz Zico ne ola ki?

ek: bahsi geçen haber ve sözler'e buradan ulaşabilirsiniz.

2 Haziran 2009 Salı

2008 - 2009 || Dünyada En Güzel Goller || Part I


Bramka Gretar Steinsson - Stoke - For more funny movies, click here



Busker: "lan bu golse İbrahim Üzülmez'in felan attığı isabetsiz şut sayılsın"

Her ayın en güzell gollerini yapalım istedim. Sezon ardından böyle işte.

Ecevit Mavisi.

Fenerbahçe maçı.



Ankaragücü maçı.

Beşiktaş maçı.


34. Hafta Sivasspor maçı.






Modadan mıdır, yoksa bir ideolojik duruş mu söz konusu anlamadım. (paspal adam, başka kıyafetin mi yok filan tarzında espriler yapmayacağım) Fakat bu adam bütün sene ya eşorfman giydi ya da Efsane politikacı Bülent Ecevit ile anılan "Ecevit Mavisi" gömlekten. Ben 4 farklı maçtan 4 net resim bulabildim. Var bir kaç maçı daha ararsanız bulursunuz, fakat Google Image da arayınca Ecevit' in mavi gömlekli fotoğrafını bulamıyorsunuz o da ayrı. Ha bir de ilk maçı olan Konyaspor deplasmanın da da soğuk yüzünden kazak varmış üzerinde bunu da şimdi gördüm.

Bülent Hoca Sen Bize Ne Yaptın!


Gayette sitemkâr... İlk geldiği gün yazdıklarımı düşünüyorum da. O bize bizim ona duyduğumuz kadar saygı duymuyor sanırım. Sezon sonunda şöyle arkasından bakınca klübe getirdiği tek farklılık, Skibbe dönemide yedek kaleci Aykut iken Korkmaz dönemide yedek kaleci koltuğunu Orkun' un doldurması... Böyle olmamalıydı.

de Daum Fc Köln'ü Bırakır


Daum, Köln'den ayrıldı. Hem Bild'e hem de Köln 2.Başkanının açıklamasına göre Köln macerası bitti. Ne için? Bu sezon ki Bundesliga performansına göre tutup Schalke, Wolfsburg verilmeyeceğine göre tabii ki de Fenerbahçe'ye dönecek. Yine oyun prensipi 2 aşamadan oluşacak. 1.si duran toplar. 2.si de Tuncay ruhu. 1.sini yine kullanır takım. 2.sini ise Tuncay geri gelmezse şu Fenerbahçe'den bulamazlar. Lugano'da Lazio'ya doğru giderken hele hele. Gram sevmem teknik adamlığını. Çünkü sahada teknik adamlık namına birşeyler yapmaz. Koskoca 102 senelik Fenerbahçe camiası dönüp dolaşıp tekrar Daum'a hele senelik 3.5milyon Euro'dan dönüyorsa, birşeylerde hata var. Sonuç olarak ise, sıkıcı Fenerbahçe maçları izlemeye devam gibi.

dahi anlamındaki de ayrı yazılır

Anketlerimiz Olacaktı.


"Tezgah var" bu ankette. Gerçekten olabilir. Can Gürola adlı şahsın bile BJK' ye oy kullandığı bir anketi açıklamak ağır geliyor bünyeme. Tabii, bir de Gaziantepspor' un formasını çok seviyordum ya bu sene o da başka. Gene de şampiyon takımın siyah- gri yatay çubuklu forması da hoştu.
Oy veren herkese teşekkürler yeni anketlerde görüşmek dileğiyle beni özleyin anacım baaay.

Ayrıca Sivasspor, Trabzonspor, Adana Demirspor, Göztepe, İBB takımları "diğer" adı altında oy alan formalar. Bir de "çooookkk güzeeelll" diye bir oy atmış biri "other" kısmında. Acilen ulaşsın bana (:

Kewell vs. Bülent


O günlerden bir fotoğraf daha. Allen Road çimlerinde Bülent Korkmaz ve Harry Kewell'ın karşılaşmasından bir enstantane. Klasik olarak sahada Büyük Kaptan ayakta kalıyor haliyle. Şimdi ise tam tersi...

Bu da ekstrası. Kral'ın Kewell'ı tesellisi.

Sevmiyorum Seni !!!



Bu herifi Messi ile kıyaslamayı bir kenara bırakın artık. Herkes biliyor ki C. Ronaldo "o adam" değil. Sevmiyorum lan bu herifi. PES'de bile Manchester United'ı seçmeme sebebidir. Tottenham'la Newcastle'la Kırmızı Şeytanlara kafa tutma sebebidir!

C. Ronaldo bir KIRO'dur!

Forza Messi!!!

Gece gece ne sinir olduysam...












He bir de unutmadan:





Bu da Bonus olsun o zaman(youtube videosudur. izleyemeyen kendini sorgulasın başbakan bile izler istese):

1 Haziran 2009 Pazartesi

İlginç Google Aramalarıyla Gelenler #7 | Ayın Top 5'i




Mayıs ayı da geride kaldı. Başlıyoruz...

Ayın en çok ziyaret alan 5 yazısı:

1- Kusura Bakma Deniz Barış
2-Yusuf Şimşek Transferi
3- Batuhan Karadeniz | Yazık Sana
4- Var mı Sinan'ın Kasaya Talip Olan?
5- Hınç-al Uluç'tan Luce İncileri


"..Ve ilginç Google Aramalarıyla Gelenler" diyemeyeceğim çünkü bu ay pek takip edemedim burası için gerekli olan bölümleri. Ancak göze batan iki şey.

Ayın ve hatta yılın google aramasıyla gelen ziyaretçisi:

"Porno" anahtar kelimesiyle gelen kişidir. Tarihe geçirsinler bu adamı. Hevesi falan da kırılmıştır. (ilgili post)

İsmine Göre Hangi Hayvansın: Bunun bizim blogla ne alakası var çözebilmiş değilim. Hangi posta bağlanmış bu arama sonucunda onu da bulamadım. Neyse artık.

Beşiktaşlı Erkut Şentürk




Şampiyonluk kutlamarında "Aaa, n'alaka lan" dememize sebep oldu kendisi. Daha 15 yaşında şampiyon kadroyla birlikte stadda turladı. Zaten takımla birlikte kampta kalıyormuş. Beşiktaşlı bir aileden gelme bir Beşiktaşlı olduğundan Beşiktaş'ın ilerideki gururu da olabilir. Serdar Özkan veya Batuhan'ın veremediğini verebilir Beşiktaş'a. Bu iki örnek de genç yaşta yanlış hamleler yaptılar. Özellikle Batuhan... Serdar Özkan'a bir şey demiyorum artık, yeteneğine de inanmıyorum. Özkaynaklardan gelmiş olması dışında hiçbir vasfı yok. Gözümüz Erkut'ta şimdilik. Arkasından da ufak Muhammet'i bekliyoruz.

Şampiyonluk Kutlamayı Beceremeyen AYILAR!!!




Güzel gündü. Stadda şarkılar, besteler, marçlar derken Şampiyon Takım kupa töreni için sahaya çıktı. Bir anlık boşluktan yararlanan "ayı"lar hemen sahaya atladı. Bi' yarım saat töreni soğuttular. Tam da en heyecanlı yerindeydik hem de. O "ayı"ların hepsine buradan selam ederim. Güzelim gecenin en dandik anlarını yaşattınız, performans doruktayken taraftarı soğuttunuz... AYISINIZ!

illa ki "sahaya girenin anasını" diye küfür mü etmek gerekirdi bunlara?

Tabii ki EVET.

Ayı işte, ondan anlar!

Fotoğrafları bilgisayara atınca daha geniş yazılabilir...

31 Mayıs 2009 Pazar

Ibrahimovic İnsan Değildir



Atalanta'ya karşı topukla attığı golden sonra diyecek başka bir şey yok zaten. 4-3 kazandılar. 4.gol onun topuğundan. Formasını çıkarması da cabası.

2008 - 2009 || En Güzel 13 Gol


En güzel 5 maç felan analizi yazmak isterdim. Ama Şampiyon Beşiktaş, Şampiyonluk yarışını "ha geriden gelelim iyi oyun şimdi önemli değil, ha rakibi yakaladık yakalayacağız iyi oyun 2.planda, ha ligin son haftaları oyun önemli değil" diyerek geçirdiğinden kendilerinden son maçlar da dahil üst düzey bir maç göremedik. Zaten Galatasaray ve Fenerbahçe'den hiç ışık yoktu. Onlardan da gelmeyince pek birşey olmadı. Bir Trabzonspor maçları var. Haklarını yemeyelim. Neyse en güzel 13 gol sıralaması. Neden 13 derseniz Beşiktaş'ın 13. Şampiyonluğuna bir vurgu olsun bu da. 1. 2. diye ya da altalta diye bir sıralaması yok. Güzellik görecelidir malumunuz. Ama favorim Baros'un Konya örümceklerini aldığı goldür. Resim de gol kralı olduğundan Baros.

-Milan Baros'un Konyaspor'a attığı gol
-Rodrigo Tello'nun Antalyaspor'a attığı gol
-Alex de Souza'nın Gaziantepspor'a attığı gol
-Arda Turan'ın Trabzonspor'a attığı gol
-Gökhan Ünal'ın Ankaraspor'a attığı gol
-Harry Kewell'ın Ankaragücü'ne attığı gol
-Holosko'nun Yusuf asisti ile Es-Es'e attığı gol (Arkada çalan hücum marşı da uyumlu olmuş hani)
-Selçuk İnan'ın Ankaraspor'a attığı gol
-Deivid de Souza'nın Galatasaray'a attığı gol
-Alanzinho'nun Kocaelispor'a attığı gol
-Güiza'nın Beşiktaş'a attığı gol
-Holosko'nun Fenerbahçe'ye attığı gol
-Milan Baros'un Röveşatası

ek: goller youtube linkidir. youtube jacker yüklerseniz başbakan gibi youtube'a girersiniz.

link; youtube jacker

Bülent Uygun'dan Geceye Dair Yorum




Bülent dün Star TV'de yayına katıldı gece boyunca. Saat 02.00 sularında Atatürk Havaalanına bağlandı kanal. Beşiktaşlı taraftarların yaktığı meşaleler görünüyordu sadece. Programın konukları " Aaa bir şey olacak, Çok zararlı, Yakmasınlar..." gibisinden geyikler yaparken Bülent son noktayı koydu:

"Onlar yandıkça benim de içim yanıyor!"


Normalde kaale alınacak adam değilsin Bülent ancak sene başından beri başkanınızla giriştiğiniz iticilik yarışınız sayesinde nefret eder olduk sizden.

İstanbul'u Kırıp Döküyoruz!



Bugün tekrar sokaklara iniyoruz. Semte, Şeref Bey'e gidiyoruz. "Şampiyonluk Bizim, Kupa Bizim!" diye inletiyoruz ortalığı.

Bayağı ilginç görüntüler vardı dün gece. Mesela kamyon holiganları vardı. Adamlar damperi havaya kaldırmış üstüne çıkmışlar. Efsaneydi. Gerçi bir tünele girseler o halde bayağı efsane olacaklardı ama neyse. Bu arada inatla bir yandan eğlenirken bir yandan kavga etmeye devam ediyoruz. Bu konuda Zincirlikuyu'dan Beşiktaş'a kadar olan yola bir adet bile polis koymayan İstanbul Emniyetine teşekkürler. Celalettin Cerrah Sivas'ta tur atmanın hesabını yaparken işini unuttu herhalde!!!

Ayrıca dün gecenin fotoğrafı da budur. (Alttaki) Zincirlikuyunun orada kendi ellerimle çektim. Adam bir adet formayı direk "kişiye özel" yaptırmış.

Kim Bu Küçük?

Üzülmez'e İade-i İtibar || Ya Toraman


Denizli sezonun son maçında İbrahim Üzülmez'e kaptanlık pazubandını yeniden taktı. Sezon başında kaptanlığı elinden alınmış olan 1.Kaptan Üzülmez ve 2.Kaptan Toraman'ın yerine Delgado ve Nobre kaptan seçilmişti. Son maçta Denizli'de Denizli, Üzülmez'e kaptanlığı geri verdi. Ya peki Toraman? Saha içerisinde ne düşündü acaba? Kenarda yaşananları gördükten sonra "Peki ben neden pazubandını takamıyorum?" diye sormamışmıdır kendine? Birisine iade-i itibar yapılırken, diğerine hiçbirşey yapılmaması, hele sahadayken Toraman'a ayıp oldu. Mehmet Demirkol'un dediği gibi; "O zaman Toraman'a da bi' pazubandı verilmesi gerek. İade-i itibar varsa olayda"