25 Temmuz 2009 Cumartesi

Konuşan Fotoğraflar


Jose bize birşey demek istiyor sanırım.

4-3-3 Kanatları || 4-3-3 Basını


Sürekli şu meşhur 4-3-3 sistemini ve "Total Futbol" adlı bana göre bir yaşam felsefesi, Mehmet Demirkol'a göre 4-5-1'in bir varyasyonu olan sistemi yazıyoruz her yanda. Aslında daha yazmayacaktım ama kafama takıldı eski bir Barça maçı izlerken.

Meşhur sistemimizde ileri 3'lü kanatları da önemli bir rol oynuyor haliyle. Ama herkesin aklında kurduğu kadro yapısı itibari ile, Rijkaard Barça'sı bir yerde çelişiyor. Kanatlarda. Barça hücum hattında sol ön Ronaldinho, sağ ön Giuly. Sol önde sağ ayaklı, sağ önde sol ayaklı. Sonrası ise sol ayaklı Messi'nin sağ önü, sağ ayaklı Henry'nin sol önü. Hatta zaman zaman eksiklikten veya rotasyondan o bölgelere giren İniesta ve Gio Dos Santos bile değişmedi. Ters ayakla, ters kanat. Yani beklediğimiz sol ön Kewell, sağ ön Keita yerine tam tersi gelebilir. Yaser'in sol ön başlaması da ilginçti.

Bu tabii oyun felsefesine göre değişecektir. Çünkü Ronaldinho ve Messi orta kesen kanat oyuncuları olarak değil içeri diklemesine dalan, çizgiye inip geriye yerden kesen adamlar olarak oynadı. Guily'de hatta Henry'de. Çok sık gol buldular bu şekilde. Kewell ve Keita'dan kanat olarak faydalanacaksa düşündüğümüz olacaktır. Lakin tersi olursa ki Keita burada sivriliyor, Keita'yı Gudjohnsenvari bir şekilde Ayhan ve Topal'ın önünde görebiliriz. Arda'yı da ters kanat adamı olarak sisteme oturtabiliriz. Ama şimdilik taşlar değişmeyecek gibi.
1-2 cümle de etmeden bırakmayacağım basın hakkında. Karşısında belki de yıllardır aynı sistemle oynayan, bırakalım yılları ligde 24 maç, ondan önce kamplarda, lig kupalarında, hazırlık maçında aynı sistemi oynamış olan bir takımın oyunu ile daha 1 lig maçı, 1 resmi maç oynamamış, yeni sisteme geçeli 1 ay olmamış bir takımın maçından dolayı hocayı ve takımı hemen asmaya çalışmak ayıptır. Şu takım ligde bir Trabzonspor maçına kadar gelsin, o zaman istediğinizi keseriz, istediğinizi kovarız, istediğinizi asarız. Ama biraz sükunet.

24 Temmuz 2009 Cuma

Değişmeyen Tek Şey


Meşhur bir söz vardır bilirsiniz, "Değişmeyen Tek Şey Değişimin Kendisidir" diye. Söz konusu spor basınının fotoşop transfer haberleri ve Almanya'dan 2 kez Galatasaray için gelip, 2'sinde de Galatasaray tarihini köklü değişikliklere uğratan adam söz konusu ise bu söz istisnaları ile karşılaşıyor. Karl Heinz Feldkamp. 4.kez Galatasaray'da görev alıyor Kalli. Bu kez altyapıda.

Galatasaray - Tobol || Maç Pankartı


"In Haldun We Trust"da vardı aslında ama bu daha hoş.

Bir Polis Düşmanı Olarak Sabri Sarıoğlu


Sabri'yi bu zamana kadar birçoğu olumsuz, nadiren olumlu şekilde nitelendiren, değerlendiren açıklamalar görmüşsünüzdür. Bu çok ayrı. Bunu Ali Sami Yen'de Yeni Açık tribünü izleyicileri iyi bilir. Dikkatli olanlar tabi.

Oyuncular sahaya çıkar, ısınırlar, sıra kaleye şut atmaya gelmiştir. Oley sesleri altında, destekler ve alkışlarla şutlar atılır. O sırada A takımda 6.senesini oynayan Sabri'de bunlardan birisidir. İlk şutları genelde kaleyi bulmaz. Son şutları da tabi. Ama arada kaleye girmeyen topların hıncını almak için sert şutlar çıkartır. Toplar da haliyle Yeni Açık tarafında görevini yapan, yani sırtı sahaya dönük polislere isabet eder. Yine dün oynanan maçta bir polisin canına kastetti diyebiliriz. Ucuz kurtardı yine polisler. 2006'da Sami Yen'deki ilk maçta (Arda Turan'ın ilk Sami Yen maçıdır) bir polisi kafasından vurduğunu görmüşüzdür. 2007'de de Lincoln'ün ilk Sami Yen maçında bir tanesini sırtından vurmuştu. En azından futbolcular ısınırken polisler yüzünü sahaya dönsün yahu. Komik bir o kadar da trajik tabi.

Yıllardır A Takım'da oynayan ve çekinmeden şutlar atan bir oyuncunun şutlarının hiç gelişmemesi kötü. Maçta da bek oynayamayacağını, bu sistemde bek olamayacağını gösterdi. Suç onun değil. Onu bek olarak kullanan ve oraya bek almayanlarındır. Tabii kendisini geliştirmeyen futbolcudadır da suç.

Eski Bir Dost


Bergkamp'tan bahsetmiyorum. Ona top geçer adam geçmez mantığı ile müdahale eden ve Türkiye kariyerini böyle geçiren defans oyuncusundan bahsediyorum. Ulrich Van Gobbel. Baldır ve dizi götürmüş yine Uli. Mayıs 91'den...

En İlginç Futbol Taktiği


Willie Ormond adında bir teknik adamdan geldi desem tabii ki de tanımazsınız muhtemelen. İskoç bir teknik direktör kendisi. 1976 yılında düzenlenecek Avrupa Şampiyonası için elemelerde takımına yaptığı bir uyarı bu.

Yıl 1975. İskoçya, İsviçre ile maç yapacak elemeler adına. Teknik direktör uyarılarını yapıyor. Taktiğin son kez üstünden geçiyor. Son olarak da "sarı saçlı adam korner ve serbest vuruş kullanırken dikkat edin" diyor. Takımı ise bu son söyleneni sahaya hiçbir şekilde koyamıyor. Çünkü o sırada sahada bulunan İsveç Milli Takımı oyuncularından 6 tanesi sarı saçlı.

23 Temmuz 2009 Perşembe

Wikipedia'dan Transfer Takibi || Part II


Wikipedia'yı yalama yapmak konusunda üzerimize yok arkadaş. Yeni kurbanımız Anderson Deco.

ek: Wikipedia'yı saçmalatan arkadaş İngilizce bilseymiş keşke. "deco galatasaray ın 3 years ın" adlı fiilsiz cümleyi kurmasaymış hani.
not: Resim tam boyutu için üzerine tıklayın. Tam sığmaması ekranımın boyutu yüzündendir.

22 Temmuz 2009 Çarşamba

Bir Manchester United Hikayesi




Berbatov gittiği Ulusal Takım kampında yaptığı açıklamada, "Bulgaristan'da iyi takımlar var Lokomotiv Sofya" gibi dedi. Rooney ise idmanda çalışıyordu.

Sir Alex Ferguson; "Berbatov'un ne zaman döneceğini bilmiyorum. Söylersem ekstra ceza alır" dedi. Rooney günde 3 idman yapıyordu.

Sir Alex; "Berbatov gelirse eminim bu sezon 20 gol atacaktır. Rooney'de 15 tane atar" dedi. Berbatov tatildeydi. "Bulgaristan'da oynamak istiyorum" dedi.

Berbatov; "Bana 1 ay izin verin. 28 Temmuz gibi gelirim" dedi. Rooney çalışıyordu.

Berbatov'a ceza verileceği söylendi. "Geliyorum" dedi. "Gelmemde sorun çıktı, ertesi gün gelirim" dedi. Rooney idmanda hafif sakatlık geçirdi.

Berbatov akşam kampa katıldı. Ertesi gün sabah ilk idmana çıktı. Öğleden sonra ilk hazırlık maçında forma giydi. Sir Alex; "Oynamayı çok istedi" dedi. Rooney hala oradaydı.

Sir Alex; "Berbatov Avrupa'nın değil, Dünyanın en iyi golcülerinden birisidir" dedi. Rooney hala oralarda.

Size hikaye garip geliyorsa, kenara bakın. Genç Rooney yine aynı yerinde kalacak gibi.


Bayern Munich Simetrisi




1. Gol - Gomez / Sondan 1. Gol - Gomez
2. Gol - Olic / Sondan 2. Gol - Olic
3. Gol - Muller / Sondan 3. Gol - Muller


Skor 10-0. Maçı izlediğim falan yok ama skor kağıdı saçmalık olmuş. İlk 60 dakika 1 gol, son 30 dakika 9 gol. Zaten golleri simetrik atarak ilginçlik yaratmışlar. Araya Hamit'le Görlitz girip bozmuş sadece. O değil de; şu ligler başlasın adam gibi maçlar izleyelim.


21 Temmuz 2009 Salı

Afedersiniz Ama Oha!!


Galatasaray - Tobol maç biletleri fiyatı

Eski Açık: 35,00 TL
Kapalı Alt Grup 1: 220,00 TL
Kapalı Alt Grup 2: 165,00 TL
Numaralı Grup 1: 220,00 TL
Numaralı Grup 2: 165,00 TL
VIP 1: 385,00 TL
VIP 2: 330,00 TL
Yeni Açık Alt: 35,00 TL
Yeni Açık Üst: 35,00 TL

Sezon açılışında ilk maçlara giderim her sene. Bu sene bu ertelenecek galiba. Tobol gibi bir takıma karşı Temmuz sonunda millet tatilde iken, takım bile bırakın tam kadro, Gençlerbirliği durumundayken 35 Ytl ne? Öğrenci halimizle ölelim biz. 20 Ytl yapın şunu. Hadi 25. Hem taraftar doldursun, hem sürümden kazan, hem ilk maçta taraftar desteği moral getirsin. 35 Ytl yahu. 35. Elenelim de görün 35'i!

Yeşil - Sarı Şeytanlar

-Dostum Schmeichel demişsin ama bu bizim sarıların Sülo..

Şovmen Furkan Aydın


Yaşı daha 18. 1991 doğumlu. Sakaryaspor takımında oynuyordu. Haberlerde bile ismi Furkan Adın olarak geçiyordu. U-18 ve U-17'lerde Ulusal Takım oyuncusu. Onur ile beraber Fenerbahçe'ye transfer oldu. Hem de zor günde olan Sakaryaspor'a söylenene göre 1 Trilyon gibi bir para kazandırarak. Sırtındaki 54 numara da onun yüzünden. Sakarya sevdası.

Geldiklerinde yeni Tuncay'lar olarak lanse edildiler. Olsalar ne büyük başarı olur zaten. 1 senelik sözleşmesi var. Aindling adlı Almanya köy takımına karşı ilk kez maça çıktı Fenerbahçe kariyerinde. Aindling'inde buz pateni, bisiklet gibi amatör branşları ve televizyonu var. Aindling Tv. Neyse Furkan Fenerbahçe formasını yaşıtları tribünlerden bile zor izlerken, babası yaşında adamlar imza almak için stadı basarken giydi. İlk maçında gol attı. Bir genç için dahası ne olabilirdi zaten. Aşırı sevindi. Golünü kenardaki seyircilerin önünde koşarak kutladı. Yanılmıyorsam da Vederson'un üstüne de atladı. Sonra mı ne oldu? Sonrası oyundan alındı.

Teknik direktörü; "Bana şov yapacak değil, futbol oynayacak adam lazım. Şampiyonlar ligi finalinde gol mü attın? Basit bir gol attın" dedi.

Cidden kafama takıldı. 18 yaşında Fenerbahçe forması giyip, çıktığı ilk maçta bir gol atan çocuk mu şov yaptı? Yoksa onun üzerinden güç gösterisi yapan, Kayserispor maçında takımı 7.golü atarken kendinden geçen bir teknik direktör mü?

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Temmuzlar Yaramıyor Beşiktaş'a !






10 Temmuz 1977 - Şükrü Gülesin
22 Temmuz 2000 - Yusuf Tunaoğlu
23 Temmuz 2000 - Cenk Koray
4 Temmuz 2007 - Barış Akarsu
25 Temmuz 2007 - Optik Başkan


... ve

20 Temmuz 2009 - Vedat Okyar

Beşiktaş 1-1 Catania ||| Yeter Be Telekom!





Futbolcular açısından pek bir şey söylemek doğru olmaz hazırlık maçlarından sonra. Bir maçta yeni transferler için kötü denmez. Ancak göze batanlar var.

1- İsmail Köybaşı: Deli gibi 10 sene kalır umarım bu takımda. Çocukta iş var. Tek sorun önünde Serdar Özkan'ın oynaması. Kapalıda maçı izlediğimiz için ilk yarı inceledim rahat rahat. Serdar Özkan'dan iyi bir oyuncu olsa (yani herhangi bir vasat oyuncu) ilk yarı çok daha etkili olurdu. Yine de güzel.

2- Erhan Güven: İlk yarı pek ileriye çıkamadı. Tek sorun önündeki Erkan Zengin'di. Erkan Zengin bir şeyler yapamayınca Erhan da pek bindiremedi. İkinci yarı kapalı tribünün önüne geçince aldı gazı maşallah. İyi oyun çıkarttı. Rotasyon için sağlam eleman.

3- Matteo Ferrari: Bana biraz Sivok ayarında adammış gibi geldi. Sivok için kötü diyemem ama daha iyisini bekliyorum şahsen.

Maçın teknik analizine gerek yok. Beşiktaş ilk yarı bir tane bile yaratıcı oyuncusu olmadan oynadı. Ona rağmen yer yer iyi ataklar yaptı; organize oldu, pas yaptı. İkinci yarı as oyuncular sahne aldı. Catania 9 oyuncusu ile defans yapınca iş zorlaştı. Beraberlikle yetindi.

Bu arada; Bobo gidici sanırsam. Taraftar Tello'ya sesleniyor: Tello selamlıyor, Yusuf'a sesleniyor: Yusuf selamlıyor, Holosko da öyle. Bobo'ya sesleniyor ısrarla: Bobo da tık yok. Nedendir bilemedim... Gidici sanki bu adam. "Ruh" istiyor taraftar "RUH"!!!

Ayrıca taraftar içinde hazırlık maçı iyi geçti, mükemmeldi. Eve dönünce peder beyin iki sözü vardı.

1- Oğlum siz manyak mısınız hazırlık maçında böyle taraftar mı olur?
2- Solda oynayan çocuk çok iyimiş. ( i. Köybaşı)

Gelelim diğer ve asıl konuya.

Merak ediyorum Telekom'un sıkıntısı nedir diye. Aylar önce İnönü'ye reklam asıtınız; "İnönü Bizim, Burada Son Sözü Biz Söyleriz" yazdınız. Beşiktaş taraftarı sizin ancak direkleri alabileceğinizi söyledi. Değiştirdiniz ve "Beşiktaş'ın sözü geçer yazdınız". Şimdi Kapalının üstünü maviye boyadınız. Vallaha kaşınıyorsun Telekom. Staddan önce fotoğrafını görmüştüm ancak gerçek halini görünce hayli sinirlendim. Bayağı büyük bir alanı maviye boyamışlar. Lan madem reklam vercen efendi gibi Siyah-Beyaz yap reklamını. Diğer tarafta Avea reklamı var hiç göze batıyor mu?

Taraftar Söyledi:

KAPALININ ÇATISI SİYAH BEYAZ OLMALI!!!

Yine bir geri vites seni bekliyor telekom. Orası sağ salim bitiremez sezonu ben sana diyeyim. Bir gece ansızın...

19 Temmuz 2009 Pazar

Beşiktaş 2009 - 2010 || Forma


Kanallar arası gezinirken eski bir maç vardır diye BJK Tv'yi açtığımda 2009 - 2010 yeni ürün tanıtımına rast geldim. Önce T-Shirt'ler, eşofman takımları felan geldi. 2'de 1 değil 2'de 2 adlı ürün ince ve güzel bir espri ürünüydü. Gecenin en güzeli olacağını düşünemezdim. Neyse 3 forma üretmiş Adidas. 3'ü de güzel değil.


Çubuklu Forma; Renklerini değiştirip, Sarı - Lacivert yapınca 2007-2008 Fenerbahçe formasının hemen hemen aynısı gibi.

Pençe Çizgili Forma; Pençe ismi verildiğinden böyle söyledim. Pençe'ye de benzemiyor hani. Taraftar forması olarak satılsa neyse. Bi nebze anlarım.

Damalı Forma; Bunu Ferrari transferinden sonra mı yaptılar bilinmez ama, en elle tutulanı formalardan. Neticede kötünün iyisi gibi.

Gözlerim aslında düz beyaz bir forma aramadı değil. 2002-2003 beyazından. 3.forma olarak da farklı renk Kırmızı'yı kullanmıyor Beşiktaş uzun zamandır. Kendi rengidir zaten kırmızı Beşiktaş'ın. Gri'den iyi olur yani o renk. Tekrar olur mu bilmem ama yeni bir kreasyon yapılsa daha hoş olur.

Bülent Uygun'dan Aforizmalar || Part VII


"Hakemin kırmızı kart vermesi de kendi embesilliğinden. Hakem de zaten Anderlecht'liymiş. Ayrıca PSV Eindhoven forması ile de görenler var kendisini. Bana öyle söylediler."

Dün oynanan maçta yaşanan hakem faciasını yorumlarken...