23 Mart 2014 Pazar

Mancini'nin Ayakkabıları



Samuel Eto'o, Anzhi'den 2 sene boyunca yıllık 60 milyon lira para kazandı. Chelsea'den yıllık 21 milyon lira kazanıyor. İtalya ve İspanya'da, bir futbolcunun kazanacağı bütün kupaları kazandı. 

Jose Mourinho, telefonla görüştüğü bir gazeteciye, "elimde hiç golcü yok" diyor. Ortaya yayılıyor.

Ardından, "Eto'o'nun gerçek yaşı 39" iddialarına, Mourinho; "bu doğru olabilir, haklısınız" diyor.

Eto'o, Tottenham Hotspur'a gol attıktan sonra, korner direğine gidip, eli belinde yaşlı adam taklidi yapıyor.

Mourinho, "aslına bakarsanız, çok da eğlendim, hiç bir tepkim olmayacak" diyor.

Eto'o, Galatasaray maçının 3.dakikasında, Arsenal maçının 5.dakikasında takımının ilk golünü atıyor.

Ne hocası, ne de Eto'o birbirlerine saha içerisinde küsmüyor, bozulmuyor. Çıkıp, oyunlarını oynuyorlar.

Selçuk İnan, Galatasaray'dan yıllık 10 milyon lira para kazanıyor.
Burak Yılmaz, Galatasaray'dan yıllık 10 milyon lira para kazanıyor.
Wesley Sneijder, Galatasaray'dan yıllık 12 milyon lira para kazanıyor.
Didier Drogba, Galatasaray'dan yıllık 15 milyon lira para kazanıyor.

4'ünün kazandıkları kupaların toplamı, neredeyse Eto'o'nun kupa sayısına denk geliyor. Bu 4'lü zorda kalmadıkça birbirlerine pas atmıyorlar. Birbirlerine trip atıyorlar. Aynı ortamda bulunmak dahi istemiyorlar. Aynı duran topa dahi gelmiyorlar. En ufak bir laf söylenince, sevgilisine trip yapan regl dönemindeki kızlar gibi tavır yapıyorlar.

Evet, Mancini'nin ayakkabıları yüzünden herşey. 

2 Aralık 2011 Cuma

Tutarlılık


Dk.90 Hakem sadece 3 dakika verdi. Şaka gibi. Kaleci 3 defa yere yattı, oyuncu değişiklikleri, sakatlıklar oldu ama sadece 3 dakika.

Dk.93 Sonunda hakem maçı bitirebildi.


Güntekin'in Beşiktaş'lılığı, oooovv, gol be lafları felan benim ilgi alanımda değil. 2003 - 2004 sezonunda Sergen'in Ronaldo'nun ağzının içine asist yaptığı Sparta Prag maçında, golden sonraki tepkilerini hatırlayanlar bu goldeki tepkiyi benim gibi umursamayabilirler. Ama "tutarlılık" denilen şey "en azından" benim için önemli. Maccabi'li oyuncunun koluna çarpan pozisyona bilinen evren sınırları içerisinde yönetilen herhangi bir futbol maçında penaltı vermek, penaltıyı çalan adamın idam fermanından, aleyhine penaltı çalınan takıma "haksızlık", lehine çalınan takıma da "kıyak"tan başka hiç bir şey değildir. O pozisyona "penaltı" demek ve insanları "penaltı" olarak yönlendirmeye çalışmak da "ayıp"tan da daha hafif değildir.

Bu "vay anam vay neler dönmüş Serhat" cümlesindeki ismi geçen kişinin zihniyeti ile yetişmiş bir üründen farksız değildir aslında. Olanın değil, olmayanın üzerinden vurmak kolaydır çünkü.

Sezon başında "Ernst neden yok"
2 hafta sonra "Hilbert nerede"
2 hafta sonra "Pektemek nerede"
2 hafta sonra "Guti nerede"
2 hafta sonra "Fernandes neden yok" şeklinde sürekli olmayanlardan giden bir yol Beşiktaş'ın eleştiri yolu. 2 hafta sonra Sidnei nerede olacak. 2 hafta sonra Julio Alves nerede olacak. 2 hafta sonra da Tanju, Mehmet, Necip, Aurelio nerede olacak. Hep olacak. Penaltı olacak. Ofsayt olacak. Kendine çalınsa maçı değil, hakemi 90 dakika konuşacağın bir el pozisyonu için sadece kendi lehine olduğu için penaltı isteyeceksin. Önce biraz tutarlılık. Yoksa golden sonra sahaya inip oyuncularla omuz omuza yapmak felan, normal bile sayılır. Tutarlılık kaydıyla...

26 Kasım 2011 Cumartesi

"Biliyor musun Platini'den Daha İyisin"


Sergen Yalçın'ın muhtemelen sahada adım attığı her an bir hikaye olacak derecede enteresan. Üşenmeyip kitap yazsa, bu ülkede her futbolu seven veya sevmeyen her insanın elinin altında olacak derecede hikayelere sahip. Neyse, uzatmayayım geçeyim bir Sergen anısına.

Ceyhun Yılmaz: Lucescu ile ilk tanışmanızı bir anlatır mısın bize Sergen ?

Sergen Yalçın: Ben Galatasaray'a 2.kez geldiğimde 2001-2002 sezonuydu ve liglerin başlamasına çok yakın bir zamanda geldim, yani sezon öncesi kampı kaçırdım.

CY: Sen de çok üzülmüşsündür zaten "kaçırdım" diye.

S: Beni sıkıyor o kamplar. Gidiyorsun sabah akşam antreman. Zaten antremandan turşun çıkmış oluyor, yatıyorsun. Başka bir şey yok. Antreman, yemek, uyku. Bana göre değil yani.

CY: Eee sonra ?

S: Neyse Galatasaray'a transfer oldum. Tabii kilo fazlalığım var. Lucescu beni antremandan önce görmüş ve demiş ki; "bu adamın bu takımda oynayabilecek duruma gelmesi için 1.5-2 ay gerekli."

CY: 2 ay demek. Peki sonra ne oldu da "değişmez"i oldun ?

S: Antremana çıktım, çift kalede oynadım, sonra bir baktım, ilk maçta ilk 11'deyim.

CY: Peki en sevmediğin hoca kimdi ? Söylemek zorunda değilsin tabii, ayıp olur diyorsan.

S: Yok canım dobrayım ben o konuda. Tigana. Hiç sevmezdim.

CY: Aranızda bir Platini muhabbeti olmuş hatta.

S: Evet oldu. Geldi bir gün yanıma. Dedi ki; "Biliyor musun sen Platini'den daha iyisin, daha yeteneklisin."

CY: Peki sen ne cevap verdin ?

S: "Biliyorum" dedim. Başka da bir şey demedim, gittim.

15 Kasım 2011 Salı

Cevad Prekazi


Ceyhun Yılmaz; Tarık Hodzic (Hoçiç) Saraybosna'da köfteci dükkanı işletiyor biliyorsunuz ve "Ben Türküm ve Galatasaray'lıyım" diyen herkese köfte bedava. Dükkanın adı da Galatasaray bu arada. Sizin böyle Galatasaray'lı taraftarlara özel yapmak istediğiniz bir şey var mı Prekazi ?

Prekazi; Ben taraftarla beraber maç izlemek isterim.

CY; Götürelim seni Aslantepe'ye. Beraber izleyelim.

Prekazi; Yok. Gitmem. Sevmiyorum ben orayı.

CY; Aaa söylemeyecektin ama bunu.

Prekazi; Ben Ali Sami Yen'i isterim. Orası olsa neyse.

CY; Abi orayı yıktılar. Stat bile kalmadı götürdüler. Toprak kaldı orada sadece. Toprak var o kadar.

Prekazi; Benim babam da öldü, toprak oldu ama ben O'nu hala çok seviyorum...

7 Kasım 2011 Pazartesi

SSL'de 10. Haftanın Görünümü


* 2010-2011 sezonunun, yani geçen sezonun, 1.haftası bile başlamadan önce tartışılan konu Fenerbahçe adına "Alex'siz Fenerbahçe olur mu ?" sorusuydu. Aykut Kocaman bunun için denemelere giriştiyse de tabii ki olmadı. Çünkü; Ronaldo varsa Ronaldo'ya göre oynarsın. Messi varsa Messi'ye göre oynarsın. Ronaldinho varsa Ronaldinho'ya göre oynarsın. Hagi varsa Hagi'ye göre oynarsın. Alex varsa Alex'e göre oynarsın. Çünkü, bu adamlar bir takımı gayet rahatlıkla taşıyabilecek adamlardır ve bu adamlara göre oynamazsan 10 kişi oynarsın. Senin kilitlenen maçını açacak adamlardır. Alex de bu "oynama-oynamama" diyaloğunu geçtiğimiz sezon 28 gol ve sayısız asistle noktalamıştı. Gel gelelim şimdi ne oldu ? Bu kez Alex'sizlik planı olmadı Fenerbahçe'nin. Alex yok, yerine Sezer var ama yok, olmuyor yani. Sezer yok orada. 3 tane Sezer Öztürk oynatsan orada, üstüne Mehmet Topuz ve Emre Belözoğlu eklesen o karışıma neticede bir Alex değil Güntekin. Alex yokken başkasını koyup Alex varmış gibi oynayamazsın.

* Şu açısı da önemli tabii. Şimdi Ziegler sakatlanıyor. Caner sol bek oluyor. Stoch sol açık. Birincisi formda bir sol açık kaybediyorsun. İkincisi iyi bir sol bek kaybediyorsun. Üçüncüsü kötü bir sol bek ekliyorsun. Dördüncüsü arkasındaki bek ve takım ile uyumu olmayan bir sol açıkla da noktalıyorsun. Ama tabelada Ziegler - Stoch görünüyor. Öyle görünmüyor. Dahası yüksek konsantrasyondan düşük konsantrasyona gelmek de var. Karabük maçı, Beşiktaş maçı her saniye yaşanan bir maçtı. Sivas maçını sahada yaşayan kimse yoktu Fenerbahçe'de. Sivasspor yaşıyordu maçı.

* Bu yok ama varmış gibi davranma meselesi aklıma One Day filmini getirdi. Filmin konusu değil, filmin içerisinde bir sahne bu. Güzel filmdir. Dvd'si felan çıkarsa alın.

* Galatasaray - Mersin İdman Yurdu maçını izlemeyen birisine Mersin penaltı kaçırdı, Mersinli futbolcu altı pastan topu boş kaleye üst direğe vurdu desek, ardından Elmander'in kaçırdıklarını sıralasak "bu maçta top girmek istememiş" cümlesinden başka bir şey çıkmaz heralde ağzından. Galatasaray açısından daha önce söylemiştim. Galatasaray golleri ceza sahasında çoğalarak bulamıyor diye. Artık ceza sahası içerisinde çoğalmalar var ama bu kez de gol vuruşları yok. Galatasaray hala eksik. Takviyesiz 7 lig maçı var bu takımın devre arasına kadar. Ne kadar az kayıp olursa o kadar avantajlı. Ayrıca 10 maçtır da Galatasaray maçlarının ilk yarısı nasıl bittiyse (galibiyet, beraberlik, mağlubiyet) maç da o şekilde bitiyor. Enteresan değil mi sayın Üründül ? Çok.

* Trabzonspor'un kanat hücumcusu yok. Belki bu lig için gerek duymuyorlar evet ama 10 kişi bir takımı kanatlara inmeden açamazsınız. Dahası atak yersiniz göbekten gide gide. Ligimiz açısından ihtiyaçları yok dedik. Göbekten geldikleri her atak Burak Yılmaz için biçilmiş kaftan ligimizde. Ofsayta düşmüyor çünkü. Cska maçında da 298 kez ofsayta düşüyor ama. Neyse, göbekten savunma arkasına mükemmel koşuyor ve bomboş goller atıyor. Boş kalamazsa kendine boş alan yaratıyor, iyi vuruyor ve atıyor. Bir de Zokora depar atıyor ki Allah Allah...

* Beşiktaş... 0-2. 4-2.

*Gençlerbirliği'nin 2.yarı oynadığı futbol !


* Bursaspor'un son 7 maçta aldığı tek galibiyet Gençlerbirliği'ne karşı 4-0. Son 5 maçta 3 gol attılar. 4 beraberlik aldılar.

* Manisaspor için dönüm noktası dediğimiz yer Samsun deplasmanında kazandıkları maç. Yoksa yani, hoca değişikliği felan olurdu. O maçı kazanınca "bir zahmet gerisini getirelim" dediler.

* Es-Es'te Skibbe'nin her galibiyetten sonra sahaya girip futbolculara sarılmasını seviyorum.

* Ziya Doğan'da mümkünse bir takımla küme düşsün ve bir daha da çıkamasın. Ankaragücü'nün transfer yasağı bir kalksın, Ayman-Erdinç-Celaleddin-Tazameta-Adnan Güngör kafilesi böyle komple Ankaragücü'ne akacak.

* İBB gayet kendi standartlarında.

* Antalyaspor'da Antalya'nın takımı olamadı. Belki de stattan dolayı. Kadrosunun da değişmesi gerek artık. Inter 1, Antalyaspor 2, Milan bile 3.sırada artık yaş ortalaması olarak.

* Ordu ve Gaziantepspor maçı da... İsimlerini yazarken uykumun geldiğini hissettim. Birbirleriyle oynadıkları maçı izlerken neler oldu kim bilir ? Uyudum ondan soruyorum.

* Ali Ece'nin Futbol Ateşi programındaki "atkıya ceza" meselesine koyduğu tepki mükemmeldi. Levent Özçelik yanlış anlamasa daha güzel olacaktı ama neyse...

* İyi bayramlar.

6 Kasım 2011 Pazar

Real Madrid 7 - 1 Osasuna


Osasuna'lılar artık sahaya istedikleri kadar top atabilirler !

3 Kasım 2011 Perşembe

Sparta Prag'ı Sparta'da Yenenler


Giray: Inter'i, Inter'de yenebiliyorsak içeride de yenebiliriz.
Muhabir: Peki kalan 2 maçta kaç puan gerekli Giray ?
Giray: 8.