
Ağır konuşmak istemiyorum. O yüzden 2-3 maçtır denk geldiğim bir şeyi yazacağım sadece.
Maç Fenerbahçe - Galatasaray. Dakika 91.30. 3 dakika uzatmanın geriye 90 saniyesi kalmış. Derbinin son anları ve 2 takım adına da maç, durmayı bir kenara bırakın gidip geliyor, Emre Çolak pozisyon buluyor, Fenerbahçe atak yapıyor felan. Birden tam bu anda kameralar tribüne yöneliyor. Oyun başlamış durumda. Ekranda Adnan Sezgin. Ama resim seçme olayı devam ediyor. Oyun oynanıyor. Derbinin en kritik saniyeleri. Sonunda amacına ulaşıyor. Arda Turan'ı 2-3 saniyeliğine görüyoruz ekranda. Peki ataklar. Kimin umrunda. Arda'nın Kadıköy'de olması o an daha önemli.
Maç Kayserispor - Beşiktaş. Dakika yine aynı ! 91.30. Kayserispor golü bulmuş ama maç bitmemiş. Beşiktaş, son şanslarını deniyor doldur boşaltlar ile. Kameralar yine tribünde. Golün tekrarında "Arçil nasıl sevinmiş, kaç kere kolyesini öpmüş"ün hesabında, kimlere sarılmışın derdinde. Yine bir 30 saniye, bir atak, bir olay kaçıyor.
Maç Bursaspor - Fenerbahçe. Yine aynı dakika. 91.30. Aykut Kocaman'ın deyimi ile "rus ruleti" gibi bir maç. Orta sahalar yok. Bursaspor karşı karşıya yakalıyor, Fenerbahçe ceza alanında boş bir an arıyor felan. Birden yine sahayı göremiyoruz. Ekranlarda loş bir ortamda Sercan Yıldırım'ın babası olduğunu 7.kez söyleyen spikerin anlatımını duyuyoruz. Çünkü, 1.sinde anlamıyoruz biz Sercan'ın babasının bu karede olduğunu. Hoş, Sercan'ın babasını görmeyen de o seyirciler arasında nasıl seçecekse. Ekranda Sercan'ın babasının tepkilerini görüyoruz bu anlarda. "Sercan golü kaçırdığında ne yaptı, kafası yarılırken ne dedi, çıkarken nasıl tepki verdi". Yine 3 dakikalık uzatmaların 30 saniyesi kaçıp, gidiyor.
3 maçtır, maçın son anları, hem de gidip gelen maçların son anları böyle aptal şeyler yüzünden heba oluyor.
Bir de "Phantom Kamera" geyiği var. Ağır çekimin de ağırı diyerek, kaç atak kaçıyor siz hesap edin.