28 Mart 2009 Cumartesi

Ibra ile Uçmayı Öğreniyorum

Önce kolları yukarı kaldırarak ısınıyoruz..

Sonra kolları yana açarak ısınmamıza devam ediyoruz.. Tabii bu arada koşmayı da unutmadan..

Sıra ayakları açmaya geldi..

Ayağınızın altına dikkat etmelisiniz bu arada.. Birini ezebilirsiniz..

Artık uçabilirsiniz..

Fred Rutten


Hollanda liginde başarılı olmuş teknik direktörlerin sorunu bu maalesef. Başka takımda yapamıyorlar. İyimser bir tahmin ile yeni sezonu göremez diyordum, Nisan'ı göremedi. Farfan'lı, Kuranyi'li, Halil'li takım Avrupa'dan bile uzak şu an. Yeni gelen hoca ise şapkasından tavşan çıkartmalı artık. Takımı bir şekilde Avrupa'ya sokmalı. Yoksa bu Schalke takımına yazık olacak. Darısı Valencia'nın başına.

Tribün Kültürü #4 / Maç Günü




Blogu açtğımız ilk günlerde bu konuda bir yazı yazmıştım.(Yazı Burada) Türkiye'nin sıkıntılı olduğu konulardan biri bu. Normali yaşayan taraftar "şanslı azınlık" benim gözümde.

Ya hiç yaşanmıyor bu ya da yaşanınca olaylar çıkıyor.

O yazıyı şöyle bitirmiştim:

Taraftarlık bu olsa gerek. Locada viski içerek digiturk'ten maç izlemeye ne kadar "taraftarlık" denir bilemiyorum. Taraftarlık yaşanılması gereken bir şeydir; sadece konuşulması gereken değil.

Amcaların Keyif Yerinde:

Futbol Kronoloji #5 / Kafa Topu




Manchester United'ın son dakika golcüsü Teddy Sheringham.
99 Şampiyonlar Ligi Finali, Bayern Munich zafere bayağı yaklaşmışken Kafa Golüyle Almanları yıkıyor!

1875: Kalelere üst direk konulması ve topa kafayla da vurulabilmesine izin vermesi.

Bobo ve Yeni Yavru Kartal



Ernst'in sevimli ikizlerinden sonra bu kez de Silva ailesi yavru kartalına kavuştu. Bobo'nun ikinci kızı dünyaya geldi. İsmini "Luiza" koymuşlar.(Güzel isim)
Bir kez daha Maşallah diyelim.

Yaşarken Ölümsüzleşmek




Şu sıralar Lefter'in heykeli gündemde. Yaşarken ölümsüzleştirilerek taraftar tarafından onurlandırılıyor Lefter Küçükandonyadis. Büyükada'daki efsane bayağı bir mutludur herhalde ömrünün "son bahar"ında.

Bundan bir süre önce de Seba'ya nasip olmuştu bu mutluluk ve semte heykeli dikilmişti. İyidir "vefa", iyidir. Hele ki aynı Seba "Ahmet dursun, Seba gitsin" bestesiyle yollanmıştı ya... Bir nebze gönlü alınmıştır belki de.

Not: Lefter haberlerini görünce aklıma geldi...

27 Mart 2009 Cuma

İspanya Maçı İlk 11 / Ve Deli Sahaya Çıkar...





Fatih Terim bir akşam önceden sinyali verdi Del Bosque'ye ve ilk 11'i açıkladı. Sırf isimlerden çıkan tablo 4-4-2'ye, 4-5-1'e ya da 4-1-1-2-1'e bile yorumlanabiliyor. Çoğu kişinin şaşıracağı ancak Beşiktaşlıların ya da Beşiktaş maçlarını takip edenlerin şaşırmadıkları şey ise "Deli" İbrahim'in ilk 11'de olması. "Deli" son haftalardaki güzel performansının ödülünü böylesine bir maçta ve böylesine bir stadda futbolunun son yıllarında oynayarak aldı.

Hafta boyunca iki Teknik Direktör de ortamı yumuşatıcı, rakibi öven sözler söylemişti. Terim bu akşam son noktayı koydu:

"Çok iyi bir takıma karşı oynayacağız. Türk Milli Takımı bir ilke imza atmak için sahaya çıkacak. Buna kimsenin süphesi olmasın. İspanya için ortadaki tablo, başlı başına saygı duyulması, takdir edilmesi gereken başarı. Ama bu Türk Milli Takımı'nın oyun felsefesinden vazgeçeği anlamına gelmez. Kazanırız kaybederiz ama her yerde oynarız"

Artık Yaz G-E-L-S-İ-N!



-Kapalı Tribüne Yaz Ayları Vurduğunda-

Pazartesi: tüm gün yağmur
Salı: kuru soğuk ve kapalı hava
Çarşamba: güneş var ancak sert rüzgar
Perşembe: sabah yağmur, akşam sert rüzgar
Cuma: açık hava ancak öğleden sonra yağmur

Günleri değiştirip değiştirip uyarlanılıyor her hafta. Her hafta başında tam "yaz geldi" diyecekken yine bozuyor havalar. Şu millî maç hafta tatilinden sonra yaz gelsin artık, LÜTFEN!

Bülent Uygun'dan Aforizmalar #3

"Sivas'ta gece hayatı yoktur. Futbolcuların içki alabilecekleri de sadece birkaç dükkan var. Bu dükkanların sahipleriyle de tanışıyorum. Yani futbolcularımdan biri bu dükkanlardan içki aldığında haberim oluyor, ben de o oyuncumu uyarıyorum."



"Yıldız futbolcular galiba Türkiye’yi aynı Arap ülkeleri gibi çiftlik olarak görüyorlar. Onlar Türkiye’ye geldiklerinde yürüsek de 30-40 tane gol atarız zannediyorlar. Ondan sonra Kezman gibi Kezban oluyorlar"

Krizin "Teğet Geçtiği" İki Ülke ve Futbol



-İşsizlik Oranları Tablosu-

İspanya: İşsizlik 3.5 Milyona ulaştı ve artmaya devam ediyor. Rekor kırıyorlar kendi içinde.
Türkiye: İşsizliğin ne hâlde olduğunu söylemeye gerek bile yok. Rekoru kırdıkça kırıyoruz.

İki ülke de futbolla oyalanmaya devam ediyor ve ekonomik olarak kritik bu dönemde, krizin delip geçtiği iki ülke karşı karşıya geliyor. Bakalım iki maç sonunda hangi ülkenin vatandaşları bir süreliğine dertleri unutup futbolla gülecek.

F1

Trt, Formula 1'in yayın haklarını almıştı bu sezon için. Ntv'de ki Okay Karacan'ın İngiltere Gp'sini anlatışı hala kulaklarımdadır. O tadı da hiçbir zaman veremedi hiçbir yarış ve sunucu. Cnn Türk'te de Serhan Acar anlatmıştı yarışları. Okay Karacan'ı tutmasa da güzeldi onun sunumu da. Trt denilince bir an titredim. Ömer Üründül'ün "Ferrari'de bloklar arası bağlantı yok" "Schumacher tipi pivot yarışçı" cümleleri geldi aklıma ve korktum bir an. Ama Trt F1'i kim anlatsın anketi açtı ve anket sonucuna göre de yarışları Serhan Acar ve Okay Karacan ikilisi beraber anlatacak artık. Geriye bir tek nefes kesen yarışlar kalıyor. Bol yağmurlu ve geçişli olursa tadından yenmez. Darısı Murat Kosova'nın premier lig maçları anlattığı günlere...



(arada futboldan uzaklaşmak da gerek)

Hayırlı Evlatlar ve İlk 7 Fetişizmi / KISKANMAYIN!



Beşiktaş'ın bir yenilmezlik serisi var aldı başını gidiyor. Uzun zamandır alışkın değiliz böylesine diyebilirim Beşiktaş'lı olarak. Bir farklı galibiyetler vardı bir dönem ancak bu kadar mücadeleyi uzun zamandır görmüyorduk. Sahada futbolcu adımını atarken, tribünde seyirci marşını söylerken; her saniye daha da inanıyorlar yolun sonunda "Zafer" olacağına. "La Vittoria Sara Nostra" deniliyor şu aralar camiada!

Tabii bir de bunu çekemeyenler var. 2 Koldan saldırıyorlar Beşiktaş'a.

Basının İlk 7 Fetişi:

1-Öncelikle ortaya Ligin ilk 7 takımıyla yapılan maçlarda galibiyet alınmadığı söylendi. (ilk yedi: Sivas, Fener, Cimbom, Trabzon, Bursa, Kayseri)
Bu "7'li" değişebiliyor ve "kıvırtgan" gazetecilerimiz haftadan haftaya aynı yorumu yine de yapıyor. Peki Beşiktaş yenmedi de ne yaptı?
Beşiktaş'ın 4 mağlubiyeti var bu sezon. Deplasmanda Galatasaray, Fenerbahçe, Kayseri ve evinde Ankaraspor. Yani Beşiktaş ilk 7'deki takımların üçüne yenilmiş; üçü de deplasmanda! O kadar da ezilecek, "vah vah" yapacak bir yanı yok!

Hayırlı Evlatlar(!):

2-"Ertuğrul Sağlam yönetimindeki Bursaspor F.Bahçe’ye Tuna’nın golüyle darbe vurdu. Rıza Çalımbay’ın Eskişehirspor’u Youla ile Galatasaray’ı devirdi. Mehmet Yozgatlı attı, Murat Şahin tuttu, G.Antep Trabzon’u yıktı."

Hürriyet Gazetesinin haberi
. İnceden verilen mesajı anlamayan yoktur!

Yavru Kartallar / Ernst Ailesi



Fabian Ernst Sivas maçının ardından verilen 3 günlük izinde yeni doğan ikiz çocuklarını görmeye Almanya'ya gitmişti. Aslında Teknik Direktör Mustafa Denizli, Ernst'in özel durumunu göze alarak kendisine fazladan bir gün daha izin vermişti ancak Alman Ekolü falan bu mudur bilmiyorum ancak "Fabe" o ekstradan bir günü kullanmadan takımla çalışmaların başlayacağı ilk gün İstanbul'a döndü. Dönerken de ikiz çocuklarının fotoğraflarını getirmiş. Maşallah diyelim, çok şeker yeni yavru kartallar "Elian" ve "Tristan".

İspanya - Türkiye || Senaryo Yazalım..

Maç öncesine göre bir yazı değil bu. Maçın gidişat senaryolarını yazacağım. Aklıma gelenler.



1- Klasik Senaryo: İlk 30 dakika İspanya bizi boğar. Maç 2, 3-0 olunca takım kendine gelir. Arda ve Tuncay önderliğinde silkinir ve kişilikli top oynamaya çalışır. Ya iş işten geçer, ya da bir mucize daha gelir.
2- Sakatlık veya Eksiklik: İspanya orta sahasında sakatlığı nükseden Xavi, İspanya orta sahası anlayışını değiştirir. İspanya kanatlara iner. Diğer tarafta da, Arda - Ramos mücadelesinden Arda zararlı çıkar, Türkiye ileri çıkmakta zorlanır, "Tuncay Ruhu" kadar sahada kalırız. Olası bir senaryo daha ise, Emre'lerden birisi oyundan atılır, iyice Çanakkale Geçilmez'e döneriz. Sıcağa dayanan kar kadar dayanırız.
3- Şahsiyetli Oyun: Terim, harika bir orta saha kurgusu yapar, en iyi savunma oyunu oynamaktır'ı oynatır, Arda, Tuncay ve Semih ile sonuca gideriz. Orta sahanın harika yardımlaşması ile defans hattında fazla sorun yaşamayız. Zamanında akıllı değişiklikler ile oyunu elimizde tutarız. En kötü bir beraberlik ile döneriz. Hayıflanırız.
4- Felaket: Maç başında kırmızı kart + gol olur. Anlamadan maç 2 olur. 60'tan sonra kontralarla ya da orta sahada sindiriliriz.
5- Saçmalama: İspanya'ya karşı İspanya gibi oynamaya çalışırız. Bol pas yapma girişimi ile çabalarız fakat heba edilen ilk 45 dakika sonrası, 2.yarı yine gaz, moral, hırs ile çıkar oyunu oynarız. Ama ilk yarıda alınan skoru çevirmekte zorlanabiliriz.
6- ?: Golü bularak başlarız. Sonra klasik Türk takım klasiği olarak peşpeşe goller yiyerek avantajı veririz. Tekrar çevirene kadar akla karayı seçeriz. (Bu daha çok Sami Yen olayı oldu)

Bu kadar senaryo olmasının nedeni Türkiye aslında. Bi' Fransa ya da Almanya olmuş olsaydı, 1-2 senaryo ile çözülürdü. Ama bilinmeyeni katan biziz. Farketmeden arada bi' tokatlayıp gelsek keşke.

26 Mart 2009 Perşembe

3 adımda bulentuygun.com.tr


-Büyük sunum için resmin üstüne tıklayın-


1. "Bir de şöyle çek İmparator olayım"

2. "adamlar sponsorumuz, biz de kaliteyiz koy evladım siteye"

3. Atatürk ile aynı klasifikasyonda olmak isteme sendromu.

Fenomensin hocam... Türk solu da darda.

Bülent Uygun'dan Aforizmalar #2

''Bugün bir Arsenal, Manchester United, Real Madrid'in bütçesi 1 milyar dolar. Sivasspor'un bütçesi de 12 milyon dolar. Şimdi burada çok büyük sıkıntı var, ama 1 Türk dünyaya bedeldir''
(Sivas'ın Şampiyonlar ligine katılması durumunda geyiği hakkında)



Bu arada, yanlış anlamayın. Oradaki "Bir Türk"ten kasıtı oyunculardan herhangi biri değil, sonuçta yabancı oyuncular da var.
"Bir Türk" = "Bülent Uygun"

"4 x Turkey = Spain" Sadece Maddi Olarak!

Transfermarkt verilerine göre Millî Takımlardaki oyuncuların değerlerinin toplamı baz alınarak yapılan değerlendirme: En değerli takım İspanya(401.000.000 €), Türkiye(111.700.000€) on üçüncü.




En değerli İspanyol 43 Milyon Euro ile Torres, en ucuzları 5 Milyon Euro ile Busquets.
En değerli Türk 15 Milyon Euro ile Arda Turan, en ucuz 1 Milyon Euro ile Ufuk Ceylan.

Arada bayağı bir fark var, maddi olarak tabii. Ancak benzer(bu kadar olmasa da) farklar Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti ve Almanya maçlarında da vardı; tarih yazıyorduk neredeyse. Maddi açıdan biçilen pahalar arasında farklar olabilir ancak bu böyle olsaydı futbol basit "Football Manager" oyunlarından farksız bir hayat olurdu.

Sonuç olarak diyeceğim ki; hiçbir sonuç beni şaşırtmaz.

"Basın ile Sohbet"

"...antrenman sırasında basın mensuplarıyla yaptığı sohbet sırasında..."



Göreve geldiği günden beri haftada bir iki kez çıkan Mustafa Denizli haberi klişesi. Bir hafta böyle bir haber çıkmasın, kıllanırım bir şey mi oldu Hocaya diye. Çıkacak spekülasyonlar yerine; bilgilerin futbolseverlere birinci ağızdan ulaşması açısından iyi bir şey olsa gerek. Hem sanki sırf kulüp sponsorların reklamlarından para kazansın diye arkaplanda bir ton reklamın yazılı olduğu kartonların önünde yapılan "basın toplantısından" daha samimi bu "basım mensupları ile yaptığı sohbet".

Bülent Uygun'dan Aforizmalar

"Sivasspor'un başarısının nedeni burada gece hayatının olmamasındandır. İstanbulda Laila var burada La ilahe İllallah..."

hocam cidden illallah..

25 Mart 2009 Çarşamba

Messi'nin Arda Yorumu





"Hem Galatasaray'da hem de milli takımda birkaç kez izledim. Çok yetenekli bir yıldız olduğunu düşünüyorum. Avrupa'da birçok takımın onu istediğini okudum ve duydum. Haksız değiller. PlayStation'da futbol oynarken onu takımıma muhakkak alıyorum. Yaşıtlarım arasında yıldız diyebileceğim birkaç isimden biri. İspanya Ligi'nde olmasını isterim. La Liga birçok yetenekli oyuncunun forma giydiği bir lig ve Arda da burada oynamayı fazlasıyla hak ediyor"
Lionel Messi

Röportajın tamamı için tıklayınız.

Türkiye - İspanya / Biletler Satışa Çıkıyor





Biletler 27 Mart Cuma satışa çıkıyor.

Eski Açık Tribün: 20,00 TL
Kapalı Tribün: 40,00 TL
Numaralı Tribün: 60,00 TL
Yeni Açık Tribün: 20,00 TL

Biletix

Linc 2!


Brezilya'da şu sıralar uyuyor olmalı. Uyumadan önce de Copacabana'da stres atıyordur. Ama bir yandan da konuşuyor! sandınız değil mi? Spor gazetelerine göre Bülent Korkmaz'ın arkasından konuşmakta şu an. Birisine göre beni yem yaptı, diğerine göre beni hiç sevmedi gibi. Herkes bir kaynağa dayandırarak Lincoln bunu dedi, bunu yaptı vs. vs. yazacak. O gelecek. Ben açıklama yapmadım vs.vs. diyecek. Para cezasını alacak. "Fenerbahçe maçında hocaya inat topunu oynayacak ve oyununu gösterecek" denecek ama değişen bir şey olmayacak. Değişen ise sezon sonu gidecek olması. Yanında da Bülent Korkmaz'ı götürürse 3.kellesini alıp kendisini de kaybedecek.

İspanya - Türkiye


Yeni formalarını da çekmişler üstlerine. Sene sonu konfederasyon kupası için hazırlattıkları kreasyonu ilk olarak bizim maçta giyecekler. Tanıtımını da, "Luis Aragones" salonunda yaptılar. Takımın teknik direktörü Vicente Del Bosque; "Daniel Guiza ve Raul arasında bir tercih yapmam gerekiyordu ben de Torres'i tamamlayıcılığı yüzünden Güiza'yı seçtim" diyerek açıkladı. (Buraya kadar olan cümlelerdeki ismi geçen kişiler ve açıklamaları gerçektir ve isim benzerliği yoktur) İki maçta da 4 puan iyidir dedi. Bu demektir ki 2'de 2 yapacağız, kurtuluşunuz yok.

Hamit Altıntop kadrodan çıkartıldı ve sağ kanatta herkesin düşündüğü kadro yapısı bozuldu. Gökhan - Hamit yerine, Gökhan - ? (kim oynarsa oynasın) koridora doğru yelken açar. Ne Kazım, Ne Sabri o bölgede devamlı değiller. Gökhan kadar dayanacaktır orası. Sabri olursa maksimum +10dakika daha eklenir Gökhan'a. Kazım olursa -10. Zaten defansın göbek bölümü sıkıntılı. Sol kanat sadece gönlümün rahat olduğu yer. Tabii bir de Mehmet Aurelio kısımları. İniesta kadrodan çıkartıldı haberi iyi bir haber. Ama Xavi oynayacak kısmı kötü. Hele İniesta yerine Mata kısmı benim için daha da kötü. Xabi Alonso, Senna ve Xavi'den kuracaktır Bosque orta sahayı. Silva ya da Riera'yı da 4.olarak izleriz. Mata da bir ihtimal. 75'ten sonra oyuna giren Güiza'da gol atıp, okunu yollarsa yatacak yeri kalmayacak demektir ki, bu gözümde yüksek bir ihtimal. David Villa sakat. Oynayabilir ama gücünde olmayacaktır. Gözümde bu maçın izlenebilinir kılınma nedeni Arda Turan - Sergio Ramos'tur. Eğer Arda, Ramos'u zorlarsa artık gitmesi için bir engel kalmamıştır. Ama Ramos süpürür geçer ise, Arda'nın daha bir kaç fırın gezmesi gerekir.

Özetle; Amansız Ol! ile savaş boyalarını sürmüş Şampiyon'un maçı. Biri son Şampiyon. Diğeri yarı finalde 90'da elenen. Bu maça ortak isek, puan düşüncemiz var ise, yapmamız gereken; koşmak, koşmak, koşmak ve orta sahada oyunu dengelemek. Gerekirse Catenaccio'yu yeniden yazmak. Çanakkale Geçilmez'i bir kez daha yaşatmak. Çünkü İspanya takımını son şampiyonada dışarı atabilecek tek takım, orta sahasında eksikleri olmasına rağmen bu dediğimiz şekilde oynayan İtalya idi. Orta sahalarını bozmalıyız. Başka yolu yok. Senna ve Alonso'nun üzerine oynamalı, presi bunlara yapmalı, Xavi'yi de sindirmeliyiz. En önemlisi ise; (ne kadar yazarsak yazalım farketmeyecek olan) duran toplara dikkat etmeliyiz. Avantajımız, İspanya kısa bir takım. Dezavantajımız, duran toplarda berbatız. Zor maç yahu. Çok zor.

24 Mart 2009 Salı

13


30. 06. 2009 da sözleşmesi bitiyor. 32 yaşında. İmkanlar dahilinde tam da Galatasaray' ın aradığı adam. Onun dışında bulacağımız öteki topçu anca Francesco Totti' dir. Lincoln' ün kaprisli olduğunu düşünenler elini cebine soksun... Şahsen Ekin ile ilk PES kapışmamda onu Galatasaray' a alacağımdır.

23 Mart 2009 Pazartesi

Formayla Özdeşleşmiş Reklamlar

Manchester United - Sharp ilişkisi. Kaç sene devam etti bilmiyorum ancak "net" hatırlananlardan.

90'lı yılların başları... Berbat deplasman forması:



Liverpool'un 92'de başlayan Carlsberg çılgınlığı. Carlsberg'li ilk yılına ait deplasman forması:




Arsenal ve JVC anlaşması... Bi' 10 yıl gitmiştir, hatta daha da fazla. 90'lı yıllar böyle geçti orada.
91 Deplasman forması:



Şimdi de bir İtalyan, 94'de Milan'da başlayan Opel çılgınlığı. Alman Opel'in ismini 90'lı yıllarda bolca taşıdı AC Milan forması. 94 Deplasman forması(aynı yıllarda İngiliz'lerin yaptığı berbat formalara göre bin kat daha güzel. Ne de olsa İtalyan canım):



10




Zico saçları ne zaman dökmüş, işte o zaman karizmayı çizmiş...

Skibbe ve Korkmaz / Kewell ve Mehmet Güven











Ligin 8. Haftası
Teknik Direktör: Michael Skibbe
Eskişehir evinde Galatasaray'ı ağırlıyor. Dakika 72, Skibbe Harry Kewell'ı oyundan alıyor; Mehmet Güven'i oyuna sokuyor. Eskişehir 90+'da bulduğu iki golle Cimbom'u 4-2 yeniyor.

Ligin 25. Haftası
Teknik Direktör: Bülent Korkmaz
Galatasaray evinde Es-Es'i ağırlıyor. Dakika 74, Korkmaz Harry Kewell'ı oyundan alıyor; Mehmet güven'i oyuna sokuyor. Bu sırada Es-Es 10 kişi ve 1-0 önde; maç öyle bitiyor.













Mehmet Güven, Harry Kewell'ın alternatifi olarak bu takımda bulunuyor da bizim mi haberimiz yok?

Avrupa Ligleri / Kritik Haftalar

Öncelikle İtalya ve İspanya'da iplerin koptuğundan rahatça söz edebiliriz. Hele İtalya'da Inter'in Şampiyonlar Liginden elenmesinin ardından Serie A'yı şampiyon bitirmekten başka şansı yok. Lig TV'nin internet sitesinden alınan tablolarda görüldüğü üzere zirve sıralamalarında pek değişiklik olmuyor. -tabloları tam boy görmek için üzerlerine tıklayın-
















Gelelim gittikçe fantastikleşen liglere; Bundesliga ve Premier League. Zirveye yaklaşanlar, uzaklaşanlar ve Avrupa Kupalarına katılmak için uğraşanlar kıyasıya mücadeleye devam ediyor. Gerçi seneye avrupada mücadele edecek İngiliz takımları belli oldu sayılır da. Almanya bayağı fantastik, o kadar maç oynanıyor; sıralamada tık yok. :/

Spor Basınından Seçmeler #4