Fifa Dünya Kupası sırasında hükmen elemeye geçsin şu Dünya Kupası'ndan sonra. Cezayir diye bir ülke, Allah'ın 20 senelik ülkesi Slovenya ile maç yapıyor, sanırsın ikisi de finale çıkacak. Öyle bir alan savunması, bir ciddiyet. Hayır kardeşim sahadaki 22 kişinin en az 18'i armut. Cavcav bile ucuzluktan almaz o 18'inden birisini. Blog'a yazmıştım izlenmeyecek 5 maç diye. Canlı izlemedim. Tekrarını gece izledim uydudan. İyi ki izlememişim dedim de. Lanet ettim futbollarına.
Neyse Maradona'ya dönelim. İz bırakmaya çalıştığı kesin bu kupaya. Öyle veya böyle. Arjantin takımının orta sahasında Barış, Ayhan ikilisi oynasa daha efektif olurdu muhtemelen.
Veron - Mascherano ikilisinin orta saha olduğu, sağ bekte de Newcastle United'ın neden para verdiğini anlayamadığımız
Jonas Gutierrez'in oluşturduğu bir takım Arjantin.
Sağ beki Cihan Haspolatlı, sol açığı Rothen olan Ankaragücü gibi bir şey bu Arjantin. Kalecileri de evlere şenlik. Bahar şenliği gibi. Nijerya ise daha komik. Bireysel yetenekleri olmamasına rağmen bireysel oynamaya kalkan takım
Nijerya. Hayır pas verseler değerleri düşüyor sanki. Bi' tane de çakma Keita var. En çakma Keita ödülünü vermek istiyorum kendisine.
Kore'nin
Güneyi ise çalışıp duruyor. Takımın yıldızının
Manchester United'da hamallık yaptığını düşününce yıldızlık kaprisleri de olmuyor haliyle. Basıyorlar, koşuyorlar, oynuyorlar. Yunanistan ise ne idi ne oldu. Eskiden 3 korner ile maç kazanırlardı. Şimdi ise 10 korner ile tehlike bile yaratamıyorlar. Bir futbol nesli bitti işte Yunanistan için.
İngiltere - Amerika ise Capello'nun İngiltere'si ile değil, 4-4-2 oynamaya çalışan standart bir İngiltere ile Amerika'nın maçıydı. Gerrard - Lampard'ın kanatlara çabuk inememesi, indiklerinde de Lennon ve Wright - Phillips'in özellikle sol kanattan sıfır yaratıcılık katmaları işleri zorlaştırdı. Heskey ise 20'lerinde bile bu kadar mücadele edip, top indirmemiş, boğuşmamıştır. Barry veya göbeğe Carrick'i çekip Gerrard'ı sola atmadan Capello işleri zor götürür turnuvada. Yedikleri golden sonra da Capello çok fena kızdı. Artık mimiksizliklerinden bile anlıyorum Capello'yu. Amerika ise işte turnuva keyfi. Oynuyorlar oynayabilecekleri kadar.
Gana - Sırbistan maçı da bir garip. Sırbistan'ın defansında Ümit Burnu'ndan aşağı atılabilecek derecede salak bir defans oynuyordu. Penaltı yaptırdı. Öyle bir maç.
Son maç ise
Aussie'ler ve Panzerler. Panzerler'in 2014 için belki de yeni hoca yeni kadro prensipinin erken gelen haliydi bu kadro. 2014'te
Badstuber - Serdar Taşçı göbeği izleyeceğiz 4 senede bir defans efsanesi yaratmazsa Almanlar. Yeni Ballack'ları Mesut olacak ve bu düzlemde değişecek kadroları. Ama bir turnuva öncesine rast gelince bu rejenerasyon, Avustralya'lılara kötü oldu. Aussie'ler, statik daha yavaş oynuyorlar futbolu. Koeman'ın Valencia'sı gibi bir oyun düşüncesindeler. Durup, alan savunması ile arada hücum ile oynayarak bir şeyler peşindeler ama yazık ettiler kendilerine. 2. ve 3.maçlardan sonra eve dönerler muhtemelen Aussie'ler. Tabii
Harry "The Wizard of Oz" Kewell bir büyü yapmazsa.
5 Dakika sonra Hollanda'lılar var. İzleyin. Hem de rakip Danimarka.