30 Mayıs 2009 Cumartesi
Turkcell Super Lig 2008-2009 Sezonu
Şampiyonu Beşiktaş. Sezon başında Toraman ve Üzülmez'in kavgası ile çalkalanan, Sağlam'ı Kharkiv maçından sonra kaybeden, 14.Haftada Ankaraspor maçında "ne zaman Şampiyonluk diye bağırsak kursağımızda kalıyor" diye bağıran, 16.Haftada Galatasaray'dan 4 yedikten sonra, 1 maç kaybetti sadece ligde. Kritik maçları 1-0'larla çok güzel çıkarttılar. Hakettiler bunu 2.yarı performansları ile. Bunda Ernst ve Yusuf transferlerinin performansı çok etkiliydi. Biri savunmayı toparladı, diğeri hücumu.
2.si Sivasspor. Hocasının her türlü antipatikliğine rağmen, yine aynı hocanın başarısı sayesinde 2.senesinde istikrarı ile Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynayacak. Hep Galatasaray bir taş koyuyor onlara.
3.sü Trabzonspor. Bir takıma örnekle gösterilecek derecede başarı ve başarısızlık öyküsü. Yepyeni bir kadroyu, müthiş bir uyumla kurarak buralara kadar geldiler. Irmaktan geçerken atı bıraktılar. Diğerlerine yükü dağıttılar. Yük son adımda ırmağa düştü. Uefa Avrupa Ligi'ne kaldılar.
4.sü Fenerbahçe. Takıma göre sistem değil de, sisteme göre takım çabası mahfetti onları. Güiza, Alex, Semih, Deivid derken 4.lükte kaldılar. Derbi kaybetmediler. Kupa finali kaybettiler.
5.si Galatasaray. Skibbe zamanında ligin en çok pozisyona giren, gol atan takımıydılar. Uefa Kupası, Türkiye Kupası, Lig derken, hoca değişimi, sistem değişimi, disiplinsizlik, sakatlıklar 5.liğe kadar götürdü takımı.
Kocaelispor. Bir kulüp nasıl yönetilemez'in örneği oldular. 2.yarı performansları ile düşmeseler dedirttiler ama yetmedi.
Milan Baros. Turkcell Super Lig 2008-2009 sezonu gol kralı.
Cassio Lincoln. Turkcell Süper Lig asist kralı.
Taner Gülleri. Tek başına kurtaramadı takımını.
Sinan Engin. Var mı kasasına talip olan?
Kafası Güzel Messih
Messi candır, ciğerdir, gökten indirilmiş mesihtir dedik, ama kardeşim adam gayet içkiyle kafası güzel olan bir bünyeymiş bunu da öğrendik. Artık ne kadar içirdilerse küçücük çocuğa. Kafası iyi Messi'de böyle birşey oluyormuş demek ki.
Buradan ulaşabilirsiniz; http://www.dailymotion.com/video/x9fon7_messi-borracho-drunk-boure-bebido-t_sport
Buradan da; http://www.youtube.com/watch?v=dPq9EUPHRfY
Şampiyon Biziz Beşiktaş Birinci || Bilica
"Gönüllerin şampiyonluğunu geçen yıl kazanmıştık. Bu yıl artık şampiyon olduk ama Beşiktaş birinci"
"Beni antipatik bulanlar hep 3 büyüklerin fanatik taraftarları oldu. Oysa ben kötü bir şey söylemedim ki. ’7 yeriz, 9 yeriz, 8 yemeyiz’ derken amacım kimseyi kırmak rencide etmek değildi. Ben Avrupa’da başarı isteğimi dile getirdim"
"Bilica'yı Fener'e verdik. Takımda revizyon yapmak zorundayız. Aksi halde çok sık yan yana oynayan oyuncular başarıya doyar hatta emekli zihniyetine bürünür"
7 ve 9 yiyip başarılı olma isteği... Yorumsuz...
28 Mayıs 2009 Perşembe
Var mı Sinan'ın Kasaya Talip Olan !?
Sinan Engin'in bu sene ortaya çıkan bir görüntüsü vardı. "Beşiktaş'ı şampiyon yapsınlar kendimi s..tirtirim" diyordu. Cumartesi günü bir aksilik çıkmaz ise Kartal'lar kupayı kaldıracak gibi görünüyor.
Eee.. Var mı Sinan'ın Kasaya Talip Olan?
Ne insanlar var yahu... Hepsini geçtim bu adam kendini ne zannediyor. Bu adamı kulübün kapısına yaklaştırmayacaksın! Sinan'ın önceki görev yaptığı dönemlerden biriydi. Numaralı tribünde yaşlı bir amca Sinan Engin'e 90 dakika boyunca "Ayı Sinaaaan!!!" diye bağırmıştı. Ağzına sağlık be amcam!
Gönüllerin Şampiyonu Camii
Şaka felan değil. Gerçekten yahu yapılacak bir camii'nin adı bu. Sivas'ta yapımında maddı olarak desteği bulunan Sivasspor'lu futbolculara bir jest düşüncesi olarak bu camii'ye önce Bülent Uygun Camii'si veya Mehmet Yıldız Camii'si adını verilmesi kararlaştırılmış. En son olarak Bülent Uygun, "münferit isim olmasın, Gönüllerin Şampiyonu olabilir" demiş. Sonuç olarak Sivas'ta böyle bir camii yapılacak.
"5 rekat kılarız, 7 rekat kılarız, 9 rekat da kılarız ama 6 kılmayız ya da 8 rekat kılmayız" B.U.
haberin linki; http://www.sporx.com/detail.php?Type=1&kategori=29&takim=115&go=155044
Ekrem Dağ Millî Takımda!
Yanlış anlaşılma olmasın. Tabii ki Fatih Terim Millî takımında değil, Avusturya Millî takımında. Adam ta ne zamandan beri demişti Avusturya Millî Takım'ı görevlileri beni izlemeye geliyor diye. Hatta iki ülkeden de teklif olursa Türkiye'yi seçeceğini de söylemişti ancak Dietmar Constantini daha önce ihtiyaç duymuş Ekrem'e.
Aslı'yı böyle sevemedi Kerem,
Seviyoruz seni dağ gibi Ekrem...
27 Mayıs 2009 Çarşamba
Messi(H) || Van der Sar
Rıdvan Dilmen noktayı koydu; "Benim için Messi ve diğerleri var. Ronaldo, Messi'den sonra gelen 8-9 futbolcudan birisidir benim gözümde"
Ben daha da uzatayım. "Messi gökten indirilmiş bir futbol elçisidir. Diğerleri ise sadece insan." İspatı için;
"Havada durdum şahitlerim var" Leo Messi -- Van der Sar'ın ifadesi herşeyi anlatıyor zaten.
48 Yaşında Rıdvan - Barcelona'lı İlker Yasin || İlk Yarı
-Ben 1980 Yılında burada Dünya Kupası finalini anlatmıştım. O günden bu güne tamm..... (Burada ses kesilir) Evet 80'den bugüne tekrar buradayım. Tam 29 sene oldu. O senelerde 19 yaşında bir delikanlı olan Rıdvan Dilmen yanımda. Rıdvan Dilmen'in 48 olduğunu öğrendik.
-Eto'o acı burunla vurmuş. (Rıdvan Dilmen)
-Slyvinho'nun defansı iyi. Çıkmaz. Ofansı kötü. (Rıdvan Nistelrooy)
-Messi, İniesta ile bir duvar pası, ahhhhh. (İlker Yasin)
-Messii, Messiii, Messsiiii, Messiiii || Roneldoo || Vanderson (İlker Yasin)
Barcelona vs Manchester United
Futbol tarihinin 1 senedir beklenen maçı sonunda geldi. Roma Olimpiyat Stadı'nda örümcek kameralar eşliğinde izleyeceğiz büyük finali. Geçtiğimiz sene Terry'nin ayağının kayması ile kupayı kazanan Manchester bu kez bu şanstan daha fazlasına sahip olmalı.
Barça cephesinde kanat bekleri sorunu var. Dani Alves ve Abidal yerine Keita ve Sylvinho oynar düşüncesindeyim. Puyol ve Pique göbek, önlerinde Toure, Xavi, İniesta üçlüsü ileride de muhteşem 3'lü Eto-Messi-Henry. Klasik 11'i gibi. Onlar oynamaya çalışacak, fakat Manchester onları durdurmaya çalışacak. Aksi aptallık olur zaten.
Manchester cephesinde de bir tek Fletcher eksik. Eksik olarak bile bakmam aslında ona. Barış Özbek kadar bir futbolcu. Man U. ise Ferdinand-Vidic-O'Shea-Evra 4'lüsü ile çıkacak geride. Ortada Carrick ve Park yeri garanti olanlar. Yanlarına Scholes veya Anderson'dan birisi girecektir. Ronaldo ve Rooney ikilisi de kesin. Berbatov'u da sahaya atacaktır Sir. Ama Barça kitleme adına ortaya Scholes, Anderson ikilisini de atabilir.
Büyük kapışmayı mı kim kazanır? Sir bu kez fazla sıçrayamaz. Messi ve Eto'o için boş kaldıkları 2 saniye yetecektir. Valdes kovalığını konuşturmazsa ki Ronaldo karşısında bu pek olası değil, güzel bir maç izleyeceğiz gibi. Dua edelim de ilk golü Barça erkenden atsın. Yoksa sıkıcı bir final izleriz.
Şampiyonluk Puanı
Beşiktaş kazanırsa 71 puan ile Şampiyon olacak. Bu Süper Lig tarihinin en düşük puanla 2.şampiyonluğu. Berabere kalır ya da yenilir de Şampiyon olursa rekoru alacak. Bu dalda rekor ise 70 puan ile 2006-2007 sezonunda Fenerbahçe'ye ait. Daha ilginç olanı ise Fenerbahçe bu şampiyonluğu 64 puanda iken garantilemişti. Beşiktaş ise 73 puan ile bir önceki sezon 3'lü averaj ile Uefa'ya gitmeye son maçta hak kazanırken şimdi 71 ile şampiyon olacak (çok çok büyük ihtimalle). Bir önceki şampiyonlukta ise 85 puan toplamıştı Beşiktaş.
26 Mayıs 2009 Salı
26 Numara Mansııııız İlhaaaan
2 kere futbolu bırakan bir adamın hikayesi O'nun ki. Hikayesi Almanya'da başladı İlhan'ın. Önce küçük takımlar. Sonra Fc Köln. 19 yaşında Fc Köln'den para kazanınca müzik seti aldı kendine. Aile baskısı ile Türkiye yaptı bi' ara. Cavcav onu da kaptı zamanında. Ama uyumsuzluk. Tekrar Almanya. Tekrar Türkiye. Kuşadasıspor'a gitti. Oradan Samsun. Bu Samsun seferi sırasında futbolu bırakma kararı aldı. Okula devam etmek istedi. Vazgeçemedi futboldan. Samsun seferi başladı.
Samsunspor da Tümer ile parladı. Sezon arasında Galatasaray ile Samsunspor bu iki futbolcu konusunda ön protokol yaptı. Ama sene sonunda bu ikili Beşiktaş'ı seçti. 26 yaşında Beşiktaş'a gelen İlhan 26 numarayı aldı. Aslen Eskişehir'li olması da bunda etmen olabilir. Hırsı ile, kaybetmeme sevdası ile, bazen aşırı agresifliği ile ama golleri ile kendini çok sevdirdi. İlk senesinde neredeyse son 6-7 haftasında oynamamasına rağmen gol kralı oldu. 100.yılda Avrupa'da ve Türkiye'de gollerini atmaya lakin sakatlanmaya devam etti. Nina Ritter'e aşık oldu. Bir Sezen Aksu konseri sırasında sahnede evlenme teklif etti. O gün takım elbise altına giydiği sporlar ile bir moda bile oluşturdu. Ne yalan söyleyim şimdi bile takım giysem altına sporları çekmek isterim o yüzden. Diz ameliyatının akşamında Laila'ya gitmesi onu bitirdi.
2003-2004 sezonunun devre arasında Vissel Kobe'ye satıldı. Burada reklam filmlerinde oynadı. Sakatlandı yine. Hertha'ya gitti bir ara. Sakatlığı nispeten geçti. O diz iyileşmezdi Tümer'e göre. "İlhan'ın dizi bitmiş" demişti bir programda. Ankaragücü'ne döndü. 9 maçta 4 gol attı. Son golünü kendisini İlhan yapan İnönü çimlerinde bu kez Beşiktaş'a attı. Golden sonra sevinmedi. Kafasını öne eğip santraya giderken, bütün İnönü o'nu alkışlıyordu. Sonra futbolu bıraktı.
Buzda dans, doktorlar felan ekranlarda görünmeye devam etti. Gençlerbirliği ile oynanan kupa maçında 3 golü attı. Takım altın gol ile elenince hırsından saha ortasında ağladı. Roberto Carlos'a attığı çalım hala akıllarda. 100.yıl maçında Göztepe'ye attığı gol efsanedir. Bir hafta önce hatalı gol yiyen Fevzi için, ertesi hafta attığı golden sonra formasının altında ki Fevzi forması ile tribünlere koştu. Sahada tek başına bir takımdı adeta. Futbol sahalarının hep aradığı bir Ruh'a sahip bir adam.
Özhan Canaydın'ın Tek Başarılı Transfer Hamlesi
Özhan Canaydın döneminde futbolda başarı olarak neler çekildiğini sadece bir Galatasaray'lı bilir. Mali açıdan takımı ayakta tutması tebrik edilebilirdi. Ama kulüp futbol anlamında iflasta idi. Bahsetiğimiz bu transfer hamlesi de doğal olarak başkan olmadan önceki zamanlarında.
O dönemde Avrupa'da İspanyolların iki büyüğünde oynamış ama o kulüplerde yeterince başarılı olamamış bir adamın peşindeydi Galatasaray. Terim'in isteği ile. O futbolcu da futbol hayatını Amerika kıtasında sürdürmek üzere karar almıştı o zamanlar. Canaydın kendi şahsi işleri için Romanya'da bulunurken 10'la da buluşuyordu. "Amerika'da ne işin var, ailen var, çoluğun çocuğun, akrabaların, bir hayatın var, dünyanın öbür ucuna mı gideceksin? Gel İstanbul'a 1 saat yol. Rahat edersin hem de. Memleket derdin de olmaz." diyerek 10'u ikna ettiğini anlatıyor Canaydın. Sonra mali kısımlar giriyor işe. Toplantılarda da Terim "Ben bu sene para istemiyorum, yeter ki bu adamı alın" diye bir not uzatıyor yöneticilerden birisine. Sonunda transfer gerçekleşiyor. Özhan Canaydın'ın transferler döneminde gazetelere çıktığı tek resmi bu oluyor kendi ifadesine göre. "Tek bir transferde basın önüne çıktım. O da Hagi'ydi" diyor.
O 10 numara da bunun hakkını veriyor haliyle 5 senede. 10'u giymek kolay, ağırlığını kaldırmak zordur. 10'dan sonra daha da zor oldu.
25 Mayıs 2009 Pazartesi
Gol Yedikten Sonraki Orkun Duruşu
Top, Orkun'un yanından kaleye doğru süzülürken, Orkun, takım santra yapana kadar golü yediği pozisyonda kalmaya devam eder. İşte buna futbol tabiri ile "Orkun Duruşu" diyoruz. Rüştü el kaldırması, Hasan Şaş itirazı gibi..
ek: Orkun'u, Aykut ve de Sanctis'ten çok severim bu arada.
24 Mayıs 2009 Pazar
Saçmalamadan Seçmeler || Denizli vs. Galatasaray Defansı
Galatasaray defansı bugün Mustafa Denizli'nin saçmalama seviyesinin 2 kat üzerine çıktı. Mustafa Denizli ne yapmak istedi 90 dakika çözemedim pek ama Galatasaray defans göbeği ona bugün çok yardımcı oldu.
Maçın pek özetlenecek yanı yok. 33.Hafta evinde derbi oynuyorsan maçı bir şekilde kazanmalısın. Bunu başardı Beşiktaş. 2 tane karşı karşıya kaçıran Baros ve defans göbeği buna çok yardımcı oldu haliyle. Ama Denizli o kadar müthiş derecede kötü hamleler yaptı ki, rahat 3-4 olacak maç 2-1'de kaldı. Tello - Yusuf değişimi nedir anlamadım? Ekrem sevdası nedendir anlamadım? Takımı durdurdu da durdurdu. Galatasaray'a pas yapma imkanını o kadar verdi ki inanılmaz bir yüzde oldu maç boyunca. Orta sahada Tello-Yusuf değişimi pahalıya patladı. 1-1 oldu. Ama Galatasaray defansı o kadar kötüydü ki, Denizli'yi gölgede bıraktı. Emre'nin boşa uçuşu onu kurtardı. Yusuf'u böyle bir maçta ilk 11 başlatmayan adamdan şüphe ederim arkadaş! 4 stoper 3 ön libero ile galibiyet gereken Şampiyonluk maçına çıkmak intihardı. Revolver'i Emre ve Topal aldı. Sıktı kafasına. Beşiktaş iyi kapandı sadece maçta. Ama Arda'dan 2'den aşağıya çalım yemeyen adam kalmadı sahada. Yusuf ders niteliğinde aldı topu Arda'dan.
Neticede Beşiktaş şampiyon oldu gibi. Denizli ikili averaj ile kümede kaldığına göre Denizli Denizli'de Şampiyonluk turunu atacak. Tabii bir fantezi ürünü ile sahaya çıkmazsa yine. Neticede maçı Beşiktaş haketti diyemeyiz ama Şampiyonluğu haketti bu sezon. En azından bu sezon ki 2.yarı performansı ile.
Beşiktaş 2-1 Galatasaray | 33. Hafta Sonrası Durum
"Beşiktaş Şampi..."
Birçok basın kuruluşu bu başlığı atacak. Beşiktaşlılar bir Denizli faciasını kaldıramaz. Zaten Galatasaray haftaya Sivas'tan en az 1 puan almak zorunda ki haftaya Bursa ile eşit puanda kalıp da kendini hiç risk altına sokmasın.
Hakem 90 dakikayı bitiren düdüğü çaldığında Sivas maçı hariç tüm olaylar Beşiktaş lehine gelişmişti diyebiliriz. Gerçi Bursa atacağı bir golle Beşiktaş'ın işini daha da garantiye alabilirdi ancak olmadı.
Maç hakkında şimdilik bir şey demeyi düşünmüyorum. Zaten herkes bir şeyler diyecek.
Son haftaya girilirken heyecan devam ediyor. Felix yazarımızın dediği gibi:
İşte puan tablosu:
- Beşiktaş: 68
- Sivas: 66
- Trabzon: 65
- Fenerbahçe: 58
- Galatasaray: 58
- Bursaspor: 55
- Kayseri 47
- Antep: 46
- İst. Belediy: 42
- Ankaraspor: 41
- Eskişehir: 39
- Ankaragücü: 39
- Gençlerbirliği 38
- Denizlispor: 38
- Antalyaspor: 37
- Konyaspor: 35
- Kocaelispor: 26
- Hacettepe: 22
Foto HTSpor'dan.