12 Aralık 2009 Cumartesi

Fener Seninle Güzel


Fenerbahçe en son 10'un oynamaya karar verdiği Galatasaray ve kupada Steaua maçını kazanmıştı. Bugün de oynamaya karar verince gemisini kurtardı. Yanına yakınına 1-2 adam daha bulunsa da takım omuzlarına kalmasa. Eskisi gibi 34 maçın 20'ini tek başına kazandıramıyor artık.

Everton'ın Pembe Çizgili Forması



Zaten bu sezonun mavi forması yeterince kötüydü Everton'ın.

Pembe çizgili siyah formalarını yeni gördüm, daha kötüsü olamazdı bence. Deplasman forması olarak farklı renklerde forma kullanılmasına karşı değilim ama bu İngilizler bir garip.

Kulüp logosunu bile pembe yapmışlar, öehh be arkadaşım.

Antalyaspor 2-0 Öne Geçmesin

Geçen sezonun Beşiktaş'ın ilk maçıydı.

Antalya deplasmanında Tello sol bek oynuyordu Ertuğrul Sağlam'ın sisteminde. Antalya Beşiktaş'ın sol kanadından iki gol atıyor, benzer goller.

Ertuğrul Sağlam oyuncu değişikliği falan toparlıyor sol kanadı.

Beşiktaş Delgado'nun bir, Bobo'nun iki golüyle 3-2 öne geçiyor bir anda.

Dün akşamda benzer sahne yaşandı. Antalyaspor aynı golden iki tane attı, daha sonra 3 tane yedi. Ancak Beşiktaşla maç yaparken Şifo değil başka bir hoca vardı takımın başında. Şehrin kültüründe var bu herhalde.

Dün maçın 2-3'e döneceğini tahmin etmek çok zor olmadı yani.

Burj Dubai

Aklıma böyle uzuuun bir yapıyı görünce Paris St.Germain deplasmanına giden Hakan Şükür geldi. Hakan, Eiffel'in oralarda geziyordu. Yanında da Televole ekibi. Hakan o zamanlar esprili zamanlarında tabii. Ne düşünüyorsun böyle bir yapı hakkında diye sordular Hakan'a. O da; "Hayatımda ilk kez benden uzun bir şey görüyorum" demişti kahkalarla. Hakan Şükür - Eiffel neyse Eiffel - Burj Dubai odur işte.

Sinan Bolat'tan Memlekete Selam


Malum 2-3 gündür Sinan gündemde. Attığı gol, öyle basit bir gol değildi. Palop'un Shaktar'a uzatmanın son saniyesinde golü atarak Uefa'yı ve Süper Kupa'yı Sevilla'ya getiren yolda yaptığı kıyak gibi bir şey olabilir bu da. Yanlız, kafam ayrıntıya çalıştığından formasına takılmıştım. Formasındaki 38 numara memleketi Kayseri'ye bir selam. Kayseri doğumlu. Babası zamanında çalışmak için ailesiyle tabii Sinan ile gidiyor Belçika'ya. Oradan buraya. Golden sonra da golü Türk Halkı'na armağan etmiş kendisi klasik olarak.

Kayseri'li adamı da transfer ederken para konusunda 2 kere düşüneceksin arkadaş.

Elano'nun Ayak Sesleri

Yavaş yavaş geliyor. Ama sert geliyor. Galatasaray'ın sürekli olarak bahsedilen hücum zenginliğine bir oda daha altın geliyor. Bu tabir Arda varken biraz fazla olabilir, lakin hakediyor bunu Elano.

Elano, Kewell - Keita - Arda - Baros - Nonda'dan farklı olarak, iyi oynarsa takımı üst seviyeye taşımasının yanı sıra bu saydığımız isimleri de yukarıya çıkartıyor. Çünkü Elano'nun oyunu bu isimlere katkı sağlama ve kendi başına katkı verme üzerine. 2 haftadır da Galatasaray, Elano'nun iyi performans vermesi ile rakip kalede çok pozisyona girmeye başladı. Pozisyonlara girmesinin yanısıra ceza sahasına tehlikeli giriyor Galatasaray. Bugün Keita'nın golünde Kewell'a attığı top ve attığı golde önüne aldığı top, sonuca giden ürünler olsa da sonuca gitmeyen bölümlerde saha içerisinde harika işler yapıyor. Çünkü, oyun karakteri bu yönde. Bugün sağ kanatta Keita ile oynadığı oyunda eğer bek Sabri olsaydı, çizgiden 7-8 kere orta açabilirdi Sabri.

Devre arasında takıma oturması tamamlanırsa takımın ilk 5-6 haftadaki hücum zenginliğini bir üst seviyeye çıkartılmış olarak görürüz. Dikine oynayabilen ve oynatabilen bir futbolcu çünkü Elano. Yeni bir transferden bile faydalı olur devre arasında...

11 Aralık 2009 Cuma

2 Avans 3'te Biter


2-0'dan geriye dönmek sebebiyle hava atma amacı gütmeyen bir başlık bu, 2 tane gol armağan eden Galatasaray savunmasının yüzünden 3 tane atılan golün yüzünden atılmış bir başlık bu.

2 tane aptalca yenilen gol. Hele ilk gol. Defalarca dedim. Galatasaray savunma özürlüdür. Golleri izlediğinizde hele ilk goldeki taktiği anlayan varsa beri gelsin.

Abdelkader Keita'nın ilk golü. Güntekin'in Keita o kadar paraya alındı, golü yok ligde adlı önerisi çürüdü artık.

Kewell, Türk lokumu maşallah.

Elano Blumer, bugün attığı gole benden çok sevinen olamaz. Attı sonunda. Oynadığı topu, attığı pasları oturup tekrar izlemeli.

Aslında kırılma noktası, Necati'nin direkten dönen topu. Döndü, Elano'nun golü oldu. Ona da "Rıdvanca" cevap verelim. "O da 10 cm aşağı vursaymış arkadaş."

Ömer beyefendi de, ilk yarıda göğsünü tutuyordu, sakatım diye. Arda, ağır ağır çıkarken Ömer'i gösterip ciğerimizi soğutsalardı keşke. Allah herkese o duyguyu nasip etsin. Vakit geçiren Ömer'in acele etme çabasını...

24 saatliğine liderlik. 3 haftada 2 puan alan, 20 dakikada 2 gol yiyen bir takımın geri dönüşü sonucu 3 gol atarak kazanması. Müthiş bir konsatrasyon ve zihin...

Galatasaray'ın Antalyaspor'u Yenmesi


Geçtiğimiz hafta, maçı takip ederken "1-0 bitsin de 4-5 gün lider kalalım, zaten Antalya'da kazanmamız zor" diye içimden geçiriyordum. 1-1 bitince, o liderlikte gitti. 24 saatlik geçici bir liderlik şansı daha gelecek Galatasaray'a. Kullanabilir mi? Zor. Neden mi?

"Kontrollü Galatasaray, Galatasaray değildir" demiştim. Galatasaray takımının doğası, ruhu, başarıları hücum ederek kazanılmıştır. Galatasaray'ın en zor 2 maçı Uefa'da, 10 kişi yatılan 2-1 önde olunmasına rağmen Leeds deplasmanıdır. Skor avantajına rağmen, Galatasaray Savunamaz! Yeteneği yok çünkü. Şimdi gelelim yarın oynanacak oyuna. Sarp yok. Zan yok. Topal stoperde olacağına göre, Barış - Ayhan ikilisinin orta sahada olacağı bir hattı olacak. Emre Aşık olursa Topal - Barış olacaktır. Abdelkader Keita'nın Elano Blumer'in yerine oynaması, Galatasaray için yarın en faydalı iş olacaktır. Çünkü deplasmanda hızlı şekilde oynamak, sonuca gitmek, 70m'ye topu atmaktan daha faydalıdır. Bizim futbolcularımızın toptan daha hızlı olamadıklarını öğrenmelerine daha var. Bu yüzden Eskişehir stili ileriye 4-5 forvet atayım, arkasını bir şekilde toplarım oynayan Antalyaspor'a karşı etkili olunabilir. Çünkü Antalyaspor'da, Necati - Djehoua - Ali Zitouni gibi isimleri aynı anda sahaya süren Mehmet Özdilek, içeride bu isimlerle zor puan veriyor.

Yarın kontrollü bir Galatasaray olacaksa yine sahada, izlemeye gerek yok. O maç kazanılamaz, o liderlik geçici de olsa gelemez. Saldıran, eski Galatasaray olacaksa da kaybedeceklerse öyle kaybetsinler. Olur da geriye düşerse Galatasaray, 2.yarıda maçın ne kadar ağır oynanacağını da görürüz muhtemelen. 90.dakikada Ömer'e çıkan kartı da...

10 Aralık 2009 Perşembe

Sinan Bolat


Bu adamın Standart Liege'yi 2.kez ipten aldığını, bırakın ipi, sırattan çevirdiğini söylemek gerek. Önce son saniyede penaltıyı kurtararak takımını Anderlecht ile şampiyonluk Play-Off'larına sokmuştu. Oradan Şampiyonluk gelmişti. Şimdi ise Avrupa ligine gönderdi 95.dakikada attığı gol ile. Nereye kadar götürecek bakalım.

Son olarak; Bu sezon resmi maçlarda attığı gol sayısı Beşiktaş'ın 2.5 milyon euro'luk santraforu Mert Nobre'den fazladır. Bayern Münih kalecisi Hans Jörg Butt'un da bir golü vardı dün. İlginç tabi...

9 Aralık 2009 Çarşamba

Sakatlanmak Beceri İster


Play Station oynarken sakatlananını duymuşsunuzdur, golf oynarken sopası ile dişini kıranı peki? Ayağına salata sosu kutusu düşürüp sakatlananı, krampon temizlerken falçata ile elini keseni? Sahada rakibin değil, hatta sahada bile değilken sakatlananlar var bugünkü araştırmamızda.

Dave Beasant
; Kaleciler akıllı adam olmaz sözünün ilk örneklerinden. Ayağına evinde salata sosu kutusu düşürüp sakatlanan abimiz bu.

Rio Ferdinand; Sen ki koskoca duvar Ferdinand, evinde sakatlan. Evinde televizyon izlerken ayağını saatlerce sehpaya dayayıp izleyince tendonundan sakatlanıyor Ferdi. Bir kaç hafta oynayamıyor.

Rüştü Reçber; Bir gün haber bültenlerine Rüştü'nün elinden sakatlandığı ve haftasonu yanılmıyorsam Beşiktaş derbisinde oynayamayacağı açıklanmıştı. Sakatlık haberi araştırılıp, söylentilere kulak verilince, Rüştü'nün sakatlanmadığı, elini kestiği öğrenildi. Elini kestiğini Rüştü; "Falçata ile kramponumun altını temizliyordum, bir anda kesildi" diye özetlemişti. Malzemeciye kadar haber olmuştu olay. O sakatlık, Fenerbahçe'ye 3 puan, bir Uche'ye mal olmuştu.

Kasey Keller; 3.kalecimiz yazıdaki. Golf sopalarını arabadan çıkartırken, bir anda bir tanesini hızlı çekince dişinin üzerinde buluyor. Haliyle, etkiye tepki kırılıyor ön dişler.

David Seaman; Bu yazıya bir kaleci daha gelecek. Ondan bir öncesi bu. Kumanda alıcam diye malum yerlerini kaldırmayıp, üşengeçlikten bükülüp, eğilince ayağını kırıyor at kuyruklu abimiz.

Andrea Pirlo - Alessandro Nesta - David James; Bu 3'lünün ortak özelliği aynı şekilde sakatlanmaları. Play Station oynarken parmak veya bilek sakatlıkları geçirmeleri. Büyük başarı ve yetenek. Yine bir kaleci var.

Deli İbrahim; Biliyorsunuz bunu zaten. Banyoda kayıp, duşakabin camı aşil tendonunu kesmişti. Sezonu kapattı 4 ay yok denildikten 3 hafta sonra "Fenerbahçe'ye karşı oynamak istiyorum" demişti.

Volkan Demirel; Son kalecimiz listemizdeki. Derbiden sonra taraftara forma atıyorum diye kolunu çıkartmıştı Volkan. Haftaya da yerine Recep oynamış, Van Hooijdonk, Recep'ten daha çok kurtarmıştı.

Milan Rap Rap Rapaiç; İnsan bileti gözüne sokup sakatlanabilir mi? Rapaiç yaptı. İlk haftaları kaçırdı Hajduk Split'te ama bunu başardı.

Kazım Kazım - Önder Turacı; Yakın zaman olayları ama yazmalı. Biri arabasıyla takla attı diğeri ise elini kesti. Nasıl o el kesildi bilmiyorum. Kaza ise ters taraflı direksiyon ile İstanbul trafiğine giren Kazım'ın olayı.

Fabian Espindola; Listenin gurur tablosu. Attığı gol sonrası Haim Revivo misali takla atıyor Espindola. Sonra sekmeye başlayıp, oyundan alınıyor. Maç sonrası yapılan kontrollerde ayağını kırdığı anlaşılıyor. Daha vahimi ise attığı golün ofsayt gerekçesi ile geçersiz sayılması.

Beşiktaş'ın ŞL Macerası

Beşiktaş 0-1 Manchester United
CSKA 2-1 Beşiktaş
Wolfsburg 0-0 Beşiktaş
Beşiktaş 0-3 Wofsburg
Manchester United 0-1 Beşiktaş
Beşiktaş 1-2 CSKA

Şaka gibi yahu. Güzel sonuçların hepsinin deplasmanda alınması kaç takıma nasip olur ki.

Ayrıca yeri gelmişken böyle grup da beklenen sonuçlara gebeydi zaten.

Hadi Manchester 1. Torbadan geldi tamam. CSKA 2. Torbadan gelebilecek iyi takımlardandı. Daha fenaları gelebilirdi. Ancak takımın sahip olduğu birkaç özel yetenek Beşiktaş'a rastgeldi. CSKA'da mesela Krasic yerine daha düz bir adam olsaydı içerideki oynanan maçta bu oyunla 2 gol atamazdı mesela CSKA. O adam şimdi Milan yolunda, ya da Premier Lig. 4. Torbadan gelen Wolfsburg "Çöl-Bedevi-Kutup Ayısı" oldu, şanssızlığın bu kadarı dedirtiyor.

O değil de bu Beşiktaş'a ne zaman "sıfır puanlık" takımlar gelecek. Zamanında Tottenham'a falan da çarpmıştı ilk turlarda. Nasıl bir şanssızlıktır Beşiktaş'daki. Sırf kimle eşleşecek diye merak ettiğimden bile istedim Beşiktaş'ın Avrupa Ligi'ne kalmasını.

Gel Bizim Evden Vur



İnsan gibi vur evladım.

8 Aralık 2009 Salı

Almanlar Yenilince Biz de Yenilmiş Sayıldık


Beşiktaş Jk - Cska Moskova : 1-2
Wfl Wolfsburg - Owen United : 1-3

Müdür, Kimle Gol Atacaksın ?


Rüştü - İbrahim I (Deli), İbrahim II, İbrahim III, Sivok, Ferrari - Ernst, Fink, Ekrem. Beşiktaş ilk 11'inin 9'u. Geri kalan 2'si de Tello ve Bobo. Bobo - Tello şapkasından tavşan çıkartırsa veya İbo sağı ile kesip Fink bomboş vurursa veya Ivesa gibi armutvari şekilde çıkarsa kaleci, Ekrem atacak gol.

Ernst veya 2.yarıda oyuna giren 25-30'dan vursa da 1-1 olsa. Yoksa Krasic var, tren !

55 Milyon Euro'luk Adam


"Sezon başında Arsenal, Arda Turan'ı istedi. Fakat oyuncu ile yeni bir sözleşme imzalayan Galatasaray Yönetimi, Arda'yı bu sezon kesinlikle bırakmayacaklarını söylediler. Eğer 55 milyon euro civarında bir para teklif eden olursa ancak o zaman bırakabileceklerini belirttiler"

Ahmet Bulut'un Sport.co.uk sitesine yaptığı açıklamanın Türkçe çevirisi bu bugün yayınlanan basın-yayın organlarında. Sport.co.uk'taki açıklamaları da burada.

"At this moment in time I have no contact with any clubs. I had a lot of interest in the summer for him, but the club did not want to sell him, even for £50 or a £100 million. Arda is the best player in Turkey at the moment. He is now the new captain of Galatasaray and the club has new elections for President in March, so I don't think he will be sold in January. However, I do think he will be sold in July. I think they will sell him in the summer"

Peşinden de son olarak bunu söylemiş Ahmet Bulut; Arsenal are interested, and if they want him, Arda's first choice is Arsenal.”

7 Aralık 2009 Pazartesi

Capello'dan Viagra Taktiği









İngiliz Millî Takımı geçen Avrupa Futbol Şampiyonasına katılamadıktan sonra bu sefer ipleri çok sıkı tutuyor anlaşılan. Haber hakkında tek bir kelime etmeden yayınlıyorum. Ne kadar doğru bilinmez tabii.

Güney Afrika'daki Dünya Kupası'nda bin 650 metre irtifada kamp yapacak olan
İngiltere, futbolcularının performansını yükseltmek için viagraya başvurdu.

İngiltere Milli Takımı, 2010 Dünya Kupası'na viagra ile hazırlanacak.
News of the World Gazetesi, teknik direktör Capello'nun futbolcuların akciğer
kapasitesini arttırmak için hazırlık döneminde viagra kullanmalarını
isteyeceğini yazdı.

Gazete, İngiltere Milli Takımı'nın Güney Afrika'daki kamp yeri olacak Rustenburg'un deniz seviyesinde bin 650 metre yüksekte bulunduğuna dikkat çekerken Doktor Richard Pullen, "Viagra, kanda oksijen taşıyan hücreleri destekleyerek sporcuların performansını artırıyor. Baş ağrısı ve bulanık görme gibi yan etkileri olsa da kupada birçok takım viagra kullanacaktır" dedi.


Haber Kaynağı

Bu arada Capello'dan ricam fotoğraftaki sağda duran adamı görmek istemiyorum bir İngiliz Millî Takımı sever olaraktan. Tottenham' izlerken yeteri kadar gıcık oluyorum kendisine. Ayrıca Lennon'ı bu kupada görmek en büyük dileğim.

En Direk Mühendis Hüseyin


İnşaat Mühendisi bir hakem. Sabahtan akşama kadar kiriş donatı, kolon donatı, etriye, zımbalama hesabı için kasan ben, mezun olduktan sonra meslektaş olacağız bu adamla. Mesleği gereği 30 cm önündeki olayı görmeyen adamdan mühendis olursa, yaptığı binayı, yaptığı yolda kullandığınız arabayı, evinize gelen su borularını, kanalizasyonların güvenilirliğini düşünün. 30 cm önünde mavi tozluk ile beyaz tozluk arasındaki farkı göremeyen adamın önündeki demiri, yolu görmesine imkan vermiyorum. Şaşırmıyorum da çünkü direkt serbest vuruş kararını Lincoln topa gelmeden 5 saniye önce en direkt serbest vuruşa çeviren bir insan kendisi. Yaklaşık 5m'den Baros'un baldırına gelen tekmeyi görüp, en direkt vuruşa çeviren bir adamın 30cm'e kadar görüş bozukluğu çekmesi şaşılması gereken bir olay değil. Hipermetropu artmış o kadar. Astigmat'ta varsa tamamdır.

Mühendisler odası başkanı olsam dava açarım bu adam hakkında. 30cm önündeki renkleri göremeyen adam, kolonda kirişte, planda projede demiri, betonu, paspayını göremez diye.

Everton 2-2 Tottenham / Ayıp Oluyor Redknapp

Gerek Tottenham'ın formda olan ileri hattı, gerek Everton'ın oturmamış takımı. Ev sahibi takımın Everton olması dışında her şey Tottenham lehineydi açıkcası.

Everton teknik direktörü Moyes şanslı günündeydi bugün. Tamam, takımda sakatlıklar sorun ancak Yobo sakatlanmasaydı, Coleman oyuna girmeyecekti ve takım tüm verimli atakları bu çocuk sayesinde üretemiyecekti. Çocuğun iki golde de payı var. Jo ile başlayıp Saha'yı oturtmak ayrı bir olay.

Takımdaki tek mantıklı değişikliği ilk yarı bitiminde As. Ek.'yu çıkartıp Bale'i sokarak yaptı Redknapp. Maç 2-0'dan 2-2'ye geldikten sonra yapacağın oyuncu değişikliğini seveyim hoca!
Şu Crouch sevdan ayrı bir olay. Tek vasfı havadan top indirmek, gerisi hikaye. Defoe, Lennon, Kranjcar, Keane gibi adamların varken yerden oynasan ne farkeder. Bi' zahmet iki yetersiz stoperden birini kes (Bassong-Dawson), Corluka'yı stopere al, Hutton'ı da sağ bek yap. Chimbonda'yı devre arasında satın alırsınız artık yine.

Transfer konusunda Demirören'den betersiniz valla. Bi' Keane olayında L'pool'a iyi yerleştirdiniz, bir de Kranjcar'ı almak mantıklıydı; gerisi hikaye. Hele hele Crouch.

Bir de ricam var bi' uyan be hoca. Bi' ayağa kalk, bi' gözlerini aç. Nerdeee...

6 Aralık 2009 Pazar

Arda Turan Bu Ülkeden Gitmeli

Hem Galatasaray, hem Arda Turan için en hayırlısı bu olur.

Arda'yı Adnan Polat & Aziz Yıldırım & Frank R. el ele verip dibe çekiyor sezon başından biri.

Kendi başkanı kaptanlık bandını koluna takıyor, sürekli yukarıya taşıyor, daha hazır olmayan Arda'yı baskıların altına koyuyor.

Aziz Yıldırım sezon başlarken "Arda'yı bana satın" derken herkes onla dalga geçti ancak gündemi öyle bir yere getirdi ki olan yine Arda'ya oldu. Bu sezon Arda'nın futbolundan çok saha dışı konuları konuşuldu.

Galatasaray teknik heyeti ve futbolcular her şeyi Arda'nın üzerine yıkıyor. Arda top alsın, Arda top kapsın, Arda çalım atsın, Arda gol atsın. E kardeşim biraz sorumluluk almazsa herkes bu adamlar ne işe yarayacak? Elbette Arda'ya göre sistem bile yaparsınız mükemmel oyuncu ama bu kadar da yapılmaz.

"Arda Turan Galatasaray'dır" romantik ve güzel bir söylem olabilir ancak Arda 40 yaşındayken bunu söylersek anlamı olur.

Arda öyle bir hale geldi ki "kötü oynama" kredisi kalmayacak. Çünkü Arda'nın kötü oynadığı maçları Galatasaray kazanamayacak.



Üzülüyorum Arda için. Geç olmadan gitsin Avrupa'ya, hiç olmazsa hızlı oynamayı öğrenir. Kendisi için de iyi olan bu olur.

Lider

Carlos Tevez İronisi


Dalga mı geçiyor bu adam yahu?

Daha geçenlerde "futbola & paraya doydum, bırakmak istiyorum" gibisinden konuşuyordu.

Bu hafta Man City'nin, Arsenal ve Chelsea maçlarını izledim.

Bir insan bu kadar hevesle oynarken bu sözleri der mi?

Sahada bulunduğu süre içerisinde yaptıklarını görenler o sözlerin Tevez'in ağzından çıktığına inanmaz. Benim gibi bir City antipatisine sahip biri bile takıma onun sayesinde ısındı neredeyse...(tamam Micah Richards ve SWP de etkili takımı sevmeye başlamamda ama..)

Profesyonellikdir belki de bu ya da sadece ironi yapmıştır; ne bileyim ben. (:

Yıldırım'ın "Çifte Standartlı" Çarpması


Benim Kulüpler Birliği Başkanlığı yaptığım dönemde hakemleri korumaya çalıştık, diğer başkanlara da teşekkür ediyorum herkes elinden geldiğince duyarlı oldu. Ama yeter artık; ben Kulüpler Birliği Başkanlığı bırakıyorum. Herkes aklını başına toplasın vs.



Hakemler hata yaparsa herkes susacak; bana yaparlarsa ortalığı yıkarım.

"Ben zamanında istedim sustular, ama şimdi benim başım yandı; Atış Serbest!"

Hayret etmemek elde değil...

Antu.Com da savaşa ortak çıktı. Büyük Başkan bazı taraftarları da iyi kandırdı. Şimdi Fenerbahçe Camiasında oklar Federasyona & Hakemlere döner mi?

Bence dönmez.

Mesela Beşiktaş taraftarı yemiyor artık bu hakeme yöneltmeleri, Fenerbahçe taraftarı da yemez, Galatasaray taraftarı da. Ne kadar "cahil" başkanlarımız varsa o kadar da bilinçli taraftar kitlesi olduğuna inanıyorum; inanmak istiyorum. Çoğu Fenerbahçeli blog yazarı da bu konuda haksız çıkartmadı bu görüşlerimi.

Cümleler arasına "tamam takımımız kötü" sözlerini serpiştirse de talihsiz bir açıklama oldu Aziz Bey adına.