Denizlispor'un üstüste 3.galibiyeti mi desek, Fenerbahçe'nin 7 maçtır kazanamaması mı haftanın olayı bilemedim. Bence Ekrem Dağ'ın gol atması haftanın olayıdır. Tabii Beşiktaş'ın harika 9-1-1 taktiği ile.
- İstanbul B.B iç sahası olarak nitelendirilen ve en az 40.000 Fenerbahçe'liye karşı oynadığı Olimpiyat Stadı'ndaki üçüncü Fenerbahçe maçını da 2 gol atarak kazandı. Bu kez ise 1 gol yedi. Belediye ve Fenerbahçe'nin son 6 müsabakasında 3 İ.B.B galibiyeti, 1 beraberlik, 2 Fenerbahçe galibiyeti tablosu oluşurken, İ.B.B bu süre zarfında 8 gol attı, Fenerbahçe ise 6 tane. Daha ilginç olan kısım ise İ.B.B'nin bu maçta 4 santraforunun da sakat olması (
İbrahim Akın, Herve Tum, Taner Gülleri, Gökhan Kaba), Fenerbahçe'nin 3 santraforundan sadece haftalardır oynayan Güiza'nın yine oynaması idi. Tabii ki Gökhan Ünal yine 85 demeden giremedi. Daum ile peşpeşe 7 maçtır kazanamıyor Fenerbahçe. Bu hafta Ömer'in degaj dikmemesi ve yerden kalkmamasından fırsat bulurlarsa Antalyaspor'la oynayacaklar.
- Beşiktaş; 4 savunma, 3 ön libero + Ekrem, Tello - Bobo ilk 11'i ile çıktığı Kayserispor deplasmanında
Tello ile kazandı desek doğru olur. Ekrem Dağ'da bu sene 2.golünü attı. İlk golü Eskişehirspor deplasmanında tam anlamıyla "
iteleme" bir goldü. Kayserispor'da bu hafta Ankaraspor haftasına denk geldi de kendisine bir oksijen tüpü armağan etti. Makukula'da yine attı.
- Trabzonspor'da bütün "
Trabzonspor topçuları"nı toplayarak bir yerlere gelme peşinde. Bu kadro ile bu sene yine Ersun Yanal'ın ilk senesi gibi öylesine geçecek, bir kaç vitrin maçı, "ilk 5'ten inmeyelim aman" tandansında geçecek gibi. Antalyaspor'da da Ömer var. O yüzden yazmayacağım arkadaş bu takımı.
Trabzonspor topçusu ne demek derseniz, Busker veya ben, birimiz yazarız işte. Hangimiz önce yazarsak...
- Galatasaray ile Kasımpaşa'da "
savunma yaparak maç kazanabilecek takımlar olamadık biz hacı" diyerek çıktıkları maçta iddaa diliyle herkesin favorisi 4-6 gol barajına girdiler. Tabii bunda Yılmaz Vural'ın beraberliğe değil yenmeye gelmesi, Galatasaray'ın önde basması, pres yapması, Dos Santos'un dikine dikine gitmesine paralel ileri 3'lünün değişkenliği etkili oldu. Tabii bir de Emre Toraman.
- Ertuğrul Sağlam'ın Bursaspor'u tanımını futbol literatürüne kazandırmalıyız. Bülent Uygun'un Sivasspor'u gibi hep akıllara geldiğinde önemli, kafaya oynayan takımlar olduğu hatırlansın çünkü.
Muhsin Ertuğral, takımının kapasitesini, geçtiğimiz seneden bu güne değişimini anlamış olacak ki ilk 8'in üstündeki hiç bir takımdan puan alamayacağını çözmüş. Bu yüzden ilk 8 altındaki her deplasmana 1, her iç saha maçına 3 olarak bakıyor ve oynuyor. Bursaspor ise orta sahasında Hüseyin Cimşir - Kirita ikilisinden birisi oynamasına rağmen, yaptıkları iyi hücum transferlerle işi götürüyor. Yazılışı Batalla, okunuşu Bataja, Ergiç, Turgay Bahadır, Volkan Şen, son haftaların yıldızı Ozan İpek, Sercan'sız sırtlıyor takımı. Bu takım için tek üzüldüğüm nokta, kaybedilen maçlar veya puanlardan sonra Ertuğrul Sağlam'ın direk hakem üzerinde yaptığı eleştiriler. Direkt hakem konuşması. Ah biraz az görsek onları.
- Manisaspor'da Diyarbakırspor'u yenmesi gereken bir maçta haliyle yendi. Ziya Doğan'dan sonra Güvenç Kurtar'dan medet ummaları ne ilginç. Diyarbakır bu sene düşeni belirleyecek. Ya kendisini gönderecek, ya başkalarını...
- Es-Es'de Antep deplasmanında" imitasyon Kaka" Beto'nun son dakika golü ile 3 puan alacakken 1 puanda kaldı.
Jaycee John Okwunwanne (valla copy-paste hayatta yazamazdım bu ismi) yine attı. Gol de takla da. Aydın Yılmaz ilk 11'de başladı. Ümit Karan, yine golden sonra "işaret parmağını kaldırıp sinirli durmaya çalışıyorum" şeklindeki gol sevincini bize izletemedi.
- Ankaragücü'de Lemerre + Ümit Özat ikilisi ile berabere kalmadı. Hem de 1-0 kazandı. Thomas Doll'ün sözleşme yenileme arefesindeki skorları pek bir kötü nedense. 4 haftada 1 puan aldılar. Haftaya Trabzonspor maçları var. Ardından Fenerbahçe. Vassell de gol attı. Hiçbiri değil de Ümit Özat yine maç sırasında rahatsızlandığı için 2.yarıda kulübeden hiç çıkmadı. Sağlığını ve Ronaldo'yu pazara gönderdiğin o çalımı düşün ve evinde otur be hocam. Lemerre + Ümit Özat'a 6 ay sözleşme imzalayan Ankaragücü'nü de ayrı bir değerlendirmek lazım. Sağ bekinde Cihan Haspolatlı, sol açığında Jerome Rothen olan bir takım Ankaragücü. Hurşit Meriç'i de Trabzonspor kesin alır. Serkan Çalık'ta 2 sene süren sakatlığının ardından yine aynı kilosunda döndü. Hasan Şaş ise 6 ay süren sakatlığının sonrasında 15 kilo fazla ile dönme başarısı göstermiş, "mahallenin büyük abisi" kıvamında boy göstermişti.
Hepsinden önemlisi Hıncal Uluç, Galatasaray'ı yere göğe koyamadı. Bu da demektir ki, Galatasaray haftaya kaybedecek...
O değil de bi' Meriç Tunca vardı o ne oldu?