28 Ağustos 2009 Cuma

Beşiktaş 0-0 Gaziantep | Bile Bile İntihar





Maç yazısını fazla uzatmıyorum. Eldeki kadroyla yapılabilecek çoğu şeyi yaparak başladı Beşiktaş. Serdar Özkan bile kendisinin üstüne oynadığı bir maça ne denir ki? "Kendisini aştı" dediysek sahada sırıtmadı, hepsi bu! Şampiyonlar Ligi sezonlarında açılıyor mu bu çocuk anlamadım. Ters kanada toplar, deparlar vs.

Ancak Mustafa Denizli'yi anlamak zor. Defanstan topu alıp rakip ceza alanı önlerine kadar götüren, gerektiğinde kanada, gerektiğinde göbeğe yardıma giden bir oyuncu neden oyundan çıkartılır? Fabian Ernst'in çıkıp da yerine Uğur İnceman'ın alınması benim aklıma mantığıma sığmıyor arkadaş! Nedir bu bile bile intiharın sebebi? Fabian yorulmuş falan da olamaz bunun bahanesi. Bu Beşiktaş adamı kanser eder. O kadar pozisyondan bir gol çıkmaz mı?

Nihat bir an önce "takım oyunu"na adapte olmalı. Yoksa çok canımızı yakacak. "Öz Evlat" kredisi de bir yere kadar!

Ayrıca bu maç "Gökhan Zan iki tane Ferrari eder, Zapo ile Ferrari'nin ne farkı var?" gibisinden konuşan spor yazarlarımıza kapak olsun. Antep ileride çok etkili oynamadı belki ancak ligin başından beri hatasız oynayan bir stoper var. Beşiktaş'a hayırlı olsun.

Görsel HT Spor'dan.

Açıklıyorum..

Ahahaha, açıklıyorum aga. Yediremezsinizzzz!!!

Beyler, bu blogun yazarları değil topa vurmayı, topu sürmeyi dahi bilmiyorlar. Yazarlarımızdan ikisi, ki isim vermeyeceğim, göbeklerini ve özellikle yanaklarını kaldıramadıklarından mülhem, futbol ya da buz hokeyi oynayamazlar. Yani benim tenis oynamadığım halde "bekent" filan anlatmam gibi bi' olay bu. Diğer yazarlarımız zaten "gay". "Oha" filan olaylarına girip yazarlarımızın gururunu incitmeyin. Nedir yani, fre$. Bir diğer yazarımız ise uzun saçlarıyla kafa sallamaktan zaten top-kale-defans düşünecek halde değil; hâlâ "metallica" filan dinliyor. O yüzden bırakacaksınız bu olayları.

Gerçekleri açıkladığım için üzgün değilim; ki dost acı söyler aga. Her ne kadar okurlarımızın dostları olmasam da, onlara bi' abi, bi' sevgili, bi' kar$im modunda yaklaşıp, bu meseleyi daha fazla ciddiye almamaları gerektiğini söylediğim için mutlu-huzurlu ve sıhhatteyim.

Tüm yazarlarımızın yanaklarından, kız okurlarımızın da buselerinden öperim.


saygılarımla, mujk..

21|| En Müthiş Maç Sonu Açıklamaları & Hikmet Karaman


Ligtv'nin her hafta başka bir tema ile yayınlanan programı. 21 adet en güzel slalom, en bariz ve fahiş hakem hatası, geri dönüş felan.. Aslında 21 hakem hatası gibi, 21 tane en ilginç maç sonu açıklaması yapsalar ona da çok ekmek bulurlardı.

-Sergen'in frikiğine blok yapan Vanspor'lu futbolcunun "nereye atacağını biliyordum, refleks olarak elimi kaldırdım, çarptı, istemsiz oldu, hakem bence böyle değerlendirdi" demesi,

-Luciano'nun Olimpiyat Stadındaki blok'u sonucu "pozisyon gereği çarptı" demesi,

-Özhan Canaydın'ın Ali Aydın'a "hakem kardeşimiz düdüğünü yarın asacaktır" tepkisi unutulmazdır.

Hikmet Karaman'ın isyanı da inanılmazdır tabii. Ama 1 numara Selçuk Yula'nındır. Anelka'nın el pozisyonuna FBTv'de "Hakem de insan neticede. herkes hata yapabilir, bu da onlardan birisi. Bu kadar büyütmemek gerek. O golü çıkartalım 3 gol daha var." demesi benim 1 numaramdır.

Çok eğlenceli göz göre göre kıvıranları izlemek. Çoook..


Turkcell Süper Ligi 4.Hafta || Tahminler


Özendim arkadaş bunu blogda yapmaya ne yalan söyleyeyim. 9 maç ile ilgili sonuç tahminlerini de yazmak istedim. Farklı fikirleri almayı da. Kendi tahminlerimi yapayım. Olur da iddaa gibi bahis yapacaklara da yanına değişik fikirlerimi yazayım istedim. 1.si tahmin, 2.si ise iddaa için olsun.

4.Hafta Maçları
Beşiktaş - Gaziantepspor 1 - (2-3 gol)
Ankaragücü-İstanbul B.Ş.B. 0 - (2-3 gol)
Kayserispor-Denizlispor 1 - 1
Eskişehirspor-Antalyaspor 1 - 1
Sivasspor-Diyarbakırspor 1 - 1
Kasımpaşa-Gençlerbirliği 2 - 2 veya 2-3 gol
Trabzonspor-Bursaspor 0 - (2-3 gol)
Fenerbahçe-Manisaspor 1 - üst
Ankaraspor-Galatasaray 2 - üst

Demirören Şirketler Grubu & Kızıl Şirketler Grubu






Beşiktaş Şampiyonlar Ligine direk katılımdan elde edeceği paranın hepsini Gaziantep başkanı Sayın İbrahim Kızıl'a hediye etmiştir. Bir kısmı 20'lik sol beke, bir kısmı da 30'luk orta sahaya. 30'luk orta saha oyuncusunun maliyetine bir de takım kaptanına (sözleşmesinin dondurulmasına rağmen) ödenecek paraları da eklemek lazım. Nereden baksan 40 Milyon TL maliyet en az!

Şahsen bu paranın ne Beşiktaş'tan çıktığına, ne de Antep'e girdiğine inanmıyorum.

Demirören Grubu... Türkiye'nin önemli LPG devi. Kendileri bu sektörde uzun yıllardır faaliyet gösteren köklü bir grup.

Kızıl Şirketler Grubu... 93'ten beri petrol alım, satım ve taşımasını yapıyorlar. Mayıs 2003'den beri de Irak'a LPG satmak ile meşguller.

Biri LPG devi, biri LPG ihracatcısı... Bu kadar saçma paralara transferler yapınca ben bunlardan kıllanmaya başladım.

Uefa Balkan Ligi'nde Galatasaray Notları


Yunanistan, Romanya ve Türk ekibi aynı grupta. Eğer Levski Sofia çekildiğinde Galatasaray grubuna gelseydi, hoş olurdu. Tam Balkan Şampiyonası. Neyse gruplarda dişe dokunur tek ekip Panathiniakos. Onların taraftarları da forumlarında 2.torbada istemedikleri ekip olarak Galatasaray'ı belirtmişlerdi. Hatta yazdıklarını buraya aktarmak gerekirse;


NikosVazelas Posted: Aug 27 2009, 05:02 PM: "Unless we pull a Turkish team from pot 2, there is no reason we dont finish first....How sweet this would be..."

Euro2004 Posted: Aug 27 2009, 06:57 PM: "The nightmare draw would be: Galatasaray -Twente/Fulham (who I believe move to the 2nd pot now that Aston Villa are out) - Genoa"

drakos13 Posted: Aug 28 2009, 07:17 AM: "As for this draw, I personally don't like it. I'd rather not play Galatasaray this year, because odds are we will get embarassed in Istanbul. "

Aynı drakos13 adlı arkadaşın, lokum ve kabus şeklinde 2 adette tahmini var tabi.

What I want:PAO-Austria Wien/Fenerbahce-Levski Sofia-Ventspils
What I really don't want:PAO-Galatasaray/Twente-Aston Villa-Genoa

Diğer ekiplere gelecek olursak da; Dinamo'nun 2 maç seyircisiz oynama cezası var. Eğer 3.deplasmanımız onlarla olmazsa gayet güzel olur.


Pana ile de ilk maçı Sami Yen'de oynamak isteriz tabii ki. 3 puanı aldıktan sonra 5.maça kadar işi bitirip, formaliteye gitmek, gerilimden uzaklaşmak güzel olur. Cisse-Baros ve Rijkaard/Neeskens-Ten Cate karşılaşmaları da ilgiyle izlenecektir. Taraftar olayı ise rahat. Olimpiyat stadında oynamaktalar maçlarını. Eskisi gibi boğucu değil. Savunmalarını açabilecek oldukça çilingirimiz var.

Strum Graz ise hala akıllarımda 2000-2001 sezonunda 2-2'lik maçta 90.dakikadan sonra top çeviren ve bizim de saldırmadığımız takım olarak hafızamda. Oradan da bir adım ilerlediklerini sanmıyorum. Avusturya Ligi'nde bu mümkün değil zaten. Tek güzel yanı bol gollü maçlar yapmaları. Bu eşleşme ise bol gol getirir o kadar.

Hoş güzel eşleşmeler tabi. Ama şu bir gerçek ki Galatasaray'ın kura şansı denilen şeyi gitmiş. Fenerbahçe ise 1.torbanın 12.si, 3.torbanın 10.su, 4.torbanın da 12.si ile eşleşti. Zaten 12 tane de takım var malum.

Beşiktaşlı 24 Saat İçinde Nasıl Delirir?




Beşiktaşlı sabah uyanır. Gün başlar:

Saat 09.00: Batuhan Karadeniz'in Beşiktaş'ta kalacağı kulüp resmi sitesinden duyurulur. Beşiktaşlı sevinir. Sonunda "aferin" der yönetime.

Saat 11.00: Delgado'nun sözleşmesi yarım sezonluğuna dondurulur. Beşiktaşlı sevinir. Çünkü bu dondurma işlemi yapılacak bir transferin habercisidir. Aynı zamanda Beşiktaşlı üzülür elde 9. yabancı olacak sezon ortasında. Devre arası yaşanacak komedinin habercisidir.

Saat 20.00: ŞL grupları belli olur. Man U, CSKA, Wolfsburg. Beşiktaşlı ne diyeceğini bilemez ama bazı gruplara bakar hâline şükreder. Beşiktaşlı sevinir. Bir de Glasgow'lu, Sevilla'lı gruba bakar; Beşiktaşlı üzülür.

Saat 21.00: Yöneticinin biri çıkar "bil bakalım kim?" ayarında açıklama yapar. Beşiktaşlı sinirlenir, yönetici dalga geçer gibi bir açıklama yapmıştır. 1-2 saate transfer yapılacaktır. Beşiktaşlı heyecanlanır, Beşiktaşlı umutlanır.

Saat 23.30: Transferin kim olacağı açığa çıkmıştır: Rodrigo Tabata... Beşiktaşlı hayal kırıklığına uğrar... Transfer bedeli açıklanır: 8.000.000 €... Beşiktaşlı sinirlenir... Önemli ağızlardan biri hiçbir açıklama yapmaz, Gaziantepspor başkanı daha yeni yalanlama yapmıştır. Bir süre önce de Beşiktaş resmi olarak yalanlamıştır. Beşiktaşlı meraklanır... "Acaba başka biri mi?" der. Cevap bulamaz..

24 saat dolmuştur, Beşiktaşlı bir güne bu kadar "duygu"yu sığdıramaz. Delirir!

27 Ağustos 2009 Perşembe

Man United Forumları (B Grubuna Yorumlar)





CSKA'yı duyan taraftar:

"Plastic pitch! Plastic pitch!". Bu bizim geçen sene memleketi karıştıran suni çim oluyor herhalde. Takımlar birkaç gün önceden gidecektir Moskova deplasmanına, Mustafa Denizli de bunu gözönüne koyarsa iyi olur.

Daha sonra Beşiktaş geliyor gruba. Ve işte yorumlar:

-Besiktas!

These are some crazy journeys man!

-We need a fully fit squad for these midweek - saturday matches.

-Are you kidding me? Dangerous fans and long trips.

-Besiktas, hmmmm another tough away trip but again I feel we can do something there.

-Long trips to Moscow and bloody Turkey, not to mention travelling fans that have to go to Turkey, no luck there mate !


Beşiktaş deplasmanından çekinmiş bazı taraftarlar. Uzun ve zorlu olacak diyorlar. Bloody Turkey ne alaka anlayamadım ama geçmişten gelen bir şey olsa gerek. Tabii koskoca United'ı ne kadar korkutabilirsiniz ki? Anca bu kadar işte. Yine de bir taraftar olarak "isim"in dünyada bu hale gelmesi hoş. İnönü'de Manchester ne yapar bilmiyorum ama taraftar yine tarih yazar.

Yalnız bu suni çim'e fena taktım. Bakalım ne olacak...

Beşiktaş'ın Yeni Transferi



Kenan Öner söyledi. Beşiktaş bir-iki saat içinde açıklayacakmış. Gerçi borsa kapandı, yarına ertlerlerse şaşırmam.

Ayrıca taraftarlarla maytap geçtikleri için de teşekkür ediyorum. Sürekli ipucu veriliyor transfer hakkında ama tık yok. Kombine alana "Guess Who?" oyunundan hediye etseydi yönetim, taraftar pratik yapmış olurdu önümüzdeki transfer sezonu için.

Yavrumsun Xavi! (Kahrolsun Messi (: )





Beşiktaş'ı, Man U ve CSKA'nın gruba attığın için teşekkürler Xavi.

G grubu daha iyi olurdu ancak Barca, Milan, Leeds gibi gruba düşmüş takım Beşiktaş. Man U ve CSKA iyidir. Torba 4'den de Wolfsburg gelmesin, gerisi hikaye.

Ekleme:

Hay ben böyle şansın yahu. Wolfsburg gelmesin dedik bizim bacaksız Wolfsburg'u attı bizim torbaya. Başlığı "Yavrumsun Xavi" diye atmıştım, değiştiriyorum:

Yavrumsun Xavi, Kahrolsun Messi (:

Tuncay Sorunsalı




Bu adamı yanlış hatırlamıyorsam devre arasında Chelsea, Liverpool gibi dev kulüpler istiyordu. Her gün bir haber, sürekli yıldızı parladı vs.

Şimdi kulübü Stoke City'e veriyormuş Tuncay'ı. Fenerbahçe, Stoke City'den daha iyi bir tercih olabilir. ancak birileri Tuncay'ın askerlikle ilgili sorunu yüzünden Türkiye'ye gelmeyeceğini söylüyordu; o yüzden orada kalmış olabilir.

Bu Tuncay'ı biz mi abarttık İngilizler mi abarttı bilmiyorum ancak Tuncay benim gözümde hâlâ kalenin iki metre önünden topu auta atan, dağınık saçlarıyla gıcık bir görüntü çizen, bir o tarafa bir bu tarafa koşan şuursuz hareketleriyle bir yerlere varan futbolcudur. Severiz o ayrı... Millî takım Tuncay'sız olmaz mesela.

Chelsea'miş, Liverpool'muş; geçinizi efendim. Kyrgiakos'u alan Benitez bile almadıysa Tuncay'ı daha da kimse almaz herhalde. "Hırs" falan eyvallah da, bir yere kadar.

26 Ağustos 2009 Çarşamba

Dr. Emmett Brown


Rijkaard Yazamamak ! || Hürriyet'in İsim Katili Web Editörü!!!!


Franklin Edmundo Rijkaard. Kısaca Frank Rijkaard olarak bildiğimiz ama "Rijkaard" diye yazamadığımız Galatasaray Teknik Direktörü. Yazamıyorlar arkadaş bu Rijkaard'ı. Ayrıca bu sıfatla hitap etmeyi seviyorum, çünkü geçmişine bakınca bu sıfat biz Galatasaray'lılar için büyük bir güzellik. Ama Rijkaard yazılamadığını okuduğumda bu kadar zor mu bu ismi yazmak diyorum kendi kendime. Koskoca basın-yayın'ın asırlık çınar'ı Hürriyet bunu yapınca daha çok kızıyorum.

Rijkaard, Reijkard, Reijkart, Reijkad bile yazılmış Rijkaard için. Karar verememişler hangisi doğrudur acaba diye. Bir google yeterdi ama değil mi Hürriyet'in o sayfasının web sorumlusu.

İlgili yazı da bu;

ek: aynı sayfada da Harold (Harry) Kewell'ı da "Kewel" şeklinde yazmışsınız arkadaş. Hani yazıda harf hatası felan tamam da koskoca futbol isimleri bunlar. 2 tane L ile. Le Franco'dan ve Elona'dan bahsetmiyorum bile. Enola Gay'ler sizi.
ek2: haberin tamamına "buradan" da ulaşabilirisiniz.

Yakışır Kartallara





Beşiktaş formasındaki "Kızılay"ın ardından yine bir güzellik sundu. Gerçi kimine göre bu olayın arkasında Beşiktaş'ın yeterli sponsor bulamaması var deniyor ama komik bir iddia.

Gelelim güzel hakerete:
Beşiktaş futbol takımının önde gelen isimlerinden Yusuf Şimşek, Hakan Arıkan, Uğur İnceman, Serdar Özkan ve üçüncü kaleci Korcan Çelikay, maaş ve prim tutarlarının bir bölümünden fedakarlık yaparak Türk Böbrek Vakfı'na dializ makinası bağışladı.

Vakıf yetkilileri dializ makinasının gelmesi sayesinde 6 böbrek hastasının daha tedavi göreceğini bildirdiler. Bugüne kadar yaptıkları bağışlarla öne çıkan Beşiktaş futbol takımı oyuncuları, son beş yılda vakfa 10 makina bağışlayarak tedavi gören hastaların büyük umudu oldu

Haber


Not: Kartal fotoğrafı da konusu açılmışken hediyemiz olsun. Fotoğrafa tıklayın tam boyu güzeldir.

25 Ağustos 2009 Salı

ben gelizledim.

N'abıyonuz lan futbol meraklıları. Proletar dünyadan burjuva dünyasına dikey-bükey geçiş yapıp döndüm aranıza. Elano da güzel attı hani, diğ'mi? Abidikler sizi. Canlarım benim.

Ronaldo vs. Messi



Messi'nin küçüklüğü, Ronaldo'nun küçüklüğünden daha şirin. Gözlükleri yeter yahu..

Üvey Evlat mı Bu Süper Kupa?


25 Ağustos 2000. Efsane Galatasaray kadrosu, Terim - Luce ve Hakan Şükür - Jardel değişikliği yapmış, Monaco'da müzesinde bir tane Süper Kupası olmayan Real Madrid'le karşılaşıyordu. Altın gol ile Galatasaray, Şampiyonlar Ligi Şampiyonunu 2-1 ile geçiyor ve Lig Kupası - Lig Şampiyonluğu dublesi ile Uefa Kupası - Süper Kupa dublesini beraber aynı yıl içerisinde yapan tarihteki ilk ve tek takım oluyordu. Şimdi ise bu kupa belki daha geç alınmış olmasından, belki küçük boyuta sahip olmasından mıdır nedir, resmi sitede girişte veya ilk sayfasındaki haberlerde bir kutlama gibisinden yazıyı bile haketmiyor. Yakınına yaklaşamazken bu ülke böyle bir kupanın, unutmak bizim neyimize?
Attığın o çalımı da unutabilirmiyiz Hagi.. Ne Büyüktün Sen Hagi..

Gitti Şampiyonluk Benitez


"Şampiyonluğu ilk 6 haftada alınacak sonuçlar belirlemez. Ama kimin şampiyonluğu kaybedeceğini belirler" demişti Benitez. Ya da bu sözün benzeri birşeydi. Vermek istediği mesaj açıktı. Mesajı kendisi aldı. İlk 3 haftada 2 tane elek üstü takıma yenildi. Hem de birisine Anfield Road'da 31 maç sonra yenildi. Geçtiğimiz sezon 5 tane atmasına rağmen hemde.

Liverpool, artık sıradanlaştı maalesef kadro yapısı ile. Mourinho, Chelsea başındayken Liverpool ile 1-1 berabere kaldıkları maçtaki 11 ile sezon başındaki 11 Xabi hariç hemen hemen aynıydı. Bir çırpıda sayılabilecek 11 adamı 2 senedir aynı yani. Sadece sol ön mevkiisinde Riera, Benayoun, Babel değişimi var. Arada Benayoun geziniyor sağ-sol ama defans 4'lüsü ve orta 2'li takviyesiz aynı. Yedeklerini de Benitez, Xabi Alonso kadroda kalır diyerek kurunca, Lucas ve Mascherano'ya kaldılar, ki Lucas'da oynadığı maçlarda Liverpool maçlarını 4 ila 8 gol arasına çıkartıyor. Carragher ve sürekli değişen tandemi de sıkıntı. Sakatlıktan kurtulamayan Agger-Skrtel ikilisi bu bölgeyi Carragher'dan hala alamıyorlar. Hani yaş haddinden göndermeselerdi Hyypia bile kalırdı Carragher ile göbekle. Dossena ise Agger gibi kayıp aranıyor.

Takımın o monotonluk, yeni heyecan arayışlarındaki hallerine sadece Gökhan Gönül ayarında bir sağ bek transferi (Johnson) ile nokta koyunca sezon başında Liverpool zorlandı haliyle. - ki Gökhan'ın kariyerinde, Johnson gibi 2 sene Chelsea olmuş olsaydı, şimdi Chelsea'nin değişmez ilk 11'i olurdu Bosingwa'yı keserek - Orta sahanın isteksiz, el bombası Mascherano ve hayalet Lucas'a kalması, kaptan Gerrard'ı da zorluyor, at gibi koşturan Kuyt'u da, El Nino'yu da. Belki de takıma getirilebilecek İspanyol'ların sadece Xavi - İniesta - Puyol'la sınırlı kalması, geri kalanların bir şekilde Liverpool'da oynaması Benitez'i de zorluyor. Alacak İspanyol kalmadı neredeyse. N'gog, El Zhar gibi isimlerden bahsetmiyorum bile. Voronin ise Liverpool'un 1 gömlek altı maalesef.

Benitez ne yapar bilinmez, yine bir yarı final kapısı görür Şampiyonlar Ligi'nde. Çünkü onun uzmanlık alanı bu. Ama ligde şu gidişle, şu kadro ile işi çok zor. Aquliani, Lucas'ın mevkiisine hemen alışmalı ki, bu İngiliz futbolunda ne kadar zor olur bilinmez, önündeki Gerrard'ın ve kanatların temposu, hızı ve güveni artsın. Bir de şu takıma yeni bir hava katacak bir isim transfer olsa keşke. Cebinden, şapkasından tavşan çıkartabilecek bir adam.

Kaçamazsın Gürcan


Üstteki screenshot, haftanın en popüler yazılarında 2. ve 3.sırada yer alan yazıların resmi. Elano Blumer'in aslında "bay çok Bilgiç"e attığı 121km'lik füzesi konulu yazılar. Altındaki resim ise son 24 saatin en popüler yazılarında 2. ve 3.sıradaydı. Son saniyelerini yaşadı ve gitti haliyle 24 saati doldurunca. Postlarda bile Gürcan Bilgiç kaçamıyor Elano ve Keita'dan. En azından Chao Grey kovalamayı bırakmıyor...

23 Ağustos 2009 Pazar

Paranoya, Korku ve Rögar Kapakları Üzerine | Futbolmudedin Blog ve Antu




Görsel: Bildiğin rögar kapağı. Bazı durumlarda olaya yakışabiliyor.


Söz uçar, yazı kalır

İnternetin en büyük nimetlerinden biri. Anlık heyecanlara kapılık, yer yer uçabiliyoruz hepimiz. o anda güzel görünüyor gözümüze ancak sonradan o yazılar "komik şeyler"e dönüşebiliyor.

Aurelio konusunda bir anda ortalık karıştı.

Ben ve benim gibi birçok Beşiktaşlı karşı çıktı transfere. Aurelio'nun olayları malum. Tek kelime:

İSTEMEZÜK!

Peki Fenerbahçeliler ne yaptı?

Heyecanlarına - Pardon!- Korkularına yenik düştü. Sonuçta sağlam bir Aurelio'nun verebileceklerini en iyi onlar biliyor. Ortaya bir iddia attılar. Beşiktaşlı Adnan Türkkan Aurelio'nun cezasını kaldırdı, Aurelio'yu hediye etti Beşiktaş'a.

Bir blog'dan, bir de Antu'dan ekran alıntısı geliyor:

Önce futbolmudedin.blogspot.com'dan Emir Kanca Bey'in yazısı:




Son yıllarda zaten moda. İçinde Beşiktaş olan bir konu oldu mu ortaya atılan "Duruş" muhabbeti. Beşiktaşlılar da biliyor "Beşiktaşlı Duruşu" denen şeyin: Yıldırım Demirören değil; Baba Hakkı olduğunu, Levent Erdoğan değil; Vedat Kaptan olduğunu.

Neyse, gelelim Antu.Com'un davasına. Olayı ortaya ilk onlar attı herhalde. Futbolmudedin Blog yazarı da oradan heyecana geldi herhalde. Bakalım Antu'nun yazısına:






Mustafa Denizli ne yaptı? Gençler maçının ardından son sözü söyledi:
Aurelio konusunda bir girişimimiz olmadı. Basın yazıyor.

Futbol mu dedin bloguna lafım yok, antu'dan okuyup da heyecana kapılmış olabilir diye tahmin ediyorum. Ancak taraftar sitelerinin biraz sakin olması lazım. Ortalığı ve özellikle kendi taraftarlarını bu kadar komik duruma düşürmesinler. Tümer davaları falan açılıyor hâlâ. Tabiî, herkesin midesi belli şeylere aç.

Not: kapak konusunda yanlış anlaşılma olmasın lütfen. Kapak, blog yazarına değil; Antu.Com'a gidiyor (benden)