23 Mayıs 2009 Cumartesi

Beşiktaş - Galatasaray | Derbiye Doğru... Part 2


Hala Biletix aracılığıyla biletleri bulunabilen maçtır. Evet yahu. Rahat rahat biletix'ten yer seçip, bilet alabiliyorsunuz. Hem de 33.Hafta da, belki de Şampiyonluk maçında. Yönetim ne kadar övünse azdır.

Neyse Galatasaray yazmayacağım. Bülent Korkmaz oyununu yazmak bile benim için bir yük gibi. Şaşırtsalar keşke beni..

Beşiktaş'ta Delgado yok. Yusuf var. Takım havaya girmiş sonunda. Herşey onlar lehine. Tek aleyhte olay, Fenerbahçe derbisi gibi rakibin kısmen rahatlığı, Beşiktaş'ın stresi. Kazansalar bile haftaya düşme potasında bir Denizli rakip. Ama Sivas, Sami Yen'e gidince bu maçta alınacak 3 puan Şampiyonluk anahtarı gibi. Geriye çekilip oynamamalılar. En azından durum berabere iken. Pres yapmalılar. Lincoln - Ernst ikilisinin performansı maçı bir ölçüde belirler. Arda karşısında Toraman'da sağlam oynamalı. İlk yarıdaki gibi Ekrem gelirse Arda'nın karşısına yazık olur. Sivok, Baros'u tutarsa takım sıkıntı çekmez. İlk yarıdaki maçta Sivok'suz 4 olmuştu maç. Tabii Lincoln sayesinde. Yusuf çok önemli bir adam. Bu maç için çok çok önemli haliyle. Tello'da. Fenerbahçe maçı performansını oynarlarsa işi koparırlar. Ama o maçta açık alan bulmuşlardı goller sebebiyle. Galatasaray açık alan kolay kolay vermiyor Korkmaz sistemi ile. Ama çıkmadıkları için de çok tehlike görüyor kale. Ancak hemen ilk golü bulmaları gerekir. Böylece ipleri rahat rahat eline alırlar.

Beşiktaş, yarın maç sonucuna göre, Şampiyon da olabilir, averaj ile bir ihtimal 3. bile olabilir. Futbol güzel bir oyun. Yarın ki maçta futbol adına güzel olur inşallah...

ek: Lincoln'de yok Galatasaray'da. Ohh.

Hınç-Al Uluç'tan Luce İncileri


-Bu adam bu kadar iyi hoca da, niye bir Fatih Terim düzeyine gelemedi? Niye İtalya'nın, İspanya'nın, Almanya, İngiltere'nin büyüklerinden teklif almıyor?. Varsa yoksa Türkiye?.

-Yarı finale bakın.. Tek İtalyan, İspanyol, İngiliz, Fransız, Hollanda takımı yok. İki ikinci sınıf Alman takımı, bir de dünya futbolunda adı geçmeyen bir ülkenin iki takımı..Bir Galatasaray'ın 2000 yılında şampiyon olurken yendiklerine bakın, bir de bu yıl finale çıkanlara..

-Çünkü büyük hoca falan değil. Oynattığı futbolun, futbol zevki yok. Fatih Terim'den devraldığı o harika Galatasaray'ın, harika futbolunu öldürdü. Onun yerine kendi korkak, zevksiz, tatsız tuzsuz futbolunu koydu. Bu yüzden de kovuldu.

Peki bunlara da cevap verse keşke..

-Terim seviyesine inemedi demeliydi. Eli sürçtü galiba. Terim'e Avrupa liglerinden üst düzey teklifler geliyor da bizim mi haberimiz yok? Hani İtalya macerası desen Luce 6 sene kaldı. 6 ay da Inter çalıştırdı. Ne seviyesi bu? Korkak denilen Luce'nin bile en azından bir sistemi var. Milli takımımızın sistemi nedir? 2010 Dünya Kupası'na bu kadar kek bir gruptan nasıl gidemiyoruz peki?

-Bu kupada daha önceki turlarda elenen Manchester City, Milan, Fransa Şampiyonluğunun en büyük 2 adayı Bordeaux ve Marsilya, Hamburg eşek başı mı?

-Kendisine verilen değeri 5 milyon euro bile etmeyen ama şampiyon yaptığı kadronun üzerine Terim'in 50 milyon euro'luk çöp aldığını ve takımı Terim'in mahfettiğini neden söyleyemiyor? O beğenmediği Lucescu'nun 2.senesinde Barcelona, Liverpool, Roma'lı 2.tur grubundan tek mağlubiyet alarak elendiğini, Liverpool ve Roma'ya 5 dakika daha dayansa, hadi onu da geçtim, top toplayıcı Arda, Riise'ye topu biraz geç atsa, Mondragon, Fleurquin'in üzerinden topu düzgün yumruklasa üst üste 2 sene çeyrek final oynayacak Galatasaray'ı nasıl unuttu? Evinde 17'de 17 yapan Galatasaray'ı. 9 milyon dolarlık Hasan'ın 4 senede yapamadığı atılımı, bir San Siro deplasmanında nasıl yaptırdı? 2002 Dünya Kupasının yıldızı Hasan Şaş'ı kim parlattı?

Zor tabii. Çok zor..

Batuhan Karadeniz || Yazık Sana!!


Batuhan Karadeniz, Trabzonspor maçı öncesi hapise atıldı. Şaka felan değil. Gerçekten. Fanatik'in haberine göre; alkollü araç kullanırken polisler tarafından durdurulmak istenen ve dur ihtarına uymayan Batugol zorla durduruldu ve alkol muayenesinde yüksek oranda alkol alması ve polislere karşı gelmesi sebebiyle de kelepçelenip, hapse gönderildi. Hapis, nezaret felandır da, Trabzonspor maçı öncesi alkollü polise yakalanıp, içeri alınıyorsan kimse seni savunmaz. Kızlarla takılman normaldir. Alkol almanda normaldir. Ama Eskişehir gibi bir kulüpte futbolcuysan, Trabzonspor maçı öncesi içeri alınıyorsan sana yazıktır be.

Chievo - Bologna || İddaa Ohaaa!


Bu hafta yer alan derbi sebebi ile Beşiktaş - Galatasaray maçının oranlarına göz atarken, gözüme bu maç çarptı. Oranları yanlış basılmıştır diye düşündüm ilk önce gazeteye. Sonra internette de bu oranları görünce şaşırmadım desem yalan olur.

Chievo - Bologna: (1-0-2) 3.00 1.35 8.00 şeklinde oranları. Çifte Şans 12'ye ise 2.18 veriyor. Manchester United karşısında Hull City oynamak kadar göze alınacak bir risk yahu. Hele Torino - Genoa maçında Genoa'ya verilen 8.00'lik oran'ı göz önüne alırsak, kelimeler kifayetsiz. Onun 02 çifte şansı ise 3.43. Bu İtalya aklanmaz kardeşim...

22 Mayıs 2009 Cuma

2 Lucescu Arasındaki Fark



Kupa ya da renk farkı felan değil anlatmak istediğim. Olgunluk farkı. İlk kupayı kaldırdığında seramoniyi izleyenler bilir, Bülent ve Suat'tan hemen sonra Luce, kürsüde 1-2 hamle ile sanki önünden sevdiği yemek kaçırılacak çocuk gibi kupayı kapmıştı. Şimdi ise büyümüş, önündeki yemeğin tek sahibi olduğunu bilen birisi gibiydi. Ne yalan söyleyelim 2.kupa onun daha çok hakkıydı.

Lost || En İyi 5 Bölüm


Malumunuz, Lost 5.sezonu da bitirdi. Bizi 2010'a kadar uzuuuun bir süreç aldı. 5 sezonboyunca izlediğimiz bölümler arasında en iyi 5'ini yazmak istedim. Aslında 2008-2009sezonunun en iyi 5 maçı'nı yazacaktım ama daha 2 hafta var olduğundan vazgeçtim. Ne olur ne olmaz. Neyse Lost'a gelelim...

5- Through The Looking Glass (Sezon 3 Bölüm 22-23)

"We are not suppose do this Kate. We have to go back Kate. We have to go back!"

4- The Man Behind The Curtain (Sezon 3 Bölüm 20)

Benjamin Linus flashback'iydi. Benjamin Linus'un hayat hikayesi, Dharma Initative'e olanlar, Purge ve Jacob vardı bölümde. Benjamin'in Others olmadığı, bir Dharma çalışanı olduğunu görmüştük. Hatta Jacob'un "help me" sözü bile duyulmuştu. Sonunda Benjamin Linus'un JohnLocke'ı vurması ve Purge'dan kalanların çukuruna düşmesi ile bitmişti. Jacob kulübesinin sahneleri gerilim doluydu.

3- Flashes Before Your Eyes (Sezon 3 Bölüm 8)

Desmond brotha'nın bölümüydü. Swan istasyonunun patlamasının ardından, Desmond'un zihinsel olarak geçmişe yolculuk yaptığını fakat olanları değiştiremeden tekrar eskiye döndüğünü izlemiştik. Sonunda aslında Claire'in değil, Charlie'nin öleceğini "you don't wanna know" diyerek söylemişti.

2- Pilot Part: I-II (Sezon 1 Bölüm 1-2)

Haydaaa, en süper bölüm, açılış bölümü nasıl 2.olur diyebilirsiniz. Normaldir. Herşeyin olduğubir bölümdü. Cevapların %70'inin bu bölümde olduğu gibi yapımcı açıklaması bile olduğu yazılıp, çiziliyor. Herşeyi ile harika bir bölüm. Tropik adada kutup ayısı, Black Smoke, Danielle'insinyali, Christian Shephard ve Matthew Fox'un harika Jack Shephard rolü.

1- The Constant (Sezon 4 Bölüm 5)

Desmond: i love u penny..i've always loved you...i'm so sorry...i love you.
Penny: i love you too...
Desmond: i don't know where i am but...
Penny: i'll find you des..
Desmond ...i promise...
Penny: ... no matter what...
Desmond: ...i'll come back to you...
Penny: ...i won't give up...
Desmond...i promise!
Penny: ...i promise!
Desmond&Penny: i love you!

Futbol Kronoloji #8 / Çizginin Öteki Tarafında Kalanlar!




Sene 1886... Futbol kurucuları yeni bir kural ortaya koyuyor: Ofsayt...

Tam olarak bilmesem de 82'de kurulan International Board o sıralar futbol kuralları koyma konusunda yetkili kuruldur ve bunu da onlar bulmuş olabilir. "Beleş" golü önlemek amacıyla koyulmuş olan mantıklı bir kural oldu sonuçta. Tabiî "ara pas" ve "sprinter" forvetlerin önemi arttı. Gerçi o zamanlar futbolcular şimdiki kadar kategorize edilir miydi bilemiyorum.

Kuralın en acıklı yanı, gol atınca sevinen futbolcunun yan hakemi gördükten sonraki hâli. Büyük hayalkırıklığı olsa gerek.

86'da ofsayttan başladık, yan hakemler falan derken Lig TV'nin yamuk çizgi çeken piyerosu bile çıktı; işin de cılkı çıktı.

Neyse, önemli olan çizginin kaleye yakın tarafında kalmamak.

500.000.000 Liralık Beşiktaş




Beşiktaş bugün borsada ilginç bir gün yaşadı.
İkinci seansta Beşiktaş’ın piyasa değerinde ilginç bir tablo oluştu. Beşle başlayan rakamlar sıfırla devam etti, küsuratlar bile sıfır olarak kayıtlara geçti. Milyon lira sermayesi olan şirketin piyasa değeri 500.000.000,00 milyon lira olarak tescil edildi. Hiç küsurat yok. Rakamların hem kulübün ilk harfleriyle (5) başlaması, hem de borsada çok ender rastlanan küsuratsız piyasa değerine ulaşılması şampiyonluğu kovalayan Beşiktaş için anlamlı bir tablo oluşturdu.
Haber Türk Ekonomi'den Alıntı.

Uzun süre 4 Büyüklerde en alt sırada Beşiktaş vardı ve 2009 yılındaki muhteşem yükseliş sayesinde GS ve TS'yi geçmiş bulundu Beşiktaş piyasa değeri açısından.

Bir diğer ilginç şey ise Beşiktaş'ın piyasa değerinin 2 ayda 424 Milyon Türk Lirası artması.

Abdürrahim Albayrak

Fotoğraf aslında pek şaşırtıcı değil. 2001-2002 senesinden bilen bilir. Ama olayın haber olma nedeni Uefa finalinde Albayrak'ın Lucescu'yla sevincini paylaşmak için sahaya girmesi. Uefa finalinde yahu. 

21 Mayıs 2009 Perşembe

Lucescu


Ali Sami Yen stadında Şampiyonluk Kupası'nı kazandı.
Yetmedi!
İnönü Stadyumunda Şampiyonluk Kupası'nı kazandı.
Yetmedi!
Şükrü Saraçoğlu stadında Uefa Kupası'nı kazandı.
Bu artık yeter herhalde, hala "hoca felan değil Lucescu" diyen bazı futbol bilmeyen yazarlarımıza.

Beşiktaş - Galatasaray | Derbiye Doğru...




UEFA finalinin ardından tekrar ligimize dönüyoruz. Derbi havasına girmeye başlayalım artık!

İki takım arasında oynanan ilk maçı Galatasaray farklı kazanmıştı. O hafta Beşiktaş altıncı, Galatasaray üçüncüydü ve arada 6 puan fark vardı. Şimdi Beşiktaş birinci, Galatasaray dördüncü ve arada 7 puan fark var. Ayrıca Servet o maça efsane maskasiyle çıkarak takımını yalnız bırakmamıştı. Bu maça da koltuk değnekleriyle çıksın şaşırmam.

Galatasaray'ın klasikleşmiş sakatlıkları dışında değişen bir şey yok gibi. Beşiktaş Delgado'dan kurtuldu. Muhtemelen Fenerbahçe maçının 11'ini bozmaz Denizli. 4-3-3'le yola devam. Solda Deli sağda Toraman olursa tadından yenmez. Galatasaray'da Kewell yedek olursa şaşırmam, olmamalı. Tabiî oynarsa yerini 70'de Mehmet Güven'e bırakır ki o dakikalar da bu sezon Beşiktaş'ın en tehlikli olduğu dakikalar. Bülent kaçmayı, Denizli kovalamayı seviyor. Derbi olmasa kazanan belli denilebilir ama derbi işte...

ForzaBeşiktaş forumları da girdi derbi havasına. Eser Gokulu'nun postundan alıntı:


100.yıl Uefa ilk tur maçı Bosna Hersek takımı -- > Sarajevo
Bu yıl Uefa ilk tur maçı Bosna Hersek takımı --> Siroki Brijeg

100.yıl devre arası transferi --> Giunti
Bu yıl devre arası transferi --> Ernst

100.yıl 32.hafta Ankara deplasmanı --> Gençlerbirliği
Bu yıl 32.hafta Ankara deplasmanı --> Ankaragücü

100.yıl 33.hafta Galatasaray maçı --> Sergen attı şampiyonluk geldi
Bu yıl 33.hafta Galatasaray maçı --> ? attı şampiyonluk geldi

Ayrıca o sezon da Kocaeli ligden düşmüştü, bu zeson da düşüyor.


Forza'da bir diğer konu da "Kim atsın şampiyonluk gelsin?" Ankette Bobo, Holosko ve Deli İbo arasında kıyasıya çekişme var. Ben de oyumu bir anda Deli'ye verdim. Ömrümüzü yedi falan ama onun golüyle şampiyon olmak fazladan bir eğlence unsuru olur. Tabiî Sivas'ın maçının önemi de devreye giriyor.

20 Mayıs 2009 Çarşamba

Galatasaray'ın İlk Doğum Günü


"Maksadımız İngilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve Türk olmayan takımları yenmek." Ali Sami Yen

19 yaşında bir gencin, Galatasaray Lisesi'nin 5.sınıfında edebiyat dersi esnasında, kurulmasını kararını aldığı bir takımdı Galatasaray. Takımın oynadığı topun yamasını, kendi ayakkabısından kesen bir gençti O. O gencin bugün 123.doğum günüydü. İyi ki doğdun..

90 Tl


Beşiktaş - Galatasaray maçının en ucuz bilet fiyatı.

Eski Açık: 90,00 tl
Kapalı Alt: 250,00 tl
Kapalı Üst: 300,00 tl
Numaralı Kenar: 375,00 tl
Numaralı Orta: 425,00 tl
Vip Alt a-f: 425,00 tl
Vip Alt b-e: 450,00 tl
Vip Alt c-d: 500,00 tl
Vip Üst a-f: 500,00 tl
Vip Üst b-e: 750,00 tl
Yeni Açık: 90,00 tl

"Yeni stadımızı hiç borç altına girmeden yapacağız" Yıldırım Demirören

Fenerbahçe maçının geliri ile bu maçın geliri ile zaten İnönü yapılır yahu. Hani 2 maç daha olsa böyle Old Trafford felan dikersin..

19 Mayıs 2009 Salı

Gerginlik & Lig TV



"Hani bir laf vardır, 'Vali oldun ama adam olamadın.' Demek lider oldu, ama bazı şeyler hala eksik kaldı Beşiktaş'ta"


Trabzonspor Asbaşkanı Hayrettin Hacısalihoğlu'nun sözleri.

Mustafa Denizli'nin Ts-Bursa maçı için "6 dakika mı uzatıldı, gol olana kadar devam edilseydi" esprisine bayağı bir alınmış belli ki.

Eee, ortamı o kadar gerdiler ki espirilerin de anlamı kalmadı. Ayrıca Bu Hacısalihoğlu hangi ülkede futbolun içinde yaşıyor merak ettim. Mustafa Denizli'nin artniyetle öyle bir açıklama yapmayacağını herkes bilir.

Hem olayı direk "Beşiktaş" diye bağlaması yanlış olmuş. Daha bir yılı bile camiada geçmemiş bir hoca tüm camiayı temsil edemez diye düşünüyorum.

Hepsini geçtim, Lig TV internet sitesinde haberi "kavgada söylenmez" başlığıyla vermiş. Fon müzik olarak da "Oooo nası koydu", "off oğlum lafa bak" gibi sözlerden bir mix yapsalarmış ya.
Aklıma ilkokul yılları geldi.

Baba - Oğul


Baba; Felix Mourinho (Kaleci, Hayatını gol yememeye adamış bir futbol insanı)

Oğul; Jose Mourinho  (Teknik Direktör, Hayatını takımının gol yememesine adamış bir futbol insanı)

Yıldırım'ın Öpen Fenerbahçe'si


Sabah'ın haberine göre Aziz Yıldırım rakibi öpen futbolculardan kurulu bir takım kuracakmış. Bu kadro için de şimdiden çalışmalara başlayan Aziz Yıldırım'ın ilk hedefi de defans.

Şimdi şu habere göre, Aziz Yıldırım ismi de varsa, defansa Juan, Naldo, Alex, Senderos felan gelir sanırsın. Öpen takımın ilk iki ismi; Bekir ve Bilica. Toplayınca bir Lugano ediyorlar zaten. Kazım yerine de Mehmet Topuz, Topuz eğer zorluk çıkartırsa da Musa Aydın getirilecek. Orta sahaya da Busker'ın favori adamı Jem Paul Karacan alınacak. Forvet'e Birmingham'dan 1.91'lik Semih Aydilek ve Manisa'dan da Nizamettin diğer adaylar. Haberde yer alan isimler bunlar.

Hayır ben Aziz Yıldırım ismi bir haberde yer alınca Ronaldinho'dan aşağısı olmamalıydı ama. O değilde bu transferlerle rakibi öpen, Fenerbahçe felan olmaz.

ek: aynı sabah Senderos'u Galatasaray'a getiriyormuş. Bekir'i de.

Uefa Kazanıyorlar Aman Örnek Almayın


Mircea Lucescu; 2004 yılında Ukrayna'nın Shakhtar Donetsk takımına gitti. 2009 yılına kadar 5 senede 3 şampiyonluk alarak Dinamo Kiev hanedanlığını yıktı. Uefa yarı finalinde de Dinamo Kiev'i yıktı. 5 senedir Şampiyonlar Ligi'nde mücadele ediyor. 5.senesinde Uefa Kupası finalini oynuyor. Hem de 2 sezon üst üste farklı takımlarda şampiyonluk kazanıp, 2 kez kovulduğu ülkede. Galatasaray'dan ağlayarak gitti. Beşiktaş'tan giderken "Alacağımı tek şartla istemiyorum, tazminatım stadyum inşaasına hibe edilsin. Adıma bir plaket assınlar yeter" dedi.

Thomas Schaff; 1996'da yardımcı antrenör olarak başladı. 1999'da Teknik direktör oldu. 10 senedir takımın başında. Hücum futbolunun Almanya'da yer alan en önemli temsilcisi. Beşiktaş'ın harcadığı Ailton'un gol kralı olduğu sene Bundesliga şampiyonu oldu. Klose ve Klasnic forvet hattı ile bir farklı maç kazanması sürpriz sayılıyordu. Almanya süper kupasını kazandı şampiyon olduğu sene. Bu sene Almanya Kupası ve Uefa Kupası finali oynuyor. 10.senesinde Werder'i finale çıkartabildi.

İkisi de istikrar insanları. Yıllardır netice ne olursa olsun kulüp ve takım desteğini alan insanlar. Bizde de 4.senesinde Avrupa'da kupa kazanabilen Terim gibi içimizde bir örnek var iken hocalara güven ve destek 1.sırada iken Avrupa da, bizde hep sonuncu.. Sonra bizde mi ne oluyor?

2004'ten bugüne;

Galatasaray; Terim, Hagi, Gerets, Feldkamp, Skibbe, Bülent Korkmaz, ?
Fenerbahçe; Daum, Zico, Aragones, ?
Beşiktaş; Del Bosque, Tigana, Rıza, Ertuğrul Sağlam, Mustafa Denizli

Avrupa'da da başarıya ulaşan diğer takımların hocalarının ismini yazmama gerek yok sanırım. Birer Liverpool olmadığımıza göre biraz bekleyeceğiz, sabretmesini öğreneceğiz galiba.

Rüyada Thomas Schaaf Görmek!


Evet yahu Werder Bremen teknik direktörü olan Thomas Schaff. Nasıl bir bilinç altı ürünüdür bilemem ama blogumuzun yazarlarından Busker ve Bay Kerahet'te bu rüyada idi.

Yurt taksiti yatırmaya iniyordum rüyada müdüriyete. Kapıyı açıp, içeri girince adeta pazar gününü evde geçiren babalar gibi atlet ile müdür koltuğunda oturuyordu Schaff. Sakalı da vardı hani biraz. Şaşırıyordum orada görünce. Yanında Bay Kerahet, elinde bir bozuk para, parmaklarının üzerinde çevirme hareketi yapıyordu. Araya giren Schaff, "Elvir Balic böyle yapamıyor, parmaklarının arasında sıkıştırıyor o" diyordu. Arkadan Busker; "abi abi o değil de bu şampiyon kim olacak" diyerek klasik olarak yaptığı konu değiştirici sorularına bir yenisini de rüyamda ekliyordu. Neyse taksidi yatırdıktan sonra meraktan "Diego yerine kim oynanatacaksın?" diye sorabildim. "Mesut ve Pizzaro var, rahat ol sen" dedi. Gayette Türkçe konuşuyordu yahu. Sonra yine araya Busker girdi. Tam birşeyler soruyordu ki o sırada uyanmışım. Ne ifade eder bilmiyorum ama, Elvir Balic kısmı hayra alamet olmasa gerek. Herhalde Pizzaro finalde gol atacak.

18 Mayıs 2009 Pazartesi

Eurovision Şampiyonu Lugano


Herkes birisine benzetiyor Alexander Rybak'ı. Ben Lugano'ya benzettim. Özellikle Lugano'nun güldüğü anlardaki haline. Lugano'nun lise çağlarındaki fotoğrafı deseler yerdim yani.

ek: taa 20 saat önce 3puan.net'te bu tespit yapılmış. kusura bakmayın artık...

Milan Takımının Yaş Ortalaması - Ekşi

tam boyut için üzerine tıklayın

Bazen kelimelerin, paragrafların anlatamayacağı, analiz edemeyeceği, açıklayamayacağı şeyler tek cümle ile açıklanır ya, işte öyle bir şey.

ek: acaba Pato ne yapıyordur?

Fatih Terim'in Orta Parmağı


Dün sabah saat 10 sularında koptu sağ el orta parmağı Terim'in. Gerçekten koptu. Bodrum'da saat 10'da teknesi ile uğraşırken bir kaza sonucu orta parmağı kopuyor Terim'in. Hemen kopan parmak buz ve havlu ile sarılıyor.Özel Bodrum Hastanesi'nde ilk müdahale yapılıyor. Kopan parmağın İstanbul'da dikilmesi kararı alınıyor. Terim özel uçakla 2'de bodrum'dan biniyor. 3'te iniyor. Operasyona giriyor ve parmağı dikiliyor. Estetikle de rötüşları yapılıyor. Teknesinde koylarda gezinti düşüncesi ile uyanan Terim, saat 4'te İstanbul'da kendisini hastaneden çıkarken buluyor. İnsanoğlu kuş misali. Geçmiş olsun hocamıza.

Zaten açıklama olarak da; Korkmayın, küçük bir talihsizlik oldu. Ben bu tür basit kazalarla yıkılacak adam değilim ama küçük bir operasyon gerekebilir” demiş. 

17 Mayıs 2009 Pazar

Önce 35 Sonra 35.5


Bir İstanbul'lu olarak sonunda bir İzmir takımı geliyor diye sevinmiştim. 4 tane İstanbul, 3 tane Ankara takımının arasına 1 tane de İzmir hele ki Karşıyaka daha güzel olurdu. En azından deplasman havası, rekabet yaşatacak bir takım gelirdi Karşıyaka olsaydı. Olamadı. Uzatmalarda yenildiler. 2 İzmir takımını eleyen Kasımpaşa yeniden Turkcell Süper Lig'de. Manisa ve Diyarbakır ile beraber. Karşıyaka olsaydı güzel olurdu be.

Teşekkürler Harry Kewell


Maç felan zerre umurumda değil. Bir hafta boyunca Harry Kewell'a yapılan haksızlığı tartıştık durduk. Destekledik, sevdiğimizi, onu futbolcu ve insani yönden ne kadar değer verdiğimizi yazdık bloglarda. Tek isteğimiz o'nun ilk 11 başlaması idi. 11'de sahaya çıkınca hiç bir varlık gösteremeden maçı bitirmesinden korkuyordum aslında. Birilerinin bir hafta kafamızı bunun için mi şişirdiniz demesinden korkuyordum sadece. Yoksa sahada varlığı yeterdi bizim için Baros gibi, Arda gibi...

O bizi üzmedi, bir tane sağ ayağı ile attı. Bir tane de sahanın en kötüsü Barış'a asist yaptı 2 dakikada. Hem de yine sonradan oyuna girdiği maçta. Tanrı 9 sene önce kupayı bizim almamızı istemişti. 9 sene sonra da O'nu oyuna almamızı istedi Emre Güngör'ün sakatlığı ile. Teşekkürler Harry Kewell.. Bizim yüzümüzü kara çıkarmadığın için...

Jose Wins!


Futbol, sahada 11'er kişiyle, 34 ila 38 hafta gibi sürelerle değişen fikstürlere sahip takımların oynadığı ama sonunda Jose Mourinho'nun şampiyon olduğu bir oyundur...

(Kabul biraz çalıntı gibi oldu)

Tanrı Bizim Almamızı İstedi




Tekrar ediyorum kazanacaksınız, kazanmak için uğraşacaksınız, ama netice ne olursa olsun sizler benim gönlümde hep kazandınız, hep şampiyonsunuz ve hep öyle kalacaksınız..!

(Fatih Terim)

Korkunç bi' şey!

(Ömer Üründül)

Tanrı da bizim almamızı istiyor!

(Levent Özçelik)

Benim senelerdir yapamadığım reklamı Galatasaray 2.5 saatte yaptı..

(Sakıp Sabancı)

Tesadüf.. (Kime göre, neye göre?)

ek: Başbakan bile giriyor ben youtube'ye giremiyorum diyorsanız; Youtube Jacker