10 Nisan 2010 Cumartesi

Real Madrid - Barcelona

Özel tanımları bir kenara bırakırsak ve kafadan maça dalacak olursak Real Madrid'in elinde Barça'yı yenebilecek 1.5 silah var diyerek başlayalım. Ronaldo ve Van der Vaart. Barça'yı yenmek için zaten elinizde 3 ya da 4 iyi adam olması yetmiyor. Barça'nın kötü 1 veya 2 adamı olması gerekiyor. Barça'nın elinde de bu potansiyelli 2 adam var. 1.si "babadan torpilli" Busquets, diğeri de "Allah'a emanet" Valdes.

Real Madrid'in Pellegrini ile alışılmış "Galacticos" tarzı yerine savunma tarzını yansıtması ile "evinde" Barça'yı yenmesi pek mümkün değil. Çünkü 4 savunma önünde 3 tane defansif orta sahanın, Xavi-İniesta ikilisine karşı bir teknik dezavantajı var. Xabi Alonso'nun Liverpool günlerinden bir gün yaşatması halinde bu orta saha rakibine yaklaşabilir lakin, Lass-Xabi-Granero'dan kurulacak orta sahanın rakibe karşı tek üstünlüğü savunma olacaktır. Zaten bu nedenle Ronaldo her topu kendi orta sahasından alıp paytak paytak yardırarak gitmesi bir standart oldu. Ronaldo bunu Alex Ferguson sisteminde kaleye en az 25m kala yapmaya başlıyordu ki, bu da tehlike yaratıyordu. Bu sistemde Real Madrid adına hücumda kilit Rafael Van der Vaart. Pellegrini, Guti ile başlarsa da Guti. Çünkü rakibin en mükemmel yaptığı iş olan dikine ve boş adama pası yapabilecek 2 ayak bu adamlarda. Sezon başı satılan Sneijder olsa tam onun maçı diyebilirdik. Satılan 2.adam Robben ise Münih topraklarında 3 kulvarda gidiyor. Sneijder'de Inter'de 3 kulvarda. Yerlerine diyebileceğimiz Ronaldo ile Kaka ise tek kulvarda Real'de. Plansızlık böyle bir şey.

Gelelim Barça'ya. Guardiola, takımının günümüz futbolundan 3-4 sene ileride olduğunu farketmiş olacak ki, Valdes ile Busquets ile Pedro ile Bojan ile takımını dengeliyor. Ben öyle olmasını diliyorum çünkü, Busquets'in böylesine kritik bir mevkiide Barış Özbek'in 15cm uzunundan başka bir imaj sergilemediğini, Toure ya da Keita'nın yarısı etmediğini söylemeliyim. Barça'nın en önemli 2'lileri sahada olacak Barnebau'da. Puyol - Pique ve Xavi - İniesta. Albiol - Ramos'tan daha sağlam duracakları kesin. Barça'nın en sıkıntılı kısmı diyebileceğimiz sol ön bölümünde Pep, orta sahaya Toure - Keita'dan birisi ile Busquets'i koyup, Iniesta'yı çekebilir. Henry'i santrafor, Messi'yi de klasik Messi olarak görebiliriz. Pedro ve Bojan ikilisinin El Clasico performansları hakkında bir yorum yapamıyorum çünkü bu ikiliden özellikle Bojan'ı deplasmanlarda adından söz ettirecek derecede hatırlamıyorum. Pedro yine bir nebze. Ama karşısına Arbeloa ve sık sık Ramos geleceğinden ezilebilir. Arsenal karşısında bu 3'lü değil de Messi vardı sadece sahada. Tabii bir de Messi var. Karşısında Marcelo olacak. Tabii kağıt üzerinde. Arsenal maçında normal yeri olan sağ önden hiç girmedi ceza sahasına. Bütün gollerde göbekten delerek, ortadan dikine dikine girerek attı. Bu da Marcelo'yu üstüne çeken Messi yüzünden Madrid sol kanadından Daniel Alves'in bindirmelerini göreceğiz demektir ki tehlike yaratabilir. Yaratacaktır da. Tek sıkıntı ve büyük sıkıntı, sakatlığı yeni geçen Iniesta ve Xavi'li orta sahanın üstüne Real'in savunmasının Barça presi yapması. Burda da ön alan presi Barça'yı oldukça zorlayacaktır. Savunmadan daha çok hücumu güçlü bekler yüzünden de bir çok duran toptan tehlike yiyebilir Barça.

Şimdi bir de bu maçın kağıt üstünde, fikirlerde olmayan bir olayı var. Ronaldo - Messi. 11 ay oldu karşılaşalı bu ikili bir finalde. Messi ezdi geçti. Camp Nou'da Ronaldo yarım bıraktı, Messi değil Zlatan çıktı o gün. Bu kez Ronaldo belki de Madrid kariyerinin en önemli maçına çıkıyor. Arkasındaki orta sahanın yardımları iyi olursa Madrid'i o taşır. Barça klasik oyununu biraz daha iyileştirirse maç Messi'nin olur. Hatta golünü atar, formasının altında atletine yazdığı mesajı gösterir. Atmosfer ise Real'in evinde daha sakin gibi. Nou Camp'ta olan o boğucu atmosfer yerine oturarak maç izleyen golden gole sevinen adamlar var. Bu da Barça'yı etkileme adına bir dezavantaj. Duran toptan bir savunmacı da gol atar diyeyim. Bitireyim.

1 yorum:

emreb21 dedi ki...

Yazının geneline katılmakla birlikte son cümlelerin için tam tersini söyleyeceğim. Asıl Barnebau'daki atmosfer çok daha etkili oluyor. Özellikle sol kale arkasındaki Ultras Sur maç boyunca susmak bilmiyor.