10 Nisan 2010 Cumartesi

Bir Garip Batuhan Karadeniz Hikayesi





"Beşiktaş'ın olay çocuğu" tanımlaması herhalde bu genç için söylenebilenecek en güzel sözdür. Gerçekten olay çocuk yani. Taraftarı birbirine düşürüyor, taraftara hocayı eleştirtiyor, kayboluyor, çıkıp gol atıyor falan. Sürekli olay halinde yani. Beşiktaş'a verdiğinden çok Beşiktaş'dan aldı daha bu yaşta.

2007-08 sezonunda A takıma çıkışıyla iyice gündeme oturmuştu o zamandan. Evvelinde ise müthiş bir altyapı kariyeri vardı. Paf takımda attığı sayısız gol, Genç Millî Takımların tüm seviyelerinde attığı goller. Türkiye'nin geleceği en parlak santraforu olarak tarif ediliyordu. Dev cüssesini iyi kullanan, aynı zamanda ayaklarına da hakim bir gençti. Ertuğrul Sağlam zamanında A takım yükseldi.

O sezon Gaziantepspor maçında 90'da attığı gol ile takıma galibiyeti getirmişti. O gün manşetler Batuhan için atıldı doğal olarak. Muazzam bir yetenek Beşiktaş bayrağının altında yükseliyordu. İnönü'ye maç izlemeye gittiğimizde Yeni Açık'ın üst katlarından karşı kalenin arkasında ısınırken onu rahatça seçebiliyordunuz. Heyecanlandırıyordu taraftarı. Klasik umutlandıran genç işte. O sezon bir Fenerbahçe maçından sonra yaptığı açıklama ile ilk bombasını patlatmıştı Batuhan. Müsait pozisyonda Bobo'ya pas vermeyip kendisi şansını denemişti. Bahanesi ise "Kral yaratmayacaksın, Kral olacaksın" mottosuydu! O sezon paf takımda 9, A takımda 1 gol attı Batuhan. Ama "paşam" A takımla idmana çıkıp, A2 takımla maç yapmaktan dert yakınıyordu. O sıralar bombalar da patlamaya başlıyordu. 16-17 yaşında çocuğun gece hayatına kadar her şeyi ortalara çıkıyordu. Batuhan bunları düzeltmek adına ufacık bir hamle bile yapmadı.

Sonraki sezona başlarken Batuhan A takımdaydı. Mustafa Denizli'nin yorumculuk yaptığı Hacettepe maçında golünü attı. Tabii bu süre zarfında sağdan soldan Batuhan haberleri fırlamaya devam ediyordu. Sezonun ikinci yarısında Eskişehirspor'a kiralandı. Hem profesyonel tecrübe edinecek, hem biraz burnu sürtünecekti. Eskişehir'de rahat durmadı Batuhan. Kamptan kaçmalar, alemler falan yine Batuhan'ı gazetelere taşıdı. Buna rağmen yarım sezonda 8 gol atmıştı Es-Es'de. Ancak kafa olarak Batuhan bitmeye başlamıştı. İspanya ve Bosna maçları kadrolarına alındı Batuhan. İspanya maçında sonradan oyuna girdi. Bosna maçında ise daha maçın 38. dakikasında sakatlandı.

Ondan sonra ne olduysa artık Batuhan kayboldu. Sakat, şişman, formsuz falan derken yarım sezon boyunca bir Manchester deplasmanında sonradan oyuna girdi, bir adet de sarı kart gördü. Bir daha piyasaya çıkmadı. Devre arasında Rıza Hoca tekrar Es-Es'e istedi onu. Ancak Yıldırım Demirören aynı hatayı bir daha yapmadı, Batuhan'ı Es-Es'e yollamadı. Çünkü Eskişehir macerası Batuhan için "kaçamak"dan başka bir şey değildi. Kimileri ise Mustafa Denizli'ye kızdı Batuhan'ın bu durumu yüzünden.

Aslında mantıklıydı Denizli'ye kızmak. Bir suçlu olmalıydı; en rasyonel isim de Takımın Teknik Direktörü olacaktı. Ancak zamanla ortaya çıkan gerçekler Mustafa Denizli'nin son derece masum olduğunu anlamamıza yetti.

1) Kaptan İbrahim Üzülmez konuştu bir kere. Batuhan'ın tüm sorununun kendisinde olduğunu. Kendisinin bir karar vermesi gerektiğini söyledi. Batuhan'ın aklına henüz "futbolculuk" oturmamıştı bile. Bunu söylüyordu kaptan.

2) Mustafa Denizli de aynı çerçevede şeyler söyledi. Hatta kendisinin bizzat doktorlardan Batuhan için iki kere randevu aldığını, Batuhan'ın bunlara gitmediğini açıklamak zorunda kaldı.

3) Yemen Ekşioğlu'nu tanıyan tanır. Yanlış hatırlamıyorsam Batuhan'ı Beşiktaş'a kazandıran kişi de odur. Geçenlerde Erdem Ulus'la bir sohbetinde o da aynı şeyleri söyledi. Batuhan'ın kafasını toplaması, kendini futbola vermesi gerektiğini söyledi. Hatta ailesi falan çok uğraşıyordu Batuhan için, ama kimsenin elinden bir şey gelmiyordu.

Yukarıdaki üç isimin açıklamaları yeterince hatta fazlaca tatmin edicidir benim için. Bu saatten sonra Batuhan için kimseye kızmam ben. Bu durumun tek suçlusu malesef Batuhan.

Batuhan'ın derdi de belli. Batuhan bu işi "kaldıramadı". İki manşet olunca "oldum" zannetti. Ama olmak öyle kolay değildir işte. Daha 17 yaşındayken "Ibrahimovic" imtiyazı bekleyemezsin. Eminim 1000 kişi söylemiştir bunu Batuhan'a; ama Batuhan...

Gelelim şimdiki zamana. Batuhan sezonun ikinci yarısında A2 takımla 1-2 maça çıktı, birkaç tane de gol attı. Ancak sonraki haftalarda A2'de de görünmemeye başladı. Hem de Batuhan A2 Kaptan'ı olmuştu ama göremedik kendisini bir daha. Bakalım nereden çıkacak yine.

Batuhan için yapılacak belli. Önümüzdeki yaz döneminde afedersiniz ama tabiri caizse "it gibi" çalıştırcaksın. Önce vücudunu toparlayacak, sonra kafasını toparlayacak. Yapmıyor mu? Gaziantep'den Julio Cesar karşılığında takasa gider; benden demesi.

0 yorum: