3 Haziran 2009 Çarşamba

Bülent Olmak


Bi' düşünün. Daha içtiğimiz "su"ya "bu" dediğimiz, tek kendimizi ifade aracımızın "anne" olduğu, televizyonda kanallar arasında Star Tv'nin olmadığı zamanlarda o Galatasaray'da oynuyordu. Hem de Arsene Wenger Monaco'suna karşı çatır çatır. Hatta daha açık konuşmak gerekirse bizim ilkokullu yaşlarımız olan 11 yaşında "O" Galatasaray kulübüne ilk adımını atmıştı. 1979 yılında başladı Galatasaray kariyeri.

Nüfus memurunun "O"na armağanı aslında Bülent adı. Babası ve annesi "Cesur" olsun istemişler ismini. Memur "Bülent" yazmış. 11 Yaşında ilk aşkı olan Galatasaray'a adımını atıyor. Bülent Ünder kendisini beğenerek önce 14-16 genç takıma, o takımda da Şampiyon olunca oradan da A takıma, Derwall ve Denizli'ye öneriyor Tugay ile beraber. Bu sene 33.Haftada şampiyonluk mücadelesine çıktığı Mustafa Denizli kendisine ligde pek şans vermiyor. Daha ötesini yaparak Avrupa'da oynatıyor daha çok. Adı da Avrupalı Bülent'e çıkmıştı o yüzden.

Hocalar gelir gider, partnerleri gelir gider, "O" hep orada kalırdı. 1992-1993 Kalli 1.Dönemi'nde Stumph ve Falko Götz ile beraber 3'lü defansın solunda oynar. Çok adam gelir gider O hep kalırdı dedik ya misal; Popescu, Frank de Boer, Stumph, Falko, Ahmet Yıldırım, Song, Tomas, Emre Aşık, Capone hatta kardeşi Mert ile beraber bile o bölgede oynamıştır. 17 Mayıs 2000'de Parken'de efsane olmuş, Dünya Kupası'nda 3.lük kazanarak bronzu almış, orada da bir gol atmış, Konfederasyon Kupası 3.lüğü kazanmış, Süper Kupa kaldırmış, Saftig, Terim, Derwall, Denizli, Kalli, Hagi, Lucescu ile futbolcu iken beraber çalışmış, herkes gitmiş ama o kalmıştır.

2.Terim döneminde kötü futbolun cezasını Terim, Bülent dahil 4 futbolcuya daha kesmiş kadro dışı kalmasına rağmen antremanlarını aksatmamıştır. Sonra aynı Terim gönül alma adına bir Ulusal maçta ona Jübile yapmıştır. Sonra "ilk aşkım" dediği Galatasaray'da futbolu bırak(tırıl)mıştır.

2.Galatasaray döneminde Teknik direktör olarak gelmiş, oynattığı sistem ve oyun yüzünden daha ilk haftalarında yönetim tarafından hoca aranmaya başlanmış ve sezon bittiğinde ise açık tarihli istifasını vermiştir. "Galatasaray'ı böyle bir durumda bırakamazdım" diyerek gelmiştir.

Galatasaray'dan 2.kez adeta kovulurcasına, kapıdan uzaklaştırılırcasına yollanmıştır. Galatasaray tarihinin 4'te 1'inde bilfiil içinde olan bir adama böyle bir veda uygun görüldü işte. Şu camia bir türlü bunu öğrenemedi. Meira'yı havaalanına kadar uğurlayan Başkan, Skibbe için Ada'da yemek veren Başkan, Bülent için 2 satır bile konuşmadı. Bu ayıp bize yeter.

0 yorum: