- Geçen sezon başı Fahri'nin kendisine bile sorulmadan başka bir kulübe satılışını hatırlarsınız. Satıldığını SMS ile örendiği falan söyleniyordu. Herkes Beşiktaş'ın bu transferini ahlaki açıdan sorgulamıştı. Beşiktaş karalanmıştı. Beşiktaş mal satar gibi insan satmıştı elden çıkarmak için. Sonuçta elinizdeki bulaşık makinasını satarken "Makina"ya danışmazsınız.
- Daha bu akşam gelişen olaylara bakalım. Sayın Hurma'ya "Topuz'un bonservisini Fenerbahçe'ye verdiğinizden kendisinin haberi var mı?" diye soruluyor. Beyefendi "Vardır herhalde" diyor. Şimdi Fenerbahçe oyuncuyla anlaşmadan kulübüyle anlaşıyor. Sonuçta bulaşık makinası alırken bir de "Makina"ya "Gelmek ister misin?" diye sormazsınız?
Kim hangi etikten bahsediyor acaba? Hadi bakalım basın. Şimdi çıkartın sesinizi!
2 yorum:
Nacizane yorumumu paylaşmak isterim
Öncelikle Mehmet Topuz'un bonservisi resmi olarak Fenerbahçe'de değildir, söylendiği gibi "anlaşma sağlanmıştır", yani Mehmet Topuz ikna olursa Fenerbahçe'de oynayacaktır. Fenerbahçe şu an itibari ile M.Topuz üzerinde hiç bir hak iddia edemez, çünkü ödenmiş bir para yoktur, sadece söz kesilmiş bir anlaşma vardır. Ancak, Yusuf transferinde olduğu gibi oyuncuyu, kulübünü baypas edip ayartmak, gerek etik kurallar gereğince gerek fifa'nın kurallarınca doğru değildir, zor değil heralde Mehmet Topuza, ben sana şu kadar para vericem ,sen yarın ben Beşiktaşlıyım diye çık televizyona söyle, Fener aradan çekilsin rahat rahat alalım demek, doğru değil mi?
Ayrıca, Tümer ve İlhan transferinde hülle yapmaya çalışılıp, Tümer'in Samsunspor'a kazandırmayacaksam gitmem tutumu yüzünden hayalleri suya düşen bir kulübün transfer konusunda nasıl etikten bahsedebiliriz ki?
Duruş bu olsa gerek..
Fifa'nın kuralları sözleşmesinin bitimine 6 aydan fazla olan futbolcuyla konuşmak için kulübüyle izin almak gerektiğini söylüyor. Beşiktaş'ın yaptığı hiç bir şekilde etik değil. Fenerbahçe'nin çok bahsettiğimiz kurumsal yapısı şimdi ortaya çıkar hukukçularımız gereğini yapar.
Yorum Gönder