Tanıdığım bir adamın, Bernard Butler' ın gelmiş geçmiş en büyük gitarist olduğunu iddaa etmesiyle başladı bu hikaye...
Nasıl olur ki? Uzun kötü saçlı o adam? Hele ki Jack White, Mark Knopfler, ve Asit adam filan varken. Sonra Everything Will Flow, Acoustic Amsterdam- Copenhagen albümleri filan derken bendeki Suede (o sıra Bernard Butler sevgisi de dahil oldu olayın içine filan) melankolisi büyüdü gitti. En zor ve ırak anlarda dinlenebilinecek yegane şey haline geldiler. Aynı şeyler medcezirlerle karşımda durmaya devam ederken, The Chemistry Between Us geldi... Kıssadan hisse, Suede dünyanın en güzel Britanya ekseriyetli işidir...
0 yorum:
Yorum Gönder