4 Ağustos 2010 Çarşamba

Fenerbahçe - Young Boys


Kafadan 2-3 istatistik vererek gireyim yazıya. Malumun ilamı olsun. Fenerbahçe'nin kullandığı korner sayısı 0. Yazıyla sıfır. Kaleyi bulan şut sayısı 1. O da Semih'in 92.dakikada ki şutu. 15 gün içerisinde oynadığı maç sayısı 3. 3 maçta 11'e 11 maçı bitiremedi Fenerbahçe. Bunlar işin rakamsal bölümü. Olayın görünürde olan, izlenen kısmı ise daha vahim. Sergen Yalçın gibi söylemek gerekirse; "5 üzerinden 3 yıldız Volkan'a veririm, bu takımda 1 yıldız alacak kimse yok ya"

Bu maçın üstüne yazıoğlu yazı, analiz oğlu analiz yapılır. Ama gerçek şu ki; Galatasaray ile oynanan her futbol maçı Fenerbahçe takımını 2 ay geriye götürüyor. Olayları halı altına süpürüyor. Göz ardı ettiriyor. Fenerbahçe takımında Alex bu sistemle iş yapmaz, ancak zamanla olur dedik. Andre Santos'un ve Alex'in kilo fazlaları atılmadıkça işleri zor. Takımın tek sağ beki Gökhan Gönül dedik, dedik, dendi, dendi.

Fenerbahçe takımı kenarda hafif kalıyor. Bir tribün; oyuna girecek adamı istiyor, oyundan çıkması gereken adam için hazırlık yapılırken yuhalayarak çıkartmıyorsa, tribün eziyor demektir.

Fenerbahçe'yi santrafor kurtarmaz. Niang felan değil. Bir takım defanstan, orta sahadan çıkamıyorsa, rakip yaslanmadan rakip sahaya geçemiyorsa, mesele Niang meselesi değildir. Başka yerlerde eksik vardır demektir.

Dediğim gibi yazılacak şey çok ama boşverin.

1 yorum:

koala dedi ki...

Aklınla bin yaşa. Öyle bir hava estiriliyor ki, sanki golcü alındığı an her şey bitecek. Bu takımın orta sahası olmadığı ve defansının son derece dağınık olduğu ne zaman görülecek bilmiyorum