1 Aralık 2010 Çarşamba
Galatasaray Yönetimi Tarzı Kâr Etme Yöntemleri
Galatasaray, Elano Blumer'i yine mükemmel bir Adnan Sezgin yöneticiliği tarzı ile satınca, bu kez bize sadece örnek almak düştü. İşin aslında yatan sebeplerden önce bir kaç tane daha bu tarzdan kâr etme yöntemi sayayım da, siz de kâra geçin.
Mesela, Messi'yi alıyorsunuz, 5 senelik sözleşme yapıyorsunuz, senelik 13 milyondan. 1.senesinin sonunda da sözleşmesini iptal ediyorsunuz, cebinizde 52 milyon Euro kalıyor. Pardon. 52 milyon Euro + 12000 Dolar.
Kendimden örnek vereyim. Kavgalı, tartışmalı olduğum sevgilime Swatch yüzüklerden almayı planlıyorum. Ama durumumuz kötü olduğu için, 2 yüzük parası cebimde kalıyor. Muhteşem kâr ettim. Dahası, düğün, ev eşyası vs. vs. ooooo enfes kâr. Benim düşüncem değil, GS yönetiminin fikriyatı bu.
Fıkra ile örnek vereyim. Temel'in oğlu, Temel'in yanına gelmiş ve demiş ki, "baba bugün 2 lira kâr ettim, otobüse binmedim, okula kadar arkasından koştum". Temel de cevap vermiş; "oğlum, madem kâr edecektin, taksinin arkasından koşsaydın da 20 lira kâr etseydin".
Böyle onlarca örnek var. Kendinizden de yazabilirsiniz. Her neyse. Asıl mevzuu, Haldun Üstünel'in yapılandırması sonunda el birliği ile bitirildi. Haldun Üstünel'in düşüncesi neydi, biliyorsunuz. Ama yılların Galatasaray geleneğinin bir anda yıkılması, hele bu geleneğin Hakan Şükür gibi bir ismi silerek yıkılmaya başlanması, aslında durumu kötü temeller üzerine inşaa etti.
Lincoln, Meira, Dos Santos, Keita, Elano, Misimovic, Rijkaard-Neeskens vs. vs. hepsinin karşısına bir sürü eleştiri konuldu. Hepsinin eleştirilerine cevap vermesi gereken Galatasaray'lı basın mensuplarının temeli de Hıncal Uluç ve Hakan Ünsal temelli olunca, yangına körükle gidilmesi kaçınılmaz oldu. Bülent Korkmaz ve Hagi gelir gelmez de Hakan Ünsal temelli isimlerin sesi bir anda kesildi. Hıncal Uluç temeli hep konuşuyor zaten. Bu Hakan Ünsal temelli basın olayının düşüncesi belli aslında. Kendi kafa yapılarını görmek istiyorlar sadece.
Sürekli Hakan Ünsal demeyeyim. 2000 kadrosu diyelim. Anlaşılsın o topluluk. 2000 kadrosunun mentalitesi belli. Sabaha kadar koşan adamlar olacak, az para alacak, nereye koyarsan oynayacak ve ses etmeyecek vs. vs. Gelen yabancıların bittiği nokta burası zaten. Bu yüzden de takımın iskeleti Arda Turan temelli olup, Ayhan-Barış-Mustafa Sarp gibilerden oluşan birbiri arasında kalite farkı olmayan, düz adamlardan oluşan, ekstra yeteneklerden oluşmayan 9-10 kişi ve ses edilemeyecek bir tane üstün tek yetenek sistemine dönüyor. Döndürülüyor. Bunun üstüne de bu kadrolaşmayı yapan takım içi elemanlar belli olmasına rağmen, 2000 kadrosunun köşe yazarlığı sıfatına sahip isimleri tarafından eleştirilmiyor. Direkt olarak yönetim eleştiriliyor. Çünkü, bu isimleri eleştirmek demek, kendilerini eleştirmek demek. Kendi bindikleri dalı kesmek demek.
Kalli'nin 2007-2008 kadrosu, muhteşem bir toplama takım olmuştu Kalli sayesinde. Her birisi küme düşmeye aday veya küme düşen takımlardan gelmişti. Ama bu takımı bir araya getirip, bağlayan o bağlayıcılar, yine 2000 takımı ve bu takımın yeni versiyonları, yeni nesilleri olunca, sadece görünüşler değişmiş oldu. Kafa yapısı değişmedi. Değişemez de maalesef. 6 hafta kala hoca gönderecek kadar büyük bir güç olunca takımda, değiştiremezsin. Ya onlardansındır ya da düşmanısındır. O zaman da barınamazsın. "Sen az alıyorsun, o çok alıyor ama bunu yapmıyor, ilk tribüne o çağırılıyor" düşüncesi bir isme yerleştirilince, üstüne "senin ondan bir farkın yok, hatta artı yönlerin var" cümleleri kurulunca ve bu cümleler de sağa sola yazılıp, sen-ben-o gibi sokakta yürüyen adamın kafasına yerleştirilince, yapacak bir şey kalmıyor. Hedef belirlenmiş oluyor. Gerisi ise basının magazinine kalıyor. Yok kulübeye değil, soyunma odasına gitmiş, yok kulübeden çıkmamış vs. vs.
Özetle; Elano, daha önce yenilen bir sürü isim gibi yenildi sadece. Baros'a gelecek sıra. Oynamıyor, diyerek. "Biraz da fedakarlık yapsın" cümlesini uyguladığı için oynayamıyor bu sefer de. Ama mesele oynamaması bu küçük 2000 takımı için. Kewell'a gelecek. Formu yok diyerek. Neill'a gelecek. Yaşı fazla denecek. Sözleşmesi yenilenmeyecek. Cana'ya gelecek. Gelecek de gelecek. Gelmesi gerekenlere gelemeyecek. Çünkü, onlar sadece 1 futbolcu değil. Görünüşte tek kişi gibi görünebilir ama bu 2000 takımının bir parçası artık. Bunlardan birisini göndermek demek, bu 2000 takımına ateş etmek demek. Bir dalını keserek, ağacı yok edemezsiniz. Gövdesini de kesseniz, yine kökleri bir yerlere ulaşmıştır o ağacın. O kökü kazıyabilecek isim de Galatasaray Camiasının herhangi bir yerinde yok ! Bir Aziz Yıldırım olmalı yani. Takımın içerisinde takım kurdurtmayacak. Dahası, dışarıda da kurdurtmayacak. Gerektiğinde, istediğin yere gidebilirsin dedikten sonra, kapıyı gösterecek ve formayı daha yukarıda tutacak bir isim anlayacağınız. Kulüp 1 günlüğüne kaybetse de 1 ay sonra kazanan olmalı yani. Ama, bu Galatasaray için imkânsız. Çünkü, 2000 takımı, unutuluncaya kadar Uefa Kupası ve Süper Kupa sahibi takım olacağı ve erişilemeyecek bir takım olacağı için, dokunulamayacak. Ta ki, bir başka kupaya kadar.
Özetin özeti; yüzük alıp, zarar etmek, borca girmek istiyorum. 1 günlük veya 1 aylık zararın, 1 ömürlük mutluluğun yanında lafı bile olmaz.
Etiketler:
elano blumer,
Felix Mourinho,
Galatasaray
3 yorum:
Takım, birkaç oyuncu, yabancılar, teknik heyet, yönetim, futbol şubesi, hedefler, kararlar... Hepsinin başına 'kötü' ekleyebiliriz sözkonusu olan GS ise ama bu durum bambaşka birşey.
Yanılmıyorsam Popescu Lecce'ye geçtiğinde duymuştum bu tip bir açıklamayı, şaşırmıştım. Kar ettik diyordu yönetici, gerekçesi sonraki sezonun parasını ödemeyeceğiz idi. Hadi ozaman çocuktum, bana göre yönetimlerde çocuktu ama artık kaldıramıyorum.
Elano'yu BJK maçında o an oyundan çıkarmak bile GS defterini kapatmam için, kullanamayıp apar topar satılması bile nefret etmem için yeterliyken resmi sitede sonraki sezon ücretinin utanmadan sıkılmadan kar hanesine yazılmasını kaldırabilmem, bu takıma zaman ayırmam, birşeyler hissedebilmem artk mümkün değil.
Yıllardır katlandığım yeter, yıllardır bu kadar yanlışı, amaçsızlığı, hedefsizliği yapan evlat olsa sevilmez. Keyif almayı, hayal etmeyi bırak artık GS hüzün bile yaşatamıyor, hiçbirşey hissettirmiyor...
rezaletin daniskaı insanı salak yerine koymak nedir ya yaz sadece 2,9 a sattık kardeşim diye ne bu ya ulan boyle yönetim olurmu demekki biz busene küme duseriz diye yapılan espiriler bosa değil gercek bu yonetimle suanki 10 nculuk başarı gercekten vah vah halimize
zarar ediyosa kapatalım gitsin o zaman koca galatasaray klubünü.. Bu takımı bu hale getirenlerin yatcak yeri yok
Yorum Gönder