4 Mart 2009 Çarşamba

Kayseri Kadir Has Şehir Stadyumu Hayırlı Olsun.


Evet bir Kayserispor yazısı yazmak istiyordum uzun süredir. Ama nasıl bir yazı olacağını tam kestiremedim. Galatasaray' dan sonra bu ligde "gerçek anlamda" desteklediğim takımdır Kayserspor. Gerek hocaları Tolunay Kafkas, gerek kadrosal ve idaresel yapısı anlamında bir çok Süper Lig/Anadolu takımından (hatta ve hatta "Dört Büyükler" diye tabir edilen mevkiidekilerden bile büyük) -hani biz "Süper Lig Takımları" ile "Anadolu Takımı" farkını bile yaratamaz olduk ya- üstün bir durumdadır Kayserispor. Ha Ligde pek iyi skorlar alamıyorlar belki ama bir sene sonra- iki sene sonra- ligden düşmeyeceklerine adım gibi eminim, imzamı atarım.

Teknik kadro olarak değerlendirmeye başlarsam; kalecisi ; Kamerun Milli Takımında yer yer oynayan, defans hattında geleceği parlak Eren Güngör - Ali Turan - Aydın Toscalı gibi isimleri barındıran, orta saha yapısı olarak bu ligin bir çok takımından üstün bir kurguda görüntü veren, hücum hattında Turgay gibi Teyfik gibi ileride çok iş yapabilecek oyuncuları bulunan, - ve hala da alt yapısından randıman almaya devam eden bunun akabinde yedek klübesine gözümüzü iliştirince çok "cool" bir adam görebileceğiniz; gözü kapalı takımı emanet edebileceğiniz Tolunay Kafkas ile kenetlenmiş takım görüntüsündeler.

Ve aslında asıl noktaya gelmem gerekirse; Kayserispor gözden kaçan bir şekilde bir haftadır Türkiye' de yıllardır süre gelen "profesyonel yönetimler" psikolojisini yıkan bir olay ile karşı karşıya kaldı. Nedir? Kadir Has Stadı nın açılış maçı (yani Fenerbahçe maçı) biletleri...

Evet basit bir olay gibi gelebilir fakat; çok güzel iki- üç anektod barındırmaktadır bu mevzu; Baştan başlarsam bundan bir kaç hafta önce bu Fenerbahçe maçı biletlerinin fiyatlarını açıklamış, bu fiyatlar şehrin insanının tepkisini çekmiş ve bir kaç gün önce de biletlere indirim gelmiştir. Buraya kadar profesyonel yönetimlere bir emsal teşkil eden mevzuu göremeyebiliriz evet; ama olay açıklamada gizli. Okuyana müthiş gelmekte Recep Mamur' un beyanatı. Bana da öyle geldi. Markalaşma, değeri yükseltme politikaları ancak bu kadar "usulü ile" olabilirdi zaten.

Bir kaç yıldır geyiği dönen "yahu biz cm de adam buluyoruz, bunlar Kallström ü bulamıyor." Muhabbetine kadar gidebilecek bir mevzuu aslında bu; klüplerin içerisinde bulundukları durumu değiştirmek istemelerine rağmen, değiştiremeyip daha da komik duruma düşürülmelerinin güzel bir örneği bir açıdan insan o satırları okurken etkileniyor ve sonra başlığa dönüp "tepki ve indirim" i görünce her şeyi yerle bir oluyor (şahsen ben bunu yaşadım.) Ve aslında çokta güzel bir ders. O zaman neymiş, Türkiye' nin her yeri Bağdat Caddesi değilmiş der kestirip atabiliriz...

Devam etmem gerekirse stadın bir kaç fotografını gördüm, yeni hali gerçekten de insanı büyülüyor. Türkiye de böyle bir stad bir klüp için müthiş fırsat, e; tekrar başa geldim mi ? Aynen o ki, Kayserispor' da bu fırsatı değerlendirmek istiyor. Bundan normal bir şey olamaz. Neyse; 8 Mart 2009 19-20 sularında oynanacak maça herkesten erken konsantre olabilirim, hatta keşke gidebilseydim bile diyorum. Hani Mehmet Topuz' u Alex ile yazı tura atarken; son derece konforlu, kimsenin zeminden şikayet edemeyeceği bi mecrada görmüş olurdum çıplak göz ile. Bak gene olay başa döndü, bu yazı da Auroboros mu oldu ne?

(O gün eğer 10 milyona bile o stad dolmazsa gerçekten yazık...)

0 yorum: