9 Mayıs 2010 Pazar

Ankaragücü - Fenerbahçe


Bir haftadır "şike" söylemleri etrafında antreman yapan, yapmayan Ankaragücü'nün kadrosuna maç sırasında baktığımda Ankaragücü'nün maçı kazanması imkansız diyordum. Busker'a döndüğümde de bu maç 3 felan olur dedi. Kırmadı O'nu Fenerbahçe.



Şimdi bir tarafta Fenerbahçe. Baskının altından kalkabilecek bir ekip. Tarafsız sahada kupa finali felan oynamıyorsa bu ülkedeki her takıma karşı psikolojik olarak üstünler. Oyun olarak da üstünler. Gol yemiyorlar. Baskıyı kendileri yaratmıyor. Futbol dünyası baskıyı yaratıyor, onlar geliyor, yürüye yürüye maçı kazanıp gidiyorlar.

Diğer tarafta da Ankaragücü. Santrafor olarak İlhan Parlak var bu takımda. Fenerbahçe'nin zamanında 5.santraforu felan olan bir adam. Bugünkü yedek Gökhan Ünal'ın yedeği bir adamdı. 3-4 haftadır Fenerbahçe birer birer maçları alırken hep, ligin kaderini belirleyecek adam Rıza Çalımbay, ligin kaderini belirleyecek adam Yılmaz Vural, ligin kaderini belirleyecek adam Ümit Özat felan deniyor. Eldeki malzemeye bakıyorsun. Bu 3 maçta Fenerbahçe'ye karşı, Fenerbahçe izin vermedikçe 0 (sıfır) pozisyona girmişler. Santraforu İlhan Parlak olan bir takımın veya teknik direktörü Rıza Çalımbay olan bir takımın ligin kaderini değiştirecek bir takım olmadığına eminim o maçların teknik adamları bile inanmamıştır.

Neticede olay şu. Fenerbahçe yapması gerekeni yapıyor. Savunuyor, bekliyor, bir şekilde golünü yapıyor. Galatasaray gibi 2010 yılında Veysel Cihan'dan gol yemiyor.

He şimdi haftaya Trabzonspor bir şey yapar felan zor o işler müdür. Fenerbahçe kendisine kupada 30 tane şut çeken bir takımı oradan çıkartmaz. 2005-2006'dan sonra imkansız bu işler.

1 yorum:

SirEvo dedi ki...

İmza: Evo. :D