30 Mart 2010 Salı

Bize İzni Kim Verecek ?


Bizim Leo, kalede geçirdiği sürelerde çalışıyormuş da haberimiz yokmuş. Rijkaard, derbide içeri aldığı topun moralsizliği haliyle futbolcusuna izin vermiş. Tamam, teknik adam olarak düşünceli, oyuncusunu korumaya yönelik bir hareket. Lakin, arkadaş izin alıyor da biz nasıl izin alacağız? Bize izin vermiyorlar bu arkadaşın aldığı gibi.

Fenerbahçe - Galatasaray derbisi 3 puan demek değildir. 3 puan sadece istatistik, puan durumu için genel-geçer bir kuraldır. Gerçek, yenilmek ve yenmekten üzere kuruludur sadece. Kimse 3 puana sevinmez. Sevinen, yakınındaki Galatasaray'lıyı veya Fenerbahçe'liyi gıcık etmek, sinir etmek için sevinir ki bu derbinin kazanma tadıdır. Kaybeden de 3 puan kaybetmez. Moral kaybeder, para kaybeder. Zaman kaybeder.

Ekranda 9'dan gece yatana kadar hep yediği gol, rakibin sevinci ve bilimum taraftar çekmek için bir araba anlamsız yayınlar yapılır ki, galibiyette tatlı, mağlubiyette hakaret gibi gelir onlar. Sabah 9-10'da kalkıp, zorlaya zorlaya bilete 70Tl fiyat verip, bütün bir günü statta geçirip, akşama trafiği çekip, eve dönüp, ekranda zaten canlı izlediği şeyi, bu kez daha acı verici şekilde izlemek, telefona mesaj atan, arayan, facebook'tan, twitter'dan, msn'den, sözlüklerden, haber sitelerinden maç detayları paylaşanları görmek ve bunların üstüne ertesi gün işe, okula gidecek olmak, gazete almamak, alamamak "mağlubiyet" demektir. Bunun da ertesi gün izni yoktur.

Bizim iznimiz yok. O'nun var. 5 sene önce kim olmak istiyorsunuz diye sorduklarında herkes "Acun Ilıcalı" diyordu. Çünkü, tatil yapıp, 1 hafta gezip, "televizyon Turchia" diyip, millete "hello" dedirtip, para alıyordu. Şimdilerde, en azından bloglarda, kim olmak istiyorsunuz derlerse önce "Ali Ece" denir. Ben ise "Leo Franco" derim. Ali Ece, işini iyi yapıyor, yazıyor da efsaneleştirdiklerimiz ile buluşuyor. Bu adam ise işini doğru dürüst yapmadan, efsane dediklerimiz ile aynı sahayı paylaşıyor. Koskoca sezonda 11 şut çekip, hepsi auta giden Selçuk'un, 12.si ve 51km/h ile giden ve güçsüzlüğünden kale çizgisine kadar gelemeyen şutunu içeri alıyor. İzin de alıyor. Bize de izin verseler keşke...

7 yorum:

Burak Eken dedi ki...

Leo'ya bu kadar kızıp da kendi blogunda yazmayan tek kişi benim herhalde! Bu yüzden sizi tebrik ediyorum. Çünkü eğer ben bir yazı yazmaya kalksam, her paragrafta 3-4 kez küfür ederim!

felix mourinho dedi ki...

emin ol muhabbette adı geçince bi' sövmeden bırakmıyorum.

sampi dedi ki...

Bence burda Leo Franco'nun pek bir sucu yok. Adamin kapasitesi bu. Mallorca'dayken de, Ath Madrid'deyken de cok siradan bir kaleciydi. Eger defanstaki herhangi bir oyuncuyla ayni dili konusmayan ortalama bir kaleciye 1.4 m Euro verirseniz adam "ben o kadar etmem, arada sirada da cok pis yumurtlarim" demez.

Taffarel'den beri normal bir kaleciniz olmadi bu arada. Mondragon baya psikopatti, Orkun gol atinca yabadabadu derdi, Aykut'un saclari da boyali. Size Runje'yi tavsiye ediyorum, cok karakterli adam. Ustelik eglence faktoru var.

mirmak dedi ki...

http://captainlogbook.blogspot.com/2010/03/anket-seneye-kimi-takmda-gormek.html

Ayhan ankette aşı çekiyordu,Leo Franco ile kafa kafaya idi...Gece gördüm öne geçmiş...

Adsız dedi ki...

yine çok güzel bi yazı yazmışın burak.


imza;
bay kerhanenin peçete tutucusu

felix mourinho dedi ki...

@captainırmak

lucas neill'a hangi 2 insan evladı gitsin diye oy vermiş !! emre - servet felan heralde !!

mirmak dedi ki...

@felix mourinho,

ah bi bilsem, hayır Baros'a da oy veren 3 akıllı var, kewell'a da 2 akıllı...

Bazen anlamak zor oluyor bazılarını, tıpkı florya ya gidip problem çıkaranlar oldupu gibi