3 Ekim 2010 Pazar

Trabzonspor 1 - 0 Beşiktaş || Şenol Güneş


Bernd Schuster'in Beşiktaş Teknik Direktörlüğü sırasında çıktığı bütün maçlarda tek bir ortak özellik vardı. Oyunun kendi istediği gibi oynanması. Beşiktaş, 10 pozisyon verse de, 4 tane atsa da, Belediye'ye yenilse de, Fenerbahçe ile berabere kalsa da kağıt üzerinde istenen oyun hep Schuster'in oyunu idi. Rakibinin taktiğini "savunma"ya çevirirdi Beşiktaş, kendi taktiğini ise "hücum"a. Fenerbahçe'nin oyunu bile geride beklemeye, orta sahayı rakibe vermeye kadar varmıştı. Dia'nın üstün yeteneklerine kalmışlardı 45-90 arası. Şenol Güneş ise bu ezberi bozmaya karar vermişti sanki.

Şenol Güneş'in beklenen kadrosunda stoperde Ceyhun Gülselam vardı. Ama sahada Mehmet Yılmaz vardı sanki. Biraz zayıflamış ve boyu uzamışı. Mustafa Yumlu diye birisi. Selçuk - Colman - Engin - Burak - Yattara - Teo. Şenol Güneş, maç öncesi "sabaha kadar hücum ediyoruz, geriye dönmüyoruz" dese seve seve kabul edecek 6 isim vardı sahada. Schuster'in öne oynuyoruz sistemine, "bizim neyimiz eksik biz de öne oynuyoruz" ile karşılık verince Trabzonspor, temposu bol, itiş kakışı çok, pozisyonu çok bir ilk yarı oldu. Böyle bir ilk yarının dezavantajı da Beşiktaş'a oldu. Yaş ortalaması 32 olan bir orta sahaya sahip çünkü Beşiktaş.

2.yarı başladı. Düşünün yazdığım 6 isimin bulunduğu bir ön hattan bir isim çıkarttı Şenol Güneş. Yerine orta sahaya Ceyhun'u aldı. Bu aslında maçı almaktı. Çünkü, 32 yaş ortalaması ile 3 günde bir maça çıkan Beşiktaş'a karşı daha direnç, daha dinamizm, daha denge kurdu. Hatta denge değil üstünlük kurdu. Bir duran topla da maçı ve rakibi iyice açtı. Schuster'in Ernst - Bobo değişikliği ise iyiden iyiye ya 1-1 olur ya da 3-0, 4-0 olur demekti. Bir 5-10 dakika sonra Guti - Necip değişikliği, Onur Bayramoğlu'nun girmesi ile denge çabaları işe yaramadı. Aslında yaradı. Kendisinden değil. Burak Yılmaz'dan dolayı yaradı ama yetmedi. Bir çok kontra suya düştü.

Beşiktaş'ın son dakikada yaşanan karambol hariç, özellikle golü yedikten sonra maçı çevirmeye gücü yetmedi. Yorgunluk mu dersiniz, Quaresma ve Guti yok, ondan mı dersiniz bilemem ama böyle 3 günde 1 maç temposunun son adımı iyi bitmedi. Trabzonspor ise teknik direktörünün hamleleri ile maçı kazandı. Şenol Güneş olmasa maçı kazanamayabilirlerdi.

Bir Şenol Güneş yazısı daha yazmak zorundayım. Bu maçta yazılmalı çünkü...

0 yorum: