3 Ağustos 2009 Pazartesi

Sönmek ve Parlayamamak Arasındaki İnce Çizgi


Ronaldo de Assis Moreira. Diğer bir adıyla Ronaldinho Gaucho. Gaucho'da mutlu demek aslında. Yani bu aralar sadece Ronaldinho. "5 kıtanın futbol efendisi, futbolun son noktası" demişti Ertem Şener onun için. Haklıydı da. Gel gelelim bir gün Samuel Eto'o'nun Edmilson ile beraber takımı dinamitlemesi en çok onu mahfetti. 1 sene öncesine göre kilo fazlası bile artık belli oluyordu maç sırasında. Barça kariyeri sönük bitti.

Sonrası malum. Milan'ın yıllardır yaptığı 35 yaş ve üstü oyuncu kafilesine bir yıldız çabası. Sadece taraftara bir gösterişti transferi. Jose Mourinho'nun bile "Ronaldinho gelecekse bundan önceden haberim olmalı. Takımının sistemini ona göre tekrar kurmalıyım" dediği bir adam, damdan düşercesine Milan'ın oyun yapısına girmesi ne kadar absürt ise, oyunu da o kadar absürt oldu. Daha doğrusu olamadı. Kaka ile beraber zaten olamazdı. 2009 sezon öncesi kampında son yılların en berbat Milan'ını izledik. En berbat hücum hattını. En berbat Ronaldinho'sunu. Yoksa bize mi öyle geldi?

Aslında cevap bize öyle geldi. Nasıl yani, hadi canım derseniz de cevaplar gün gibi açık. Barcelona'nın dünyanın zirvesine Ronaldinho ile çıktığı günlerde, ne Xavi - İniesta, ne de Henry - Messi vardı. Orta sahada Van Bommel - Edmilson, ileride de Guily - Eto'o veya Larsson vardı. Ronaldinho tek başına yetmişti. O zaman oynadığı oyunla, şimdiki oyunu arasında kabul edilecek bir fark var ama, gece ile gündüz kadar değil. Ronaldinho'nun oyun yapısı adam geçmek ve al-ver üzerine. Ron verdiği pası, tekrar daha ileride almak isteyen, attığı pasın mutlak gol olmaması için bir neden olmayan bir futbolcu. Peki Milan'da bunu yapıyor mu? Hayır. Bir Eto'o'su yok. Hatta bir Deco'su yok. Olan Seedorf'ta "ben yıldızım, ben starım" havalarında bir adam olduğundan ortasahada bunu yapamıyor veya Ron ile yapmıyor. Pato ve Borriello ikilisi ise Milan dönemlerindeki yarım Sheva edemediğinden, ayaklarında top tutamıyorlar, eriyorlar. Saha içerisinde basit bir 2'ye 1'i bile yapamıyor Ron, takımdan başka birisi ile. Attığı pası bile anlayamadıkları için kalecinin çıkıp aldığı veya direk auta giden çok top var. Takım ağır oynuyor çünkü. Peşin fiyatına 5 taksit oynama çabaları, Ron'un oyununu düşürüyor. Zaten 4-3-3 kanatı olan Ron 4-3-1-2'nin 1'i olunca hepten yok oluyor.

Çözüm ne peki? Eğer 4-3-1-2'nin 1'i olacaksa; sola veya sağa al-ver yapabileceği Arda Turan tipi bir adam gerek. Gerek adam geçecek, gerek Ron ile pas alışverişini iyi yapabilecek bir kanat gerek. Statik kanat gibi değil yani. İleriye de tek forvet. Semih Şentürk tarzı bir adam tam olarak. Güiza değil. Top indirecek, ara pasına koşacak, gerektiğinde ver-kaç yapacağı bir adam yani. Takımı bile ileri atar bu tarz adamlar. Kısacası onun hücum etkinliğindeki tüm yükü biraz boşaltacak, at dediğini atacak, al dediğini alacak bir adam. Pato-Boriello ikilisinin yerine böyle bir ikili daha çok fayda sağlar.

Ronaldinho, Ronaldinho olduysa bunu at diye verdiklerini atan, ona yardımcı olan orta sahası veya bekleri ile iyi al-ver yapması yüzündendir. Göstermek istediği yeteneklerini ona göstermesine katkıda bulunanlar yüzündendir. Yeteneği onun hep var. Hepte var olacak. Ama sen elmas çamurda da güzel görünür dersen o senin yanılmandandır. O Milan'da oynayamamaktadır ona göre kurulamamış oyun yapısı yüzünden. Yoksa biz Ron'u takımı gol atamadı veya attıramadı diye çok kötüleriz. O'nu çok söndürürüz.

0 yorum: