18 Ağustos 2010 Çarşamba

Beşiktaş 2-0 Helsinki | Quaresma Romantizmi (?)


 Maddelerle geçiştirelim. Zira takımın bu "gelişme" döneminde aynı şeyleri bin kere yazdık. Olumlu sinyaller ve bendeki Schuster hayranlığı gün geçtikçe artmakta. Kadrodaki oyuncuların uyum sürecindeki çabası da mutlu edici. Bu ülkede daha çok "öğrenmek istemeyen topçu" bolluğu (hem yerliler hem yabancılar) var ki örneklerini gördük.

- Bilmiyorum medyanın bizlere dayattığı bi' algı mı yoksa gerçekten öyle mi. Ama gün geçtikçe Schuster'in oyun anlayışına Zapo uygun, Ferrari değil görüşü taraftarlar arasında da yaygınlaşmakta. Bir süre daha izlemeye devam. Çünkü iki oyuncunun da "tutunma mücadelesi" takdire değer. İkisinden birinin son 6 ayı takımda.

- Ernst-Guti ikilisi zevk veriyor. Zemin berbatken özellikle Guti'nin çok yakındığını gördük. Umarım zemin düzelir. Yoksa adam "yeter ulan" diyip pat-küt oynamaya başlayacak yakında. Ancak ikili orta sahayı çok güzel paylaşıyor. Top rakipteyken Ernst bir adım geride, top bizdeyken Guti. Uyumları devam ettiği sürece özellikle iç sahada 4-4-2 oynayabilir bu takım. Ernst ve Guti ayrı sanatların adamları ama İkisi de iyi sanatçı.

- Hilbert'i iki 45 dakikada asmaya başlamıştı herkes. Onlar şimdi kral yapsın adamı, hakkını versin. Schuster de beğeniyor onu. Ancak yabancı olması sıkıyor canları. Yoksa daha çok kullanacaktır. Topsuz oyundaki hareketleri, defansa yardımı, ceza sahasına koşuları. Futbolu bilen ve disiplinli oyuncu olduğu yönündeki düşüncelerimizi haklı çıkartıyor. Ekstrası da ters kanattan şutları.


- Quaresma. Gerçek bir fenomen, gerçek bir yıldız. İnönü'de şimdiden 2 harika gole imza attı. Bakın, henüz uyum sorunu da konuşulmuyor. 2 yıldır top oynamıyor bir de. Bu ivmede çok canlar yakar. En önemlisi camia ile olan bağı. Taraftar ile ilişkisini biliyorduk zaten. Şimdi bir de "Süreyya Etkisi" çıktı. Geçenlerde bi' kayıt paylaştım bununla ilgili. Şimdi de golden sonra Süreyya'ya koşması. MUAZZAM. Yakalanan "ten uyumu" falan. "Quaresma Romantizmi"ne erken de olsa başlayabilir taraftar, hakkıdır bence.

- Bobo iyi futbolcu. Elbet daha iyisi var, ama şu adamla uğraşmayı bırakmak gerek. Cenk o son pozisyondaki kurtarışıyle kredisini arttırıp, umutları yemyeşil yapmıştır. Ekrem öyle ya da böyle oynuyor işte. Görev Adamı? İsmail Köybaşı "üstüne koymak" yerine "altını boşaltmak" işinde gayet istikrarlı. Çok üzülüyorum, umarım toparlanır. Ancak yine de tarafarımıza küfür etme hakkı vermez bu. Yapmayın abiler...

Tur cepte demeyelim biz nazar değmesin. Deplasman kazasız atlatılsın, gruplarda görüşürüz.

2 yorum:

mre dedi ki...

4-4-2 oynar derken Necip'i nereye koydunuz? Ben bir G.Saray'lı olarak gözümüz gibi bakmalıyız derken bu çocuğa siz yedek mı bıraktınız yoksa???

MuratE. dedi ki...

Necip 18, Guti 33, Ernst 30 yaşında.

Hiçbirinin sırtına 40 maç yüklemek olmaz. Rotasyon falan derken paylaştırılır. Gerekirse yabancıya yer açmak için Ernst kesilir, Necip oynar.

Ayrıca 4-4-2 oynamalıdır da demiyorum, sistem olarak oynayabilecğeini söyledim.