30 Temmuz 2010 Cuma

Beşiktaş'ın Yabancıları...




Schuster
: Geldik buralara. Önce takımı tanımak lazım. Tek önlibero oynatsam, yanına Delgado koysam nasıl olur? Antremanlarda hırslıydı kereta. En azından sistem otursun, Guti'yi koyarım ileride onun yerine. Kolay maçlarda bu sistemden devam. Zaten demiştim; maçına göre sistem yaparım, gocunmam diye. Necip iyi çocuk. Bu gidişler Ernst'i keser. Defansa Ferrari-Sivok yapabilirim kalırsa. Tayfur yardımcı olsa bana az. Adam takımı tanıyor. Gidip bir sorayım. Ya da sormayayım. En iyisi bi' ben göreyim adamları. Daha kaybedilmiş bir şey yok.

Sivok: Ulan adamları o kadar uyardık. Dedik bu takım iyidir. Neyse. Acaba Zapo gidecek mi? Aslında Ferrari ile de iyi ikili olmuştuk. Toraman'la biraz sırıtıyoruz ama o da iyidir. Ulan bi' de ben gidersem. Ohooo.

Zapo: Bu takımın son iki yılda 3 kupa kaldırmış topçusuyum. Kimse istemese de Schuster istiyor. İstemiyor mu yoksa? Sivok benim gideceğimi söylemiş. Ben de kalacağımı söyledim memlekettekilere. Kafam karışık.

Ferrari: Geçen sene en iyi oyunculardan biriydim. Ne yani yabancıyım diye mi bunlar? Tek suçum omzu sürekli çıkan bir arkadaşla kıyaslanmak sanırsam. Bir de ağır kalıyormuşum. Ulan bendeki pozisyon bilgisi... Neyse.

Ernst: Gençler hayırdır? Fink vardı. Onla iyidik. Şimdi ne olacak acaba? Finkciğimi gönderiyorlar. Hilbert'i de gelir gelmez futboldan soğuttular. Gidecek-gönderilecek falan. Bi' durun top oynasın çocuk.

Delgado: Umut taciriyim ben. Her sene başında aynı geyik. Selamın Aleykum Abu Dabi, Dubai neresi olursa. Bir de kaptan oldum ya şu takımda. Neyse, az daha konuşursam ağzımı gözümü patlatacak adamlar tanıyorum. Gerçi penaltıyı da attım. Yakışıklı adamım hem. he he. bby.

Holosko: Gider miyim, kalır mıyım? Ne umutlarla geldim buraya? Basamak atlayıp Avrupa'ya gidecektim. O CSKA maçında sakatlanınca futbol zeka mı da çatlattım sanırsam. Bursa'ya Ertuğrul hocamın yanına gitsem? Onlar da yabancı alıyor bi' ton. N'apıcam ben?

Tabata: İyi topçuyum ben abi. O başkan olacak adam o para muhabbetini çevirmese kimsenin gözüne batmazdım. Şimdi ne yapsam yaranamam zaten. Şöyle saçları savurayım koşayım az.

Bobo: Biliyorum bu sene son şansım. Yine 12 golde kalırsam beni en çok savunan taraftarlar bile kızmaya başlayacak. Dur dur, ben buna layık olurum lan. Gelmesi ihtimaller dahilinde olan bir yabancı forvet var. Rekabet olur. Gerçi beni de Türk yapmaya çalışıyorlar ama bakalım. Türk olursam Figer bol sıfırlı imzayı çaktırır bana hadi bakalım.

Quaresma: Trivela & rabona... trivela & rabona... trivela & rabona... trivela & rabona... trivela & rabona...

Hilbert: Geldim, gönderiliyorum. N'oluyor lan? Top oynamam lazım. Konsantre ol evlat.
Biz üç almandık: bedirhan, na.. Ay Ernst, Fink ve ben. Kim gitsin? Ben mi? Yok artık! Nasıl iş lan bu? E hâlâ gelenler var? Hepimizi bir gecede Türk yapacaklar galiba.

Guti: Selam gençlik, be cool ;)

Fink: Lazımım ben bu takıma. Yaşlı Ernst ile genç Necip'in arkasında olurum gerekirse ama lazımım. Uğur İnceman'dan iyiyimdir. Gerekirse o hafta tribünde beklerim, rezerv ligde oynarım falan. Ama L-A-Z-I-M-I-M! Net.

Gordon Şiltenfelt: Şaka şaka. Gittim ben. Hatta para karşılığında gittim.

Sonuçta gelenden çok "giden" transfer haberi almak önemli artık. Hadi bakalım.

1 yorum:

t_okan dedi ki...

vallaha işin özeti bu söylenilenler tam olarak böyle olmasa da bu şekilde düşünülüyor..
iyice kafam karıştı adamlar ne haldedir kimbilir