Yazan habere göre futbol' a bir takım değişiklikler gelecekmiş, ne güzel. Anlayamadığım değerlendirmeler genel olarak yapılan değişikliklere göre değil, daha çok oyunun mantalitesiyle alakalı, "zaten tadı kaçmıştı" "hızlılık getirir oyuna" tarzında.
Gözden kaçan bir şey var bence, bana göre futbolun yegane rakibi diğer eğlence sektörleridir. (Bunu Mehmet Demirkol da söylemiş galiba) Şehirde stadın cezbediciliği, gelecek takımın kalitesi; tuttuğumuz takım filan değildir. İlk başta sektörel olduğundan şehirdeki sinemadır, tiyatrodur, bowling salonudur vesaire. Bunun akabinde, oyunun içerisindeki kolaylıklar sadece ve sadece hikayeyi "başarılılaştırır" hatta bu birazcık futbol ile alakalı pc oyunlarında oyuncuların özelliklerini arttırmaya benzer gibi.
Yunanistan o meşhur avrupa şampiyonluğunu yaşadığında "kaleleri büyütelim" diyenler bile çıktı mesela, yahut çizgiden geçen top "ötmediğinden" çip takalım diyenlerde, fakat bunun akabinde önemli ayrıntı şu ki; oyunun dramatiklik seviyesindeki ufacık artma albenisini de arttırıyor. Bu da gene diğer eğlence sektörleriyle alakalı olaya getiyor bizi; nasıl 2005te Liverpool' un şampiyonluğunun hikayesi "efsane"olduysa, nasıl The Shawshank Redemption izleyicisi tarafından beğenildiyse yahut nasıl birileri kaybederken kazandıysa, orası hep sempatikleşti.
Ve gelirsem hepsinden öteye, Galatasaray 2000 de Büyük Kaptan' ı oyundan alsaydı, Cesur Yürek sadece Braveheart' ın Türkçesi olarak aklımızda kalacaktı.
0 yorum:
Yorum Gönder