10 Ocak 2011 Pazartesi

Beşiktaşlının Yasayla İmtihanı

Futbol sadece futbol değildir derler ya;

Bizim memlekette çok daha fazlasıdır.

İyiyi de, kötüyü de “şiddetli” sevinçler ve hüzünlerle yaşayan insanlar diyarıdır Türkiye.

Tuttuğu takımla yaşayanların çoğunluğu bir hayli fazladır.

Aslında bakmayın bu girizgaha; yalnızca Türkiye’de böyle değildir bu işler…

Medeniyetin beşiği denilen Avrupa’da da futbol sevgisinin holiganizm boyutuna ulaştığına sıklıkla şahit olmuşuzdur.

Lig yarışına mola verdiğimiz şu günlerde, ülke futbolunun geleceğini etkileyecek bir gündem maddemiz oluştu.

“Sporda şiddet yasası”

Yıllardır şehir efsanesi tadında dinlediğimiz, istenmeyen her olay sonrası ısıtılıp önümüze konulan, sahalardaki olaylara gem vurabileceği umulan o meşhur yasa, ayak seslerini yavaştan hissettirmeye başladı bugünlerde.

Peki ne oldu da yıllardır dudaklarda belirli belirsiz bir ıslık olmaktan öteye gitmeyen bu yasa, sözü müziği ufak ufak belli olan bir şarkı şeklinde duyulmaya başladı kulaktan kulağa?

Ne oldu biliyor musunuz?

İl Güvenlik Kurulu karar aldı.

7 sene sonra Bursa taraftarı İnönü’ye gelecekti, geldi.

Olaylar çıktı, insanlar yaralandı. Dahası; tüm bunlar Beşiktaş taraftarına ihale edildi.

Sanki küme düştüğü seneden beri her maç organize şekilde Beşiktaş’a küfreden Bursaspor taraftarı değilmiş gibi;

Sanki Beşiktaş Bursa deplasmanına çıktığında statta cenaze marşı çalınmamış gibi;

Sanki Beşiktaş taraftarının olmadığı bir maçta bir avuç yerde bulunan Beşiktaş Yönetim Kurulu’nu bir tabur asker çembere almak zorunda kalmamış gibi;

Sanki o Bursa taraftarı İstanbul yolunda Beşiktaşlılar Derneği’nin camlarını indirip, semtte de tahrik edici sloganlar atmamış gibi;

Sanki; uzar gider bu liste…

Zaten önemli olan sonuç. Sonuçta da suçlanan ve hor görülen Beşiktaş taraftarı zarar gördü.

Ve “Sporda Şiddet Yasası” bir nebze bu Beşiktaş taraftarının aklı başına gelsin diye ivediliği vurgulanır bir olay halini aldı. Anlayacağınız; yasa çalışmalarının hızlandırılışı oldukça manidar.

Peki; dünden bugüne ülkemizde yaşanan şiddet olaylarına kısaca ve kabaca bir göz atalım mı?

Bundan tam 19 yıl önce Beşiktaş taraftarı Mühendis Oktay, sırf boynunda Beşiktaş atkısı var diye Sami Yen dönüşü şehit edildi.

Beşiktaş’ın 5-0 önde götürdüğü bir Trabzonspor maçı, 85. dakikada Trabzonspor taraftarının stadı yakması üzerine tatil edildi.

Tüm maç boyunca statta bulunan herkesin can güvenliğini tehdit etmesine rağmen oynanan ve sona erebilen, dahası manşetlere dünya derbisi olarak geçen nice Fenerbahçe – Galatasaray maçları gördü bu gözler.

Hani şu doksan dakika sahaya atılmadık şey kalmayan;

Hani şu Eric Gerets’in kafası yarılan,

Hani şu milli takımdan can ciğer kuzu sarması arkadaşların birbirine tekme tokat, kafa göz daldığı, Lincoln ve Roberto Carlos’un el ele kolkola aksiyon filmi izler gibi izlediği nice anlara şahit olduk.

Ve daha neler neler…

Türkiye gibi bir kültür mozaiği ülkede, ırkçılığı gördü bu gözler.

Bu ülkenin bir takımını terör örgütüyle özdeşleştirenleri, yuhlayanları, inkar edenleri gördük. Hani şu “sütten çıkma ak kaşık” Bursa taraftarını,

Oysa aynı Diyarbakır İnönü’ye geldiğinde Diyarbakırlı kardeşleriyle kırmızı – yeşil çeken topluluk, Beşiktaş taraftarlarıydı.

Akabinde Diyarbakırspor –Bursaspor maçında çıkan olaylar, hala akıllarda.

Sahi; 2008-2009 sezonu ilk maçında, Antalya deplasmanında protokol tribünündeki Beşiktaş başkanına ve sahadaki Beşiktaş futbol takımına yağmayan kalmamıştı.

Yine Fenerbahçe şampiyonluğu Denizli’de bırakırken tribünde çıkan bir yangın ve sahaya atılanlar yüzünden maç on altı (16) dakika uzasa da, şampiyonluğu kaybetmişti Fenerbahçe.

Maç oynanırken naklen yayın kablolarının kesildiğine şahit olmuştuk, yine aynı statta kasten adam yaralanmıştı, “bıçakla”

Daha alt ligleri, amatör ligleri saymıyorum bile. Her akşam bir ana haber bülteninde, bu maçlarda çıkan olaylarda yaşananlardan kesitler görmek, hala mümkün.

Galatasaray’ın Ali Sami Yen’deki son lig maçı ve akabinde U-17 derbisinde yaşananlar da tuzu biberi.

Hani yasa sırf futbolu kapsamıyor ya, diğer branşlara da bir göz atalım.

Taze örnek, Tofaş – Beşiktaş maçı.

Ondan önce yine neredeyse tüm Fenerbahçe – Galatasaray derbileri,

Beşiktaşlı bayan voleybolculara sözlü tacize kadar giden Ankaragücü ve Fenerbahçe voleybol maçları,

Hatta saha dışı olaylar…

Beşiktaş taraftarının Cumhuriyet Yürüyüşü’nde bile uğradığı sabotaj ve saldırı…

Daha niceleri…

Peki tüm bunlar olurken neredeydi bu yasa? Neden esamesi bile okunmuyordu?

Bu yasanın amacı, gerçekten sporda şiddeti dizginlemek midir, yoksa Beşiktaş taraftarına ültimatom vermek midir?

Neden bunca zaman üzerine bir tek kelam dahi edilmeyen bu yasa, Beşiktaş ve Beşiktaş taraftarının mağdur edilebileceği bir zemin hazırlandıktan sonra ortaya atılmaktadır?

Kulüplere caydırıcı cezalar veremeyen güçlerin gücü, taraftara mı yetmektedir? Yoksa Türk futbolu elinde puro ile maç izleyen sponsor taraftarların seyir zevkine göre mi ayarlanmak istenmektedir?

Amaç nedir?

Basiretsiz otoritenin cezasını takımını her şartta desteklemek aşkıyla yanan cefakar taraftar mı çekecektir?

O zaman biz de taraftara uygulanan şiddetten dem vurmaya başlarız azizim.

Polisten yediğimiz coplardan, biber gazlarından…

Daracık bir kapıya hurra hücum ettirilişimizden.

Saatlerce açılmayan stat kapılarının önünde yaşanan izdihamdan,

Emniyetimiz işini daha kolay yapabilsin diye bir maça on farklı güzergahtan gidişimizden,

Çektiğimiz çileden bir başlarsak anlatmaya, biz de taraftara şiddet yasası isteriz.

İnsan gibi maç izleyebilmek, takımımızı destekleyebilmek adına…

Hele ki bu yasanın en çok da Beşiktaş taraftarına uygulanmak üzere hayata geçirildiğini düşünürsek,

Sorularımıza cevap alana karar, şiddet yasası ile şiddetli geçimsiziz.

Alayına karşı olmaya alışık Beşiktaş taraftarı…

Arz ederiz!

3 yorum:

maRco dedi ki...

ve sütten çıkmış ak kaşık bjk taraftarları pardon çarşıspor olacaktı

Adsız dedi ki...

Çarşıspor?
Sen bu espri kabiliyetiyle ne manitalar bağlarsın var ya...
Harcanma buralarda ;)

Ahmet Değirmenci dedi ki...

Hocam ellerine sağlık olayı çok güzel özetlemişsin @marco harcanıyosun