24 Ekim 2010 Pazar

Fenerbahçe 0 - 0 Galatasaray || Sakinlik


10 senedir Galatasaray deplasmanda neden kaybeder ? Basit. İnanılmaz bir telaş, karmaşa, karambol ile mücadele ederken Galatasaray, Fenerbahçe'ye kafa tutacak duruma gelemez çünkü. Fenerbahçe'de oyununu oynar, golünü bulur, arkada bekler, pozisyonu bulduğunda da atar. Aslında buna sebep olan 2 takımın kadroları ve hocalarının ince hesaplarıdır. Mesela Arda'nın olmaması, Galatasaray adına en büyük avantaj olmuştur bugün. Evet. Arda iyi ki oynamadı.

Frank Rijkaard, geçtiğimiz sene Galatasaray'da Fenerbahçe derbisinde oyundan ilk kimi aldı? Arda Turan. Neden ? Çünkü, sahada maç dışında her şeyle mücadele ediyordu. Baroni ile uğraşıyordu, Bilica ile çatışıyordu, taraftar ile cebelleşiyordu vs. vs. Bugün kadroda taraftar ile oynayacak, rakip ile çatışması muhtemel adamlar kimlerdi? Sabri. Ayhan. Cana. 3'ü rakiple veya taraftarla ne kadar oynadı. Neredeyse hiç ! Bireysel maç içi çatışmaları vardı Neill'in. Bir karambolde Sabri gelip arkadaşlarını uzaklaştırdı hatta. Fenerbahçe adına aynı şeyleri söyleyebileceğimiz kaç kişi vardı? Sadece Emre. Bu Aykut Kocaman'ın, sahada işini yapan adamları oynatma isteğinin güzel bir sonucu. Maçta tartışma olmadı bile küçük 1-2 münakaşa dışında. Lâkin derbilerde Fenerbahçe bunun eksiğini çok çekiyor bu sene.

Gelelim maça. Fenerbahçe, 10 sene içerisinde 2.kez "Galatasaray'ı rahat yenersiniz" cümlesini herkesten duyarak çıktı maça. Bir önceki maç, kupada 0-0 bitendi. O maçta da Galatasaray galibiyeti kaçıran, kalesinde tek şut gören takımdı. Galatasaray, ileri çıkarken de geride beklerken de 40m mesafeyi koruyan bir ekipti. Santraforsuzdu. 2 adet savunmadan nefret eden adamla çıkmıştı ama kurduğu orta saha her yerde basma olayını gerçekten her yerde basma olarak yapınca Fenerbahçe'nin teknik olarak harika ama mücadele olarak zayıf orta sahasına üstünlük kurdu. Evet, Fenerbahçe bu orta saha ile ligde 15 maçı en az 2 farkla kazanabilir. En az 15. Çünkü, mücadele olarak bir güçleri var. Ama Galatasaray gibi, Trabzonspor gibi, Beşiktaş gibi orta saha kuvveti olan ekiplere karşı bu üstünlüğü içeride veya dışarıda kazanamıyor. Mehmet Topuz ve Emre iyi bir ikili ama arkalarında şöyle Yaya Toure tipinde bir adam olsa, Alex'siz bu takım kenarlarda Dia ve Stoch ile bu 15 rahatlıkla 20'ye çıkar.

Galatasaray ise basan koşan orta sahasının yanında sağlam duran bir 4'lü hat ile ilk yarıyı Aykut'u görmeden geçirdi. 2.yarı ise haliyle bir toparlanma ve Misi - Elano 2'lisinin pilinin bitmesi ile Hagi, takımı ve maçı iyice kilitledi. Aykut Kocaman ise Serkan Kurtuluş'un girmesinden sonra Fenerbahçe'nin daha çok sol kanadı kullanmasını sağlayabilse idi, golü bulması zor olmayabilirdi ama bulamadı. Rakibini de bir türlü ısıramadı Aykut Kocaman.

Düşünün, 90.dakikadan maçın bittiği 93.dakikaya kadar Emre Çolak karşı karşıya kaçırıyor, Sabri şut çekiyor, Pino'nun şutunu Volkan çıkartıyor ve son bir korner kullanıyor Galatasaray. Bu sırada Volkan, atak başlatmak istediğinde ellerini açıp top alacak adam bulamadığı için isyan ediyor. Fenerbahçe'nin de en iyi 2 adamı Yobo ve Volkan. Bu Galatasaray'ın üstün başarısı değil, Fenerbahçe'nin ısıramaması yüzündendir.

Galatasaray, 10 senedir puan alamadığı deplasmandan sakinlik ile daha bir kendine güven ile puan aldı. Dahası rakibinden üstün oynadı. Bu, Hagi ve Tugay'ın sihri olarak nitelendirilebilir ama bir de Frank Rijkaard meselesi var. Anladınız siz onu...

0 yorum: