14 Ağustos 2009 Cuma

Beşiktaş'ın Santrafor Tarihi


Yıllardır bu kadar santrafor harcayan, iyisini yollayıp kötüsünü kadroda tutan başka bir takım daha olamaz herhalde. Beşiktaş'ın yıllardır santrafor hastalığını çözen veya hastalığının ne olduğunu bilen yok.

İlhan - Nouma arkasına Sergen - Pancu günleri üzerine bir efsane daha gelemez Beşiktaş adına. Sadece İlhan - Sergen - Pancu veya sadece Nouma bile yeter iken.. İlk önce Nouma gitti "yasadışı tombalacılık" suçundan. Peşinden bir sene sonra bir devre arasında İlhan Mansız gitti. İlhan sakattı ve sakat bir adamın parayla satılması büyük bir başarıydı. Ama devre arasında değil.. Tabii şampiyonluğun gitmesi de geldi onun ardından.. Adrian İlie - Ahmed Hassan'a kalınca takım, yolda kalmıştı.

Bir sene sonra Türkiye'nin görebileceği en önemli santrafor transferlerinden birisi gerçekleşiyordu. John Carew. Müthiş bir hamleydi. Onun takıma oturması Rıza Çalımbay zamanına denk gelecek, esmeye gürlemeye başladığı zamanlarda da Lyon'a satılacaktı. Lyon'dan başka bir takıma gittiğinde de para kazanacak olan Beşiktaş, Carew'in takasla Lyon'dan gitmesi ile o kısımda eli boş kalacaktı. O Carew, Santiago Barnebau'da Real Madrid'e topukla gol atacak, takas olduğu Milan Baros ise ezeli rakibi Galatasaray'a gelecekti.

Carew gitmiş, Ailton gelmişti. Alman Ligi gol kralı yahu adam. Sergen vücutlu, Deli İbo hızında, İlhan bitiriciliğinde bir adam. Hatta daha iyisi. Ama onu da takım ve transferler yedi. Oynadığında yaldır yaldır gol atan adamı takım, içinde bitirdi, İbrahim Akın oldu.

Youla - Veysel ise ahahaahahaahahakjdaladagsdasjh yazamayacağım burayı...

Gökhan Güleç ise devre arasında takıma gelecek, Türkiye Kupasında Fenerbahçe'ye gol atacak kadar takıma uyumu sağlayacaktı. Onunda ömrü bir seneydi. Arada 2.Ahmet Dursun dönemi vardı tabii.

Bobo geldi sonra. Uzun, hızlı, kuvvetli bir adam. Gol de atıyordu hani. Gençti de. Nobre'yi de aldılar yanına. Sonra, Nobre Türk olunca daha bir sempatik gelmeye başladı teknik adamlara sanki. Bobo ise Beşiktaş'ın Erciyes'e ve Fenerbahçe'ye karşı kazandığı 2 finalin kahramanı olacak, Şampiyonlar Ligi'nde alınacak 2 galibiyeti koparan adam olacak, Beşiktaş'ın şampiyonluğunda başrolü golleriyle alacaktı. Hatta bir ara Brezilya milli takımına bile seçilecekti. Ama o Bobo hiç görülmeyip, hep sezon Nobre ile başlayacak, her sene daha fazla paraya sözleşme yenilenecek, Bobo ise satılmaya çalışılacak, 20.haftadan sonra akıllara gelecekti. Nihat'ı ise Sociedad zamanlarında yıldız yapan uzun santrafor yanında iş bitiren olarak görmeyecekler, nokta santrafor olarak düşüneceklerdi.

Beşiktaş, Bobo'yu gönderirse transfer edecek takım iyi bir santrafor transfer etmiş olur. "Bobo"yu da kim alır artık bilemem?

O değil de bi' Tomas Jun vardı, o ne oldu?


Ek: Bobo'nun kalecilik yaptigi bir mac da var Trabzon'a karsi.. Federico Higuain ne yapiyordur acaba?

0 yorum: