19 Aralık 2010 Pazar

Sahalarda Görmek İstediğimiz Hareketler


Galatasaray Erkek Basketbol Takımı, Bornova Belediyesi ile karşılaşıyor. Oyunun bitmesine 6.30 var. Bornova Belediye'li bir basketbolcu sakat ayağını son kez bir daha zorluyor ve sekmeye başlayıp, yere yatıyor. Galatasaray taraftarı "oooh oooh" adlı utanç tezahüratını tam yapmaya başlamış iken, Oktay Mahmuti hemen arkasını dönüyor, o sert ifadesi ile taraftara susun işaretini yapıyor ve hemen peşinden alkışlamaları yönünde bir hareket yapıyor. Taraftar da Oktay Mahmuti'nin dediğini hemen uyguluyor ve sakatlanan basketbolcu sahayı arkadaşlarının kolları arasında terk ederken, taraftarlar tarafından, biraz zor olsa da, alkışlanıyor.

Inter, Mazembe'yi 3-0 yenmiş. Tören, madalyalar felan derken, sahada yılların bir telini bile ağartıp dökemediği fırça saçları ve jilet gibi duruşu ile Luis Figo var. Mazembe'li futbolculardan 1-2 tanesi hemen Figo'nun yanına gidiyorlar. Ellerinde de dijital bir makine. İzin istiyorlar. Figo da "tamam" diyor. Sanıyor ki, 1-2 tanesi çekilip bırakacak. Takımın yarısı Figo'nun yanına sırayla geliyor. Kimisi tek, kimisi 4'er 5'erli gruplarla Figo ile fotoğraf karesinde bulunuyorlar. Figo da ilk fotoğraftan sonra sürekli olarak yanına gidip gelenleri görüyor, içten içe gülüyor ama o duruşunu da hiç bozmuyor.

Espanyol - Barça. Katalunya derbisi. Dakika 21. Birden herkes pozisyonu bırakıp çılgınca alkışa başlıyor. Duran top felan hikaye. Herkes 21 numaralı formanın sahibi Dani Jarque'yi anıyor o dakikada. 1 dakika boyunca top nerede olursa olsun, pozisyon ne olursa olsun, alkış sürüyor.

Yine Espanyol - Barça. Iniesta oyundan çıkıyor. Herkes yine aynı şekilde ayağa kalkmış Iniesta'yı alkışlıyor. Çünkü, Jarque'yi Dünya Kupası finalinde andığı için, Iniesta'nın belki de Chelsea'ye attığı gol kadar değerli olan, futbolculuk kariyerinin en önemli golünde O'nu hatırladığı için alkışlıyorlar. Yerine giren Keita'yı da yuhalıyorlar tabii.

Unutmadan yazayım. Alex de Souza. Yanına, önüne, arkasına felan tanım yapmaya felan gerek yok...

Şimdi size Mehmet Topuz'un yumruğunu göz göre göre umursamayan, "bir ona çalmadım bir de buna çalmadım o zaman dengeledim" diyen hakemi, Ankaragücü'nün yönetimini, Galatasaray'ın kötü durumunu, içinde bulunduğum berbat durumu ve uyumadığım geceleri, çok makyaj yapmanın çok güzel bir kızı Aysel Gürel'e çevirdiğini yazardım da ne gereği var can sıkıntısının. Hayatın içinde güzel yanlar da var. Tebessüm ettiren anlar var. Yaşayın ve bir kızı seviyorsanız hemen evlenmeye bakın. Sevin, sevilin, sevişin, koklaşın.

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Trabzon'un penaltilarina o kadar laf ettikten sonraki ilk macta böyle bir pozisyonun yasanmasi da ne büyük bir ironidir

cesc dedi ki...

adam aşk acısı çekiyo galiba beyler. dsfsg