27 Eylül 2010 Pazartesi

Halı Saha Maçı Yapıp 3 Puan, Moral, Özgüven Kazanmak


Soyunma odalarına muhtemelen Yılmaz Vural ve Aykut Kocaman muhabbet etmekten inememiş ve kaptanlar kadroyu çıkartıp, oyunun planını kurmuşlar. Hatta demişler ki; "Beyler savunmada siz kalın, biz ileride atarız, arada da değişiriz"

Dakika 25. Skor 2-3. Orta saha yok! Var sahada aslında! Mesela Fenerbahçe de Selçuk var. Halı sahalarda olur ya bazı tipler; en kral kramponları giymiş, aksesuarları takınmış, imajı yapmış gelmiş ama sahada kendisini bir şey sanıp hiç bir şey yapmayan bir adam. Savunma ilk topu Selçuk'a veriyor. O da Dia'nın önüne veya arkasına atıyor. O da bunu yaparak aslında bir Xavi olduğunu sanıyor. Dia'nın attırdığı gollerde topu alıp kendi gitmesi veya Alex'in pasları bunun örneği.

Kasımpaşa ise evlere şenlik. Onlar kağıt üzerinde değil, çim saha üzerinde takımca halı sahaya gelmiş arkadaşlar. Sahayı 8-10 kiralatmışlar. Rakip defansın ikramı ile golü bulmuşlar ama onlarda da Selçuk Şahin'in santrafor yaratılmaya çalışanı olan Ersen Martin var. Gerisini yazmıyorum zaten bu isimden sonra.

Fenerbahçe hücumu oldukça iyi isimlerden kurulu. Ama Emre Belözoğlu'nun sırtına binmiş bir şekilde Fenerbahçe'nin savunma hattı işliyor. Dahası, Emre savunma yönü arkasında oynayan isimlere göre en zayıfı ve bu işi yapmazsa hücum da bireysel çabalara kalıyor. Bugün ise savunmaya doğru düzgün gelmedi bile. Gelip, mücadele ettiği süre 15-20 dakikadır. O sürede de skor 1-0'dan 1-3'e geldi. Geri kalan zamanlarda da onun işini Selçuk üstlenmeye kalktı. Selçuk, zaten tek işi zor yaparken 2-3 işi yapmaya kalkınca, arkasında oynayan Lugano - Bilica "ne işimiz var burada" havasında gezince Kasımpaşa 7 pasla ilk golü attı, yedikleri 3.golden sonra yürüye yürüye 2.golü attı.

Dedik ya, halı saha diye. 4-1-5 sistemi ile 2 takım sahaya çıkarsa, öndeki 5'i iyi olan kazanır. Kazandı da...

Bir de, Niang'ı tartışanları anlayamıyorum.

0 yorum: