25 Eylül 2009 Cuma

Yorumcu Türk Teknik Direktörlerinin Rijkaard ile İmtihanı


Düşünsenize bir adam geliyor, bir takımın kimyasını tamamen değiştiriyor, antremana ayak bastığı ilk andaki hareketlerinden, son maçına kadar her saniyesi ile pozitif gündemde. Futbol programlarına bakıyorsun, 1 sene önce "neresinden tutup yerin dibine soksam" diye aranan bir takımdan, el sürdürülmeyen bir takıma. Teknik direktörün olmadığı kalabalık spor programlarında vaziyet bu. Neyse durum onu söylüyorlar. Skorlardandır belki, 1-2 kötü sonuçta görmeli iç yüzünü aynı kişilerin. Gelelim asıl mevzuuya. Teknik direktörlü programlara.

Programda, teknik direktör yanında, "Rijkaard şöyle yaptı, böyle yaptı" denmesi pek bir bozuyor kendilerini haliyle. 2 ay önce gelip, yıllardır alışılmış teknik direktörlük kalıplarına ters bir adam olunca, bir de bunun aşırı övülmesini zor kaldırıyorlar veya kaldıramıyorlar. Mesela; Rijkaard ve Neeskens arasındaki teknik direktör - yardımcı ilişkisinin övülmesine Güvenç Kurtar isyan etmişti. "Bunda ne var?" demesinin ardından kendisine yöneltilen, "peki sizin yardımcınız aynısını sizin yanınızda yapabilir mi? veya yaptığında hiçbirşey yapmadığınız oldu mu? sorusunu gevelemişti sadece. Ters bir adam. Görmediğimiz bir tarz çünkü.

Asıl bomba ise Erdoğan "The Lincoln Hunter" Arıca. "Bana Rijkaard'ın başarısını gösterin. Barcelona hariç. Guardiola ilk senesinde daha iyiydi ondan. Barça hariç bir başarısını söyleyin. Kim istemiş de gitmemiş" Bir başarıyı, şu hariç bu hariç diye değerlendirmek ne komik yahu! Lincoln kovalamak hariç Erdoğan Arıca ne peki insanların gözünde? Milan'a gitmemesini de bilmiyor boş geçen döneminde Rijkaard'ın. İtalya'ya 28 penaltı kaçırıp, finalden olmasını da. Barcelona'nın Valencia'ya 90.dakikada Rivaldo röveşatası ile 4.sıraya çıkıp Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynamaya hak kazanmasına doyasıya sevinmekten, 3 sene sonra Şampiyonluklar hariç diğer derecelerin başarısız sayılmasının gelişimi ve değişimi bile Türkiye'deki bir şampiyonluktan çok daha ötedir. Bırakın Barça'nın başarılarını da adam bize Messi'yi sundu yahu. Gio Dos Santos'un onun zamanında nerelerde olduğu, şimdi nerelerde olduğu ise daha ayrı.

Sabri'yi bile adam ediyor yahu adam. Türk futbolunu 2 cümlede bu kadar güzel özetlemiş olması yeterli aslında. Zor iş haliyle. Ben tek siz hepiniz modunda.

3 yorum:

SK dedi ki...

harika bir yazi tebrikler....

Metonet dedi ki...

Aydın 5 sene sonra iş yaptı be. kıskanmak yerine örnek alsalar Türk Futbolu kazanacak ama anlayabilene.

Adsız dedi ki...

Erdoğan Arıca ölecek kıskançlığından. Ne psikopat herifmiş be.