5 Kasım 2010 Cuma

Nostalji || #2 Bernd Schuster


Frank Rijkaard'dan sonra 2.konuğumuz Bernd Schuster. Futbolculuk geçmişi kadar, özel hayatı da bir o kadar hareketli bir adammış Schuster. Kafası bir şeye atınca birden kesip atabilen bir adam, lafını 20 yaşında da şimdi de pat diye söyleyebilen, herkesle hakkını aramak adına her yerde tartışabilen bir isim kendisi. Neyse Schuster'in geçmişinden 2-3 haber verelim biz.

Yıl 1980. France Football yılın futbolcusu ödülleri veriliyor. 1. isim Karl Heinz Rummenigge. 2.sıradaki isim ise 21'indeki Bernd Schuster. Fakat Schuster'in bunun tebrikleri ile uğraşacak zamanı yok. Çünkü, eşi Gaby, bir dergi için çıplak pozlar vermiş. Barça yönetimi de bundan oldukça rahatsız oluyor haliyle. Helenio Herrera, ki kendisi Catenaccio denince akla gelmesi gereken ilk, ikinci hatta üçüncü isimdir, Schuster'e biraz dikkat gibisinden uyarılarda bulunuyor. Schuster ise aynı tabii ki o zamanlar. "Özel hayatıma kimse karışamaz" diyor Herrera'ya en hafifinden. Araları bozuluyor doğal olarak. Tabii daha sonra gelen Aragones gibi hocalarla tartışmaları da sürüyor 8 sene boyunca.

Schuster'in tarikat meselesi ise ayrı bir hikaye. Tam Schuster'lik cevaplar, detaylar var içinde. Hocası ile arasında yaşanan sorunlar sebebiyle kadroya giremiyor Barça'da. Doktor'un "aklından zoru var" lafını da direk mahkemeye yönlendiriyor. Katıldığı tarikat da şimdilerde Tom Cruise'nin tarikatı olarak bilinen Scientology. "Tom yokken Dayı vardı" diyoruz sadece. Üstüne de ekliyoruz. "Dünya çok kötü."

Yıl 1990. Schuster'in 8 sene Barça, üstüne 2 sene Real Madrid kariyeri sona ermiş. Sözleşme için takım arayışlarında. Tatil için Ege Denizi'ni seçmiş. Rodos. Orada da muhabirler yakalamış. Karşıyaka teklif yapmış Schuster'e. Muhtemelen Türkiye'den aldığı tek teklif olmuştur bu. Aldığı teklifi de nazikçe reddetmiş aslında direkt olarak. Ama yalandan da bir açık kapı bırakmış. KafSinKaf'ın teklifini reddedip, 2 Alman takımı ile görüşeceğim cümlelerinden sonra Atletico Madrid'e gidip, rekabetin muhteşem 3'lemesini yapıyor Schuster. Barça - Real ve Atletico...

Son olarak yıl 96. Yaş 37. Ömrünün ortasını yeni geçmiş. Ama futbol oynuyor. 96 yılında 37 yaşında futbol oynuyor olmak, şimdi olduğu gibi şaşkınlıkla karşılanıyor. Schuster ve O'nun gibi 35'ini geçmiş futbolculara soruyorlar, formunuzu nasıl koruyorsunuz diye, Schuster, altaki resimdeki önerisini veriyor futbolculara...
Bu resimlerde ve hikayede olmayan Derwall ile arasındaki bağ var. Derwall'in olmaması yüzünden Milli Takım'ı bırakıyor. 84'teki turnuva için Türk basınına konuşan Derwall, "umarım Türk futbolu hakettiği yerlere ulaşır, bu turnuvalarda sizin de olmanız gerek" gibi cümleler kuruyor. O röportajdan bir kaç ay sonra da ne büyük tesadüf ve futbol lütfudur ki Galatasaray'ın başına geçip, Türk futbolu için aklından geçen düşünceleri yanında Mustafa Denizli ile beraber kendisi gerçekleştiriyor.

Sıradaki isim kim olur, daha bilmiyoruz. Mustafa Denizli de olabilir, Jupp Derwall de... Yılmaz Vural bile olabilir...

3 yorum:

Eralp Ersoy dedi ki...

Enfes bir yazı! Ellerinize sağlık!

TA dedi ki...

dayı ne işin var teknik adamlıkta.aynı maradona gibi(boca stadında purosunu içerkene) seni de tribünlerde görmez istiyoruz.hagiyide tribünlerde görmek istiyoruz.bazı önemli kişiliklerin teknik adam olmasına çok karşıyım.

Adem dedi ki...

Tarikat mevzuunu yazacaktım fakat araştırınca Milliyet'in resmen bir yerlerinden salladığı gerçeğine ulaştım. Tamamen isim benzerliği. Schuster'in Scientology ile uzaktan yakından bir alakası olmamıştır.