18 Haziran 2010 Cuma

Pauuuuuu Pauuuuuuuu


Bir NBA Final serisinin 7.maça taşınması gibi olayı bu gözler 2.kez sabaha karşı canlı izledi. 1.sini Detroit - San Antonio serisi şeklindeydi. San Antonio'da seriyi evinde kazanmıştı. Hem de harika bir savunma mücadelesi şeklinde geçmişti o maç. Düşünün Tim Duncan 3 sayı çizgisinden atış kullanma sorumluluğuna bile büründü 7.maçta. Bu kez seri NBA tarihinin en efsane rekabeti şeklindeydi.

Serinin git-gelleri vardı. Derek Fisher'ın efsanevi turnikesi ile deplasmanda çalınan maç, Boston'un hızlı oyunu, Lakers'ın sıfır bench katkısı, Pau'nun mücadeleden kaçması derken 3-3 oldu seri. Sahada öyle bir mücadele vardı ki, Euroleague Final Four finali gibiydi. Titreyen ellerden de fazlası vardı. Kobe Bryant'ın basketbol kariyerinin en kötü seri mücadelesi idi. Detroit karşısında da bu kadar kötü duruma düşmüştü ama orada atabilmişti. Bu kez 30 adet şut denedi. Sadece 6 tane 2 sayılık isabeti buldu. Bir tanesi de kendisi için özel çizilmiş bir hücumdu bunların. Pau ise aynı şekilde. Pota altında 3.çeyreğe kadar kötüydü.

Boston cephesi ise Lakers'tan farksızdı. Serinin karakterinde deplasmana giden takımda bench katkısı rezildi. 2 maçta bu katkılar geldi ve deplasmanlarda maçlar çalındı. Sahada ayakta duran bir tek Kevin Garnett vardı. Rondo, Allen, Pierce, Wallace yine kötülerdi ama Rondo çok ama çok büyük bir hayal kırıklığıydı bu kez. Rasheed Wallace belki bu grupta bir adım öndeydi ama onun da faul ve bir an yaşadığı sakatlık problemleri kötü etkiledi.

Lakin sahada bir titremeyen el vardı. Serinin 7.maçında topu verecek el bellidir. Ya süperstara iner, ya pota altında bir buldozeriniz vardır ona iner veya serinin beklenmeyen bir eli vardır sahada. O el inanılmaz bir şekilde Ron Artest idi. Düşünün 3.çeyreğin ortalarında Kobe bile bir pozisyonda kendisine güvenememekten hücumu Artest'e çevirmişti. Artest de takımı aldı götürdü. Kendisini şöyle anlatalım; "Şampiyon oldun ne hissediyorsun" sorusuna "Yeni Single'ım çıkacak alın" diyebilecek bir mental yapısı vardı Artest'in. Odom zaman zaman inanılmaz ekstra katkılar verdi. İnanılmaz kötü bir hücumla oynayan 2 ekibe rağmen Boston 11 sayı fark yaptı. Bu oyun için çok çok büyük bir farktı bu. Bunun sebebi de Rondo'nun biraz biraz Rondo gibi oynaması idi. Garnett'e inmesi ve Garnett'in Gasol'u denize dökmesi idi. Sonra faullerle birer birer indi fark. Ta ki Derek Fisher'ın kilit üç sayısına kadar. İvme döndü. Maç döndü. İspanyol sahaya döndü. 3 kişi arasından bloktan kaçırarak mükemmel bir basket attı 1.30 kala.

Boston ise aradığı mucizeyi buldu 50 saniye kala. Rasheed Wallace. 3'lük attı. Ardından Artest. Hemen Ray Allen. Peşinden bitti denirken Rondo'nun 3'lüğü. 12.raundun son dakikalarında knock-out için savunmalarını bırakan boksörler gibiydiler adeta. Ama Boston getiremedi devamını. Ribaund'ları vermenin cezasını maç ile çektiler.

İlk yarı Lakers 11 fazla hücum yapmasına rağmen 6 sayı geride bitirdi. %50'nin üstünde hücum eden tek adam Lakers'ta Derek Fisher idi. Takımın tamamı %32.5 ile hücum etti. Korkunç kelimesi bile az bir 7.maç için. Aslında en korkutucu an Kevin Garnett'in Jack Nicholson koltuğuna doğru uçtuğu andı. Bir an KG'nin altında Jack Nicholson hayal ettim ama bir koltuk farkla kurtarmış kendisini Bay Joker. Kaan Kural'ın ifadesine göre oğlunun üstüne düşmüş KG. Biraz şabalak bir çocuğa benziyor Nicholson JR. Üstüne 2.11 boyunda 115 kilo bir dev düşen bir insan hem de o koltuğa 50.000 dolar vermişken ehe ehe diye sevinmez. Sevinmesin yani.

Harika bir finaldi. Korkunç atışlara rağmen harika bir final. Harika da bir anlatım vardı Murat & Kaan ikilisinden.

0 yorum: