12 Mart 2010 Cuma
Mourinho ve Madrid, Capello ve Madrid Olur mu ?
Yine, yeni, yeniden her sene olduğu gibi Real'in hocası sezon bitmeden, düşünceler üzerinde yollandı Marca ve yönetim tarafından. Tabii ki resmiyeti sezon sonuna kalır. Yerine düşünülen isim ise adamım Jose Mario dos Santos Felix Mourinho.
Önceden bu mevkiinin adamı olarak Benitez gösterilirdi. Normaldi o mevkii adına. Çünkü her sene Şampiyonlar Ligi'nde esip giden bir Liverpool olurdu. İspanyoldu. Real Madrid'i de çok ama çok iyi biliyordu. Lakin gelmedi. Yeni aday ise Jose. Jose, Inter'den 2012'ye kadar ayrılmam diyor. Ayrılmayabilir. Kolay kolay başladığı işi bitirmeden gitmez Jose. Takımının istediği gelişimin doruğuna çıkmadan ayrılması pek zor. Lakin, Yılmaz Vural - 3 Büyükler aşkının benzeri Mourinho - Premier Lig şeklinde gözümüzün önünde. Nedeni ise Mourinho'nun oyun sisteminin yüzünden.
Jose, İngiltere'ye adımını attığında; "Size savunma nasıl yapılır öğreteceğim" demişti. İlk senesinde ilk 5-6 maçta, gol ortalaması 1 bile değildi. Sistem oturunca, şampiyonluğu 3 maç öncesinden ilan etmiş, Old Trafford'da oyuncuları alkışlanmış olmasına rağmen yine 3 atmaktan geri kalmamıştı. Sistemini basitçe anlatmak gerekirse, "iyi savunma yapan, iyi alan savunması örnekleri sergileyen, rakibinin açığında ise golü hemen atan bir takım"dı onun sistemi. Hatta Liverpool'u 1-0 yendikleri maçta 70'de oyuna girip 80'de golü atan Joe Cole için, maç sonunda "kahraman mı" diye soran basın mensubuna; "Hücumda iyi işler yapmış olabilir lakin savunmada görevini aksattı bu da bize sorun çıkartabilirdi. bu yüzden savunma yapmayı öğrenmeli, ciddiye almalı" diyerek özetliyordu kendisini. Şimdilerin takım futbolundan bi'haber yıldızı Robben'e bile takım oyununu öğretmişti bu şekilde. Şimdilerde o Robben için sahada 2 top olmalı. Diğerleri de oynasın diye... İngiltere futbolunda dediği gibi savunmanın iyi olmamasından hep o açığı bulabildi. Bir şekilde kazandı. Sistemini oturttu, geliştirdi ve bıraktı. Sonrası ise İtalya.
Orada da Chelsea sistemini denedi önce. Quaresma - Mancini - İbrahimovic üçlüsünü denedi önde. Olmadı. Figo - Adriano - İbo üçlüsü de olmadı. 4-3-3 savunmada işledi, lakin İtalya'da hücum da deyim yerindeyse "yemedi". Bir Lampard'ı yoktu. Stankovic'ten de yaratamadı. Hatta Genoa maçında 90'da gelen golden sonra "sus" bile çekti kendi tribününe bu sistem yüzünden. Juve maçında da "madem İtalya'dayım, madem ben iyi savunma yaparım, o zaman sizin Catenaccio'nuzu yapıyorum" diyerek 4-3-1-2'ye geçti. O sistemle şampiyon oldu. 2.senesinde de şampiyonluğa gidiyor. Gelelim Real'e.
Üstteki 2 paragrafın yazılmasının 2 amacı vardı. 1.si sisteminden takıma göre ödün verebilen bir adam Jose. 2.si de sisteminin uyum süresi ne kadar başarılı atlatılırsa o kadar erken şampiyon oluyor takımı. Real'e gelirse önümüzde Capello örneği var. Galacticos çılgınlığının getirdiği "savunmaya ne gerek var, 3 yersek 5 atarız" fikrini kırıp daha savunmacı, daha paslaşan, daha ağır, daha garantici, daha az pozisyona giren bir takım oldu Madrid. Efsanevi bir şampiyonlukta aldı bu şekilde. Efsaneliği gerek geri dönüşler, gerek 37.haftada Nistelrooy ve Tamudo'nun aynı anda 90.dakikada attığı gollerle Camp Nou'da şampiyonluğun gitmesi, gerek Carlos'un 70m deparı ile Santander'e attığı gollerden, gerekse son maçta 80'de Diarra'nın kafasından gelen goldendi. Oyundan değil yani. Lakin bu sistemle Rijkaard'ı geçerken Capello, taraftarına harekette çekti, futbolcuları da kadro dışı bıraktı, El Clasico öncesi gönderilecek bile oldu. Mourinho'nun da bu resimler göz önüne gelince Madrid'de ne oynatırsa oynatsın savunmasını ön plana alacağı kesin. Hatta başlarda sürpriz beraberlikler alacağı da... Kaka ve Ronaldo ile beklenenden daha yavaş tempolu oynayacağı, topla oynama yüzdesinin rakipte daha fazla olacağı maçlar da olacaktır. Gelir gelmez de yapacağı ilk işin sağlam 2 orta saha istemek olacağı da pek açık. "İstediğimiz oyunu oynatamıyorsun" diyerek yollanan "Şampiyon Capello" göz önüne gelince Madrid için adam yollamak sorun değil. Hele Jose'nin oyunu direk 1-0 geride başlatıyor Jose'yi.
Mourinho Madrid'e gider mi? Gider elbet. Neticede Barça'ya karşı olan tutumunu, hırsını biliyoruz. Ama gitmesin La Liga'ya. Tek rakip orada sadece Barça O'nun için. Premier Lig'e dönsün. Wenger ile, Benitez ile, Ferguson ile kapışsın, onlara biraz daha hırs versin, gaz versin, sinir etsin, motive etsin. 3-4 yıl rölantide giden Ferguson'lu Man.Utd'yi tekrar canlanmasına sebep olduğunu iddia ederken Jose; "ben var olduğum için O'na hırs geliyor, canlılık geliyor, mücadeleci ruhu kabarıyor" diye pay bile çıkartmıştı kendisine... Kim bilir belki Rafa'yı da uyandırabilir. Olmaz ya Laporta kaybeder seçimi, gelen başkan Pep'le anlaşmaz yerine Jose'yi getirirse "eyyvah eyvah" olur La Liga. Pep yerinde ağırdır. Jose de...
Etiketler:
Felix Mourinho,
Jose Mourinho
0 yorum:
Yorum Gönder