27 Aralık 2009 Pazar

10 Yılın En İyi Galatasaray'ı


Biz de bu kervana katılalım, bizde 10 yıl listesi yapalım dedim. Galatasaray ve Beşiktaş'ı yapalım, zaten Fenerbahçe için 3-4 tane yapıldı, 10 yılın listesini yapmak bir daha rastgelmez diyerek başlayalım bu kadroya. Beşiktaş'ı da Bay Kerahet yapsın. Liste 2000'in ilk gününden şu güne kadar gelen kadroların içinden seçilmiştir ve en zor kısmı, 2001-2002 senesinden sonra oynayanları seçmeye özen gösterdik Busker ile. Yoksa o ezbere sayılacak, üstteki resimdeki ilk 11'i yazıp geçerdik.


1- Faryd Ali Mondragon; Tamam, Taffarel mi Mondragon sorusuna verilecek cevap, en zor cevap olacaktır. Mondi'nin yeri de Tafi'nin yeri de ayrı. 2002-2003 sezonunda Beşiktaş, Luce ile beraber alıyordu kendisini. Gitmedi. Menajeri anlaşmasına rağmen gitmedi. Bosman kurallarını öne sürdü. "İstemediğim takımda oynamam" dedi. 5-1'lik Fenerbahçe ve 2-0'lık Juventus maçında 7-8 tane top kurtarması unutulmazları arasındadır. 2005-2006'nın finalinde hüngür hüngür ağlaması ise bir başkaydı. Kale O'nun.

2- Sebastien Perez; Kısa süren bir maceraydı onunla olan ilişki. Hücum aksiyonlarında harika, defansif aksiyonlarda pek görünmeyen bir adamdı o. Luce kenardan onu uyarınca savunma yapmaya başlar, 2.yarının sonlarına doğru tekrar hücuma çıkardı. Kafayla 1 tane, Roma'ya da 1 tane golü var. Gitmemesi için taraftar baskı yapsa da çoktan kararını almış gitmişti. Ümit Davala ve Prates'te oynadı yerinde ama Perez başkadır. Sağ bek Perez.

3- Bülent Korkmaz; Buraya ne yazsam az gelecek Büyük Kaptan için. Herkes, aklından ne geçiriyorsa yazsa hepsi Büyük Kaptan'ı tanımlamaya yetmez. Heykeli dikilecek adamdır.

4- Servet Çetin; "Servet değil, şampiyonluk istiyoruz" pankartları ile karşılandı, tribünlerde. Tobol maçında yaptırdığı gereksiz penaltı ile eyvahları başlatıyordu ki, 7.haftaya girilirken takımın sadece 3 gol yediği görülünce "Servet'e bi' bakalım" denmeye başlandı. "Ben güven duyuldukça üzerine koyan bir futbolcuyum" dedi. 34.haftanın sonunda, çatlak kaburgalar, sakat omuz ve yırtık adalesi ile sezonu bitirdiğinde Galatasaray, 99-00'den beri en az golü yemişti. Büyük Kaptan'ın yanına yakışır.

5- Ergün Penbe; Kemik'ti lakabı. Soğukkanlılığın sahada vücut bulmuş haliydi. Muz orta denen şeyin uzmanıydı. Defansın kafasının üzerinden geçirerek, Hakan'ın kafasına bırakırdı topu. Nadiren uzaklardan vurur ve atardı. Yıllardır, O'nun gibi hem defans hem de ofansta iş yapan bek, pek olmadı. Hakan Ünsal vardır, o da şimdilerde dışarıdan takımı bölme planlarında. Ergün varken adını bile anmamalı bu yazıda.

6- Mehmet Topal; Çanakkale'de oynarken; "Aziz Yıldırım, senin transferinden vazgeçecek, sonrasında sen bundan dolayı Galatasaray'a gideceksin, ilk maçında Gerrard ile karşı karşıya oynayacaksın, sonra Galatasaray orta sahasının örümceği olacaksın, şampiyonluğun kilit isimlerinden olacaksın, kaptanlık bandını bile takacasın, Galatasaray senin ilk 11 başladığın hiçbir Fenerbahçe maçını kupa-lig farketmeden kaybetmeyecek, ama sen yokken 3-4 yiyecek, İngiltere'den teklif alacaksın, gitmeyeceksin, Milli Takım'da yarı finalde takımda görev alacaksın" deseler "abi git işine" derdi. 3 senede bu duruma geldi Mehmet Topal. Ön libero mevkiisinde düşünmeden yazılacak ilk isim Topal.

7- Hasan Şaş; Galatasaray'a gelmesi yüzünden Galatasaray'a haciz bile gelmişti zamanında Ankaragücü kulübü tarafından. O da sanki "bu para etmem ben" dercesine oynuyordu. Ta ki, Lucescu'ya kadar. Elmas parlatma ustası Luce, O'nu çizgiye yakın daha serbest oynatınca Hasan diye bir adam çıktı. San Siro'da Milan'a kafayla, Ali Sami Yen'de Real Madrid'e ayakla attı, penaltı yaptırdı. 2001-2002 sezonunda, adeta tek başına şampiyon yaptı desek yeridir. Sonrasında duraklama devri. Peşinden bir Belçika'lı geldi. İlk açıklaması Hasan Şaş üzerineydi. Hasan Şaş yüzünden saçlarım daha da beyazlayacak diyordu. O, Gerets'in yüzünü kara çıkartmadı. 14 Mayıs günü Denizli'den gol haberi geldiğinde sahada ağlayarak Bülent Bölükbaşı'na sarılıyordu. O sene efsane oynamıştı. Sağ açık Hasan Şaş.

8- Arda Turan; Vestel Manisa - Fenerbahçe maçı öncesi, birden Arda - Zafer isimleri yüksek sesle söylenmeye başlanmıştı. Arda, Galatasaray oyuncusuydu, kiralıktı, rakipte Fenerbahçe idi. Herkes Arda'dan birşeyler bekliyordu nedensizce. Daha 17 yaşındaki bir çocuğun sırtındaydı sanki bütün sezon. Önce diğer beklentinin ismi Zafer çıktı sahneye. Holosko - Sinan Kaloğlu o günün başrolleriydi Servet - Rüştü ile beraber. Ümit Özat kanadından bir genç bindiriyordu sürekli. Ortası tehlike, ortası asist oldu o gün Arda'nın. O gün 2.golün asistini yaptığı isme, en son oynanan Trabzonspor maçında yine neredeyse asisti yapıyordu. Sonrasında, geçen sezonun son maçı gibi yine ligdeki ilk iç saha maçı Kayserispor'du. Herkes, o gün tribünlerdeki herkes Arda için oradaydı sanki. Kendisine yapılan faulu vermeyince hakem, tribünler çıldırmıştı. 2 dakika sonra gol olunca, hele atan Arda olunca yıkıldı stadyum. Herkes 5-6 sıra düşmüştü golden sonra. Sonra o çocuk büyüdü, büyüdü. Kalbi bile tekledi sahada. 2007-2008'de Sivas deplasmanında tek hat-trick'ini yaparak şampiyonluğu kimseye vermem diyordu. Arka adalesinde krampon çivilerinin delikleri olsa da, sahada gol yedi diye ağlasa da ödülünü aldı. Kaptanlık ve 10 numara verildi. Sol açık Arda'nın. Hoş farketmiyor yer artık ama kalsın burada.

9- Kral Hakan Şükür; 228 gol attı ligde Galatasaray forması ile. 22 tane kupa kazandı bu forma ile. 99-00'de Avrupa'da 10 gol atarak, o sezon Avrupa Kupalarında en çok gol atan isim oldu. Hakan Şükür'e ne sıralar, ne satırlar yeter. 9 numara O'nundur.

10- Sasa İlic; Hagi bekliyordunuz ama biraz farklılık olsun. Hagi, başta da dediğim gibi o efsane 11'de kalsın. Hakan, 7 sene oynadı o 2000'den sonra. İlic'e gelelim biz. Gerets'e hediye idi o. Gerets'i memnun etmek için uğraşılan ve getirilen bir isim. Sessiz, derinden, birden arka veya ön direkte biten, 60 saniyede 2 gol atabilen bir isim İlic. Gelişi gibi gidişi de sessiz oldu. Ama attığı goller ve oyunları hele 60 dakika kaçırıp kaçırıp, Hakan Şükür'ün 10 saniyede attığı Gençlerbirliği maçındaki içten sevinci unutulmazdı.

11- Harry Kewell; O olmazsa bu kadro olmaz. O-La-Maz ! Kewell hakkında daha önce başka bir yazı yazmıştım. Daha farklı birşey çok şey yazarım da yazmayayım artık. Kewell ile ilgili yazı için buraya tıklayın. Kadronun son ismi The Wizard of Oz !

Teknik Direktör - Eric Gerets; Bu adamı yakından takip etmem 2.hafta oynanan Ankaragücü maçına denk gelir. Orkun'un kendinden geçtiği maça. Ümit'in faulle golü attığı maçta golden sonra Stumph ve Erdal Keser ile sevinç yumağı oluşturup döndükleri maçtan sonra ayrı bir sevmeye başladım. Kenarda heyecandan bazen çıldırır, bazen soğukkanlıklıktan dururdu. 14 Mayıs günü sahaya giren oyuncularını kızarak kulübeye gönderen 15 dakika sonra maç izlerken camı oyacak derecede bir adamdı Gerets. Bu kadronun başına geçecek ilk isimdir. Az savunmacı, çok hücumcu ve Hasan Şaş'lı bir kadroyu anca Gerets adam eder.



Toparlamak gerekirse;

a) Efsane 11; Taffarel - Capone, Popescu, Bülent, Ergün - Okan, Suat, Ümit Davala - Hagi - Hakan Şükür, Arif Erdem

Teknik Direktör; Fatih Terim

b) 10 yılın 11'i; Mondragon - Perez , Bülent, Servet, Ergün - Mehmet Topal, Arda, Hasan, Ilic - Kewell, Hakan Şükür

Teknik Direktör; Eric Gerets

-10 yılın en kötü günü; 6 Kasım 2002

-10 yılın en iyi günleri; 17 Mayıs 2000, 25 Ağustos 2000, 11 Mayıs 2005, 14 Mayıs 2006

-10 yılın en iyi golleri; Hagi vs. Monaco - Kewell vs. Bordeaux - Hagi vs. Borussia Dortmund - Hakan Balta vs. Gençlerbirliği Oftaş - Hasan Şaş vs. Malatyaspor - Ümit Karan vs. Manisaspor ve jüri özel ödülü Hasan Kabze vs. Beşiktaş

Tomas - Song - Karan - Necati - Hasan Kabze gibi daha bir çok isim dışarıda kaldı. Futbol maalesef 11 kişi. 15 olsaydı, onlarda girerdi. 4-5 isim daha bulup Luce ile tamamladınız mı bu iş tamamdır. Belli mi olur Gerets, 2-1-7'ye döner Baros, Karan, Necati hepsini atar sahaya.

0 yorum: