2 Ocak 2010 Cumartesi

Yahşi Batı


2009'u 2010'a bağlayan gece, Isparta'ya çıkan yılbaşı biletinin bize uğramamasının kahrı, bize bi' daha bu kadar yaklaşmaz'ının off'lamaları ile 1 ocak akşamı Yahşi Batı'ya doğru yola koyulduk. Halbuki, mütemadiyen maç izlerken bira-cips sponsorumuz olan tekele çıkmıştı bilet. Biz de oradan almamıza rağmen, bize şans denk gelmemişti. Neyse bu derdi ben atamam kolay kolay. Yahşi Batı'ya dönelim.

A.R.O.G faciasından sonra onu unutturma adına yeni bir proje yapmıştı Cem Yılmaz. Facia değil demeyin, bu kadar kısa sürede bu kadar bütçeli 2 film çekmesi bile bunun göstergesi. Artık, kendisi için kemikleşmiş diyebileceğimiz kadrosu vardı yine. Yanında Ozan Güven, Özkan Uğur ve A.R.O.G'dan sonra Zafer Algöz var bu kemikleşmiş 3'lüsünde. Bayan oyuncu ise bu kez Demet Evgar. Cansu Dere'de var ama konuk oyuncu. Filme gelirsek; izlemeyenlerin heyecanını kaçırmadan anlatayım; Osmanlı Sultanı'nın, Amerikan Başkanı'na yolladığı elması ulaştırmaya çalışan 2 saray görevlisinin hikayesi. Tabii ki, elmasın ve kahramanlarımızın başına işler gelecek
ve olaylar bu ölçüde şekillenecek. Özellikle kızılderililer sahneleri çok eğlenceli.

Kişisel kanaatime gelince; A.R.O.G'dan sonra ilaç gibi. Küfürü de ediyor hani. Baştan sonra sin-kaf değil, hatta G.O.R.A kadar değil ama yerinde ve filme güzel giden küfürler. Arada da, biraz dikkatli olanın anlayabileceği espriler de var. "Yürüyen Johhny ve Guns N' Roses silah dükkanı" gibi dikkat ince noktalar var ki farkettiğiniz de koca sinemada tek başınıza yarılırken bulabiliyorsunuz kendinizi. İzlenir, sinemada da izlenir. Klasik "Türkler X'de" serisinin devamı Cem Yılmaz için.

0 yorum: