16 Ekim 2009 Cuma

Bunlar da Top Oynadı Part I || Galatasaray


Busker ile ben zaman zaman msn muhabbetleri sırasında nostalji yapmak için eski futbolcuların resimlerinin linklerini yollarız. Öyle olur ki bazen, adını, sanını, unuttuğumuz isimler bir anda beliriverir. Ne güzel unutmuştuk yahu deriz. Veya onun ardından öyle bir isim gelmiştir ki, onlar unutulmuştur. Onların ilk bölümü olarak Galatasaray'la başlıyoruz. Son 10 yılında forma giyen "Bunlar da top oynadı"larla.

1- Kerim Volkan Kilimci - Mehmet Bölükbaşı; Fatih Terim 4 sene üst üste şampiyon yaparken Galatasaray'ı hep bir konuda sıkıntı çekti. Kale. 97-98 sezonunda Galatasaray şampiyon olurken yaptığı 34 maçta da gol yemişti. Volkan, sürekli olarak askerlikten izin alır gelir oynardı. Yerine gelen Mehmet Bölükbaşı'da, garibim, savunma hata yapınca bağıramazdı. Bülent Korkmaz'a kızmaya korkardı. Kalede kendisine kızılınca öylece bakardı. Ne zaman Taffarel geldi Galatasaray gol yememeyi öğrendi.

2- Bruno Quadros; Bu adamın soyadını bile daha düne kadar bilmiyordum. Busker söyleyince öğrendim. 1-2 tane Şampiyonlar Ligi maçını hatırlarım. 90 dakika toplam forma giydiğini söylersem hatırlamayanlar hatırlamadığınıza şaşırmazsınız. Şaşıracağınız nokta, içeride Hertha Berlin, deplasmanda Milan maçlarında 45'er dakika forma giymişti. Sokakta görsem tanımam ama. Forması da gözümün önünden gitmez.

3- Sergio Almaguer; Fatih Terim geldi, hemen kupalar bizim olacak mentalitesi ile bütün bütçeyi Terim'e sunan Özhan Canaydın sağolsun, Terim'e bu transferi yaptırttı. Yeni Popescu felan dendi ama ne kendisini gören oldu, ne de izleyen. Ağır taşıtlar sağdan gidiniz tabelasına uyması gerekirdi bu adamın. Muhtemelen Galatasaray'dan sonra yaş haddinden emekli olmuştur.

4- Frank de Boer; Yıllar evvel başka bir Hollanda efsanesi Frank gelmişti Galatasaray'a. Hollanda'ya emekli olmaya giderken, Amsterdam Arena'ya hayranlığını her saniye dile getiren Özhan Canaydın yine muhtemelen Amsterdam Arena'da turlarken, "gel alacağın paranın 2-3 katını verelim" diyerek getirmişti De Boer'ı. Kendisinin en büyük transferiydi. Galatasaray adına ise değil.

5- Gustavo Victoria; Bu adamın ne şekilde geldiğini bilmiyorum ama bildiğim şey, bu adama Perez yüzünden Mendez denmesiydi. Perez - Mendez diye kafiye oluşturan spor basını sonra adamın 4 isminde de Mendez olmadığını, Victoria olduğunu görünce vazgeçtiler. Lucescu'nun kadrosunda Liverpool ve Roma maçlarında sol beki nasıl savunduğunu hatırlarım hala. Kendisini 3'e katlamıştı o maçlarda. Kısacık boyu ve kısıtlı yeteneği ile çırpınır dururdu. Hele deplasmandaki Roma maçında Cafu 2.yarı maçı Galatasaray ceza sahasında oynamıştı. Sonra Antep - Rize dolanır oldu.

6- Ovidiu Petre - Gabriel Tamas - Fabio Pinto; Ayıramadım bu 3'ünü. Zaten Galatasaray'a ne geldiyse, hep birşeyin iyi yapılması yüzünden gelmiştir. Hagi - Popescu - Ilie - Filipescu'nun Romen ve iyi olması, başarısız transfer hamleleri ve bu Romen ekolü ile birleşince bu 3'lüyü Galatasaray'a getirdi. Petre'nin Fevzi'ye attığı voleyi hatırlarım. Tamas'ın da Nihat'tan yediği çalımı. Pinto'nun da santrafor olarak boş kaleye auta attığı topları. Gol atamadı galiba zaten.

7- Bülent Akın; Bir kazıklanma öyküsüdür Bülent Akın. "Kazıklanma nedir?" sorusuna resimli verilecek cevaptır Bülent Akın. Bir Glasgow Rangers maçında attığı gol vardır, bir de Fenerbahçe maçında attığı gol. Başka da hatırlamam. Hatırlayan da olmaz hani. Hatırlanmasın da.

8- Muhammed Sarr - Barrusso; Yeni "x" (X'i hatırlayamadım şimdi) olacak diye getirilip, 2-3 maç oynatılan 18-19 yaşlarında siyahi bir gençti ikisi de. Lokomotiv Moskova maçında bir gol attı Sarr. Herhalde o golü atmak için alınmıştı takıma. Sonra tekrar gönderildi bir yerlere. Perez'in yerinde oynamak, Perez'den sonra hiç kolay olmadı. Peşinden Prates gelmişti de frikikleri ile unutturmuştu çabucak. Barrusso konusunu açıp, Servet'in ön libero oynaması konusunu açmak istemiyorum. O da Leverkusen'e gol atsın diye getirildi herhalde.

9- Junichi Inamoto - Marek Heinz - Altan Aksoy - Ragıp Başdağ; Bu 4'lüyü de ayırmak istemiyorum. Tamam Inamoto sırıtıyor ama olsun. Altan gelip o kel kafası ile Hasan ile Kel Voltron'u oluşturacaktı ki, takım savunması, hadi takım savunması değil de kenarda izleyenlerin yüreği her maçı 5-3, 4-2 gibi kaldıramayınca, Gerets isteği ile gönderildi. Tam bir sol adamı da değildi hani. Ragıp zaten sezon başlamadan tekrar gönderilmişti. Marek Heinz'da Denizlispor maçında görüldü. O da sol ayaklı diye sol kanata transfer edilmesine rağmen sağ ayağı ile attığı gol ile. Inamoto transferini de "Japon taraftarları tribüne çekmek adına iyi" diyen bazı basın mensuplarına hediye ediyorum.

10- Marcelo Carrusca - Berkant Göktan - Hakan Yakın; Birbirinden ayıramadığım 3'lü. Hayır mevkiileri de aynı değil. Birisi sol kanatın yeni efendisi olacak dendi. Diğeri de Ümit Karan'ın kankası ve penaltı atmasıyla felan hatırlandı. Ümit'in gol sevinci yarım kalmasın diye bile oynadığı maçlar olduğuna inanıyorum Berkant'ın. Bir de Bayern Münih altyapısından felan denilmişti Berkant'a. Almanya'da dolanıyordur muhtemelen şu aralar. Carrusca ise düne kadar Florya'da eğleniyordu işte. Kıvırcık kıvırcık. Hakan Yakın ise 15 dakika felan top oynadı. Buradan gidip, İsviçre Milli Takımı'na kaptan oldu sonra. Aynı tarihlerde kendisi gibi Franck Ribery'de Florya'ya ayak basıyordu.

11- Lukunku - Radu Niculescu - Murat Sözkesen - Christian; Adında bu kadar U olan başka bir insan daha yoktur muhtemelen. Değnekvari bir golünü hatırlarım Lukunku'nun. Topa vurduğu ve 3-4 saniye sonra yavaş yavaş kaleye giderken kalecinin izlediği. Murat Sözkesen'de sezonun ilk yarısı Galatasaray'a 5 atan takımda Bursa'da 2 golle oynar iken, aynı sezonun 2.yarısı Malatyaspor'a karşı 1-0 kazanılan maçın tek golünün ismi idi. Dionisio Christian da yabancı santrafor olsun diye alınmış bir adamdı. Uzaylı Gri'si forma ile Trabzon'a bir golü vardı. Veee Radu Niculescu. Gelişinin ertesi günü Liverpool'a gol atan, Samsunspor'a attığı gol ile şampiyonluğu getiren adam. Zaten o kadar. Toplayıp götürün eve.

Fotoğraftaki de Tarık Mengüç. O olmasa da Abel Xavier gittikten sonra onu yaşattı bize.

2 yorum:

Jordi Metal dedi ki...

6 numaraya Bratu'yu da eklemek lazım aslında birde Bouzid faciasını atlamışsın :)

felix mourinho dedi ki...

erhan namlı bile geldi aklıma ama bu dozaj yeter bence :D