1 Temmuz 2011 Cuma

Hangi Beşiktaş?


Geçenlerde Şeref Bey'i anmaya gittikten sonra bir yazıya başlamıştım. Sonunu getiremedim, tamamlayamadım. Hani fazla dolu olunca beceremedim. Elim, gücüm yetmedi. Biraz önce taslaklarda gördüm, sildim zaten. Ama şu cümleyi ayırdım:

Şeref Bey ölmemişti. Biz "Şeref'in çocukları" desek de aslında olamayınca, biz bazı değerleri koruyamayınca, biz bazı şeylere ses çıkaramayınca ölmeye yaklaştı.
Sözün özü: biz ettik, biz bulduk.
Gelelim son mevzuya.

Şu kombine fiyatlarının bile savunulduğunu gördüm ya, daha da diyecek bir şey yok. Yöneticilere küfür kıyamet ne geçirsek işe yaramıyor artık. Onlar "yarabbi şükür" desin, gerek yok. Taraftara bakalım.

Geçen seneki transfer fırtınasının ardından bazı arkadaşların kıçı başı ayrı oynamaya başladı. Çok iyi hatırlıyorum, iki sene önce YD'yi hiçbir insanevladı savunamazdı. Hatta ne savunması, bunu aklından geçirmeye cesaret edemezdi. Sonra ne olduysa geçen sezon başı oldu. İki transfer görünce aklını yitiren ekip, açık açık yönetim savunuculuğuna başladı. Bu sadece internet ortamı ile de alakalı değil. Birkaç senedir tanıdığım, yıllardır tribün kovalayan bir arkadaşım bile açık açık YD'yi tartıştı benimle, saatlerce hem de.

Ellerinde tek bir veri var: "YD olmasaydı bu yıldızları izleyebilir miydik, adam düzeliyor görmüyor musun?"
Hayır, görüyorum. Bir haltın düzelmediğini görüyorum, sadece doğru transferler yapılıyor yer yer. O da işin en kolayı, en basiti. Diğer şeyler o kadar kötü giderken hiç de umrumda olmayan kısmı.

21 yaşındayım.

Ne Baba Hakkıları, Şeref Beyleri yaşadım, ne de aklım başındayken sahada Metin-Ali-Feyyaz'ları gördüm.
O YD'nin ağzında sakız ettiği "Beşiktaşlı Duruşunu" hiçbir yöneticiden, sporcumuzdan görmedim.
Açtım, tarihe baktım, aşık oldum.
"Özkaynak Gelenektir, Gelecektir" sözü benim için sahaya inmedi hiç, pankartlardan bildim.
Çocukluktan beri "halkın takımı" Beşiktaş dedim.
Siyasi görüşüm tam o değildi ama dakika 85'de sol yumruğumu havaya kaldırıp "Gündoğdu"yu en içten ben söyledim.

Ben bu gözlerimle göremediğim, özlemini her gün hissettiğim, içime en saf haliyle işlediğim Beşiktaş'ı sevdim.

Şimdi sizin bu savunduğunuz başkan, izlediğiniz şeyler, ses çıkarmadığınız oluşum Hangi Beşiktaş?

Şairler Parkından:
Hangi Beşiktaş? #1, #2

2 yorum:

maestro dedi ki...

Beşiktaş kişisel çıkarları için oyun sahasına dönüşüyor. Ben Q7 Guti Simao
gibi isimlerin gelmesini sportif açıdan olumlu buldum. Bunun tersini söyleyemezdim transferler olduğu zaman. Ancak YD olmasaydı da izlemeseydik bu yıldızları yine olurdu derim. Kulübün içi kaynıyor. Çünkü adam güçlü. Sportif başarı gelmediği sürece artarak giden masrafları karşılamak için nereden para gelme imkanı varsa zorlanacak mecbur. Bulunabilirse sponsorlar, yüksek forma-kartal yuvası fiyatları, kombine fiyatları... Asıl gelir kaynağı sponsorlar olsa da ne var ne yok alabilecekleri tüm parayı istiyorlar. Beşiktaşlı verir helal de eder ama yeter ki kulüp bu halde olmasın.

Tanıl Bora dedi ki...

ah beşiktaşlılar, biz ısrarla 2004'te şike varken, siz ne alakası var diyordunuz alın size şikenin kralı, uğraşın durun, tüm bu olanlara çok seviniyorum, umarım futbol daha kötüye gider, içinden çıkılamaz bir hal alır da belki devamında bir şeyleri düzeltecek gücü kendimizde buluruz...