12 Ağustos 2010 Perşembe

Hazırlıksızlığın Hazırlığı


Birisi Emre için gelen teknik adamlara demeli ki; "Bu adam ön libero değil. Bu adam 10 numara denilen mevkiinin de adamı değil. Bu adam bu ikisinin arasında oynayabilecek bir adam. Hatta 4-3-1-2'nin solunda harikalar yaratmış bir adam. Ama 10 numara değil."

Kağıt üzerinde, saha üzerinde diziliş anlamında iyi bir kadro. Alternatifi bol, isimlerin 2'si (Emre - Hakan Balta) dışında yerinde oynamayan yok. Bir curcuna yok. Herkesin yapması gereken işi var. Paslaşma var, oyunu rahatlatma var. Topun arkasına geçme çabası var.

Lâkin, stoperimiz de yok. Servet'in dışında Hakan Balta'yı o bölgeye çekerek oluşturduğumuz göbeğe bir türlü İbrahim Toraman veya başka bir isimi asla oturtamadık. Hakan'ı stopere alınca İsmail'in o bölgede İbrahim Üzülmez'in arkasında kalmasının sebebini gördük sanki. Tersinde oynayan Gökhan Gönül ayrı bir yazı konusu.

Ortada Nuri - Aurelio ve önlerinde Emre 3'lüsü ile hem savunma anlamında hem de rakibe kolay pozisyon vermeme, ileride basabilme adına güzel görünen bir 3'lü olsa da Nuri ile Aurelio'nun, Erman Toroğlu'nun saçmalamadığı nadir anlardan birisinde söylediği sözü ispatlarcasına tek kişilik işi yapması, Emre'nin zaten o bölgede az olan etkinliğini, yaratıcılığını sıfırladı. Hamit'in de muhtemelen Bayern Münih kampında Van Gaal antremanları altında pestili çıktığından sadece ter atmaya gelmiş bir isim olması da hücuma bir şey katmadı.

Arda zaten bir başka. Ama hücum hattı içerisinde 90 dakika sahada kalan tek isim olması da düşündürücü. Şutlarını da geliştirmiş. İki ayakla da topu dikmiyor. 1.5-2 m seviyesinde vuruyor.

Mevlüt'e top gelmeyince, hele bir de ligde maç yaptıktan sonra buraya gelmesinin ardından oynadığı oyuna bir şey denemez.

Sezon başlamadan 3 gün önce yapılmış bir maç için söylenecek pek söz de yok. Kendisini haliyle sakındı herkes. Fazla üzmedi. Hakem de bizi üzmedi. Verdi penaltıyı.

Erman Toroğlu ve Ahmet Çakar için de söylenecek söz yok.

0 yorum: