Şampiyonlar ligi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şampiyonlar ligi etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

16 Eylül 2010 Perşembe

Şampiyonlar Ligi 1.Hafta Maçlarının Ardından


Yazın bittiğini nereden anlarsın. Okulların açılmasından. Komşularının köyden, memleketlerinden dönmesinden, süpermarketlerde defter, kalem, kaplık gibi eşyaların ön plana çıkmasından ve Şampiyonlar Ligi'nin ilk hafta maçlarının başlamasından.

8 grup. 32 takım. 16 maç. Saatlerin 21.45 olması. İlk hafta maçlarında neler oldu, neler izledik yazayım grup grup.

A Grubu

Bu grubun takımları Inter, Werder Bremen, Tottenham ve Twente.

İlk maçlar ise Twente - Inter ve Werder Bremen - Tottenham idi.

Mourinho'nun ardından gelen olmak hem kolaydır, hem de çok zor. Benitez ise Mourinho ardından gelip, Benitez stili ile çalışmaya çalışınca zorlanıyor haliyle. Twente deplasmanında öne geçtiler. Mou ardından daha hücumcular ve bu yüzden savunmada inanılmaz basit goller yiyorlar. 2-1 yenik duruma düştükten sonra mükemmel bir Eto'o golü ile 2-2 bitirdiler maçı.

Tahmin edilebileceği üzere Werder - Tottenham maçından bol gol çıktı ilk yarıda. Tottenham'ın ilk Şampiyonlar Ligi golünü Pasanen kendi kalesine attı. Bu maçta 2-2 bitti.

B Grubu

Bu grubun takımları ise Lyon - Schalke - Hapoel Tel Aviv - Benfica.

Lyon, Schalke'yi beklendiği üzere 1-0 yendi. Lyon, ligde tepetaklak gitse de Şampiyonlar Ligi'nde yürüyor. Schalke de ise Magath yerinde olmayı kimse istemez. Haftasonu Ruhr derbisi var. Dortmund maçı öncesi bu da kötü oldu.

Benfica ise Hapoel'i 2-0 ile geçti. Schalke maçları ile kaderini belirleyip, Lyon'un ardından giden olmak isteyecek.

C Grubu

Grubun adı, salı gecesi Valencia oldu. Man.Utd - Valencia - Rangers - Bursaspor'un grubunda, takım olan Valencia, Bursaspor'a 4 tane attı.

Futbolcu olan Valencia'nın takımı Man.Utd evinde Rangers ile 0-0 berabere kaldı. Valencia'nın ise sol bileği kırıldı. Sezonu kapattı.

D Grubu

Barça - Pana - Rubin Kazan ve Kopenhag grubunda Barça'yı çıkartsak 1 gol ortalama ile maçlar biterdi herhalde. Barça, Pana ile evinde oynadığı mücadelede ilk golü yedi. Ama Pana'yı da attığına pişman etti. 5-1 kazandılar. Tahmin edeceğiniz gibi Messi tek başına ezdi geçti.

Kopenhag ise Rubin'i sahasında 1-0 yendi. Rubin, Pep Guardiola Barcelona'sının 2 maçta yenemediği tek takım.

E Grubu

Çarşamba gününün maçlarıydı E, F, G ve H grupları. Bayern Münih, Cluj, Basel ve Roma'nın grubunda Van Gaal ustanın takımı Münih, sabırla oynadığı maçta 2-0 kazandı. Cluj ise Basel'i ilk 20 dakikada bitirdi. Maç 2-1 Cluj galibiyeti ile bitti.

F Grubu

Chelsea gruptan çıksın diye yapılmış bir grup F grubu. Grubun dişe dokunur tek takımı Marsilya'nın rezil futbolu ile evinde Spartak Moskova'ya 0-1 kaybetmesi, Chelsea'nin de Zilina'yı deplasmanda 1-4 ile süpürmesi grubun sonucunu belirledi.

G Grubu

Şampiyonlar Ligi Şampiyonlarının grubu G grubunun bahtsızı Auxerre. Şampiyonları ise Ajax, Milan ve Jose Mourinho'nun ekibi Real Madrid. Mou, takımına sistem oturtana kadar böyle 1-0, 2-0'lar ile yavaş tempolar ile götürecektir ama taraftarlar ne kadar sabrederler bilinmez. Maç kontrollerindeydi. 70.dakikada Ronaldo - Higuain - De Maria 3'lüsünün kaleye toplam 28 şut denemesi vardı. Maçı 2-0 kazandılar. Maçın adamı Mesut Özil seçildi.

Milan ise 5 ayrı takımda Şampiyonlar Ligi maçına çıkan ve gol atan Zlatan Ibrahimovic ile güldü. Maçı 2-0 kazandı.

H Grubu

Bu grup da Arsenal çıksın, arkasından da Lucescu gelsin diye var. Sürprizlerin takımı Braga, Sevilla'yı eledikten sonra Arsenal'e ne yapar demeye bırakmadan Arsenal, açılış maçlarının en farklı skorunu alarak kazandı. 6-0 bir rekordu. Braga yine iz bıraktı.

Luce ise skoru bilmeyene ama Luce'yi tanıyan herkesin tahmin edeceği o skorla, hem de o dakikada kazandı. Ilic'li Partizan ilk maçını kaybetti.

İlk haftada Salı günü sürprizlerin günüydü. Çarşamba ise beklenen galibiyetlerin. Salı günü 3 maç berabere biter iken, Çarşamba günü kimse berabere kalmadı. Manchester United'ın evinde berabere kalması, diğer takımlar için iyi değildir. Bursaspor'a yazık olmasa bari...

7 Nisan 2010 Çarşamba

Galiptir Bu Yolda Mağlup

Önce sürprizden başlayalım. Manchester United'dan. 7.dakikasına 2-0 önde girdiği maçta, 41.dakikada 3.golü bulması turu bitirmişti aslında. Sadece 45.dakikaya kadar dayanması ve devreye 3-0 girmesi gerekti. Olmadı. İlk yarının Bayern adına en kötüsü Thomas Müller'in çabası ve Ivica Olic'in becerisi 3-1'e getirdi skoru. Hani deplasmana giden büyük takım 1-0'a yatmaya kalkar ya, tam o duruma düştü United. "Skoru koruyup, bir tane atarsam biter"i oynamasına izin vermedi Rafael. Zaten 2 maçtır Ferguson'u yıkan kanat bekleriydi. 2 maçta 3 farklı kanat beki oynattı Sir. Neville frikiği yaptırmış, Evra, Olic'e ikram yapmıştı. Rafael golü attırmayıp kendisini oyundan kendini attırınca Sir Alex Ferguson, Sir Alex Ferguson adının belki de Manchester tarihindeki en kötü 15 dakikasını oynattı. Tek santraforu çıkartıp, kanat beki alması oyunu Atletico Madrid karşısında ki Galatasaray'a çevirdi. "Bu sıcağa kar dayanmaz" terimi gerçekleşti. Hani bu hamleyi bu ülkede herhangi bir takımda yapsa başkası da değil o yapsa muhattabı olacak kişiyi biliyoruz hepimiz. Santraforun yoksa Manchester da olsan değişmiyor yani. Neticede Arjen Robben, bir sanat eseri bıraktı ve turu aldı.

Van Gaal ilginç adam. Elemeli turlarda inanılmaz skorlar alıyor. Fenerbahçe karşısında 3-3'ün rövanşında 2-0 geriye düşüp, 88'de turu alması, ondan bir sonraki turda Newcastle'a deplasmanda 4-2 yenilip içerde 2-0 alması, bir önceki turda Fiorentina'ya karşı 2-1 ve yine deplasmanda bir Robben şaheseri ile 3-2 yenilgi ile turu geçti. Deja Vu yaşamıştır Van Gaal. Bir an "otelde uyuyakaldım mı acaba" demiştir muhtemelen.

Manchester United elendi. Her sene 4 yarı finalistin 3'ünü veren İngiltere, bu kez yarı finale takım bile çıkartamadı. Lineker'in dediği gibi; "Futbol 22 kişinin oynadığı ve sonunda Almanlar'ın kazandığı bir oyundur"

********

Gelelim, beklenen skora. Olympique Lyon'a. Yıllardır en efsane kadroyla, en iyi hocayla bile yarı final görememişti Lyon. En çok yaklaştıkları zaman San Siro'da 89.dakikaydı ve 0-0'ın rövanşında durum 1-1'di. O gün sahneye "ofsaytta doğan" çıkmış, bir anda maç atılan 2 golle 3 olmuştu. Bugün ise Lyon Hanedanlığı geleneğinin şampiyonluk yaşayamamış teknik adamı Claude Puel, takıma yarı final gösterdi. 3-1'in rövanşında Bordeaux'a 2-0 yetiyordu ama 1-0'da kaldılar. Hem de Lisandro'suz Lyon karşısında.

Açık söyleyeyim Lyon - Münih eşleşmesinin daha adaletli olacağına inanıyorum. Yani Old Trafford ya da Camp Nou gibi bir atmosferle 2-0 yenik başlayıp, rakibe ezilmektense 2 güzel mücadele izleyeceğiz gibi geliyor. 2 güzel taktik savaşı. Lyon'u belki de finale götürecek eşleşme.

Bayern Münih - Lyon ve Barcelona - Inter. Santiago Barnebau'da. Jose durduramazsa, Real'liler stadın kolonlarını felan çatlatsınlar şimdiden. Gerekte yok aslında. Muhtemelen finalden sonra o stat kepenk indirir.

9 Aralık 2009 Çarşamba

Beşiktaş'ın ŞL Macerası

Beşiktaş 0-1 Manchester United
CSKA 2-1 Beşiktaş
Wolfsburg 0-0 Beşiktaş
Beşiktaş 0-3 Wofsburg
Manchester United 0-1 Beşiktaş
Beşiktaş 1-2 CSKA

Şaka gibi yahu. Güzel sonuçların hepsinin deplasmanda alınması kaç takıma nasip olur ki.

Ayrıca yeri gelmişken böyle grup da beklenen sonuçlara gebeydi zaten.

Hadi Manchester 1. Torbadan geldi tamam. CSKA 2. Torbadan gelebilecek iyi takımlardandı. Daha fenaları gelebilirdi. Ancak takımın sahip olduğu birkaç özel yetenek Beşiktaş'a rastgeldi. CSKA'da mesela Krasic yerine daha düz bir adam olsaydı içerideki oynanan maçta bu oyunla 2 gol atamazdı mesela CSKA. O adam şimdi Milan yolunda, ya da Premier Lig. 4. Torbadan gelen Wolfsburg "Çöl-Bedevi-Kutup Ayısı" oldu, şanssızlığın bu kadarı dedirtiyor.

O değil de bu Beşiktaş'a ne zaman "sıfır puanlık" takımlar gelecek. Zamanında Tottenham'a falan da çarpmıştı ilk turlarda. Nasıl bir şanssızlıktır Beşiktaş'daki. Sırf kimle eşleşecek diye merak ettiğimden bile istedim Beşiktaş'ın Avrupa Ligi'ne kalmasını.

27 Kasım 2009 Cuma

Bunlar Rekor Olmalı


Beşiktaş ve Şampiyonlar Ligi'nin geciken analizi olacak ama tatil felan anca. Çok, çok ilginç bir hafta oldu bu hafta. Yazayım o ilginçlikleri...

- Mustafa Denizli'nin ilk Şampiyonlar Ligi galibiyeti. Turnuva bu ismi almadan önce aldığı son galibiyet ise Monaco'ya karşı idi. Avrupa Şampiyon Kulüpler kupası çeyrek final maçı.

- Manchester United, Şampiyonlar Ligi'nde evinde gol atamadı. Böyle bir maç yakın tarihte oldu mu ben hatırlamıyorum. Ligde oluyor nadiren.

- Şampiyonlar Ligi'nde oynanan 16 maçın 15'inde toplam 3 gol olmadı. 3 gol olan tek maçta Cska - Wolfsburg. İddaa'da Real Madrid maçının alt oranı en fazla kazandıran orandı.

- Beşiktaş, 2.Şampiyonlar Ligi golünü attı bu sezon. Aldığı 4 puanı da deplasmanda aldı. 2 golü de deplasmanda attı.

- Batuhan Karadeniz, Şampiyonlar Ligi kariyerinin 4.saniyesinde sarı kart gördü. Böyle bir kart görme rekoru muhtemelen yoktur.

- Old Trafford'da, Şampiyonlar Ligi'nde 2 galibiyet gören rakip takım futbolcusu olarak bir de Rüştü Reçber var. Başka da varsa Real Madrid'den Raul felan olabilir. Old Trafford'da çıktığı 3 maçta 6 gol yedi Rüştü. Kazanılan 2 maçta da gol yemedi.

- Milan 3 maçta evinde kazanamadı.

- Liverpool, sadece 2 galibiyet aldı. 2'si de Debreceni. 2'si de 1-0. Uefa'ya kaldılar.

- 2 takım şu an gruplarda 0 puana sahip. Yanılmıyorsam, Şampiyonlar Ligi tarihinde ise "sıfır çeken" 3 takım oldu.

20 Ekim 2009 Salı

Barcelona da Yenilir Hem de Gökdeniz'in Golüyle !!


Camp Nou'da Barcelona, rakibi ceza sahasına girmeden yenildi desek, yenilmesini bırakın ceza sahasına girmeden yenilmesine şaşırırsınız herhalde. İlk dakikada kaleci degajı ile başlayan atakta Ryazantsev 35m'den çatalı görünce maç 0-1 başladı. Sonrasında cılız Barça atakları, 11 kişi savunma çabaları. 2.yarı başında da Zlatan'ın enfes bir vuruşu. 1-1. Sonrası %71'e %29 topla oynama yüzdesi, kaleye isabetli tek şut çeken Rubin Kazan'ın ani bir atağı. Gökdeniz'in Marquez'in yanına otoban döşeyip geçmesi ile atılan bir 2.gol ve Rubin Kazan direnişi. Kazan'ın hocasının elinde tespih dua etmesi ve topun yan direkten dönmesi ise belki de emeklerinin bir hediyesiydi Tanrı tarafından. Kaleye çekilen 2 şutta atılmış 2 gol. Bırakın kaleye çekilen şutu, ceza sahasına 2 kez giremedi Rubin. 1 tane de korner attı. Ortalama ise 12 km koştu Rubin.

Inter ise Dinamo'ya diş geçiremedi. Jose, sağlam bir gider yapacaktır. Sinirli sinirli bakıyordu. Hakkıdır da yani. 2-2 bitirdi evinde Dinamo ile. 3 maçta 3 puan.

Lyon ise adım adım geldi ve Liverpool'u yendi. Liverpool'un adı 1-0 yaptı sadece. Gerisi Lyon'un güzel oyunu ve harika 2 atağı ile gelen 2 gol. Harika ataklar ama. Harika.

Debreceni - Fiorentina maçı ise tenis maçı gibi. Savunma yapmayı unuttular maçta. Harika goller oldu. Debreceni'nin 2. golü enfes. Fio'nun da 3.golü.

Urziceni - Rangers ise komedi. 1-1 olduktan sonra 3 tane duran top organizasyonu, 3 tane gol olmayacak topun Rangers'lılara çarparak bir anda 1-4'e maçı getirmesi.

Stuttgart - Sevilla'da muhtemelen Stuttgart hocasının son maçı olur. Stuttgart'ın golü de muhteşem.

H grubundaki iki maçta da son dakika golleri skoru belirledi. Olympiakos 3 puanı, Alkmaar ise 1 puanı koparmayı başardı.

Sonuç olarak; Barcelona'da yenilebiliyormuş. Hem de kalesine gitmeden.

8 Nisan 2009 Çarşamba

Chelsea Aldı Götürdü


Mascerano'nun oynamaması bir takımı etkiler mi? Yerine oynayan adam Lucas Leiva olunca evet. Albert Riera kanadından Branislav Ivanovic'i delmek isteyen, daha 6.dakikada golü bulan kırmızılılar için bu gol hele atan Torres ise normaldi. Ama, Riera rezil oynayınca, Chelsea artık her sene 2-3 kere geldiği L'pool atmosferinde rahatlayınca renk kırmızıdan maviye döndü. 2 duran topu 2 Branislav Ivanovic golü olarak kalesinde gören L'pool' için 1 gol yemek bile kötü iken, Chelsea 2 tane attı, 2.yarının sahibi Chelsea, 2.golün üzerinden 5 dakika geçmeden Drogba ile 3'ü de buldu. Yolu "yarı"ladı. Hiddink kupa adamı olduğunu bir kez daha göstermekten geri kalmadı. Benitez'i hem de Anfield'da 3 gol ile yıkmak büyük iştir. Benitez ise David Silva'dan vazgeçip daha az para verebileceği birine yönelebilir bu maçtan sonra. Tabii ligde şampiyon olursa da, bu kozları geri alır. Netice de; Chelsea - Barcelona yarı finali hayırlı olsun diyelim. Bu kez Rijkaard - Mourinho değil, Hiddink - Guardiola olacak.

Şampiyonlar Ligi'nde Gecenin Golü



Adebayor ne güzel vurmuş yahu..

22 Mart 2009 Pazar

Liverpool vs Chelsea




Maça daha iki haftadan fazla süre var ancak şimdiden akıllara gelen şey:

"Liverpool maçlarında korkarak oynuyoruz.Hele ki Anfield Road'da Liverpool taraftarı harika tezahüratlarıyla ayaklarımızı titretiyor.Keşke böyle bir taraftara sahip olabilsek"

Gianfranco Zola-Efsane Chelsea Forveti

Unutmadan, ilk maç Anfield Road'da!



20 Mart 2009 Cuma

Şampiyonlar Ligi / Son 8


Villarreal - Arsenal / Manchester United - Porto
Liverpool - Chelsea / Barcelona - Bayern Münih

Bir İngiliz yine yarı finali göremeyecek. 3 İngiliz dışında 4. ya Barça ya da Bayern Münih olacak. Manchester en şanslı kurayı çekti. Arsenal ise finalden ettiği Villareal ile eşleşiyor. Roma'yı geçen Arsenal bunu da geçer. Manchester United - Barcelona finaline hazırlanmalıyız gibi geliyor şimdiden. En bilinmeyen ve keyifli olacak ise Liverpool - Chelsea.

12 Mart 2009 Perşembe

Man U 2-0 Inter / Go Home Jose!





Mourinho'nun yönettiği takımın bu kadar aciz kalması canımı sıkıyor açıkcası. 90 dakikayı bitiren ve Inter'in elendiğini belirten düdüğün çalmasından sonra "Go Home Jose" kıvamında el sallayan Man U taraftarları da canımı sıktı zaten, demiyorum bir şey.

Gecenin diğer sonuçları:

Barca 5-2 Lyon
Porto 0-0 Atl. Madrid
Roma 1-0 Arsenal (Arsenal Penaltılardan 6-7 kazandı)

11 Mart 2009 Çarşamba

Juve 2-2 Chelsea





Chelsea 1-0'ın avantajıyla gitti İtalya'ya. Maç başladı ve Ranieri'nin istediği oldu. İlk yarıda atılan bir gol işine bayağı yarayacaktı Siyah-Beyaz'ların; tabii formsuz Essien takipçiliğinin ödülünü almasaydı. İlk yarıda yedikleri gol Juve'yi yıktı adeta. Tabii bir de Nedved'in daha 10. dakikada sakatlanması var; yerine oyuna giren Salihamidzic o kadar etkili olamadı.

İlk yarının 1-1 bitmesi tüm hesapları alt üst etti. Tabii yardımcı hakem biraz daha iyi olsa ve Didier'in serbest vuruştan attığı golü geçerli saysaydı Juve hiç umutlanmazdı. Ranieri'ye yapacak pek bir şey de kalmadı, takım 70'de 10 kişi kalınca bir de; Juve için Avrupa defteri kapandı sayılıyordu. Hiddink'in turu bir şekilde geçeceğini biliyorduk ancak Juve için bu maç acıklı oldu.

Not: Bosingwa ve Cole, dünyanın en çirkin beklerisiniz!
Not 2: Iaquinta'nın golü gecenin en güzellerindendi.

10 Mart 2009 Salı

Liverpool 4-0 R. Madrid / Maç Sonucu




İlk yarı'da istediğini elde eden Liverpool rakibini hem yormuş hem de moralman çökertmişti. Artık yapacakları pek bir şey yoktu ki Gerrard da şık bir dokunuşla topu ağlara gönderince Kop'dan "Adios" sesleri yükselmeye başladı.

İkinci yarı özetle şöyle geçti:
İkinci yarıda Liverpool istediği oyunu oynattı, ya da oynatmadı da diyebiliriz. Biraz daha rahat, biraz daha defansif; ancak zaman zaman kontralarla şansını denemeyi ihmal etmedi. Real Madrid güçsüz orta sahası (Liver'a göre güçsüz) Raul'u topla yeterince buluşturamayınca Raul biraz daha geri gelerek topu kendisi almayı denedi ancak başarılı orta sahalar buna da izin vermedi. İkinci yarı tam da Liverpool'un istediği gibi gidiyordu ki Dossena 88'de perdeyi kapattı ve bu andan itibaren Kop da zafer şarkılarını söyledi. Haftasonundaki Man U maçının hazırlıklarına başlandı.

Real Madrid'in oyunu adına pek bir şey diyemiyorum. Sneijder; Real Madrid'e Beckham'dan sonra gelen en yakışıklı futbolcu velhasılı kelam. -Bu kadar-

Liverpool 2-0 R. Madrid / İlk Yarı




-Özetle-

Bir İngiliz atağı ortalama 35-40 saniye sürüyor.
Bir İspanyol atağı ortalama 3 dakika sürüyor. (tabii ceza sahasına kadar gitmeyi başarırlarsa)

Bir de orta saha İngilizlerin egemenliğindeyken...

Skor da bunu yansıtır nitelikte ilk yarı için. Higuain ve Raul sahada yoklar. Torres, Gerrard, Kuyt, Babel hızlı çıkıyor ve gelen destekle beraber 15 saniye bile sürmeden ilerde 5-6 kişi oluyor İngilizler.

Madrid, Liverpool kalesine giderken trafiğe takılıyor. Şerit değiştirerek zaman kazanmaya çalışıyor ancak İngilizlerin açığını yakalamak oldukça zor. İngilizler ise Madrid kalesine otobanda sol şeritten kaptırmış gibi gidiyor adeta.

Pepe ve Heinze sarı kartla oynuyor ve ikinci karta oldukça yakınlar. Kaptan Gerrard'ın da bir sarı kartı var ancak tecrübesi sahadan temiz çıkması konusunda yardımcı olabilir.

Diğer maçların ilk yarı sonuçları şöyle:

Panathinaikos 0-0 Villareal
Juventus 1-1 Chelsea
Bayern 4-1 Sporting Lisbon

25 Şubat 2009 Çarşamba

Şampiyonlar Ligi #Gün 2


"İngilizlere savunma yapmasını öğreteceğim" dediğinde Jose Mourinho acaba İngilizlerin gol yemeyerek kupalarda üst turlara çıkacağını düşünmüşmüydü daha önce. 2 günde 4 ingiliz takımının maçı. 4'ünün yediği toplam gol sayısı 0. Attıkları gol sayısı 3. Liverpool takım halinde o kadar güzel savunup alan daralttı ki, Arjen Robben bile o bildiğimiz Robben'den sadece tek gösteri sundu. Onda da Reina devleşti. Gerrard'sız hatta 60'dan sonra Torres'siz Liverpool, Heinze'nin aptalca bir faulu ile maçı aldı. Duran toplarda yaşadığı sorunu Real Madrid bir türlü çözemedi. 284 tane duran topu da rezalet kullanabilen bir takım evinde böyle savunmayı daha nasıl açabilirdi zaten. Raul ve Higuain'de şeker gibi eriyince Santiago Bernabeu'da "you'll never walk alone"ı duyduk.
Sporting evinde harakiri yapınca tura elveda dedi. evinde böylesine önemde bir maçta 5 yemek zor olsa gerek.
Chelsea, Hiddink ile eski teknik adamı Ranieri'yi eli boş gönderdi. Hiddink bu skoru İtalya'da iyi kullanır. Turu alır gelir gibi.
Villareal - Panathiniakos ise 1-1. Pana eğer evinde seyirci baskısı ile erken gol bulursa çeyrek finale adını yazdıracaktır. orada da şansına porto gelirse mucizevi bir yarı final neden olmasın.
2.gün sonunda İngilizler yarı finale eksiksiz gidecekler gibi. İspanyollar Barça ile tek kalacak. İtalyanlar ise takımsız da kalabilir, 3'te 3'de yapabilir. Ama bu işi bitirdi diyeceğimiz takımlar ise; Barça, Bayern Münih, Liverpool ve Porto. Ellerindeki bu fırsatı harcamazlar gibi görünmekte.

Ertem Şener Haftası (!)





"Şampiyonlar ligi haftası başlıyor" heyecanına kapılıp Inter - Man U karşısına geçerken unuttuğum bir şey vardı. Maçı Ertem Şener anlatıyordu. "Golsüz eşiktlik" ile biten maçı sanırsam Ertem Şener replikleriyle hatırlayacağız.

- O Inter pehlivanı! (Adriano için)
- Sezar'ın hakkı sezara! (Tabii normalde bunu söylemesi olağan bir kişi Ertem Şener. Ancak Julio Cesar daha kurtarışı yapalı 3 saniye bile olmadan bunu söyleyince insan "Lan bu kesin maçtan önce hazırlıyor bu replikleri" diye düşünüyor.)
- Topu alan Santon doğduğunda, Sir Alex Ferguson göreve geleli 5 sene olmuştu. (Hastasıyım be..)
- C. Ronaldo çalım repertuarı geniş bir futbolcu. (Yok yok, kesin maçtan önce ezberliyor bunları)

Şampiyonlar Ligi haftası geyiği bitsin artık, öyle demeyelim;
"Ertem Şener Haftası" diyelim.

24 Şubat 2009 Salı

Inter - Manchester United Genelinde Şampiyonlar Ligi


Kuralar çekildikten sonra da, maçların ilk düdüğü çalınana kadar da bu maç hakkında düşünce aynıydı. Manchester, Inter'i normal şartlarda eler. Ama normal şartları değiştirecek bir adam vardı Inter'in kenarında. İşte o denkleme bir kaç bilinmeyen katarsa Inter atlar turu düşüncesi de akıllardan geçiyordu. İlk maç itibari ile Manchester United ile Inter geçtiğimiz sene de karşılaşsa böyle bir oyun olurdu. Mourinho'nun ekstra bir büyüsü olmadı maça. Ferguson'da kazmalardan kurulu bir takım kurunca, Ronaldo ve Giggs'e kaldı Manchester'da. Tabii Jose takımı geri çekip uzun toplarla hızlı çıkma planı da oyunun ileri yönünü oynayamayan Inter ortasahası tarafından suya düştü. Ibrahimovic'in bu sezon oynadığı 124.maç olduğundan artık sadece yürümekte. bir maç yedek bıraksa Inter kötü. kenardaki birşeyler yapmalı buna. Julio Cesar ise maçın 0-0 bitmesini sağladı Inter adına. Ferguson'un kazma takımı ise iyi kapandı. Evans, Ferdinand, O'Shea, Fletcher, Carrick süpürdüler ne buldularsa. Ji Sun Park ise koştu, durdu. Zanetti gibi. burada 2.maç manchester lehine. açık ara. ama kenardaki adam yine birşeyleri değiştirebilir. beraberlik avantajı da elinde şu an.
Lyon - Barça maçında ise tek hatırladığım Benzema, benzemiyor kimse ona cümlesi idi. Juninho attı. 2.yarı ise Henry avantajı aldı elinde. Barça sol beki ise Puyol'du!
Atletico ise evinde Porto'ya turu verdi. 2-2 berabere kalıp orada yenmeyi düşünüyorlar ise çok çok zor işleri.
Arsenal - Roma ise iki savunan takımın maçı idi. Arsenal attı. 1-0'lık avantaj ile Roma'ya gidiyor. Gecenin en net sonucu onlarda gibi. Ama Vucinic, Totti, Baptista üçlüsü roma'da arsenal'i yakabilir ya da savunmasını aşamayabilir.

Geceyi ise müthiş bir vecize ile kapatmak istiyorum; "Ibrahimovic, Ronaldo bunlar 2 şutta 3 gol bulabilen futbolculardır."

p.s.; Juninho'nun Valdes ile beraber ağlara yolladığı harika gol ise olağanüstüymüş yahu.

23 Şubat 2009 Pazartesi

24-25/02/2009 Şampiyonlar Ligi Haftası

Bu haftanın birinci tur maçları yarın akşam başlıyor ve iki gün boyunca muhteşem maçlar bizleri bekliyor. Umarız harika bir Şampiyonlar ligi haftası geçiririz. İki günün programı şöyle:

-tam boyut için resmin üzerine tıklayınız-




Star Tv bir gecede biri naklen biri banttan iki maç keyfi sunmaya devam ediyor.

Salı: 21.45: Inter-Man U. (Canlı), 23.50:Arsenal-Roma (Tekrar), 01.30 Şampiyonlar ligi maçları özetleri

Çarşamba: 21.45 Real Madrid-Liverpool(Canlı), 23.50:Chelsea-Juventus(Tekrar), 01.30: Şampiyonlar ligi maçları özetleri