Inter etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Inter etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Mayıs 2010 Cuma

"Usta ile Çırak"ın Büyük Finali


Mourinho'nun finale gelene kadar geçtiği takımların hikayesinden 1 sezon daha "Ezel" çıkar. Geceleri yatıp dua etse, böyle böyle bu takımlar istiyorum dese bu kadar olurdu. Önce Chelsea, ardından başkanının perde arkası takımı Cska Moskova, ardından tercümanlıktan başladığı ve beklenilen görev gelmeyince kendi yolunu çizdiği Barcelona. Şimdi de son takım Barcelona çatısı altında ustası olan Louis Van Gaal'li Bayern Münih.

Aslında 2 takımın buralara gelmesi kağıt üzerinde hiç ama hiç düşünülmüyordu malumunuz. Hatta Bayern Münih, Torino'da Juventus'a 4 atana kadar gruptan bile çıkamıyordu neredeyse. Onları Ferrera kurtardı. Ardından ofsayttan gelen bir gol ile Fio'yu 2-1 ve 3-2 elemeleri, peşinden 2 hatayı affetmeyip 2 gol ile içeride 2-1, Old Trafford'da Man.Utd'yi 3-2 ile geçmeleri Lyon'a rakip yaptı. Lyon maçlarında da Arjen Robben ve Ivica Olic'in becerileri onları finale kadar getirdi. Şimdi ise rakipleri bireysel olarak aşılamayacak bir savunma ve tek adamın etkilemeyeceği Inter.

Mourinho takımlarının klasiğidir güçlü orta saha. Arkasında da yardımlaşmalı bir savunma hattı. Bayern Münih'ten bu 2 alanda da çok çok iyiler. Sol bekleri Diego Contento veya Holger Badstuber olacak ki, Maicon Douglas karşısında o kanat paramparça olur. Koskoca Barça bile sol beki Maxwell diye 3 tane yemişti. Bayern Münih'in, Inter kadrosundan üstün tek yanı Arjen Robben. Onun da Mou'nun eski öğrencisi olduğunu söylemeye gerek yok zaten. Atacağı adımı bilse de neticede Robben. Ama Ronaldinho'ya, Messi'ye 10 kişi bile top göstermeyen bir adam Mou. Robben gibi hızını ön planda tutan bir adamı rahatlıkla durdurabilir. Inter'in zayıf karnı ise Wesley Sneijder. O var ise hücumda daha hızlı ve efektifler. Eğer oyunda yok ise atağa çıkmakta sıkıntılılar. Sakatlığı ve son durumu nedir bilinmez ama Mou onu sahaya sürer.

2 takımın bir de "Joker"i var. Thomas Müller ve Goran Pandev. İkisi de hücumu kuvvetli olmasına rağmen orta sahaya yardımcılığıyla da önemli yer tutuyor takımlarında. Lakin, Mourinho, Pandev yerine Stankovic - Zanetti - Cambiasso 3'lüsünü sahaya sürüp daha sağlam durmak isteyecektir. Van Gaal'in ise bildiğinden şaşacağını sanmıyorum.

Daniel Van Buyten - Martin Demichelis tandeminin Lucio - Samuel tandemine karşı 1 adım geride olmasına rağmen kanat bekleri sıkıntı vereceğinden bu 2'lilerden daha çok zorlanan Bayern tarafı olacaktır.

Yani, Mourinho'nun dediği gibi "Normal şartlar altında Inter şampiyon". Arjen Robben'in yaratacağı anormal şartlar ve Jose Mourinho'nun çizeceği bir yol olacak bu.

5 Mayıs 2010 Çarşamba

Yıktın Perdeyi Eyledin Viran Totti



Francesco Totti isminin herkeste yarattığı görüntü farklıdır. Kimisinde Lazio'ya karşı attığı gol, kimisinde Inter'e attığı harika aşırtma, kimisinde gol sevinci... Hatta Lazio maçı sonrası yaptığı hareket bile gelebilir akıllara. Onu bayrak, önder, kaptan gibi bir sürü sembol ile hatta bizim blogdaki gibi Batigol ile beraber hatırlamak isteyenler videoyu izlemesin derim ben.

Dakika 88. Inter 1-0 önde. Roma'ya neredeyse pozisyon vermemiş. Oyunun hakimi. Maçta da Materazzi olması nedeniyle klasik İtalyan derbisi gerginliği. Balotelli'ye de gelen geçen vuruyor. Böyle bir anda Totti topa vurur gibi Balotelli'nin bacağına tekmeyi geçiriyor. Haliyle atılıyor oyundan da... Mourinho'da Sneijder'in yerine aldığı Balotelli'nin bu durumuna daha fazla dayanamıyor. Oyundan alıyor. Yerine giren Muntari'ye de Taddei geçiriyor bu kez. Bu hareketleri 1940 İtalya'sında yapsanız kimse yadırgamaz belki. 50-60 sene sonra da Spielberg filmlerine konu olursun. Ama bu yapılan futbol dahilinde değildir. Yapan Totti'ydi. O sahada Roma forması giyen başka bir insan evladı olsa şaşırmazdım da Totti'ydi O.

Gerginliği, oyunu, mücadelesi ile güzel bir maçtı Inter - Roma. Tabii bir tarafta Mou, diğer tarafta da Ranieri olması sonucu belli etmişti. Biz de Bill Shankly'nin sözünü The Special One'ımız için çevirelim...

"Mourinho isen birincisindir, ikinciysen hiçbirşey"

21 Nisan 2010 Çarşamba

Kafayı Yemiş Balotelli




akıl, fikir..

17 Nisan 2010 Cumartesi

Inter 2 - 0 Juventus


Maicon öyle bir gol attı ki bu maçta, o golden sonra maçın Inter'den başka bir kazananı olamazdı zaten. Mourinho da 2.golden sonra havalardaydı.



6 Nisan 2010 Salı

Jose Yarı Finalde


En son 2002-2003 sezonunda yarı final görmüştü Inter Şampiyonlar Ligi'nde.. O sene de ilk maçı 1-0 almış, yine deplasmanda 6.dakikada golü (Vieri ile) bulmuş, maçı 2-1 kaybetmiş, lakin turu geçmişti Valencia karşısında. Sonrasında da 1-1 ve 0-0 ile elenmişti kupadan. Ondan sonra bir kere de çeyrek final gördü. Genelde son 16'ya kalıp elenen bir yapısı vardı. Lakin 7 sezon sonra Jose "The Special One" Mourinho Inter'i son 4'e soktu. Cska'yı 1-0'ın rövanşında 1-0 yendi yine. Rakibi de bugün muhtemelen Barcelona olarak belirlenecek.

Abramovic'in sahasında bir tur geçti. Sonra Abramovic'in ülkesinde. İkisinde de Abramovic'in takımları olarak lanse edilen ekipleri yendi. Hem de 4 maçta da. Sadece 1 gol yiyerek. Şimdi de sıra yardımcı antrenörlüğünü yaptığı Barça'da. Eğer, çok çok çok çok zor ama, Barça'yı bir şekilde elerse Moratti kendi soyadını Mourinho yapar, stada da heykelini felan diker Jose'min.

16 Mart 2010 Salı

Stamford "Yol Geçen Hanı" Bridge





Geçen sezon yarı finalde Barcelona, bu sezon ilk turda Mourinho'lu Inter. İki takım da ikinci maçta Stamford Bridge'de aldığı skorla Chelsea'yi eledi.

An itibariyle Inter taraftarları İngiltere'yi "Inter! Inter!", "Saamueell Eto'ooo!!" sesleriyle inletmekte. Maç yazısına falan gerek yoktur. Tam bir Mourinho maçıydı işte. Büyük adamsın Jose. Tek dileğim şu kupayı kazanman.

Bir de Wesley Sneijder var. Bileğine, topa dokunuşuna, pas verişine kurban olduğum.

12 Mart 2010 Cuma

Jose Ne Oluyor Sana ?


Inter son 6 maçında sadece 1 kez kazandı desek, inandıramayabiliriz insanları kolay kolay. Yine liderler, lakin bugün Catania'dan 3 yediler. Aslında bunu büyük ölçüde Sulley Muntari'ye borçlular.

Barış Özbek'in Inter şubesi Sulley Muntari 79'da oyuna girdi. 80'de ilk sarı kartını gördü. Frikikte ceza sahası içerisinde topu blokladı. Bu nedenle penaltı yaptırdı. 2.sarı kartı gördü. Oyundan atıldı. Bunları sadece ama sadece 3 dakika içerisinde yaptı Süleyman Ali Muntari.

Tribünde değil de kenarda olsaydı sahaya girerdi Jose bu maçta. Tam kendi isteğinde giden maçtı çünkü sahada oynanan. Ama Sulley yatırdı O'nu. Fikstürü daha da zor. Hafta içi Chelsea deplasmanı. Ardından haftasonu Palermo deplasmanı. Liderliği verirse haftasonu şaşırılmamalı. Jose ise şaşırılmalı aslında...

9 Ocak 2010 Cumartesi

Jose'nin Kalesi Yine Düşmedi


126 maçtır ligde iç sahada kaybetmiyordu Jose Mourinho. 88.dakikasına evinde 3-2 yenik girdi Siena karşısında. Önce Sneijder attı 30m'den. Sonra 93.dakikada Walter Samuel. Skoru 3-3'e getiren Sneijder'i kovdu yanından çabuk olun diye, 93.dakikadaki golde kendinden geçti Jose. 127.maç oldu bu iç sahada ligde kaybetmediği... Maç fazlasıyla Milan'a 11, Juve'ye 12 puan da fark attı. Yarın da Juventus - Milan var. Kim kaybederse kaybetsin kazanan Jose olacak.

Lakin, Jose değişti. Ne kadar, nasıl değişti onu da yazacağım ama şimdi değil...

5 Kasım 2009 Perşembe

Dinamo Kiev 1 - 2 Inter

86.dakikasına 1-0 geride girdiği maçı, dakikalar 90'ı gösterirken 2-1 önde götüren bir Inter... Sonunculuktan, 4 dakikada liderliğe çıkan Inter.

29 Ekim 2009 Perşembe

Bu Jose Takımı Olamaz


Inter 5 - 3 Palermo

Inter, eğer ilk yarısında 4-0 öne geçtiği maçın 4-4'e gelmesine izin verseydi, tahminimce şu an Jose Mourinho sahada Muntari, Cambiasso felan haşlıyordu. Allahtan Maicon yine tek başına bir gol yarattı da bu haşlamanın derecesini azalttı.

Peki, anormal olan bu maç dışında ne? Inter'in golcü kimliğe bürünmesi. Milan'a 4, Genoa'ya 5, Napoli'ye 3 tane atması. Jose böyle maçları genelde 1 farkla kazanır, kenardan sevinmezdi. Şimdi ise özellikle Sneijder ve Eto'o-Milito hattı, 2.senesinde oynatmak istediği 4-3-1-2'yi oturtması, harika kadrosu, müthiş orta saha gücü ve nicesi. Inter maçları gollü geçmeye başladı, eskisi gibi kitlenmeyi aşmayı başarıyorlar. Kendilerine karşı oynamaya çalışanları ise perişan ediyorlar. Ama şu gol yeme olayına Jose bir el atmalı.

8 Nisan 2009 Çarşamba

Erciyes Şokta! *

Emre Toraman İnter' de!


*Bir Nekropsi şarkısı.
erciyes şokta: altı bebek öldü
hurda eşyadan dört kalaşnikof
devrim patenti müsrif oğulda
iki endeks de 'eksi'ye düştü

12 Mart 2009 Perşembe

Man U 2-0 Inter / Go Home Jose!





Mourinho'nun yönettiği takımın bu kadar aciz kalması canımı sıkıyor açıkcası. 90 dakikayı bitiren ve Inter'in elendiğini belirten düdüğün çalmasından sonra "Go Home Jose" kıvamında el sallayan Man U taraftarları da canımı sıktı zaten, demiyorum bir şey.

Gecenin diğer sonuçları:

Barca 5-2 Lyon
Porto 0-0 Atl. Madrid
Roma 1-0 Arsenal (Arsenal Penaltılardan 6-7 kazandı)

9 Mart 2009 Pazartesi

Roberto Carlos Inter'de Oynamadı mı? (LAN!)



Gece gece Felix'le yaptığımız muhabbet döndü dolaştı "Roberto Carlos-Inter" ilişkisine geldi. Wikipedia'ya göre Carlos 1995-96 sezonunda Inter'de oynadı, hatta 30 maçta 5 gol attı. İtirazımız yok eyvallah da; Bu adamın bir fotoğrafını çekmedi mi insanları?

Inter'in resmi sitesindeki arşivi dahi araştırdım ama yok!

Bu adamın Inter'de oynarken sahada top peşinde koşuşturduğu bir adet fotosunu bulana helal olsun ne diyeyim. İnada bindirdim olayı, araştırdım da araştırdım; ama YOK!

Carlos, sinirlerimi bozma ver şu fotoları!

Aranızda Inter Forması Giymeyen Var mı?







Inter forması giymeyen futbolcuya kız vermiyorlar deselerdi, kimsenin böyle bir derdi olmazdı muhtemelen. Jurgen Klinsmann, Dennis Bergkamp, Robbie Keane, Fabio Cannavaro, Roberto Carlos, Edgar Davids, Clarence Seedorf, Blanc, Ronaldo, Hakan Şükür, Emre, Okan, Recoba, Vieri, Karagounis, Martins, Mihajlovic, Kily Gonzales, Roberto Baggio, Walter Zenga, Adriano, Ibrahimovic, Toldo, Samuel, Solari, Coco, Crespo, Andy Van der Meyde, Matthaus... Bitmez daha da yeter bu kadar.

not: doping skandalına kadar, yani 2006'ya kadar 12 sene içerisinde 22 sol kanat oyuncusu olmak üzere 114 transfer yapmış bir takımdır. 2006'dan sonrası juve+mourinho felan. 2006'ya kadar da 0 (sıfır) şampiyonluk. bu kariyer birilerini hatırlatmakta. ona doğru gitmekte. 2006'ya kadar olan bölüm.

3 Mart 2009 Salı

İtalyanlar Jose'ye Alışıyor

-Roma maçı sonrası eleştirilen Mourinho sinirlenmiş-

“İtalyan kamuoyundan Inter karşıtı bir akım yaratılmaya çalışılıyor. Bazı kesimler spekülatif yorumlarla bizi yıpratmaya çalışıyor. Ben onların yöntemlerini kullanmayı bilmem; benim işim futbol. Ben bu insanlara entelektüel hayat kadını diyorum.
Çok kaliteli bir kadrosu olmasına rağmen kimse Roma’nın aldığı kötü sonuçları konuşmuyor. Ya da büyük transferler yapmasına rağmen isteneni veremeyen Milan’ı konuşan yok. Juventus’ta hakem hatalarıyla birçok puan kazandı. Ama bütün bunları bir kenara bırakılmış sadece Inter konuşuluyor. Bütün bu bahsettiğim rakiplerimiz sezon sonunda bir kupa bile kazanamayacaklar

İtalyanlar da alışıyordur diye tahmin ediyorum Jose'ye.

24 Şubat 2009 Salı

Inter - Manchester United Genelinde Şampiyonlar Ligi


Kuralar çekildikten sonra da, maçların ilk düdüğü çalınana kadar da bu maç hakkında düşünce aynıydı. Manchester, Inter'i normal şartlarda eler. Ama normal şartları değiştirecek bir adam vardı Inter'in kenarında. İşte o denkleme bir kaç bilinmeyen katarsa Inter atlar turu düşüncesi de akıllardan geçiyordu. İlk maç itibari ile Manchester United ile Inter geçtiğimiz sene de karşılaşsa böyle bir oyun olurdu. Mourinho'nun ekstra bir büyüsü olmadı maça. Ferguson'da kazmalardan kurulu bir takım kurunca, Ronaldo ve Giggs'e kaldı Manchester'da. Tabii Jose takımı geri çekip uzun toplarla hızlı çıkma planı da oyunun ileri yönünü oynayamayan Inter ortasahası tarafından suya düştü. Ibrahimovic'in bu sezon oynadığı 124.maç olduğundan artık sadece yürümekte. bir maç yedek bıraksa Inter kötü. kenardaki birşeyler yapmalı buna. Julio Cesar ise maçın 0-0 bitmesini sağladı Inter adına. Ferguson'un kazma takımı ise iyi kapandı. Evans, Ferdinand, O'Shea, Fletcher, Carrick süpürdüler ne buldularsa. Ji Sun Park ise koştu, durdu. Zanetti gibi. burada 2.maç manchester lehine. açık ara. ama kenardaki adam yine birşeyleri değiştirebilir. beraberlik avantajı da elinde şu an.
Lyon - Barça maçında ise tek hatırladığım Benzema, benzemiyor kimse ona cümlesi idi. Juninho attı. 2.yarı ise Henry avantajı aldı elinde. Barça sol beki ise Puyol'du!
Atletico ise evinde Porto'ya turu verdi. 2-2 berabere kalıp orada yenmeyi düşünüyorlar ise çok çok zor işleri.
Arsenal - Roma ise iki savunan takımın maçı idi. Arsenal attı. 1-0'lık avantaj ile Roma'ya gidiyor. Gecenin en net sonucu onlarda gibi. Ama Vucinic, Totti, Baptista üçlüsü roma'da arsenal'i yakabilir ya da savunmasını aşamayabilir.

Geceyi ise müthiş bir vecize ile kapatmak istiyorum; "Ibrahimovic, Ronaldo bunlar 2 şutta 3 gol bulabilen futbolculardır."

p.s.; Juninho'nun Valdes ile beraber ağlara yolladığı harika gol ise olağanüstüymüş yahu.

16 Şubat 2009 Pazartesi

José Mário dos Santos Félix Mourinho

Günümüz -pek çok kişi kabul etmese de- futbol dehası. "Ukalalık" sıfatının insan vücuduyla birleşmesi deniliyor kendisi için; ki yakışıyor. Başarıları falan zaten ortada adamın.

"Porto'daki 2 lig şampiyonluğu ve UEFA kupası; daha önemlisi 17 yıl sonra kazanılan Şampiyonlar Ligi kupası. Chelsea ile iki yıl üst üste FA Premier League kupası, bir FA Cup, bir adet de Football League Cup (Carling Cup). Inter'e gelişiyle birlikte kaldırdığı Supercoppa Italiana, resmi olarak ilan edilmese de benim şimdiden kesin gözüyle baktığım Serie A Şampiyonluğu"

Son olarak Inter'de görevini layıkıyla yerine getirmekte. PES, Winning Eleven gibi oyunların her zaman favori takımıdır Inter; kullanabilen harikalar yaratır bu takımla. Ancak gerçek hayatta o futbolu istikrarlı bir şekilde oynamıyordur Inter. Kupaları almasına lafım yok ancak futbol olarak ne oynadığı belli olmayan, elindeki sağlam yeteneklerle bir yerlere gidebilen bir takım görüntüsündeydi. Mourinho'nun gelişiyle bu bireysel yetenekler "takım" hâline gelebildi ki son derece önemli bir nokta. Adriano yeniden dünya futboluna kazanılma aşamasında hızla ilerliyor sanırsam. (PES'deki Adriano'yu sahalarda görüyoruz hafiften)

Kendisine hayran olmak için onlarca sebep var aslında, yazarak bitmez. Kısaca "Special one" olması diyorum ben. Bir de bazı sözleri var ki hasta oluyor insan bir kez daha. Aslında ukala insanlardan hoşlanmam ama gerçekler yahu!

"We have top players and sorry if i'm arrogant, we have the top manager."
(2004 Haziran, Chelsea'ye geldiğinde)

Ayrıca fena hakem söver. 2005'de Barcelona'ya yenildikleri maçtan sonraki basın toplantısında:

"Rijkaard'ı (Barcelona Teknik Direktörü) hakem soyunma odasına girerken görünce çok şaşırdım, ancak Drogba oyundan atılınca pek şaşırdığımı söyleyemem."

Gerçi bu ve benzeri söylemleri sebebiyle dünya ve özellikle "Ada" medyasında "futbol düşmanı" gibi sıfatlarla yaftalandı; ama gerçekler ortada yine de.

Daha fazla uzatmayacağım. Sunday Telegraph gazetesi köşe yazarı Partick Barclay'in José üzerine yazdığı "José Mourinho / Başarının Anatomisi" isimli kitabı tavsiye ederim meraklıları ve hastaları için. Ada günlerine kadar ve Ada'daki şampiyonluğa kadar olan dönemi gayet güzel anlatıyor.


Yazıyı şöyle bitirmek istiyorum:

"Mourinho her zaman kazanır"

Mourinho Her Zaman Kazanır



Son derbi: "Inter 2-1 Milan"

Adriano elle gol atmış, Milan son anlarda çok saldırmış, hakem Milan'ın aleyhine çalışmış... Bunlara gerek yok.
Normal şartlarda şimdiden şampiyonlar ilan edilmez ama hepimiz biliyoruz ki:
"Mourinho her zaman kazanır
"


2008-09 Serie A Şampiyonu Mourinho'nun Inter'ine alkışlar.