Sabri Sarıoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sabri Sarıoğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

5 Ekim 2010 Salı

Var Bu İşte Bir Bit Yeniği


Arda Turan, Hakan Balta, Sabri Sarıoğlu ve Servet Çetin. Galatasaray'ın kadrosundan A Milli Takım'a çağırılan 4 isim. Servet'i ayıralım. O sürekli olarak oynadı. Arda. Hakan. Sabri. Belçika maçından sonra 3'ünün toplam oynadığı süre 20 dakika. Toplam 4 maç. 3 futbolcu. Toplam süre 20 dakika.

A Milli Takım'a çağırılıyorlar. Bu konuyu herkes yazacak. Bunu yazdık da zaten. Aynı nakarat.

A Milli Takım forması altında takımla beraber antremana çıkıyorlar. 2 gün önceye kadar takımdan ayrı çalışmalarına devam eden isimler. Sakatlıklarını öne sürüp çalışmayan isimler. Bugün at gibiler. En sağlıklıdan da sağlıklılar. Cuma günü de sahada en fazla koşan, mücadele eden isimler olacaklar. Milli Takım'da kimin eli ayağı değiyor da kendilerine geliyorlarsa artık..?

Aslında resim çok açık ortada ama neyse... Rijkaard'ı gönderdiklerinde adam başı 11'er km koşup ayaklarına kramp girecek duruma gelecekler... Neyse işte...

1 Ekim 2010 Cuma

Sabri Sarıoğlu


Lig Tv'nin Misimovic hala çok rerörereö dediği bir maçta, Misimovic'in yerine oyuna girip, önünde bekleyen tek kişilik baraja topu çarptırıp atağı öldüren bir adamdır. Sonra Misimovic çok rerörerö. Adam en azından topu kimseye çarptırmıyor.

Bir de şunu düşünün. Galatasaray taraftarı olarak Sabri nerede diye hayıflanıp, artık dönsün istiyoruz. Ama dönsün Sabri Reis artık. Sakatlanmasın yine Ulusal Takımda.

26 Temmuz 2010 Pazartesi

Merhaba, Ben Sabri Sarıoğlu


26 Temmuz 1984 günü, yani bundan tam 26 sene önce doğdum. Doğumum "total futbola tepki" olarak nitelendirilmektedir. Galatasaray alt yapısının ürünüyüm ben de. Saçlarımın bu şekilde olmasının sebebi Hakan Abi ve diğer abilerim'dir. Alt yapıdan A takıma çıkan gençlerin saçlarının kazınması geleneğine kurban giden bir saç yapım var. Hoş kazınmasa da bir Sawyer, bir Di Caprio imajım yoktu. Ama olsun yine bu 2 numara saçlarımı ortadan ayırabilecek yetenekte tek isimim. Hatta google'da resimlerde aratınca "Sabri Sarıoğlu Saç" diye öneriliyorum.

Aslında genç takımlarda forvet arkası olarak gayet iyi işler çıkartmışlığım vardır. Bülent Tulun'a inanmayan sorabilir. Ama hazırlık maçlarında ve ilk oynadığım maçlarda nasıl olduysa sağ ayağımla attığım goller ve hızım nedeniyle sağ bekte oynamaya başladım. Ama orta kesme konusunda kendimi 7 senede geliştirebildim. Olsun. İbrahim Abi gibi 35'ine kadar yolum var. Yıllardır da frikik attım. Bir tanesi hasbelkader gol oldu. Bir tanesi de Anfield Road'da direkten döndü. O maçta ne olduğunu hatırlamıyorum.


Ben de Şehremini Lisesi okudum. Bizim Arda Kaptan gibi. Zamanında ben de 4.kaptan idim. Ama Arda şimdi 1.kaptan. Hatta zamanında Sinem Yenge ile bir birliktelik felan... öhöm neyse. Evli barklı adam oldum bende. Franck Ribery zamanında benim yedeğimdi.

Maçlarda 2 polis yaraladım. Kavgada değil. Maç öncesi ısınmada. Topa sert vurunca kafasına gitti. 2 maçta böyle oldu. Oley çekerken hızımı alamayıp tribüne kadar giderim.



Harry Kewell gelir gelmez benim 5 senede yapamadığım katkıyı 10 dakikada yaptı. Ben de ondan bir şeyler kapmak için muhabbet açtım. Bu arada formumu borçlu olduğum çekirdek ile Harry'i tanıştırdım. Bu sinerji işe yaradı. O Bordeaux maçında 90'a vurdu. Ben de 90'da vurdum. Ama çok da kuş vurdum. Hedef konusunda sıkıntılarım var. Nedense hep dışarı gidiyor vurduğum toplar. Ben de bu dışarı meselesini hayat tarzım yaptım.


Gol attığımda efsanevi goller atarım. Benim attıklarımı kimse atamaz. Benim kaçırdıklarımı da kimse anlamaz. O şutlar benim yaşam tarzım. Eskiden sahada kimi görsem itiraz ederdim. Geçtiğimiz sene maçlarda 6 hakem var iken, itiraz felan etmedim. Orta yüzdem de arttı.



Yaş oldu bugün 26. Daha 36'ıma kadar oynarım. Saçlarım da benimle beraber oynar. Yeni statta taraftarlar daha yakın. Onlar biraz dikkat etsinler. Polisler de öyle.

İyi ki doğdun Sabri Reis.

ek: İnşallah, 35-36'ında Aslantepe'de, biz yine Sabri Reis diye bağırınca tribünlerin önüne kadar yardırır, armayı öper, ısınırken yine bir kaleye, bir tribüne şutları yollar, her deparında "yürü be" diye bağırırız.

9 Temmuz 2010 Cuma

Danyal Sabri


Biz de boyu 70 cm olan da var. Danyal. Bunun kaleye şut atması yasak.


9 Kasım 2009 Pazartesi

Diyarbakırspor 1 Galatasaray 2


Öncelikle; ben Barış Özbek' in hangi zihniyete hizmet ederek sağ iç oynadığını pek anlamadım... Eğer mantık, savunması daha kuvvetli bir oyuncunun sağda başlayarak böylece hatlar arasındaki mesafeyi kapatmayı düşünmekse (bunu Aydın' ın, varsa sakatlığına binayen söylüyorum) Rijkaard bunu Daum' dan öğrendi...


Bütün sezon, pek fazla şans vermediği. Hatta şöyle de bi haber vardı. Barış; ne akla hizmet dün 11 de başladı? Daha da garibi ne akla hizmet 2. yarının başında bangır bangır "ben atılacam hoca" diye dolanırken oyundan alınmadı?


Herneyse Galatasaray işin özünde, ortalama bi oyunla maçı kazandı. Üstelik Sabri Sarıoğlu -durun durun ben de yapıcam bu geyiği- ("burası şaka değil") akıl dolu bir vuruş yaparak attığı golden sonra, Totti sorumluluğunda topu alıp santraya koydu ya; ölsem de gam yemem...


Bir de bi Arda Turan' ın gol sevinci var ki sormayın... Bu sezon hep böyle, gol attıktan sonra gerçekten yüzünden anlaşılıyor o golün ne kadar manalı olduğu sanki. Seviyoruz efendim...

8 Kasım 2009 Pazar

Köprünün Ayakları


"Çok yetenekli bir futbolcu. Ama beyni ile kramponları arasında köprü yok! Bunu çözebilirsek, büyük bir yıldız yaratabiliriz"

07.06.2009 - Franklin Edmundo Rijkaard (Sabri Sarıoğlu hakkında fikrini söylerken)

2 Ekim 2009 Cuma

Neden "Döndü Sabri" & Şildenfelt'in Gözü Nasıl Açıldı?




" Sabri Sarıoğlu, sahada 6 tane hakem olmasına rağmen bir tanesine bile itiraz edilirken göze çarpmıyor. Oyununu oynuyor. Nazar değmesin."

Bizim Felix, Evolution of Sabri başlıklı yazıyı yollamıştı bloga.

Üstteki cümleyle bitirmişti yazısını. Pana maçından sonraydı bu, Galatasaray erken bulduğu golle rahat kazanmıştı maçı. Ondan önce de Beşiktaş maçında göze batmıştı Sabri; Yine bir erken golle gelen rahat bir galibiyetti. Sabri ne hakemlerle ne de futbolcularla uğraşmıştı, topuna bakmıştı sadece ve beğenilmişti.

Dünkü S. Graz maçından sonra "döndü Sabri". Bildiğimiz ve alışılagelmiş Sabri olmaya karar verdi. Gerilim yaramıyor Sabri'ye, Kaos'tan besleniyor herhalde. Hem oyunu bozuluyor, hem de psikolojisi.

***

Bir diğer konumuz Şildenfelt... Daha adını bile yazmaya uğraşamıyorum. "Schildenfeld" falan olsa gerek, dikkat etmedim hiç, ama adama bir şeyler olmuş: "O eski halinden eser yok şimdi", bu kararı bir maçta vermek zor tabii; işin şakası olsun bu da.

Galatasaray maçını izlerken iki şeyden korktum.

1- Şildenfelt'in gol atması
2- Maçı Yıldırım Demirören'in de izlemesi.

Demirören Ferrari'yi, Sivok'u yollar; onu getirir falan mazallah. Adama İstanbul yaradı, Beşiktaş'a göz kırptı adeta. Beşiktaşdakilerin aldığı dolgun maaşlar "gözünü açmış" herhalde!

24 Eylül 2009 Perşembe

Evolution of Sabri


Tarih 03.02.2009 - Galatasaray - Sivasspor - Fortis Türkiye Kupası Çeyrek Final 1.Maçı

Sabri Sarıoğlu, maç sırasındaki gerilimden ve hakem kararlarına itiraz etmekten, takımının 1.golü yemesine sebep olarak maçın 1-1 bitmesine neden oluyor. Maçta her pozisyonda gördüğü herhangi bir hakeme koşturan Sabri ile ilgili "klasik Sabri yorumları" yapılıyor.

Tarih 17.09.2009 - Panathiniakos - Galatasaray - Uefa Avrupa Ligi 1. Maçı

Sabri Sarıoğlu, sahada 6 tane hakem olmasına rağmen bir tanesine bile itiraz edilirken göze çarpmıyor. Oyununu oynuyor.

Nazar değmesin..

7 Eylül 2009 Pazartesi

Atma Adnan Polat!



Eskilerden Emre Aşık’a saygı duyuyorum. Ayhan’dan çok memnunum. Sabri de kendini geliştirdi.
 Adnan Polat / 2.2.09

Yapma bunu Adnan Polat, yapma... (:

  Sabri biraz daha zorlarsa kendini gelişterimeme konusunda tez konusu olacak. Aynı dalda kaç bilim insanı İbrahim Üzülmez üzerinden aynı konuda tezlerle profesör oldu yıllarca! Uğur Boral da bu aralar ortada yok ama o yolda ilerliyor maşallah. İbrahim Üzülmez'den geçtim de kalan ikisi kendini geliştirmeye başlasa ne güzel olurdu...

24 Temmuz 2009 Cuma

Bir Polis Düşmanı Olarak Sabri Sarıoğlu


Sabri'yi bu zamana kadar birçoğu olumsuz, nadiren olumlu şekilde nitelendiren, değerlendiren açıklamalar görmüşsünüzdür. Bu çok ayrı. Bunu Ali Sami Yen'de Yeni Açık tribünü izleyicileri iyi bilir. Dikkatli olanlar tabi.

Oyuncular sahaya çıkar, ısınırlar, sıra kaleye şut atmaya gelmiştir. Oley sesleri altında, destekler ve alkışlarla şutlar atılır. O sırada A takımda 6.senesini oynayan Sabri'de bunlardan birisidir. İlk şutları genelde kaleyi bulmaz. Son şutları da tabi. Ama arada kaleye girmeyen topların hıncını almak için sert şutlar çıkartır. Toplar da haliyle Yeni Açık tarafında görevini yapan, yani sırtı sahaya dönük polislere isabet eder. Yine dün oynanan maçta bir polisin canına kastetti diyebiliriz. Ucuz kurtardı yine polisler. 2006'da Sami Yen'deki ilk maçta (Arda Turan'ın ilk Sami Yen maçıdır) bir polisi kafasından vurduğunu görmüşüzdür. 2007'de de Lincoln'ün ilk Sami Yen maçında bir tanesini sırtından vurmuştu. En azından futbolcular ısınırken polisler yüzünü sahaya dönsün yahu. Komik bir o kadar da trajik tabi.

Yıllardır A Takım'da oynayan ve çekinmeden şutlar atan bir oyuncunun şutlarının hiç gelişmemesi kötü. Maçta da bek oynayamayacağını, bu sistemde bek olamayacağını gösterdi. Suç onun değil. Onu bek olarak kullanan ve oraya bek almayanlarındır. Tabii kendisini geliştirmeyen futbolcudadır da suç.

4 Mayıs 2009 Pazartesi

When Harry Meets Çekirdek!


Chao Grey'e sevgilerimle..

Sabri'nin Yedeği Olmak

Paha biçilemez!

27 Şubat 2009 Cuma

Bordeaux değil: MOR!



Yaratıcı spor basınından beklediğim manşettir: Bakalım hangisi atacak. Şaka, espri falan da değil aslında. Bildiğin "Mor" bi' hâl aldı Bordeaux'lu futbolcular Sabri'nin golünden sonra. Sırf benim aklıma geldiyse yarın ilk iş tırt spor gazetelerimizden birine iş başvurusu yapıp bu post'u referans göstereceğim. (:

Felix Mourinho manşeti Fotospor'un atacağını iddia etti, Busker de aynı tahmini yaptı nedense. Fotospor'u bekliyoruz merakla.

24 Şubat 2009 Salı

Spor Basınından Seçmeler #3 / Uçuş Serbest


Gazete ismine gerek yok. Ama kardeşim az usturuplu atın yahu.