Ankaragücü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Ankaragücü etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
12 Eylül 2010 Pazar
4-1-2-1-2 ve Beşiktaş
Maçdan 1-2 gün önceden Bobo ve Nobre'nin aynı anda sahada olacağı söylenmeye başladığında "Bobo'yu aldı sola koydu eşşeoğlueşşek" Vol III geliyor, Tigana ve Denizli'den sonra Schuster de deneyecek diyorduk ki; sahada apayrı şeyle karşılaştık. Çift santrafor Nobre-Bobo ve arkalarında Nihat. Orta sahada sol iç Necip - sağ iç Guti ve arkalarında Ernst. Orta sahanın üstüne kelime söylemek gereksiz. Guti diye bir sanatçı, Ernst diye bir savaşçi var. Bir de yanlarında bizim evlat Necip. "Complete Midfielder"? peh. Övmeyeceğim zira nazardan fena korkmaya başladım.
Sistem gereği beklerin katkısı çok önemliydiki defansif olarak hatalar olsa da Ekrem ve İsmail bu maç için günü kurtardılar. Ekrem'e bir şey demiyorum, bu saatten sonra yapacağı şeyler bellidir zaten ama İsmail'e depolamamız gereken şey "güven". İlk günkü özgüveni yok ve çok belli oluyor. Tribündeki homurdanmalarımızın da bunda etkisi olmuştur. Umarım toparlarız beraber. Ferrari bu sezonki en iyi performansını gösterdi desek yeridir. Toraman klasik bombalarından birini patlattı ki Vittek direğe takıldı o pozisyonda. Toraman'ın en az riskle verim sağlayacağı mevki sağ bekdir demeye çok yakınız artık. Tabata yanılmıyorsam 4. asistini yaptı ligde. Nobre ve Bobo şimdiden 3'er gole ulaştı. Guti gözlerimizin pasını sildi. Quaresma'sız Beşiktaş'ı bekleyen aç çakalların ağzının payı verildi.
Bu konuda Schuster'in bilinçli veya bilinçsiz oyuncu koruma hamlesi de güzel oldu. Quaresma'nın mevkisinde kim oynarsa yazık olacaktı. 2 gol atıp 3 asist yapmadığı sürece "Quaresma'yı bu mu yedekleyecek?!" denecekti. Schuster o mevkiyi kaldırarak kökten çözdü olayı. Hoca'ya ısınma sürecimiz oldukça verimli geçiyor. Seviyoruz Schuster'i.
Bu arada maçtan önce Twitter'daki Beşiktaşlı ekiple buluştuk Kazan'da. Hatta onur konuğumuz da bize eşlik etti. Bir anda kendimi Itır Esen'in yanında kendisiyle konuşurken bulunca heyecanlanmadım değil. Gittiğimde onu görmeyi beklemiyorduk açıkcası. Güzel oldu ama. Sonuçta eğlenceli geçti, bayağı memnuk kaldık. Önümüzdeki maçlar ve özellikle Hentbol maçları için sözleştik. Oradaki herkese selamlar.
Not: Üst taraf, üst taraf; YETER ARTIK üst taraf. Tüm stadın enerjisi çekliyor yemin ediyorum.
Etiketler:
Ankaragücü,
Bay Kerahet,
Beşiktaş
9 Nisan 2010 Cuma
The Fellowship
Son zamanlarda gündem malum "BursAnkara" kardeşliği.
Aynı ligin iki takımının "kardeş" olmaları kadar saçma bir şey yok bence, bunu baştan belirteyim. Her türlü hatır şikesine açık maçları arttırmanın bir anlamı yok. Yanlış anlaşılmasın, Ankaragücü-Bursa maçlarında "şike" vardır demiyorum. Ama her zaman bir kapı açık kalıyor. Ankaragücü oyuncularına üzülüyorum aslında. Ekstra performans göstermedikçe her zaman bu baskının altında kalacaklar. Kazanamazlarsa "maçı zaten sattılar" olacak. Geçen Beşiktaş maçında iyi oynarsalar "hatır şikesi" olacak.
Peki son hafta bir Bursaspor - Ankaragücü maçı olsaydı altından nasıl kalkacaklardı?
Ankaragücü'ne bakıyorsun. Hani şu ligin en şaibeli takımı. Ankaraspor ile nasıl birleştiler ortada. Bir anda takımın 50 oyuncusu oldu. Tarihine baktığın zaman ise bir Kenan Evren görüyorsun mesela evlere şenlik. Bu kulüp yüzüncü yılını kutluyor bu arada. Kutlu olsun, mazinle çok yaşa Ankara!
Bursaspor'a bakıyorsun. Bu ikilinin Beşiktaş'a düşman olmasının sebebi bu takım. 2003-04'de Beşiktaş yüzünden küme düşmüşler. Hani gören de Bursa'nın ayağını Beşiktaş kaydırdı zanneder. Adamlar ilk 17 maç boyunca sadece 2 adet galibiyet almış! Öyle bir performansın ardından ligde kalmaya umutlanmış utanmadan. Son maçta Beşiktaş Rizespor deplasmanında 1-0 yenilmiş. Bursa ise evinde Samsunspor'u güç bela 1-0 yenmiş. Ama suçlu Beşiktaş olmuş. Yöneticileri falan herhalde iyi yemiş bunları. İyi taktik.
Sonra bu kardeşler birbirlerinin ellerini tutmuş; kardeş olmuş.
Böyle kardeşlik o-l-m-a-z! Olamaz!
Tamam birbirinize düşman olmazsınız belki ama böylesine sevgi duyamazsınız. Tabii paşa gönlünüz bilir isterseniz olun. Ama her türlü "şike" damgasının altında adınız kalırsa sesinizi çıkaramazsınız. Çünkü yenseniz de yenilseniz de bu kardeşlik sizi "şaibeli" yapar.
Bir de Bursaspor'un başkanına helal olsun diyorum. Geçenlerde TRT'de yayınlanan bir programa sarhoş bir halde meyhane gibi bir yerden telefonlara bağlanarak kendi belli etmiş bir adamdır. Şimdi bir de utanmadan "Beşiktaş'ın son maça kadar iddiası kalmazsa şampiyonluğumuzu izlemeye gelebilirler" demiş. Aferin size aferin. Çok güzel hareketler. Taraftarınıza hedef gösterdiğiniz Beşiktaş ile uğraşın ki koltuğunuz sağlamlaşsın.
Birbirinize kız verin, kız alın, ortak değerleriniz olsun, şehitleriniz varmış falan. Güzel şeyler afferin.
Etiketler:
Ankaragücü,
Bay Kerahet,
Beşiktaş,
Bursaspor
2 Nisan 2010 Cuma
Ankaragücü 0-0 Beşiktaş / En Kötü Katenaçyomuz Böyle Olur
Beşiktaş'ın ligin ikinci yarısında sergilediği futbolu "Catenaccio/4-3-3 Mix" diye tanımlamıştık. Önlibero kişisinin stoperlerin yanına nasıl kaynadığından falan bahsetmiştik. Bu akşam ise direk 3-5-2 ile sahaya çıktı Beşiktaş. Öncelikle 3'lü defansın ilkel bir sistem olduğuna karşı çıktığımı belirteyim. Elinizde uygun oyuncular var ise bunu uygalayabilirsiniz her zaman.
Neden en kötü "Catenaccio" böyle olur?
Sağ kanat Ekrem ile sol kanat Üzülmez hayatlarının en kötü maçlarından birine çıktılar. Özellikle Ekrem yalnız başına mücadele etmekten başka bir şey yapmadı. Rothen+Sapara destekli sol kanadı sürekli yokladı Ankaragücü. Hatta tüm aksiyonlar orada gelişti. Tabii onlar da devamını getiremediler hiçbir pozisyonda.
Ortasahada üç isim vardı "Fink, Necip, İnceman". Üçü de bu sistemde gerekli olan hücumcu ortasahalar değillerdi. Bu yüzden ne Necip ne de Uğur hakkında bir şeyler söylemeye gerek duymuyorum. Ancak Fink ayrıca kötüydü bu akşam. Sebebi ise yorgunluk. Bu tip oyuncular zten enerjileri ve fizikleri ile varolur. Ancak Fink iki adım atmaktan aciz kalınca ortasaha zaten yıkılmaya müsaitken iyice kayboldu.
Holosko ile Bobo'ya bir şey demiyorum. Şu akşamın en son eleştirilecek kısmı bence forvetler. Tabii ki daha iyilerini yapabilirlerdi ancak biri geriye top almaya gidiyor, diğeri yalnız kalıyordu sürekli. Süpriz vuruşlar da olmayınca olmadı.
Bu arada Ankaragücü'nün nizami bir penaltısı verilmedi. Vassel mükemmel kırdı Kaş'ın belini. Hakem orada kaçırınca Ankaragücü penaltıdan oldu.
Beşiktaş'ı kötülemektense Ankara'yı övmek daha makul gelicektir herkese. Çok güzel ayağa top yaptılar. Beşiktaş ortasahasına top göstermediler çoğu zaman. Ancak ceza sahasında etkili olamayınca golü de bulamadılar. Sol kanatları çok güzel çalıştı özellikle. İskeleti bozmadan istikrar yakaladıkları takdirde seneye tehlikeli bir takım olurlar. Tabii Gökçek'ler bir süpriz falan yapmazsa. Her şey beklenir yani.
Fotoğraftaki adam da Herrera, 3-5-2'nin, Catenaccio'nun yaratıcısı. Bu maçı izletip, "al işte sen bunu öğrettin" deseler adam hiç girmezdi bu işe.
Ama Herrera'nın demek istediği bu değildi tabii ki. Herrera'nın 3-5-2'si; oyunu kontrol eden, kanatları işleyen bir sistemdi diye duyduk, gördük, okuduk.
Etiketler:
Ankaragücü,
Bay Kerahet,
Beşiktaş,
Helenio Herrera,
TSL
15 Mart 2010 Pazartesi
Galatasaray 3 - 0 Ankaragücü || 3 Kral

Abdel Kader Keita adında bir adam var Galatasaray'da. İyi oynadığı, daha doğrusu maçı istediği anlarda rakibe karşı Galatasaray'ın farkını gösteren bir adam. Bugün tek başına maçı almak istedi ve aldı. Maçın 3 ana temalı özetinin ilk ana teması budur.
Geriye kalan 2 ana temadan, birisi Galatasaray'ın takım savunması anlayışı. Golün erken gelmesinden dolayı Galatasaray, rakip sahada topla fazla kalmadı maç boyunca. Belki de Rijkaard'ın "Tanıdığım Lemerre, izlediğim Ankaragücü" düşüncesinin, belki de asıl amacı olan "top rakipteyken 10 kişi topun arkasına geçmeli" düşüncesinin ürünüydü bu oyun. Haftaya oynanacak Trabzonspor maçının da bir provası. Rakibi karşıla, gelen rakibi bir havuza al, etrafından boğ ve hızlıca atağa çık. Bu Ankaragücü'ne karşı işe yaradı da. 1 tane şut atamadı rakip. Gerek Sarp ve Barış'ın rahatsız eden koşuları, gerek savunmaya gelen kanat hücumcuları, gerek "Kaptan Sabri"nin hızlı ters kademeleri, gerekse de Neill önderliğinde iyi kesmeler bunu sağladı.
3.ana tema ise Milan "The King" Baros. Güçsüzdü. Topla oynamayı özlemişti. Isınmaya doğru gittiği her an kenara baktı durdu. Girdi, Baros driplinglerini attı, çalım attı, rakibi yordu. Lakin maç eksiği ve güçsüzlüğü, istediklerini sergiletemedi. Attı son dakikada da. Gol ise ilk gol ile aynıydı aslında. Lucas Neill'in Keita'ya bakarak, görerek attığı harika bir pas, Keita'nın harika asisti, gerisi de Milan Baros için çıtır çerez.
King Edward Neill için, o var, bu var, şu var, buna ne gerek var temalı muhabbetlerin sonu gelmeli artık. Oyunu bilerek oynuyor bu adam. Görerek oynuyor. Zekâ ile oynuyor. Fakat sağ bek dakikaları ise gözüme sıkıntı gibi geldi. Kalitesi ile kapattıysa da bazı pozisyonları, yine biraz ağır gibi orada. O bölgede ise ne yaptığını biliyor, fakat bek olarak sıkıntı olursa orada oynayabilir.
Keita ise King Kong olmuş, haberimiz yok. 2-3 T-Rex görse orada yığardı kesin.
Ankaragücü'nü de çözen beri gelsin. Hiç bir şey anlamadım da...
Etiketler:
Ankaragücü,
Felix Mourinho,
Galatasaray
5 Ocak 2010 Salı
3 Ocak 2010 Pazar
Geremi 10 Yıl Sonra Başkentte
Yıllar önce Gençlerbirliği formasıyla gözmüştük onu. Araya Real Madrid, M'brough, Chelsea ve Newcastle sıkıştırdıktan sonra memlekete ve başkente geri döndü Geremi. Bu sefer Ankaragücü formasını terletecek. 10 yıl sonra tekrar memlekette yani. 21'inde gitti, 31'inde geri geldi.
Etiketler:
Ankaragücü,
Bay Kerahet,
Geremi
12 Kasım 2009 Perşembe
Vassell'in Elindeki Tablo

Darius Vassell, konakladığı otelden "hacı senin parayı vermediler Ankaragücü'nden, sen şimdi buradan 100m go" diyerek kovulduktan sonra kulüp yetkililerine ulaşmaya çalışıp, otel ararken elinde bir tablo vardı. Tablo ile geziyordu. Sonra kendi cebinden para verip, bir otele yerleşti. Kimse de cevap vermedi telefonlarına.
Tablo mu kimindi? Mustafa Kemal Atatürk.
***
Ne demişti; "Ben sporcunun; zeki, çevik ve ahlaklısını severim"
***
Sporcu değil ama spor gündeminin göbeğindeki Ankaragücü yönetimine bakalım.
***
Zeki mi? Şark kurnazı.
Çevik mi? Bu kadar çabuk bir sürede bu kadar olay yaratabilecek kadar.
Ahlaklı mı? Ahlak kelimesini, en son Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde duyduklarına bahse girebilirim...
***
Yılmaz Özdil yazısı değildir. Sadece hep ona özendiğimden yaptım. Bol Enter'lı okumalar.
Etiketler:
Ankaragücü,
Darius Vassell,
Felix Mourinho,
Yılmaz Özdil
15 Eylül 2009 Salı
Adaletinizi Seveyim!
Beklenen oldu ve Ankaraspor düştü. Ahmet Gökçek'e de 6 ay ceza.
Ankaragücü'ne ceza yok tabii. Niye?
Onlarında cezasını Ankaraspor çekiyor. Ankaraspor'a acıdığım yok ancak Ankaragücü'ne ceza verilmeyişi saçmalığın daniskası. İki kişi çete kurup suç işlediğinde biri ceza alıyor, biri diğeri ceza aldığı için almıyor.Ulusal ve uluslararası kurallar falan öyleymiş.
Seveyim sizin adaletinizi!
Neyse...
PFDK kararları burada. Çok renkli(!) günler bekliyor futbol camiasını.
Ankaragücü'ne ceza yok tabii. Niye?
Onlarında cezasını Ankaraspor çekiyor. Ankaraspor'a acıdığım yok ancak Ankaragücü'ne ceza verilmeyişi saçmalığın daniskası. İki kişi çete kurup suç işlediğinde biri ceza alıyor, biri diğeri ceza aldığı için almıyor.Ulusal ve uluslararası kurallar falan öyleymiş.
Seveyim sizin adaletinizi!
Neyse...
PFDK kararları burada. Çok renkli(!) günler bekliyor futbol camiasını.
Etiketler:
Ankaragücü,
Ankaraspor,
Bay Kerahet
31 Ağustos 2009 Pazartesi
Pahalı Oyuncaklar

Basınımız Ankaragücü-Ankaraspor olayına uyandı. Daha önce olan Hacettepe-Gençlerbirliği olayına uyuyarak geçirdikleri ilk dönemi saymazsak. Bu daha farklı mı? Hayır. 2 kulübünde görünürde ve görünmeyeninde olan başkanları tek kişi. Biri Cavcav diğeri Melih Gökçek. Olay ise kağıt üzerinde usule uygun, etik olarak usülsüz transfer hareketleri.
Kulübe üye olduğu gün başkan olan bir adam var mesela bu ülkede. Konuşmasını da babasının yaptığı bir başkan. 6 ay sonra da askere gidecek olan bir adam hem de başkan. Babalarımız, amcalarımızın "asker olmayana kız bile vermezlerdi" dedikleri gibi. 6 ay sonra kulübü babasına bırakacak haliyle. Aslında zaten babası yönetiyor ya neyse. Bizim bu kadar pahalı oyuncaklarımız yoktu zamanında. Bi' Fifa 98'imiz vardı. Bir de elektrik direği ve bir taşın kale direği olduğu futbol maçlarımız. Bunun etik, doğru, kurallara uygun olup olmadığı felan tartışma konusu. Büyükşehir Belediye Ankara ne kadar doğruydu ki? Hacettepe'nin iyilerinin önce Gençlere alınıp oradan parayla satılması ne kadar doğruydu ki? Hayırlısı felan olmasın. Gökçek Ankara'dan gitsin en hayırlısı bu olur. Berbat Ankara takımlarını yıllardır izlemekten gına geldi zaten. Berbat sahalarda.
Saha dedim aklıma geldi. Suni Çim, doğala döndü ya hani. Daha doğallaştık. Dünyada örneği yok diyorlar felan ya hani Moskova'yı görmezden gelip, neyse o çimler sararacak kışın. Çünkü ısıtıcı sistemin yapay çimde çalışma mesafesi 15cm. Doğalında ise 30cm. 15cm indirmekte 500bin Euro. Cavcav da tabii vermedi bu parayı. Olduğu gibi döşediler. Aralık ayında sarı çimlere, şubatta çamura hazırlanın...
Kulübe üye olduğu gün başkan olan bir adam var mesela bu ülkede. Konuşmasını da babasının yaptığı bir başkan. 6 ay sonra da askere gidecek olan bir adam hem de başkan. Babalarımız, amcalarımızın "asker olmayana kız bile vermezlerdi" dedikleri gibi. 6 ay sonra kulübü babasına bırakacak haliyle. Aslında zaten babası yönetiyor ya neyse. Bizim bu kadar pahalı oyuncaklarımız yoktu zamanında. Bi' Fifa 98'imiz vardı. Bir de elektrik direği ve bir taşın kale direği olduğu futbol maçlarımız. Bunun etik, doğru, kurallara uygun olup olmadığı felan tartışma konusu. Büyükşehir Belediye Ankara ne kadar doğruydu ki? Hacettepe'nin iyilerinin önce Gençlere alınıp oradan parayla satılması ne kadar doğruydu ki? Hayırlısı felan olmasın. Gökçek Ankara'dan gitsin en hayırlısı bu olur. Berbat Ankara takımlarını yıllardır izlemekten gına geldi zaten. Berbat sahalarda.
Saha dedim aklıma geldi. Suni Çim, doğala döndü ya hani. Daha doğallaştık. Dünyada örneği yok diyorlar felan ya hani Moskova'yı görmezden gelip, neyse o çimler sararacak kışın. Çünkü ısıtıcı sistemin yapay çimde çalışma mesafesi 15cm. Doğalında ise 30cm. 15cm indirmekte 500bin Euro. Cavcav da tabii vermedi bu parayı. Olduğu gibi döşediler. Aralık ayında sarı çimlere, şubatta çamura hazırlanın...
Etiketler:
Ankaragücü,
Ankaraspor,
Felix Mourinho,
i.melih gökçek
18 Ağustos 2009 Salı
N'apıyorsunuz Siz Orada?
Ankaraspor ile Ankaragücü birleşecekmiş. Sebeplerine falan bir şey demiyeceğim de ortalık bir anda bulandı. İki hafta / 6 puan geçmiş, karar yeni alınıyor. Ankaraspor, Ankaragücü'ne oyuncu geçircekmiş falan filan. O zaman sezon sonu küme düşecek ilk takım hazır demektir. Gençler 2, Antalya 3 puan kaptırdı Ankaraspor'a. O zaman o puanlar da gitsin Ankaragücü'ne. (!) Bu ne saçmalık! Bu takımlar birbirleriyle nasıl maç yapacaklar? Garip yahu...
Başkent'de n'apıyor bu adamlar merakla bekliyoruz...
Etiketler:
Ankaragücü,
Ankaraspor,
Bay Kerahet
4 Mayıs 2009 Pazartesi
Ceza mı Ödül mü?

Galatasaray, Ankaragücü maçını tarafsız sahada oynayacaktı. Maçın nerede oynanacağı kararı verildi. Kayseri Kadir Has Stadyumunda. Stadyum kapasitesinin 2 katına oynayacak Galatasaray. Muhtemelen senede 1 kere görme imkanı olan Kayseri taraftarına da büyük bir fırsat olacak ve tribünleri dolduracak. Stadyum geliri olarak daha büyük bir avantaj Galatasaray'ın. Ev sahibi avantajı haliyle Galatasaray'ın. 1 saat uçak yolculuğu ceza ise her maç Kayseri'de olsun bizim için. Güzel oldu güzel.
Etiketler:
Ankaragücü,
Galatasaray,
Kayseri Kadir Has Şehir Stadyumu
3 Mart 2009 Salı
Bir Ankaralının İtirafları
Ankaraspor-Beşiktaş maçında yaşanılanlardan sonra...

Forza'dan alıntıdır. (Tam boyut için görsele tıklayınız)

Forza'dan alıntıdır. (Tam boyut için görsele tıklayınız)
Etiketler:
Ankaragücü,
Ankaraspor,
Bay Kerahet,
Beşiktaş,
Gökçek Familyası
26 Şubat 2009 Perşembe
Radu Horia Niculescu

Bu adamı herkes Galatasaray' ın 2001-2002 sezonunda oynadığı Liverpool ve Samsunspor maçlarından hatırlar. Attığı 2 gol ile Galatasaray' a hayat vermiş bir şahsiyettir, Samsunspor' a attığı gol şampiyonluğu getirdi diye rivayet edilebilinir.
Galatasaray dan ayrıldıktan sonra ise Beşiktaş tarafından denenmiş, beğenilmemiş; Ankaragücü ile anlaşıp 1 sezon daha Türkiye' de kalmıştır.Lucescu efsanelerinden biridir. Ayrıca internette araştırılırsa 98 dünya kupasında 2 maça çıktığı da öğrenilebilinir. Kariyerli golcüdür.2.00$ dır.
Etiketler:
Ankaragücü,
Beşiktaş,
Galatasaray,
Nostalji,
Radu Horia Niculescu