Teknik direktörlük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Teknik direktörlük etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Eylül 2009 Perşembe

Euro 2008


Öncelikle 4.olduk biz. Finali kaybedene elendiğimiz halde, bir 3.lük maçı da yapmadığımıza göre 4.yüz. 3.sırada Rusya var. 2.ye yenilmiş olanın 4'lü bir ortamda 3.olması abes. Şampiyona yenilmiş olan varken hemde. Gelelim o turnuvadan bugüne bizde bir adım değişmeyen ilginç bir noktaya.

- Şampiyon İspanya, 2.Almanya, 3.Rusya. Yani madalya verilse alacak 3 takım. Ortak özellikleri mi ne dersiniz? 3'ünün de hocasını Fenerbahçe görevden aldı. Aragones, Löw, Hiddink. 4.olan Türkiye'nin de hocası Galatasaray'dan istifa etmişti. İspanya'nın şimdiki hocasını da Beşiktaş görevden aldı.

- Turnuvanın gol kralı David Villa 60 milyon Euro'ya satılmadı bu sene. 2 gol atan İspanya gol kralı Güiza 14 milyon Euro'ya transfer edildi. 3 gol atarak bir anda tanınan bir isim haline gelen, Hiddink'in aldığı için az kalsın kellesini götürecek olan Roman Pavlyuchenko Tottenham'a giderken, 3 gol atan Türkiye ligi gol kralı Semih ise 8 sene öncesinde de olduğu gibi sonradan oyuna girdiği maçta 3 puanı getirdi.

Ya biz değer bilemiyoruz, ya sabır etmesini. Ya da bize gelenlere birşeyler oluyor. Veya biz birşeyler yapıyoruz bu isimlere negatif olarak. Frank Rijkaard'ın dediği gibi; "herşeyden biraz var, ama hiçbirşeyden tam yok"

6 Haziran 2009 Cumartesi

Taklitçi Olmayın Kendiniz Olun || Guardiola


Türk Tv'lerinde adettir. Yeni bir yapım, proje başarılı olunca benzeri 288 tane yapım sunulur. 2 amacı vardır bunun. Ya daha iyisini yapar, böyle bir yapıma kabul diyen seyirciyi çekersin ya da izleyenleri parça parça çeker yapımın reytingini düşürürsün. 2 türlü de amaç rakibi düşürmektir. Neticede sonuç eline yüzüne bulaştırmaktan öteye gitmez...

Dünya yeni bir futbol akımının peşine takıldı gidiyor. Barcelona ve Pep Guardiola. Artık yeni strateji bu. Takımın başına eski bir futbolcuyu getir ve ondan başarı bekle. İş onlar için bu kadar basit. Aynı Tv programları gibi. Hazıra konmak amaç. Peki "Guardiola Barça'sının Guardiola eseri olan kısmı ne kadar?" sorgulamasını yapmak bu kadar zor mu? Aslında zor. Çünkü o kısım açıldığında işin çok derinlere indiği görülmekte. Cruyff, Barcelona'nın silindir halinin temelini attı. Rijkaard ise o temelin üzerine güzel bir bina çıktı. Kaba inşaatta işçileri yan çizince ustabaşı gönderildi. Yeni ustabaşı Pep ise önce işçilerin çıbanbaşlarını yolladı. Sonra kaba inşaatı bitirip, binanın incelerini, dış cephesini, boyasını, elektrik, su tesisatını Pep çok güzel yerleştirince gözümüze o muhteşem bina göründü.

Şimdi ise moda Pep taktiği. Bu teknik direktör hamlelerini yapanlar, Pep'in bu işin tek mimarı olduğu inancında. Ama Pep, projesini, aşamalarını çok iyi takip ettiği bir inşaata geldi ustabaşı oldu. İyi usta oldu hemde. Yıllardır futbolcu ve altyapı antrenörü olduğu Barça'da A takıma geçti. Milan, Juventus ise bu aşamadan geçecek. Galatasaray ve Bayern Münih başarısız oldu bu hamlede. Rıza Çalımbay Beşiktaş'ı da. Başarısızlık örneği çok. Nedeni açık çünkü. Sistemsiz çalışma. Başarı nedeni de açık. Sistem.

20 Mart 2009 Cuma

Teknik Direktör


-"O, teknik direktör değil. Hatta ben bugünden itibaren O'nun iyi bir insan olduğuna da inanmıyorum." "Bu kadar rezil top oynatılmaz." "Korkakça oynuyor takım." "Şansla ilerliyor."

-"O, stajyer aslında." "Hoca moca değil." "Futbolcular onu koruyor." "Stajını yapıp gidecek." "Kötü teknik direktör."

-"O, kulübeye yakışmayan bir adam." "Futbolcuların arasını açıyor." "Takımın kötü olma sebebi o." "Takımı kutuplara ayırıyor." "Başarısız. Zaten takımları 9.haftadan sonra düşüyor."

-"Çamaşır suyu ismi, O."

-"Dahi O."

1.si Lucescu. Uefa kupası çeyrek finalisti. Gittikten sonra 2 lig şampiyonluğu ve bir çok başarıya imza attı. Türkiye'de bir uefa süper kupa'sı kazandı. bir şampiyonlar ligi, bir uefa kupası çeyrek finali, 2 lig şampiyonluğu yaşadı. Türkiye'de sadece 1 derbi kaybetti. Beişktaş'ı 85 puan ve bir mağlubiyet ile şampiyon yaparak rekor kırdı. Şampiyonlar Ligi'nden 90'da hem kendi yediği, hem Sparta Prag'ın attığı gol ile elendi.

2.si Zico. Shaktar Donetsk karşısında 2-0'la elendi. Özbek Ligi(!)'nde şampiyon oldu. Cska Moskova teknik direktörü. İlk haftasında Rusya ligi liderliğini aldı. Türkiye'de uefa'da takımını son 16'ya, bir sonraki sene de şampiyonlar ligi'nde son 8'e taşıdı. ikisinde de bir üst turu 88'de kaybetti. Bir lig şampiyonluğu, bir türkiye süper kupası kazandı. Türkiye'de sadece 1 derbi kaybetti.

3.Gerets. İlk maçında Anfield'da Liverpool'u yendi. Düşme potasına yaklaşan Marsilya'yı 3.sıradan Şampiyonlar Ligi'ne soktu. Uefa Kupası çeyrek finalisti. Fransa Ligi'nde şampiyonluğa Lyon ve Bordeaux kadar yakın. Türkiye'de 83 puanla Şampiyon oldu.

4.Löw. Alman Milli Takım teknik direktörü oldu. Avrupa 2.liği kazandı.

5.Daum. 3 senelik Fenerbahçe kariyerinde 2 şampiyonluk kazandı. 3.sünü son maçta kaybetti. Almanya 2.liginden Fc Köln'ü Bundesliga'ya çıkardı.

Daum demişken onun bir sözü ile olayı açıklayalım; "Yeni bir teknik direktör olarak takımı oturtmak ve uyumu sağlamak için zamana ihtiyacım olacak. Ama Türkiye'de bu zaman hiç yok. Biliyorum. Bu yüzden de bir an önce birşeyler yapmam gerekecek"

Guus Hiddink dönemini bilsem yazardım da yazamadım şimdi.

24 Şubat 2009 Salı

Bülent Korkmaz / Josep Guardiola

Josep Guardiola; 6 La Liga Şampiyonluğu, 1 Kupa Galipleri Kupası, 2 Şampiyonlar Ligi Kupası, 2 İspanya Kral Kupası, 2 UEFA Süper Kupası...

Kariyerinin 11 senesi (1990-2001) Barcelona'da geçti ki altyapısı da Barcelona B takımında oluşturulmuş bir futbolcu. 2006 yılına kadar farklı ülkelerde farklı liglerde top koşturdu ve emeklilik yaşamadan Barcelona B takımının başına getirildi. Zamanında Barcelona B takımında yetişmiş biri olarak bu takım için mükemmel bir tercihdi ve teknik direktör olarak "pişmesi" için de uygun ortam vardı. Rijkaard kötü bir sene geçirince yerine Haziran ayında Guardiola getirildi. Takımı o oluşturdu, kamp yaptı, takıma kendisibi öğretti. (ki takım dünyanın en iyi kadrolarından biri) Sonuçta sezona Guardiola'nın Barcelona'sı başladı ve şampiyon ilan edilmeleri çok büyük bir "felaket" olmadığı sürece kesin.

Bülent Korkmaz; 8 Lig Şampiyonluğu, 6 Türkiye Kupası, 5 Cumhurbaşkanlığı Kupası, UEFA ve Süper Kupa... Kısaca kariyerine sığdırdığı 29 kupa ile en çok kupa kaldıran Türk futbolcu.
Futbolu bıraktığı senenin hemen ardından o da Guardiola gibi futbolun dışına çıkmadı. Gençlerbirliğinde Yrd. Antrenör oldu, 2007'de önce Kayseri Erciyes sonra Bursaspor'un başına geçti. Sonraki sene Gençlerbirliği'nde düşme hattından son anda kurtuldu. Şimdi sezon ortasında "çatırdamış" bir Galatasaray'ın başına getirildi.

Takım başka hocayla kamp yapmış. Ligin 21. Haftası bitmiş, Uefa'da 32'ye kalınmış. Nerden baksan otuza yakın resmi maç ve aylar "Skibbe Galatasarayı" olarak geçmiş. Yani Bülent Korkmaz'la Galatasaray'ın arasının bozulmaması için hiçbir neden yok! Bu kadar sorunlu takımının başına, bu kadar sevilen bir "kaptan"ı getirmek Galatasaray yönetiminin ayıbıdır! Anı kurtarmak adına yapılan bir hamle. Galatasaray şampiyon olursa diye geçiştir gitsin canım. Bülent'in teknik direktörlüğünü tartışmaya gerek yok, tartışacak malzeme yok.

Bana göre takım: yaz kampından itibaren başlayan, sezon sonunda biten bir süreçtir. Sezon ortasında teknik direktör değiltirilmez. Değiştirilicekse de Chelsea'nin Hiddink'i getirdiği gibi yarım sezonlık yapacaksın. (İstersen sonra devam et)

Teknik direktörün kim oluşu, getirilişi, görev süresi bir yana; işin kötü yanı yanlış bir başlangıç olacak Bülent Korkmaz Galatasaray'ı için.Mevcut kadronun ve oyun anlayışı'nın Bülent Korkmaz Galatasaray'ı olması durumunda gayet güzel ama değilse eğer Bülent Kaptan'ı zor geceler bekliyor hem Mecidiyeköy'de hem de Metin Oktay Tesislerinde. Gerçi Bülent Korkmaz Galatasaray'ı kendi futbolculuk dönemindeki Galatasaraysa işi cidden zor. O hırsı, isteği, azmi, "ruh"u sahada hangi futbolcu yansıtabilir merak konusu...

13 Şubat 2009 Cuma

Fergie ve Türkiye'de Teknik Direktörlük



Sene 1986, Fergie -ortada- Manchester United'ın Teknik Direktörlüğüne getiriliyor.






22 Kasım 1986, Fergie Manchester United taraftarlarıyla ilk kez buluşuyor.



6 Kasım 1986 - ... ? 23 sene bir takımda teknik direktörlük...

İstikrar abidesi gibisinden onlarca kilişe deyimler lazım buraya. Binin üzerinde maç yapmışsın, avrupa kupaları, lig kupaları almışsın.

Dailymail'in haberine göre -buradan ulaşabilirsiniz- 923 teknik direktör değişimi yaşanmış Alex Ferguson'un kırmızı şeytanların başına geldiğinden beri. Başka bir deyişle: Sir Alex, 923 teknik direktör eskitmiş 23 yılda.

Bir de olaya şöyle bakalım:
Sir Alex Ferguson göreve geldiğinden bu yana, sadece 3 Büyüklerde kaç teknik direktör görev almış?

28 Fenerbahçe, 16 Galatasaray, 16 Beşiktaş; toplamda 60 ediyor işte. 18 takım 1. ligde, 18 takım 2. ligde var bu da eder 36 takım. takım başına 20 taknik direktör değişikliğinden eder 720 teknik direktör. e daha alt ligleri katmadık bile farkındaysanız; ki Ferguson'un araştırmasında onlar da katılmış. (The Championship, League One, League Two vs) Düz bir hesapla Fergie'nin Manchester'ın başına geldiği günden beri ülkemizde, İngiltere'dekinden 3 kat daha fazla teknik direktör değişikliği yaşandığı söylenilebilir.

Biz hâlâ UEFA kupası, Şampiyonlar Ligi finalleri hesabı yapalım sezon başlarında, sezon ortalarında ise Avrupa kupasında kazanılan bir maç ile sezonu bitirelim, sezon sonunda hocaları kovalım. Turkcell Super Lig'de istikrar sağlanması adına bir kural çıkartsınlar. Sezon sonunda tüm takımlar şampiyon ilan edilsin. Böylece başkalarını "suçlu" ilan etmeye bayılan yöneticilerimiz teknik direktör kovma fantezilerinden vazgeçerler.

not: yetersiz teknik direktörler ayrı tabii.