28 Şubat 2010 Pazar

Galatasaray 4 - 1 Kasımpaşa


Bu maçı 90 dakika izlemeyen, çok şey kaçırmıştır kendi fikrimce. 1.dakikanın ilk saniyelerinde Kasımpaşa'nın Emre Toraman egosu nedeniyle sayılmayan golünün ardından Galatasaray, sanki kenarda Terim, ortada Okan - Suat - Emre ileride Hakan - Arif var gibi her yerde basmaya başladı. Kasımpaşa savunmasını haliyle bu pres zorlasa da sonrasında Yılmaz Vural'ın ısrarla öğretmeye çalıştığı paslaşarak oynama isteği ile pres kırıldı. Sonrasında da Servet'in Kasımpaşa savunmasını devire devire indirdiği top ve Arda'nın golü, Arda'nın 2 olumlu hareketinden birisiydi. Sonrasında ekranlara gelen Sinem Kobal için izlediğimiz mekanda bir kişinin; "Senden de küçük Arda'lar bekliyoruz" cümlesi Erman Toroğlu'nun aslında herkesin içinde olduğunu gösterdi.

Sonrasında 2.yarıda Giovani Dos Santos fırtınası başladı. Ama gerçekten esti sahada. O Barça günlerindeki gibi. Nedeni ise belliydi aslında. Babası Rijkaard onu yerinde oynatmaya karar verdi. Ters çalım ve dikine gitmesi, üstüne bir de Jo'nun ve Keita'nın yardımları onu Barça günlerine götürdü. Tabii bizleri de. Sonra bir de Abdel Kader Keita. Sabri'nin gelmesi sanki O'nu 3 vites yükseltmiş. Tabii Kasımpaşa'nın da hakkını verelim. Özellikle Yekta pek iyiydi bugün. Çekilmediler. Bütün defansa pres yaptılar. Gol atana kadar kurdukları 10 dakikalık baskı ve bu dönemde %53-%47'lik üstünlük bile oyunlarının küçük bir karşılığıydı. Sonrasında da Abdel Kader Keita sihrini yaptı. Peşinden kopan maç. Dos Santos mükemmeldi bugün. Mükemmel.

Ne maçtı ama be...

ek: 92.dakikada golden bile daha sesli şekilde tribünlerin Harry Kewell'ı ve Milan Baros'u anması da pek bir güzeldi.

0 yorum: