Rıdvan Dilmen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Rıdvan Dilmen etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Eylül 2010 Cumartesi

Rıdvan Dilmen ile Avrupa Futbolu


Biliyorum başlık biraz ütopik oldu, kabul ediyorum. Yazıya da Rıdvan Dilmen'in Türk Milli Takımını ve oyuncularını abartmasına değinerek başlıyorum. Öyle bir anlatıyor ki sanırsınız İspanya'dan, Brezilya'dan bahsediyor. Senin takımın şöyle iyi, senin Ardan böyle iyi, sağ bekin Fransa'nınkinden iyi vs vs...

Dün akşam Kazakistan maçı sonrası, Belçika ile ilgili tartışılan bölümde M.Doğan 2.lik için rakibimiz onlar diyor. Rıdvan Dilmen oradan atlıyor, işte senin 25 kişilik kadron daha iyi, kulüp takımların daha başarılı, bık, bık. Belçika kulüplerinin ne başarısı var diyor Avrupa'da. Futbolun beşiği sayılabilecek ve dünyanın en önemli futbolcularını yetiştiren Hollanda, Fransa ve Portekiz kulüplerinin ne başarısı var peki. Daha sonra Güntekin Onay araya giriyor hocam işte Vermaelen, V.Buyten Avrupa'nın büyük takımlarında oynuyor. Senin Servet'in, Gökhan Gönül'ün oynayamaz mı diyor bu seferde.Olan şeyleri kabul etmeyip, varsayımlar üzerinden konuşmayı daha çok seviyor. Oradaki 4 kişiyi de dinlemiyor ve bildiğini okuyor program sonuna dek.

Birileri, uluslarası futbol bilgisi Xavi ve Messi ile sınırlı olan şu zat-ı muhtereme; Avrupa futbolu hakkında bilgisi olmadan konuşmamasını söylemeli.



27 Aralık 2009 Pazar

Tarz Meselesi


Kendinize veliaht gördüğünüz biri var mı ya da böyle bir oyuncu olmuş muydu?

"Oldu, Messi. Benim tarzımdaki oyuncu Messi’ydi."

17 Temmuz 2009 Cuma

1 Aylık Kocadan 1 Yaşında Bebek Beklemek || İlkler


Dün akşam oynanan maç sırasında gerek maç içerisinde Rıdvan Dilmen'den, gerek maç sonrası yüce insan Hakan Ünsal ve Sergen Yalçın'dan gelen yorumların özeti bu. Daha tanışalı 1 ay olmuş bir sevgiliden "1 yaşında çocuğun neden yok" sorusuna eş oyun beklendi.. Ayıptır, günahtır. Sabır, sabır diye baş eti yiyen yazarların, ilk topta bu sabrın aslında Rijkaard'a giydirme sabrı olduğunu gösterdiler, sağolsunlar. Neyse maça ve ilklere geçelim.


Gökhan Zan, ilk topla buluşmasında topu taca attı.

Sabri, ilk rakiple karşılaşmasında savunmayı sırtı ile yaptı. Aynı pozisyonda 2 sene önce Ulusal Takım'da belini kırmıştı.

Yine Sabri, ilk frikiğini dağlara taşlara vurdu.

Arda ilk 10 numara maçında kaptan çıkamadı.

İlk golü kral Baros attı.

İlk kırmızı kart Alpaslan Erdem gördü.

Hz. H.Ü "Rijkaard'ın öğrenme safhası bitmiş olmalı" buyurdu.

Rıdvan, Galatasaray aleyhine ne varsa olumlu oldu bence dedi. Yahu insan hadi golde neyse de kırmızı kart'da söyler mi bunu?

Öyle bir maçtı. Sahada 2 takım adına da yabancı ülkeden olan bir tek Milan Baros vardı. Bir de Orkun'a ne olmuş yahu?
ek: kale arkasındaki basket potası ayrıntısından maçtaki çoğu anı kaçırdım... asdkjasdjhasd

27 Mayıs 2009 Çarşamba

48 Yaşında Rıdvan - Barcelona'lı İlker Yasin || İlk Yarı


-Ben 1980 Yılında burada Dünya Kupası finalini anlatmıştım. O günden bu güne tamm..... (Burada ses kesilir) Evet 80'den bugüne tekrar buradayım. Tam 29 sene oldu. O senelerde 19 yaşında bir delikanlı olan Rıdvan Dilmen yanımda. Rıdvan Dilmen'in 48 olduğunu öğrendik.

-Eto'o acı burunla vurmuş. (Rıdvan Dilmen)

-Slyvinho'nun defansı iyi. Çıkmaz. Ofansı kötü. (Rıdvan Nistelrooy)

-Messi, İniesta ile bir duvar pası, ahhhhh. (İlker Yasin)

-Messii, Messiii, Messsiiii, Messiiii || Roneldoo || Vanderson (İlker Yasin)

7 Mayıs 2009 Perşembe

Rıdvan - Tanju - Şike - Fenerbahçe - Galatasaray

Tanju Çolak, bir toplantıda futbol içerisinde şike olduğunu anlatıyor. Bunu biliyoruz. Futbol içerisinden birisinin söylemesi, bunu Avrupa Gol Kralı sıfatına erişmiş, Altın Ayakkabı'lı bir ismin yapması biraz dikkat çekiyor. Aslında 2 satır yer almaz bu haber normalde. Tanju bile olsan. Devam ediyor Tanju. Özetle, Galatasaray'da iken puana ihtiyacı olan Fenerbahçe'ye yatmaları için Rıdvan'dan bir rica ile deyim yerindeyse "Hatır Şikesi" yapmasını istiyor. O da takımdaki ağırlığı ile bunu yapmaya çalışıyor felan. Bu açıklamaları ajanslara düşüyor tabii. Tanju bunu yalanlıyor haliyle. Sonra yayını geçen ajans "bizde yalan haber olmaz" diyerek haberin videosunu yayınlıyor. Rıdvan Dilmen, böyle bir olay varsa yalanlamaz. Ama sormazsan da anlatmaz sana ömrü boyunca çok yakını felan değilsen. Sorsan bile rica ile cevaplamak istemez. Eğilip, bükülüp anlatır. Tanju ise maharet gibi anlatıyor. Adını andığı kulüplerin ve dönemin futbolcularının ne duruma düştüğünü, düşürdüğünü göz ardı ederek..

27 Nisan 2009 Pazartesi

Azalarak Bitmesi Gereken Futbol Geyikleri || #1 Rıdvan'ın Anelka'sı


Vedat Özdemiroğlu'ndan arakladığım bir olay bu azalarak bitsinler. Türk futbolunda da o kadar çok ki bunlardan. Neyse ilk konuğum biraz iddialı olsun diye Rıdvan Dilmen. 3 senedir 14 Mayıs 2006 Pazar 21.15'te Denizli Atatürk Stadı'nda Rıdvan Dilmen. Fenerbahçe'nin o gün yaptığı Nobre - Anelka değişikliğini örneklendiriyor 3 senedir her puan kaybı yaşanan Fenerbahçe maçı sonrası. Koskoca Fenerbahçe takımı yahu. En nihayetinde kötü de kadrosu olacak, puan da kaybedecek ama her %100 Futbol'da bu değişiklikten bahsetmek sırıtıyor artık hocam. Ekranlarımızda futbolu bilen 2-3 kişiden birisin, tek istediğimiz biraz çeşitli örnek sadece. Nobre - Anelka değişikliği değil.

21 Mart 2009 Cumartesi

Rıdvan


Cennet kapısında bekleyen, nöbet tutan melek demek Rıdvan. Kim bu isimde bir futbolcuya "Şeytan" demiştir bilmiyorum. İlk antrenörünün benzetmesi sonucu bu isimin kendisine yapıştığı söylenir. Kendisinin de bu lakabını hiç sevmediğini biliyoruz. Bu lakap ile kendisine hitap eden bir foto muhabire bardak atmıştır zamanında. Yılın golü olarak seçilen harikası vardır ki, futbol kariyeri böyleyse, çok şey kaçırdık dedirtiyor bizlere. Hatta o gol için Mustafa Denizli'nin "o topu benim küçük kızım bile kurtarırdı" dediği rivayet edilir.



Muğlaspor'a 25 futbol topu karşılığında transfer edilmiştir. Sarıyer günleri efsanesinin başlangıcı olarak ifade edilir. 3 büyükler dışında insanların maç izleme isteğini arttırmış o zamanlarda. İlk olarak Beşiktaş'a gitmesi gündeme gelmiş, o dönemde "savunması zayıf, hem de çelimsiz. ayrıca o bölgede Sinan (engin) var gerek yok" denmiş ve transferi gerçekleşmemiştir. Sonra Ergun Gürsoy, transferini bitirmiş gazetelere parçalı forma ile pozunu vermiş ama Fenerbahçe deyim yerindeyse elinden almıştır.

Fenerbahçe kariyeri ameliyatlar ve muhteşem oyunu ile hatırlanır. 24 kez milli olmuştur. 7 kere sağ ayağından da ameliyat geçirmiştir. 5'i diz! Kendisi de zaten; "24 kez milli oldum, 10 ameliyat geçirdim" demiştir. Recep Çetin'e bir pozisyonda 3 kere çalım atmış, Yesic tarafından futbol hayatını inanılmaz derecede etkileyecek darbeyi almıştır. Kariyerinde hiç kırmızı kart görmemiş, sarı kart cezalısı da olmamıştır. Türkiye'de bir sezonda asist yapma rekorunu elinde bulundurur 39 asist ile. 19 da gol atmıştır o sezon. Fenerbahçe'de zaten 103 gol atmıştı.

Son milli maçını San Marino'ya karşı oynamış, San Marino'nun ilk resmi golünü attığı mücadelede son dakikalarda attığı gol ile takımı kurtarmıştır. Jübilesini -7 derecede yapmak zorunda kalmış, jübilesinde de golünü atıp veda etmiştir.

Lig Tv yorumcusu iken daha Ayhan sol kanatta iken, "Gol olur" demiş, Ayhan adamı geçmiş, ortasını açmış ve Galatasaray golü atmıştır. Bu cümle daha sonra onunla özdeşleşmiş, her "gol olur" demesinin ardından gol olması daha da merak uyandırmıştır. Hırvatistan maçında ise "hadi Rüştü atla soluna çıkar şu penaltıyı" demiş ve Rüştü solundan penaltıyı kurtarmıştır. Futbolu kadar yorumlarıyla da şimdiden efsane olmuştur kısacası. Onlardan bir demet ile bitirelim biz de.

"Maçın en iyisi direkler. Bakıyorsun 3 top direkten dönmüş" Portekiz - Türkiye maçının ardından.

-Hocam sahaya 2.top girdi. Volkan oyundakini bırakıp, ya diğer topu tutmaya kalksaydı?
-Valla odunla döverdim. (Fenerbahçe - Beşiktaş maçının ardından)

-Fenerbahçe bu dizilişle 4'de yemez. 5 yer. (Fenerbahçe - Arsenal maçı öncesi)

-Güntekin, sen Sevilla maçını izledin mi hafta sonu?
-Ben anlattım hocam zaten.

"Samandıra'da yangın çıksa yarım saatte terkederler binayı. Öyle rahatlar. Sor hepsine, iki hafta sonra kimle oynayacaklarını dahi bilmiyorlardır"